RSS

Aylık arşivler: Eylül 2019

BİR LİSAN BİN İNSAN

23 eylül 2019 Şafak Gündüz SARIKAYA

Üniversite hazırlık sınıfında okurken, hemen İngilizce konuşacağımı düşünürdüm. Ama düşündüğüm gibi olmadı. David adında bir İngiliz Hocamız vardı. Onu her gördüğümde, İngilizce pratik yapmak için konuşmak isterdim ama başaramazdım. Sorularına kısa cevaplar verince dediğini anlamadığımı fark ederdi. Bu yüzden hoca, Kayseri sokaklarında beni görünce elini başına götürür, yine mi bu derdi sanki. Anlamama rağmen ısrarla David ile konuşmaktan vazgeçmedim.

Bir gün yanımda babam vardı.  Kayseri’nin meşhur Sivas Caddesi’nde hocama rastladık. Yine yanına gittim ve her zamanki gibi,

-“Not again “ dedi ve elini alnına götürdü.

Ben umursamadım, bu babam diye tanıştırdım. David,

-“Memnun oldum” dedi.

Babam, başladı Amerikan aksanı ile konuşmaya. Bizim David şaşırdı, kekelemeye başladı. “Baban, çok güzel İngilizce konuşuyor” dedi bana dönerek. Ben de biliyorum tarzında başımı salladım. David’in fiyakasının sarsılması çok hoşuma gitmişti. Not again!

Rahmetli babam, David yanımızdan ayrıldıktan sonra çok gülmüştü. Hatta ne zaman aklına gelse, David’in kekelemesinden ziyade şaşkınlığına güldüğünü söylerdi. David’e göre, babamın görüntüsü iyi İngilizce konuşacak birine benzemiyordu. Sebebi her neyse, aklımda kalan bu anıya ikimizin de çok gülmesiydi.

O yıl babamla beraber Kayseri’den Ürgüp’e geçmiş ve onun sayesinde karşılaştığımız turistle konuşmuştuk, bu işin sanıldığı kadar zor olmadığını göstermişti bana. Ürgüp’te rastladığımız 2 Amerikalı ile uzun bir konuşma yapmış ve bu işi başarabileceğimi ilk orada düşünmüştüm. Ama hala eksiklerim vardı, bu sebeple 1 yıl sonra Sinop’ta nerede turist görsem konuşmaya başlıyor ve konuşarak İngilizcemi geliştirmeye çalışıyordum. Babamın cesaret verişi, teşviki ise çok önemliydi.

Aradan bir ya da iki yıl geçmişti. Bir yaz günü babam yanında 2 sırt çantalı turistle Sinop’taki evimize geldi. Annemin tepkisi hazırdı.

-“Nereden buldun bu bitli turistleri?”  diye.

Babam, Büyük Cami (Alaaddin Cami’nin )avlusunda gördüğü ve hiç tanımadığı turistleri hiç düşünmeden evimize getirmişti.

– “Turistler otel arıyorlardı, arkeoloji okuyorlarmış. Benim oğlum da arkeolog bizim eve gelin dedim”  diye sakince anneme cevap verdi.

O gün hayatımın bir dönüm noktasıydı benim için. Avusturya’dan kalkıp gelen arkeoloji öğrencisi bir erkek bir kız 2 turist Türkiye’yi gezmeye gelmişlerdi. Sinop’u gezi rehberinden bulmuşlardı. Annemin söylenmelerine karşın birkaç gün misafir ettik onları. Ben de Sinop’u gezdirmeye başladım. Arka deniz denilen Kumkapı Sahili’nde bir kaya parçasına rastladık. Turistler Avusturya’da arkeoloji okuyorlardı. Benden birkaç yaş daha büyüktüler. İkisi de Roma dönemine ait bir sütün başlığını bulmanın sevinci ile adeta bana yalvardılar:

– “Bunu müzeye götürelim, ama mutlaka, lütfen” dediler.

Beraber müzeye gidip abimin arkadaşı olan Müdür Akif Bey’den ricada bulunup sütun başının müzeye getirtilmesi için bir araç temin ettik. Bu hareketimle, bir yıl sonra Turizm Danışma Bürosu’nda kendimi gönüllü rehber olarak bulacaktım ve bu işi resmi olarak yapacaktım.

Turistlere ulaşım, konaklama ile ilgili birçok bilgi aktarıyordum. Büroda posterlerini gördüğüm yerleri aslında hiç görmemiştim. Bu yerleri görmek ve dolaşmak isteğim o zamanlar kafamda canlandı. Artık turistlerle ve hatta Sinopluların adlandırdığı biçimde Radar’daki yani Türk Amerikan Ortak Savunma Tesislerindeki Amerikalılarla rahat konuşabiliyordum.

Babam, 50’li yılların ortasında işçi hatta, amele olarak girdiği bu tesiste, kendi kendine İngilizce öğrenmiş ve hatta tercüman bile olmuştu. Çok başarılı çalışmalara imza atmış ve birçok kişinin İngilizce öğrenmesine ve iş bulmasına da vesile olmuştu. Emekli oluncaya kadar orada çalışmıştı. Aradan geçen onca zamana karşın, cenazesine katılan eski Radar çalışanları saygıyı ve hürmeti esirgemediler ve onu son yolculuğunda yalnız bırakmadılar.

Geçmişe döndüğümüzde görüyorum ki, babam bize kişilerin kimliğine, kılığına bakmadan misafir edecek kadar konukseverliğini, cömertliğini bırakmış. Onun gibi köyde zor şartlarda yetişmiş ve kendi kendini yetiştirmiş biri için bu özellikler insanlığa bir mesaj niteliğindeydi.

Toprağı bol, ruhu şad olsun!

 

ŞGS

 
 

Etiketler: , , ,

DOĞA SEVERLER AĞAÇ DİKERLER

20 EYLÜL 2019-BİLKE

Dernek Yönetim Kurulu üyelerimizden Ayfer SALCIER, Zeytin Projesi etkinliğinde fidan dikti. Evine dokuma tezgahı kuran, SALCIER, ipek, keten, pamuk ipliğinden peşkir, çember, örtü gibi özel örnekler dokuyor ve yöresel  el sanatlarımızı yaşatıyor.

Ayfer Salcıer Sinop Belediyesi Zeytin Aşılama Pilot Bölgesinde zeytin dikiyor

Sinop’ta yaptığımız araştırma ve incelemelerde, çok fazla sayıda zeytin ağacı tespit ettik.Sinop eski zeytinlik bölgesinden kalan ağaçlar, vatandaşların bahçelerine diktiği ağaçlar, Sinop Belediyesinin eski başkanlarından Baki ERGÜL ve Ali KARAGÜLLE zamanında dikilen  Zeytin Ağaçlandırma alanları vardı. Ağaçların çoğunun bakıma ihtiyacı olduğu görüldü.

Uzmanların yardımı, Belediye ve halk işbirliği ile ağaçların Sinop’a kazandırılmasını hedefliyoruz. BİLKE

 

 
Yorum yapın

Yazan: 20 Eylül 2019 in sinop zeytini

 

Etiketler:

KUMLAR ARASINDA SANAT

1.SİNOP KUM HEYKEL FESTİVALİ -18 EYLÜL 2019

Bir uğraşı olmalı insanın. Kitap okumalı, yazmalı, çizmeli, işlemeli, örmeli,… saymakla bitiremeyeceğimiz uğraşlar olmadan vakit geçer mi dersiniz? İnsan varlığı, evrende yalnızca bedeni ile  konumlanmıyor. Aklı, fikri, mantığı, düşüncesi, duyguları yani iradesi var. Kaptan, geminin dümenine geçip engin denizlere  açılıyorsa, işleyen irade de sanata açılıyor. Sınırsız duyguları, engin düşünceleri sanatında somutlaştırıyor.

BİLKE ZEYTİN PROJESİ toplantısından sonra, kum heykel çalışmalarını görmek ve sanatçılarımızı kutlamak için Prof. Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU, Mehmet  SARIKAYA ve Yaşar SARIKAYA festival alanını ziyaret ettiler. Güneşin altında büyük emekle çalışmalar devam ediyordu. Her çalışma hakkında sanatçılardan bilgiler edindik.

 

Festivalin fikir babası Ali GÜNDOĞDU, festivalin sonraki yıllarda yineleneceğini, Sinop için çok faydalı olacak adımların atılacağını, Türkiye’de farklı illerde yapıldığını ve Sinop’ta da büyütüleceği bilgisini verdi. Makine Mühendisi olan GÜNDOĞDU, yılardır seramik alanında özgün çalışmalar yapıyor, katılımcılarla yapılacak özgün sanat eserlerini de Sinop’a kazandırmayı hedefliyor.

Emeği geçen herkesi kutluyor, başarılar diliyoruz. Tüm insanların sanatla kucaklaşması dileğiyle. BİLKE

 

 

 

 
Yorum yapın

Yazan: 18 Eylül 2019 in Haberler

 

Etiketler: , ,

BU GÜN DE GÜNLERDEN ZEYTİN

ZEYTİN YİNE ZEYTİN-17 Eylül 2019

Aylardır gündemimiz zeytindi, bu gün de yine ZEYTİN. Her zaman çalışmak, yılmamak sonuca ulaştırır diye düşünüyoruz. Çalışmalı, örneklemeli ve sonuçlandırmalıyız. Prof. Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU ve Dç. Dr. Betül BAKIR önderliğinde, güzel bir ekip oluşturduk. 13 Eylül Cuma Günü, zeytin fidanları dikildi, Sinop Zeytini Aşılama Pilot Bölgesi Sinopluların ve bürokratların katılımı ile açıldı. Bu gün Sinop Belediyesi Parklar ve Bahçeler Müdürü Serdal Bey’i ekip olarak ziyaret ettik.

Dernek Başkanı Selfie çekerse

 

Prof.Dr BAŞAĞAOĞLU,14-16 Kasım 2019’da İstanbul’da yapılacak olan 8.Uluslararası Tıp Tarihi ve Etiği Kongresi’nde sözlü bildiri olarak kabul edilmiş olan “Geçmişten Günümüze Sinop’ta Zeytin ve Zeytinyağı Kültürü” başlıklı bildirilerini sunacaklar. Sinop Müzesinde bulunan amforalarla ilgili bilgiler, basılı ve yazılı evraklar konusu ile Dernek Yönetim Kurulu Saymanı Mehmet SARIKAYA ilgilendi.


Müze çalışanlarının katkısı ile toparlanan evraklar ve fotolar hakkında konuşuluyor

Evet, günlerden ZEYTİN bu gün de. Yalı kahvesinde bir çay molası verdik ve bir Sinoplu projeyi basından öğrendiğini, zeytinlik bölgesini ve zeytinciliği bildiğini anlattı. Her karşılaştığımız SİNOPLU projeye değer veriyor ve yanımızda olmaya söz veriyordu.

Gün devam ederken, sayın hocamızı görenler basından tanıyor ve projeye katılacakları sözünü veriyorlardı. 100 fidan, 10 fidan dikeriz, yeter ki Sinop’ta zeytin canlansın diye. Birlikte hareket etmek, katılımın çok olması hepimizi çok sevindiriyor.

Sinop için sürdürülebilir olmasını diliyoruz. Her birimize  sorumluluk düşüyor. BİLKE

 

 

 
Yorum yapın

Yazan: 17 Eylül 2019 in sinop zeytini

 

Etiketler: , ,

ZEYTİN PROJESİ SİNOP İÇİN HAYIRLI OLSUN

ZEYTİN AŞILAMA ALANI VE ZEYTİN DİKİMİ– 13.09.2019

Bu gün saat 14.00’te, Vali Yardımcımız, Belediye Başkanımız, Prof.Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU, Dernek Yönetim Kurulumuz, Basın Mensupları, Kamu ve STK yetkilileri ve değerli  Sinopluların katılımı ile Sinop Zeytini Aşılama Pilot Bölgesi açılışı ve zeytin fidanı dikimi gerçekleştirildi.

Vali Yardımcısı Sayın Murat GİRGİN, açılış konuşmasını yaptı, Aydınlı  olduğunu söyleyerek söze başladı, zeytinin önemini ve üretimini bildiğini anlattı. Belediye Başkanı Sayın Barış AYHAN Sinop Belediyesi olarak projeyi desteklediklerini ve Sinop’ta zeytin fidanı dikimini artıracaklarını, akademisyenlerle birlikte çalışmayı sonuna kadar sürdüreceklerini, aşılama pilot bölgesi  Zeytinlik Mahallesi Kıvrım Sokak adresindeki Belediyeye ait alanda başlayacağını ve bu çalışmayı devam ettireceklerini dile getirdi.

Prof. Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU, çalışmaların başından bu güne kadar nasıl sürdürüldüğünü anlattı. Kasım ayında İstanbul’da yapılacak olan Tıp Kongresinde Dç.Dr. Betül BAKIR ile birlikte  “SİNOP ZEYTİNİ” konusunda sunum yapacaklarını ve zeytinin coğrafi işaret alınarak Sinop’a kazandırılmasının önemini anlattı. Çalışmalarını Bilke ile birlikte sürdürdüklerini, dikilen her zeytin fidanının aşılaması için Dç.Dr.Betül BAKIR’ın süreci takip edeceğini  söyledi. BİLKE Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar SARIKAYA, 2016 yılında düzenlediğimiz, BİLKE 4. HALKBİLİM ÖDÜLLERİ kapsamında Sayın Prof.Dr. BAŞAĞAOĞLU, Sinop için yaptığı önemli çalışmalarla ULUSLARARASI TANITIM ödülüne layık görülmüştü. Kendisini bu vesile ile tanıdık. Sinop Zeytini için de Sayın Dç. Dr. BAKIR derneğimize geldi, bizleri zeytin konusunda bilgilendirdi.  Böylece bir ekip oluşturduk. Çalışmada emeği geçen herkese teşekkür ederim dedi.

Dernek Yönetim Kurulumuz ve Prof.Dr BAŞAĞAOĞLU ile eşi, Sinop Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü

Sinopluların yoğun ilgisi vardı. Daha sonra zeytin dikimine geçildi. Sinop ve Sinopluya hayırlı olması dileğiyle.

 

 
Yorum yapın

Yazan: 13 Eylül 2019 in sinop zeytini

 

Etiketler: , , ,

SİNOPLULAR DAVETLİSİNİZ

SİNOP ZEYTİNİ- 11.09.2019

Sinop Bilim Kültür Eğitim Derneği (BİLKE) Sinop Zeytini Projesi, 21 Ağustos 2019 tarihinde derneğimizde düzenlenen “SİNOP ZEYTİNİ” konulu toplantı ile başladı. Proje, Prof. Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU başkanlığında, Sinop Belediyesi ve Bilim Kültür Eğitim Derneği ile birlikte yürütüldü. Dç. Dr. Betül BAKIR’ın da akademisyen olarak katıldığı toplantıda, zeytin fidanlarının çoğaltılması daha sonra da dikilen fidanların aşılarının yapılması planlandı. Sinop Belediyesi projeye,  Zeytin Aşılama Alanı temin etti. Aşılama alanında zeytin fideleri dikimine tüm Sinoplular davetlidir.

Sinop Bilim Kültür Eğitim Derneği

 

 
Yorum yapın

Yazan: 11 Eylül 2019 in sinop zeytini

 

Etiketler: , ,

TÜRKİYE’NİN SİNOP SEVDALISI İLK TURİZM POLİSİ

SİNOP SEVDALISI-07 EYLÜL 2019- Şafak SARIKAYA

Eskiler bir başkaydı. Size, eskilerden saygın bir kişiyi anlatacağım. Evet, o bambaşka biriydi. Kendisi Türkiye’nin ilk turizm polisiydi, aynı zamanda da bir Sinop sevdalısıydı. Adı, Keramettin Sönmezgil. Memleketi, İstanbul.

Onunla ilk tanıştığımızda ben 20 yaşındaydım. O zaman, Sinop İskele girişindeki tek katlı Turizm Danışma Bürosu’nda gönüllü rehber olarak çalışıyordum. Bu bina, daha sonra iskele alanı genişletilince yıkıldı. Büro’nun hemen yan tarafında da, bir polis karakolu vardı. O sene 3 ay o büroda yüzlerce belki de daha fazla turiste yardımcı olmuştum.

Bir gün uzun boyu, beyaz kasketli, pos bıyıklı yaşlı bir adam belirdi. Yüzünde ilginç bir gülümseme vardı. Durdu binaya baktı, gülümsedi ve bir geri adım attı. Elini ağzına götürdü ve ne kadar tuhaf gibi bir işaret yaptı. Kapıya çıkıp, “Yardımcı olabilir miyim”, dedim. Hulusi Kentmen’den daha babacan bir ifadeyle bana birkaç soru sordu. Yaşımı sordu, öğrenince çok genç olduğumu söyledi. Ben bu işi senelerce yaptım,  Türkiye’nin ilk turizm polislerindenim dedi. Ne tesadüf, o tek katlı binada yan yana hem turizm bürosu hem de polis karakolu vardı. İçeri davet ettim, çay ikram ettim. Daha sonra beni sık sık ziyarete geldi. Sinop’tan evlendiğini, eşi nedeniyle yazları Sinop’a geldiğini anlattı. Sıklıkla, ben sizin (Sinop’un) damadınızım derdi. Kendisi gerçek bir İstanbul beyefendisiydi. Konuşması, kıyafeti, oturması kalkması ile İstanbullu olduğunu hemen anlardınız. Yani 4-5 göbek eskiye gidildiğinde memleket olarak ancak anne tarafından bir Gümüşhane çıkıyordu.

Zaman içerisinde ben İstanbul’a yerleştiğimde Kadıköy Rıhtım Caddesi’ndeki evine ziyaretine giderdim. Her gidişimde, bir tören eşliğinde eski siyah beyaz fotoğraf albümü açılır, Sultanahmet’te Kraliçe 2. Elizabeth’in karşılanışı, turizm polisi olarak onun refakati ile ilgili fotoğraflar gösterilirdi. Sinoplu değildi ama eşine duyduğu sevginin de etkisi ile Sinop’u çok severdi. Askere gitmeden önce, Okullar Caddesinde çalıştığım abimin kuruyemişçi dükkanının önünden geçerken gördüm onu. Dükkandan koşarak çıktım ve yanına gittim, düşünceliydi. “Bugün eşimi kaybettik, cenazeden geliyorum”, dedi. Çok şaşırmıştım, taziyede bulundum. Ama eşi ile tanışmak hiç nasip olmadı. Eşini çok severdi, Sinop’u da öyle.

Keramettin Amca, eşi vefat ettiği halde, Sinop’tan kopmayacak, Sinop’tan ev kiralayacaktı. Bizim aile, ondan çok bahsettiğim için görmemelerine rağmen onu tanıyordu. Bir gün kiralık ev ararken bula bula bizim evin alt katını tutmak istediğini ve evi tutmak isterken herkesin kendisini tanıdığını görünce çok şaşırdığını öğrendim. Birkaç yıl bizim kiracımız oldu. Yeniden evlendiği eşi ile yazları orada oturdu. Sonra Sinop’tan, kendine ev satın aldı.

Yaşı benden büyüktü ama arkadaş gibiydik. Daha sonra hastalandığını ve 2015 yılının Ocak Ayında, Keramettin Amca’nın öldüğü haberini aldım. Babam, Keramettin Amca’nın öldüğünü duyunca çok üzülmüştü. Soğuk bir Şubat günü, babamla beraber Keramettin Amca’nın mezarını çok aramıştık. Müdürlük, isim ve soyadından Kerametin Amca’nın yerini bulamadı. Ada ve pafta numaralarını bilmiyorduk, çabalarımız sonuç vermedi. Çukurbağ Mezarlığını o kadar dolaşmıştık ki; anılar gözümde canlanıverdi. Amerikalı James Ogborne’dan, Alman Cristia Asmus Beker ‘e kadar Sinop’u sevip oraya gömülmek isteyenler ve daha niceleri vardı. Babam midesi ağrıdı ve çok üşüdü, geri döndük. Babam hastalanmadan 1,5 yıl kadar önce böyle yaşadık bu hikayeyi.

TURİZM BÜROSUNDA ÇALIŞTIĞIM ZAMAN

Yaşamı, hep zamana göre tanımladığımızı düşünüyorum. Mesela kelebeğin ömrü 1 gün diye bilinir. Aslında kelebeklerin ömrü, 2 hafta ile 6 hafta arasında değişir. Bazı kelebekler, 3 ay kadar bile yaşayabilirler.

Ama ilginç olan bazı kelebek türlerinin bir günlük ömrünün, hücre bölünmesinin hızlı olmasından dolayı, insanın 80 yılına denk olmasıdır. Bu durumda 70 yaşında ölen bir insan mı daha uzun yaşar, 25. saatini gören bir kelebek mi sorusu aklına geliveriyor insanın. Bu şekilde düşünecek olursak, kelebekten daha kısa bir ömrümüz olduğu aşikâr. (1)

Kozadan larvaya, larvadan kelebek olma dönemini ise, hiç dikkate almıyorum. İnsanın yaşlanması da hücre bölünmesi işleminin yavaşlaması ile hız kazanıyor. İçimizdeki en yaşlı hücrenin ömrü de birkaç günlük. Yani biz hücre denen sistemlerle oluşturulmuşuz.

Çukurbağı, Sinop’u pazara kadar değil mezara kadar sevenlerle doluydu. James Ogborne, Cristia Asmus Beker, Ahmet Muhip Dıranaz ve diğerleri. Bu vesileyle Türkiye’nin ilk turizm polisi Başkomiser Keramettin Sönmezgili’i size tanıtmak, tanıyanlar için de anmak istedim. Bu arada mezarının yerini bilen varsa ve söylerse çok sevinirim. Babama gösteremeyeceğim ama en azından ben yerini öğrenmiş olurum.

Toprağı bol olsun, huzur içinde uyusun. Kibar, hoş sohbet, centilmen, saygın bir kişiliği olan Türkiye’nin ilk turizm polisiydi. Mekanı Cennet olsun!

 

ŞGS

 

1-Zülfü LİVANELİ, Kardeşimin Hikayesi

 
 

Etiketler: , ,

BERDUŞ- Şafak SARIKAYA

BERDUŞ 

Rüzgar hafifçe esiyordu, Murat Abi’nin kahvesinin önünde, Cemal ile Suat tavla oynuyorlardı. Pulların sesi ileriden çok rahat duyuluyordu. Birden, Suat yüksek sesle güldü ve Murat Abi’yi hafifçe dürttü.

-Bak, Berduş geliyor dedi.

Berduş Rıza her zamanki gibi zil zurna sarhoştu. Yalpalaya yalpalaya geldi, gözlerini hizalamakta güçlük çekiyor, gözleri kayıp gidiyordu. Kirli saçları, hırpani kılığı ile korkunç görünüyordu. Ama o muhitte herkes onu tanır ve zararsız olduğunu bilirdi, bir zararı varsa kendineydi.

-Gençler, ne yapıyorsunuz, dedi.

Cemal gülerek ona seslendi:

-Gel Berduş, otur şöyle.

Suat düşmesin diye kolundan tutup oturmasına yardımcı oldu. Cemal, bağırarak:

-Murat Abi, Berduş’a bir orta kahve diye seslendi.

Murat Abi, sessiz sessiz kafasını salladı. Kahvesi her zaman hazırdı ama Berduş gururluydu, bedava kahve içmezdi hele bir de inadı tutarsa, kalkıp giderdi. Ama bu üçlü istisnaydı. Emekli Öğretmen Hakkı Amca da, Berduş’a sürekli yiyecek verirdi, bazen para verdiği de olurdu. Hakan Abi ile çocukluğu beraber geçmiş çok iyi arkadaştılar ama son 5 yıldır görüşmüyorlardı, küsmüşlerdi.

Mahalleli onu severdi. Berduş da bunun farkındaydı ve suistimal etmek istemezdi. Hem Cemal hem de Suat, Berduş’u çocukluklarından beri tanırdı. Cemal, Berduş’un omzuna dokundu ve sordu:

-“ Abi, nasılsın, bir ihtiyacın var mı?”

-“Yok, dün bir rüya gördüm, rüya mıydı, gerçek miydi anlayamadım” , dedi.

Suat sordu:

-“Hayrola?’”

Berduş devam etti, “Rüyamda ölmüştüm ve kendi cenaze namazımda saftaydım. Kiminin elinde cep telefonu mesajlaşıyor, kimi başka birisi ile sohbet ediyor, cenazede olduğunu unutup gülüşenler bile vardı. Bir köşede Hakan’ı gördüm, görüşmüyoruz biliyorsunuz. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu, Hakkı Amca da, çok üzgündü. Hakan’a başın sağ olsun dedim, dostlar sağ olsun dedi, beni tanıyamadı. Cenaze namazını kılarken hoca sordu nasıl bilirsiniz diye, bir an düşündüm kendimi nasıl bilip bilmediğimi fark ettim.

Cemal gözlerini açmış Berduş’u şaşkınlıkla dinliyordu. Murat Abi kahveyi getirdi:

“Düşünme bunları Berduş”, dedi.

Berduş işte böyleydi, pis kokar, ağzı içki kokar ama o ağızdan şaşırtıcı sözler dökülürdü. Kimin aklına kendi cenaze namazına katılmak gelirdi.

Cemal, Berduş gittikten sonra, Suat’a döndü:

-“2 gün önce Berduş’u bir turist sandala bindirmiş gezdiriyordu. O kadar mutluydu ki, görmeliydin” dedi heyecanla. “Gözlerinin içi gülüyordu, sandaldan inince yanıma geldi, güzel bakan insan güzel görür” dedi ve denize bakarak “bu Hollandalı benim gibi birini sandala alıp, hiçbir menfaat gözetmeden gezdiriyorsa o kişi benim için dünyanın en kıymetlisidir”sözleri döküldü ağzından. Hafif ağlamaklı, dudakları titreyerek:

-“Güzel gören, üstündeki kıyafeti görmez, o kıyafetin, o tenin çirkin kokusunu duymaz, ağızdan çıkan telaffuzlara, çirkin sözlere çok takılmaz.” dedi ve ağır ağır yürüdü, gitti.

Suat:

“Berduş bize her zamanki gibi insanlık dersi verdi, elin Hollandalısı bu garibi böyle sevindirmişse, ne sevaba girmiştir,”  dedi.

Birkaç yıl sonra bir köşede alkol komasında iken ölü bulundu Berduş. Cenaze namazı kılındı nasıl bilirsiniz diye soruldu, Suat, Cemal, Murat Abi, Hakkı Amca hep beraber “iyi biliriz”, dediler. Suat ile Cemal sessizce bakıştılar. Hakan Abi cenazeye bile gelmemişti.

.

Hayat böyle bir şeydi zaten.

Kendi gitmiş kala kala akılda sözleri kalmıştı:

“İnsan güzel bakarsa karşıdakinin ne kılığını ne de kıyafetini görür, insan güzel bakarsa ne pis kokusunu duyar, insan güzel bakarsa ağzından çıkan kelimeleri değil anlamını fark eder ve değer verir” demişti.

Önemli olan güzel bakmak, görmek.

Berduş, kendi gitti, sözleri kaldı yadigar.

 

ŞGS

 
 

Etiketler: , , ,

BİLKE ZİYARETLERİMİZ BAŞLADI

04. Eylül 2019 Çarşamba günü, Derneğimizin başkanı ve Derneğimizin Saymanı, Yönetim Kurulu adına Sayın Valimizi ziyaret etti. Valimiz Köksal ŞAKALAR’A ,dernek çalışmaları ve araştırmaları hakkında  bilgiler verildi. Başkanımızın yazdığı 2 kitap hakkında valimiz sorular yöneltti. Yaşar SARIKAYA, kitapların içeriği ve kaynakçalar konusunda detaylı bilgiler vererek soruları cevapladı. Sinop tarihi ve arkeolojisi konusunda, valimizin sorularını  bulgular ve belgeler ışığında arkeolog Mehmet SARIKAYA cevapladı. Kurum ve kuruluş ziyaretlerimize devam edeceğiz.

 

 
Yorum yapın

Yazan: 05 Eylül 2019 in Haberler

 

Etiketler: ,