BİLKE– Konuğumuz “KUYUMCULUK KİMYASI” kitabı yazarı İsmail ERSOY. Sinop toprağı ile ilgili araştırmalarımızı sitemizden takip eden Ersoy ile 2015 Mayısında tanıştık. Derneğimizi ziyaret etti ve konu hakkındaki bilgilerini bizimle paylaştı. Farklı alanlarda memleketimiz için önemli çalışmalara imza atmıştı. Bu çalışmaları okurlarımız ve üyelerimizle paylaşmak istiyoruz. Sayın İsmail Ersoy, bize kendinizi tanıtır mısınız?
İsmail ERSOY– Ben Gerze doğumluyum, sülalemize Eski Ömerler derler, eşim Kırşehirli olduğundan yaşamımızın çoğu Kırşehir’de geçti. Dedem Atatürk’ün postacısıydı.
Yıllarca köylerimizin kalkınması ve istihdamın artması ile ilgili çalışmalarda ihracatçı firma temsilciliği yaptım. Çoğunluğu uzun yıllar getirisi olan sanayi bitkileri ve onlardan üretilecek tıbbi ve aromatik (hoş kokulu) yağlardı.
BİLKE- Bu bitkiler nedir, hangi illerde bu üretimi yaptınız?
İsmail ERSOY- Bitkiler arasında kekik, lavanta, defne ve mersin yaprağını sayabilirim. Kekik ekim alanımız, Kırşehir ve Konya oldu. Konya’daki Köylüler ilaveten lavanta da diktiler. Denizli Gözler kasabasını da ekim alanı olarak tavsiye ettik. Üreticiye üretim yeri ve satışı konusunda, ihracatçı firma temsilcisi olarak yardımcı oldum.
BİLKE- Böyle bir çalışmaya danışmanlık yapmanız çok önemli. Sürdürülebilirliği konusunda bize bilgi verebilir misiniz?
İsmail ERSOY– Üretim devam ediyor. Kırşehir’de alanlar genişlemezken, Konya’da çeşitli yerlerde 3000 dönümü geçti. Kekiğin merkezi olan Denizli Gözler Kasabası üretimi de yıllık 7-8 bin ton oldu; Konya’nın ise 2000 tonun üzerinde. Konya’da da distile ve küçük ambalajlama tesisi de kurdular. Tamamı ihracata dönüktür. Dünya ihracatının % 80 i Türkiye’den yapılıyor. Dünyada tüketim devamlı artıyor Bu sene de talebi karşılayamadılar bir yıl önceki fiyatlar neredeyse % 50 arttı.
BİLKE- Peki lavanta üretimi ne durumda?
İsmail ERSOY– Lavantaya gelince, üretici 6 yıldan bu yana her yıl iyi para kazanıyor ve üretim alanları da hemen hemen 2 katını geçmiş durumda. Türkiye’nin bu alanda Bulgaristan’a yetişmesi mümkün değil. Türkiye’de üretim buharlaşmanın çok olduğu Isparta ve İzmir gibi bölgelerde yapılıyor. O da damıtma ürünü yağın reçinesi çok yüksek olması sebebiyle ihracatı olmuyor. Ordu, Samsun Belediye parklarından alıp işlediğimiz numunelerde reçine oranı düşüktü ve daha iyi kokuluydu. Yağı da güney illerimiz ve Konya’ya göre daha yüksek olduğundan ihracat yapılmasına uygundur.
Kokulu lavanta fidelerini ise Bulgaristan bağlantılı Türk firmasından aldılar ( Bursa) Şu an da ben de Ufak ta olsa küçük aile işletmeleri kurup çıkan yağlarını pazarlıyorum.
BİLKE– Bu çalışmalarda ihracatçı firma temsilcisi olarak danışmanlık yapmışsınız. Şimdi Gerze’de ikamet ediyorsunuz, bu çalışmalar keşke ilimizde de yapılsa. Sinop ve Gerze için bu çalışmaları yapmayı düşünür müsünüz?
İsmail ERSOY, derneğimizi ziyaretinde Sinop çamur banyosu ile ilgili toprak numunelerini incelerken
İsmail ERSOY– Bu konuda biraz doluyum. Çünkü bu çalışmalara başlamadan önce, Sinop’ta yapmak istiyordum. Valiye gittim ve projeyi anlattım. Valinin tavsiyesi ile gittiğim müdürlükte, projelerimi anlattım eğlencelik oldum. O hırsla Orta Anadolu’da Tarım müdürlüğüne uğramadan işimi Ziraat Odasıyla hallettim. 1100 dönümde Kekik ve 300 dönümde yağ üretimine geçiyoruz. Şimdilik hedefimiz küçük işletmeler olmaları içindir. Düşünün Bir defne yağına dahi Distilasyon kuramayan veya kurduramayan Bir vilayet, 1 Tl ye satılan yaprak 2.5 – 4 dolar arasında ihraç ediliyor ve ben de üzülerek seyrediyorum.
BİLKE- Sizin gibi üretken insanlar her dönemde aynı zorlukları yaşıyor. Bürokrasinin çarkının, ayrı bir döngüsü var. Orada, koşulsuz emirlere itaat önde geliyor. Yaratıcı zekaların ürettiği yeni projelerle ilgilenen bulunmuyor. Sizin anlattıklarınızı dinlediğim zaman, bu memleketin evladı olarak çok üzülüyorum. Resmi kurumlar, çalışkan, üretken ve yaratıcı zekaları neden değerlendirmiyor ki? Var sayalım ben kurum yetkilisiyim ve bu kuruluşlardan neler bekliyorsunuz, tavsiyeleriniz nelerdir diye soruyorum?
İsmail ERSOY- Köylerde Boş arazilerde gilaburu kekik, lavanta, kızılçam yaprağı esansı; ormanlarımızda da mantar, yabani ginseng yetiştirilebilir. Yanında kooperatiflerle, kuru gıdalar tabii meyve suları örnekleri ile de çoğaltılabilir.
Bu konular bilinçli üretimle, çevrede istihdam yaratabilir. Tabi ki bu projelerin gerçekleşmesi için, bazı devlet birimleri idarecilerinin kaprislerini de bırakmaları gerekir. Önce PAZAR geliştirme, sonra dürüst üretim prensibiyle çalışılmalıdır. Ayrıca, süt ürünleri imalatında yeni teknikler ve konservasyon, aynı durumda da zeytin değerlendirilebilir.
BİLKE- Sizin Sinop ve köylerinde yaptığınız araştırmalar olduğunu öğrendik. Söz dağarcığı alanında Sinop köylerinden derlediğiniz filler, bilmeceler, batıl inanışları, site okurlarımızla paylaşırsanız seviniriz.
İsmail ERSOY– Arşivimde, bu araştırmalarımdan birçok doküman bulunuyor. Dosyalarıma bakmam gerekiyor, kitap olarak bastırmak istiyordum. Kuyumculuk Kimyası kitabım basıldı, diğer işlerim de yoğundu, araştırmalarım dosyalarda kaldı. Yeniden gözden geçirip, sitenizde paylaşırım.
BİLKE– Verdiğiniz bilgiler örnek alınacak niteliktedir. Umarım bu bilgiler, faydalanmak isteyen kuruluş ve kişilere ışık tutacaktır. Sinop için yeni bir üretim ve istihdam alanı doğması dileğiyle size çok teşekkür ederiz.