RSS

Aylık arşivler: Temmuz 2021

SİNOP VE AKADEMİK ÇALIŞMALAR

30.07.2021-BİLKE

YERLİ VE YABANCI TURİSTLERİN SİNOP’UN KÜLTÜR TURİZMİ
ÇEKİCİLİKLERİNE VE ALTYAPISINA İLİŞKİN ALGILARI
Doç. Dr. Mustafa BOZ
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Turizm Fakültesi
mboz@comu.edu.tr
Sevde Burcu YURDAKUL
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Turizm Fakültesi
sevdeburcu79@hotmail.com
Öğr. Gör. Sapargül TURDUBEKOVA
Kırgızistan – Manas Üniversitesi, Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu
sapargull@gmail.com


Öz
Turizmden beklentilerin değişmesi ve seyahat güdülerinin çeşitlenmesi ile birlikte son yıllarda farklı turizm türlerine olan ilginin arttığı görülmektedir. Kültür turizmi de günümüzde giderek daha fazla ilgi odağı olmaktadır. İnsanların kültürel açıdan zengin bölgeleri görmek, oradaki yaşam biçimlerini öğrenmek ve izlemek, kültürel değerleri bir anı olarak saklamak isteği gün geçtikçe artmaktadır. Eski çağlardan beri deniz ve ticaret kenti olarak bilinen Sinop
Anadolu’nun en eski şehirlerinden birisidir. Helen kolonisi olarak kurulan şehir tarih boyunca Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların ve Osmanlıların hakimiyetinde kalmıştır. Sinop’un ilk kolonist hareketlerden başlayarak sürekli yerleşim alanı olması bugün Sinop’ta farklı dönem ve kültür katmanlarının izlerinin bulunmasını sağlamıştır. Bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır.
İlk bölümde literature taraması yapılarak, kültür turizmi incelenmiş, Sinop ilinin kültürel turizm kaynakları belirlenmiştir. İkinci bölümde, yüz yüze saha araştırması yapılarak, Sinop’u ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin demografik özellikleri ile, Sinop ilinin kültürel çekicilik ve altyapı unsurlarına ilişkin algıları değerlendirilerek öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.

…………..

Kaynakça
Altunışık, R., Coşkun, R., Bayraktaroğlu, S. & Yıldırım, E. (2012). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri
SPSS Uygulamalı, Sakarya Kitapevi, 7. Baskı, Sakarya.
Bachlaitner, R. & Zins, A. H. (1999). Cultural Tourism in Rural Communities: The Residents’ Perspective,
Journal of Business Research, 44, 199-209.
Beeho, Alison. J. & Prentice, Richard. C. (1997). Conceptualizing the Experiences of Heritage Tourists: A Case
of New Lanark World Heritage Village, Tourism Management, Volume18, Issue 2, 75-87.
Bryer, A. & Winfield, D. (1985). “The Byzantine Monuments and Topography of the Pontus”, Dumbarton Oaks
Research Library and Collection, Volume 2,Washington.
Caffyn, A. & Lutz, J. (1999). Developing the Heritage Tourism Product in Multi-Ethnic Cities”, Tourism
Management, Volume 20, Issue 2, 213-221.
Dedehayır, Handan (2016). Sürdürülebilir Kültür Turizmi http://www.cekulvakfi.org.tr/makale/surdurulebilirkultur-turizmi Erişim tarihi: 10.12.2016.
Demirkaya, Üstün & Tutuk, Fulya; & İskender, Ömer (2012). Eflatun’un Kurbağa’sı Sinope’den Sinop’a:
Kaynaklara Göre Sinop Kentinin Fiziksel Gelişimi, METU JFA, 29:1, 45-68.
Dereli, Fuat (2010). Kuzeyin Hırçın Güzeli Sinope, Şimal Ajans Ofset Matbaacılık Hizmetleri, Sinop.
Doğaner, Suna (2003). Miras Turizminin Coğrafi Kaynakları ve Korunması, Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü
Sempozyumları 2, Coğrafi Çevre Koruma ve Turizm Sempozyumu, İzmir, 1-8.
Emekli, Gözde (2005). Avrupa Birliği’nde Turizm Politikaları ve Türkiye’de Kültürel Turizm, Ege Coğrafya
Dergisi, Sayı: 14, 99-107.
Esemenli, Deniz (1990). Sinop İli Türk Dönemi Mimarisi, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Eser, Erdal (2006). Boyabat Kalesi, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 30, No:2, Aralık, 187-211.
Kim, S.S. & Wong, K.F. & Cho, M. (2007). Assessing the Economic Value of A World Heritage Site and
Willness-to-Pay Determinants: A Case of Changdeok Palace, Tourism Management, Volume 28, Issue
1, 317-322.
Hughes, H. (2002). Culture and Tourism: A Framework for Further Analysis, Managing Leisure, Volume 7,
Issue 3, 164-175.
Özdemir Coşkun (2007). Sinop’un Toplumsal Yapısı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İnönü Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Malatya.
Özdemir, Nebi (2009). Kültür Ekonomisi ve Endüstrileri İle Kültürel Miras Yönetimi İlişkisi, Milli Folklor
Kültür Araştırma Dergisi, Sayı: 84, Kış, 73-86.
Richards, Greg (2007). Global Trends in Cultural Tourism, Cultural Tourism: Global and Local Perspectives,
(Ed. Richards, Greg), The Haworth Press, New York 2007.
Sarıkaya, Yaşar. Bir İnci Memleketim, Ceylan Ofset, Samsun 2010.
Sinop Müzesi (2016). Ana sayfa, http://www.sinopmuzesi.gov.tr/, 15.12.2016.
Sinop Valiliği (2016). El Sanatları, http://www.sinop.gov.tr/el-sanatlari, Erişim tarihi: 15.12.2016
Subaşılar, Birgün (2007). Turizm Tanıtımında Kültür Turizminin Yeri, İstanbul Üzerine Bir Uygulama,
(Yayınlanmamış Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Tarn Chloe (2001). Cultural Tourism: Singapure and Hong Kong, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), The
Univesity of Hong Kong, Hong Kong.
Tapur, Tahsin (2009). Konya İlinde Kültür ve İnanç Turizmi, Uluslararsı Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı:2/9,
473-491.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı (2009). Sinop Turizm Tanıtım Rehberi,
Uğur İsa (2012). Tarihi Kentlerin Turizm Destinasyonu Olarak Geliştirilmesi: Safranbolu Örneği,
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Çanakkale.
Ural, Ayhan & Kılıç, İbrahim (2005).

TAMAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTE:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/578088

 

Etiketler: , , , , , , ,

SİNOP ÜÇ ETEKLERİ

26.07.2021-BİLKE

SİNOP ARKEOLOJİ MÜZESİNDE BULUNAN GELENEKSEL GİYİM ÖRNEKLERİNDEN ÜÇ ETEK
ENTARİ ÖRNEKLERİ-Yüksel DOĞDU
Öğr. Gör., Sinop Üniversitesi, -Emel BULMUŞ Öğr. Gör., Sinop Üniversitesi

Önce, bu çalışmada dernek başkanımızın kitabından alıntı yapılan bölümlere yer verelim:

Tarihte Asya’dan İpek Yolu ile gelen tüccarlar, çevre ilçelerdeki hanlarda konaklar ve deniz üzeri gideceği yerlere Sinop Limanı’ndan giderdi.

Bu nedenle Sinop, önemli bir liman şehridir. Sinop, tarihte farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir şehir olmuştur. Şehrin konumu sebebiyle yaşadığı ticari hareketlilik giyim kuşama da yansımıştır. Sinop kadınları her zaman temiz, süslü ve modayı takip eden kadınlar olmuştur (Sarıkaya, 2010: 309).
Karadeniz bölgesinde, geleneksel olarak giyilen giysiler incelendiğinde bölge giyiminde en önemli giysilerin peştamal, üç etek entariler, havuz içi (bindallı), göynek, entari ve şalvarlar olduğu görülmektedir. Bölgede yıllarca dokumacılık yapılmış olması ve halen bu geleneğin devam ediyor olması giysilere diğer bölgelerde yer alanlardan farklı özellikler katmıştır. Bölgede dokumalar pamuklu yahut keten dokumalardır. Bu dokumalar çoğunlukla işlemeler yapılarak renklendirilmiştir. Yapılan işlemeler bu bölgeye ait değişik isimler ile özdeşleşmiştir (Sarıkaya, 2010: 328-329).

Çalışma için akademisyenlerimizi tebrik ediyoruz.

Öz
Köklü bir birikime ve kültüre sahip olan Türklerin kendilerine özgü giyim kuşam örnekleri geçmişten bugüne ulaşarak
tarihte yerini almıştır. Giyim kuşam örnekleri ait oldukları dönem ve topluluklara dair derin kültürel izler taşır. Yaşayış şekli, inanış, gelenek, görenek ve yaşanılan coğrafya ’ya özgü pek çok unsurun cevabı giysilerde bulunmaktadır.


Kültürel birikimin yadsınamayacağı illerden olan Sinop ili özellikle coğrafi konumu sebebiyle denizden gelen pek çok
kültürün uğrak yeri olmuştur. Özellikle Karadeniz giyimi ile özdeşleşen peştamal yörede önemli bir giysi olmuş olsa da üç etek de tarih boyunca çevre ilçelerde ve köylerde giyilmiştir. Çalışma kapsamında yer alan üç etekler yörede giyilmiş ve halen benzer tarzda üç etekler özel günlerde giyilmeye devam etmektedir.
Geleneksel giysilerin içerisinde çok önemli bir yere sahip olan üç etek entariler bu çalışma kapsamında incelemeye alınmıştır. Özellikle Osmanlı döneminde oldukça fazla giyilmiş olan üç etekler kadın giyiminin en önemli parçalarından birisidir. Çalışmada incelenen altı adet üç etek Sinop arkeoloji müzesinde depoda yer almaktadır. Otuz beş adet benzer kumaşlardan olan üç etekler içerisinden seçilen 6 farklı üç etek çalışmada incelenerek kayda alınmıştır. Çalışmada yer alan üç etek örnekleri boyut, kesim, dikim ve süsleme özellikleri bakımından incelenerek resimleri çekilmiş, envanter kayıtları karşılaştırılarak kontrolleri yapılmıştır.

…………………………………..

çalışmanın tamamını aşağıdaki linkte bulabilirsiniz:

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,

DÜNYA İNSANLIĞI YUTUYOR

21.07.2021- A. Yaşar SARIKAYA

Sinop sıcaktan kavuruluyor. Oysa, bilim insanlarımız küresel ısınma konusunda halkı bilgilendirmek için yılardır dil döküyorlar. Konuya duyarlı olanlar okuyor, yazıyor ve dikkatle paylaşıyorlar; ama bu yanlış gidişe engel olunamıyor.

eski SİNOP eskileri hep kaybediyoruz

Dünyada işleyen sistemin çarkına, ne çarkmış yahu diyesim var. M.Ö.’ den beri çıkar gruplarını besliyor, güzel değerlerin hepsini yutuyor, yok ediyor. Bilim kurgu filmlerinde yaratılan, özel sanal canavarlar gibi.

Toplumda, güzel ve doğru değerleri neden yaşatamıyoruz sorusunun cevabını çocukluk yılarımdan beri arıyorum. Yıl 1972, 16 yaşında yazdığım “DÜNYA İNSANLIĞI YUTUYOR” şiirimi okuyan arkadaşlarım;

” ne kadar karamsarsın, eğlence, gezme dururken sana ne dünyanın gidişinden” diyorlardı.

Sorun bu değil miydi? Eğlence, yeme içme, gezme tozma, para sahibi olma konuları insanları her şeyden çok cezbediyordu. Bulunduğu sosyal statüden bir basamak yükselen, bir süre sonra içinde bulunduğu arkadaşlarını küçümsemeyi tercih ediyor, onlara veriyor veriştiriyordu. Sorunlarla boğuşmak, insanı neler nelerle karşı karşıya getiriyor, ortaya sayısız sınıflar çıkıyordu.

Ne çoktu sınıflar, onlara çağın yeni trendine uygun(!) başka sınıflar da ekleniyordu. Olaya tarih boyunca sosyolojik olarak baktığımızda ise hepsinde ortak paydanın DOĞRULAR ve YANLIŞLAR olduğunu görmek kaçınılmazdı.

Esnaflar arasında “onun günlük cirosu bizimle bir olmaz” deyip para ile boy ölçenler, soy- sop statüsünden ” biz çok asil sülaleyiz” diyerek mezarda yatanlarla öğünenler, çok şımartılarak büyütülen ve kendini dünyanın merkezi zannedenler……..o kadar çok sıralayabiliriz ki.

Bu yanlış gidişin önüne geçmeye yaramalı farkında olduklarımız. Bir yolu olmalı ve eşitlik ilkesi işlemeli insanlık için. Siyasi çatışma yerine ÇÖZÜM üretmeliyiz.

Sorunlar hepimizi ilgilendiriyor, dünyamızı koruyalım, insanlığı koruyalım.

 

Etiketler: , , , , , , , ,

ZEYTİNLERE KIYMAYIN EFENDİLER

15.07.2021- Ayşe Yaşar SARIKAYA

Asırlık Sinop zeytininin yeniden yetiştirilmesi için 2019 Ağustos ayından beri yaptığımız çalışmaları sizlerle sürekli paylaştık. Akademisyenlerimiz, Sinop Belediyesi ve Sinop Bilim Kültür Derneği olarak her bir paydaş görevini tam anlamıyla yerine getirdi.

Özenle yürütülen projede, asırlık zeytin çelikleri bir sene serada bekletildi. Sinop Belediye Başkanı, Başkan Yardımcısı, BİLKE Yönetim Kurulu ve Prof. Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU ile belediye yetkililerinin katıldığı dikim gününde, fidanlar UYGULAMA ALANINA dikildi.

Belediye Başkanı fidan

dikiyor

Kasım-2020

Havalar son günlerde çok sıcak gittiği için, fidanları yerinde görmek istedik. Dernekten arkadaşlarla 14.07.2021 Çarşamba günü uygulama alanına gittik.

Asırlık zeytin fidelerini tek tek kontrol ettik. Alan otlanmış ve fideler bakımsızdı. Yaz sezonu olduğundan izine ayrılanlar mı oldu diye düşündük? Alanın tamamını taradık, çok emek verilerek çimlendirilen çelikler, alana dikilmişti ve umutla sonuç almayı bekliyorduk.

Asırlık zeytinlerden, hayata tutunmaya çalışanlar olduğunu gördük. Alanın sulamaya ve bakıma ihtiyacı vardı. Sayın Belediye Başkanımız projenin her aşamasında Sinop Zeytini konusunda çok duyarlı davrandı. Aynı hassasiyetin devamını bekliyoruz.

Hayata tutunmaya çalışan filizlerden biri, yaşamını sürdürmek için mücadele ediyor. Sinop zeytini zamana direnerek asırlardır yaşamış. Filizlerinin de yaşaması için gerekli görüşmeleri yapacağız.

Bu yıl, eski orijin Sinop zeytinlerinden alınan zeytinler, “Zeytincilik Araştırma Enstitüsü-Bergama-İzmir “de literatüre geçen SİNOP ZEYTİNİ1,2,3,4,5,6 kodu ile kayıtlanan çeşitlerle eşleştirilecek. Özenle başlayan proje, yine özenle sürdürülecek ve daha sonra coğrafi işaret alınacaktır.

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,

KÖYDEN GÖÇLER UYUMU KAYBETMESİN

04.07.2021-BİLKE

Köy ve kırsallarımıza yapılan yerleşimler, toplum içindeki davranış biçimlerinin temelini oluşturuyor. Geçmişin ve ailenin birikimlerine zamanla eklenen kişisel kazanımlar da sosyal yaşama yansıyor.

Bu günlere nasıl geldiğimizi ve bu yurdun ne emeklerle kazanıldığını unutmamak için, köylerimiz ve yerleşimlere değer veriyor ve sıklıkla yerleşimler hakkında yayımlanan akademik eserleri kaynak gösteriyoruz.

Toplumda uyum sağlamak, aile içindeki bireylerin uyumuyla başlar. Komşuluk, mahalle, köy ve kent uyumları uygarlığın sonuçlarıdır. Köyden kente göçler, uyumu kaybetmesin.

KAYNAK: Mehmet Ali ÜNAL- Osmanlı Devrinde Sinop

 
Yorum yapın

Yazan: 04 Temmuz 2021 in eski sinop köyleri

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

TEYZEM

01.07.2021- Şafak Gündüz SARIKAYA

Pencereden bakıyor, gözlerinin içi gülüyordu. “Guguş”, dedi. Guguş, teyzemin güvercinlere ve kumrulara verdiği bir isimdi. Kedileri de PAMUK, YUMAK kedi diyerek severdi. Günün ilk ışıklarıyla uyanırken; özellikle güneş doğduktan sonra, havada tatlı bir serinlik varken hepimizin duyduğu sestir guk-guk. Kumrular çıkartırlar, ve insana huzur verirler.

Teyzem Cemile Demir’in, iç dünyasının kahramanları güvercinler ve kedilerdi. Kendimi bildim bileli teyzem hep bizim yanımızdaydı. Annem onu yalnız bırakmak istemezdi, o yüzden ablamın ilk tayin olduğu Ordu’nun Aybastı ilçesinin Belen Köyü’nden tutun, üniversite yıllarım ve hatta hayata gözlerini yumduğu İstanbul günlerine kadar hep beraberdik.

Teyzem otistikti. Biz ona içe kapanık, kendi halinde derken, Yağmur Adam filmi ile bu kelimenin anlamı hafızamıza iyice yerleşmişti. Teyzemin dünyası çıkarcı, pragmatik ve paraya endeksli, kirli dünyamızın çok çok uzağındaydı. Belki de teyzemin bu yüzden kahramanları kediler ve güvercinlerdi. Hayattan çok bir beklentisi yoktu, karnı doysun, kendisine iyi davranılsın yeterdi.

1992- yeğenlerimden biri teyzemin kucağında

Annem, aslında onun için bir abladan ziyade bir ebeveyn yani bir anne-baba gibiydi. Aslında yalnız yaşayabilirdi ama yalnız yaşamaktan çok, kendisini anlayamayanlara ifade etmek durumunda olmaya katlanamıyordu. Sadece kendi ekseninde dönen insanların, otistik birisine acıyan, küçük gören bakışları, kaçınılmaz olabiliyordu. (Sanki bir ömür insanın sağlıklı olma garantisi varmış gibi!) Anlamaları ise, ileri bir tekamül gösterme süreciydi doğal olarak.

Kendisi ile konuşmaya çalışsanız ağzından 6-7 kelime alabilirseniz, ayrıcalıklısınız demektir. Diğer otistikler gibi göz teması kısıtlıydı ve kesinlikle dokunma, sarılma ve öpme gibi fiziksel temastan asla hoşlanmazdı. Asla!

Bir ambulans geçse ve siren sesi duysa Sinop’taki Yeni Mahalledeki evimizin penceresinden kim geçiyor diye ısrarla ve heyecanla bakardı. Çevresinde olan biten her şeye hakimdi. Hafızasına kaydederdi.

Şimdi düşünüyorum da, annem ona karşı şefkatliydi. İnsan olarak bir çoğumuzda eksik olan bir hasletti bu. Eğer canlılara şefkatiniz yoksa, hatta bırakın canlıları, doğayı görmezden geliyorsanız, umursamıyorsanız, bir insan olarak gelişiminizi tamamlamamışsınız demektir. (Sorun da burada değil mi?)

Teyzem de şefkati bulduğu yerde, korunaklı olduğu ortamda kendini huzurlu hissediyordu. Annem sert görünüşü altında teyzemden şefkatini hiç esirgemedi.

Ölümünden önce de birkaç hastalık tanısı konulmuştu. Vasisi olan ablamla ben bir ambulansta yanındaydık, hemşire “kim o, anneniz mi”, dedi, “hayır teyzemiz”, dedik. Aslında bir ömür süren birliktelikti bizimki. Bizim için teyze ya da başka bir kelime yetersizdi. Onun özel durumu, bizim içimizde çok özel bir sevgiye dönüşmüş ve o sevgiyi büyütmüştü. Gel de bunu hemşireye anlat.

Teyzemin durumu çok ağırdı. Ambulans sirenini duyunca kafasını kaldırdı, işte o zaman boşuna arama teyze, hasta sensin diyesim geldi. (Bunun farkında değildi.)

1998’de vefat eden teyzem, şimdi İstanbul’da Sanayi Mahallesinde bir mezarlıkta, sen, hep bizim kalbimizdesin teyzem. Aile olarak onu her ziyaretimiz, bizi derinliklere sürükleyip götürür. Bu bayram da ziyaretine gideceğim.

O yüzden otistik denince şöyle bir dururum, teyzemin hayatı bir film şeridi gibi akar gözümün önünden. Siyah beyaz bir fotoğrafta dut ağacı önünde gülümseyen bir yüz. Teyzemin kelimeleri dökülür dilimden belli belirsiz, guguş, pamuk kedi. Anlarım ki mutlu ve yüzü güler.

Sabahları bir kumru uyandırır beni, kanat çırpar, “ guguş geldi”, diyesim gelir ve gökyüzüne bakar hafif tebessüm ederim.

Huzur içinde uyu!

ŞGS

 
3 Yorum

Yazan: 01 Temmuz 2021 in ŞAFAK SARIKAYA ANILAR

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,