RSS

Kategori arşivi: Sinop Toprağı

SİNOP SERAMİK ÇAMURU VE AMFORALAR

02.04.2024- Ayşe Yaşar SARIKAYA

Korucuk, Ordu köyü sahili ve denizin içinde yumuşak, yapışkan bir toprak vardır. 1993 yılında Halk Eğitimi Merkezinde çalışırken, valimiz Sayın Adil Yazar’ın gayretleri ile müdürlüğümüze seramik fırını kuruldu. O zaman bu çamuru şekillendirip seramik fırınında denedik. İlk denemelerimizde, ürün fırından çıkınca çatladı. Daha sonra çamurdan güzel sonuçlar aldık. Ürünler fırından çıktığında, kiremit ve tuğla renginde idi. Boyabat’ta tuğla, kiremit yapımında kullanılan toprakla benzeşiyordu.

FOTOĞRAF: 2008- Y. SARIKAYA- Fen Lisesi öğrencileri ile Sinop toprağı araştırması yaparken

Sinop toprağı eskiden de, amforalarda kullanılmıştır. Hem toprak özelliğinden, hem de limandan Avrupa’ya kolay sevk edildiğinden dünyaca ünlüdür. Arkeolojik kazılarda bulunan seramik fırınları ve amforalar bilgilerimizi doğrulamaktadır.

1993 yılında Türk ve Fransızlardan kurulan arkeoloji ekibi, Sinop’ta amfora atölyeleri araştırması yapmıştır. Ekip, Sinop ve çevresinde 20 km çapındaki bir arazide yaptığı bir haftalık çalışma ile 8 atölyenin yerini tespit etmiştir. Boztepe Yarımadasında yapılan kazılarda, Helen Dönemine ait 3 atölye bulunmuştur. Bu örnekler arasında,  kulpunda çömlekçinin veya şehrin hakiminin adını taşıyan damgalı amforalar ve paralarda görülen “yunus üzerinde kartal” sembolü vardır. Demirci limanında M.Ö.3.yy’ dan, 7.yy’ a kadar faaliyette olduğu tahmin edilen büyük bir atölye bulunmuştur. Pek çok amfora çeşidi bu çalışmalardan sonra Sinop yapımı diye ayırt edilebilmektedir. “havuç amfora” olarak adlandırılan kırmızı kilden yapılmış, uzun boyunlu, ince gövdeli, minik kulplu amforalar bu örneklerdendir.[1]

Sn. Ersin Döğer, “Antik Çağda Amforalar” adlı kitabında batıdaki birçok merkezde, mühürlü 20.000 Sinop amforasının bulunduğunu belirtir.

Sinop’un tarih ve kültür sayfalarını çevirdikçe, karşımıza ne güzellikler çıkıyor ve daha neler de çıkacak.  Bu şehir, uygarlıkların gözdesi olma özelliğini, sahip olduğu bu zenginliklerden alıyor. Toprağımızın bir de boya özelliği vardır. Strabon, Sinop toprağından elde edilen boya hakkında, iki bin yıl önce şunları anlatıyor:” Kapadokya’da Sinopeli olarak adlandırılan bir aşı boyası yapılır. İberyalılar bununla rekabet ettikleri halde, bunlarınki dünyadakilerin en iyisidir. Sinopeli olarak adlandırılmasının nedeni,  Ephesosluların ticareti Kapadokya halkına ulaşıncaya kadar, buralı tüccarların onu Sinope’den sevk etmeyi adet edinmelerindendir.[2]


[1] Arkeolog Dr. Selin Tezgör, 1998/ Skylife Dergisi

[2] Strabon Coğrafyası, s, 12

Kaynak: Y. SARIKAYA, Bir İnci Memleketim-2010-S, 56-57

 

Etiketler: , , , , , , , ,

SİNOP’TA DEĞERLİ TAŞLAR

Denetleme Kurulu Başkanımız Günsel DİRİ, bir toplantımızda bizlerle hiç bilmediği bir bilgiyi paylaştı. Akademik veriler ışığında Sinop toprağı, Sinop çamur banyosu konularını biliyorduk ve Sinop halkı ile de paylaşmıştık. Ama şimdi ilk defa duyduğumuz ve her Sinoplu’nun ilgisini çekecek yeni zenginliklerimizi paylaşalım.

1985- 86 yıları, Amerikan Radarı askerleri, Sinop Akliman tarafında seçtikleri bazı büyük volkan kayalarını keserek parçalıyorlar. Ortasındaki özü buluyorlar. Öz dedikleri kısmı, kayanın içindeki LAV DAMLASI olarak tanımlıyorlar.

Günsel DİRİ, bu damlaların kırmızı ve siyah olmak üzere iki çeşit olduğunu; siyah parçaya ışıkta bakıldığında şeffaf göründüğünü anlattı.

Günsel DİRİ elinde anlattığı Sinop LAV DAMLASI

Konu toplantıya katılan tüm arkadaşlarımızın ilgisini çekti. Sinop toprağı derken şimdi Sinop kayalarının da değerli olduğunu öğreniyorduk. Adada keçiler otlarken, kayaları severek yalarmış. Tuz oranından mı, yoksa başka sebepten mi araştırılmalı. Taşı toprağı değerli Sinop’un, kıymetleri doğru değerlendirilsin umudu ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz..

Sinop Lav Taşı Örnekleri

Olayın gerçeğini Günsel DİRİ şöyle anlattı:

“Radarda el sanatları bölümü vardı. Kütüphane ile el sanatları bölümü beraberdi. Ben o zaman kütüphanede çalışıyordum, yıl 1985- 86. Bazı zamanlar el sanatları bölümüne gider, seramik atölyesinde çalışırdım. Orada bir askerin çalışmasını gördüm. Kayaları kesiyordu. İlgimi çekti ve merakla ne olduğunu sordum. Bu kayaları Amerika’ya gönderiyoruz dedi. Taşlarla ilgili kulüpleri varmış, kulübün üyeleri dünya genelinde bu konuda çalışıyormuş. Kayaların içindeki özü çıkarıyorlarmış. Yıllardır yaptıkları için konuda uzmanlaşmışlar, kayaları tanıyorlarmış.

Kayaları kestikten sonra, parçaları kahve makinası gibi bir aletin içine atıyorlardı. Birer haftalık dönemlerle 3 hafta taşlar o aletin içinde döne döne temizleniyordu. Makinanın içine kum konuyor, bir hafta dolunca kum değiştiriliyordu. Benim merak ettiğimi görünce bu ki parçayı da bana hediye ettiler. Ben de Sinop toprağı konusu gündeme gelince aklıma geldi. Parçaları saklamıştım” dedi.

Günsel Hanımın elinde bulunan temizlenmiş Sinop Lav Taşı

Görülüyor ki konunun uzmanı olmak çok önemli. Lav ve manyetik alan etkisi gün geçtikçe azalırmış. Bunun örneğini karakumda görüyoruz. 1960- 70 yılları arasında karakum mıknatısla çok güçlü çekiliyordu. Manyetik etkisini 2007 yılında ölçtürdük ve azaldığını gördük.

2010 baskılı Bir İnci Memleketim Kitabımda yer verdiğim konu ve özel olarak çektiğim foto

Günsel DİRİ ‘ye verdiği bilgiler için teşekkür ediyoruz.

Yaşar SARIKAYA

 
Yorum yapın

Yazan: 29 Ekim 2020 in Sinop Toprağı

 

Etiketler: , , , , ,

SİNOP KİLİ

Derneğimiz 10 senedir Sinop Toprağı hakkında araştırmalar yapmaktadır. Amacımız, farkındalık yaratarak; resmi kurumların,Sinop Üniversitesinin ve turizm işletmecilerinin  Sinop toprağına ilgisini çekmektir.Toprağın, çamur banyosu özelliği taşıması öne çıkan ayrıntıdır. Sinop’ta eski dönemlerde amfora fırınları vardır, toprak bu gün de fırınlarda işlenecek özelliğe sahiptir. Ayrıca eski tarihlerde, Sinop kırmızısı adını taşıyan sadece Sinop bölgesine özgü dünyaca tanınan kırmızı boya vardır.  Osmanlı döneminde, kayıtlara GÖRÜMCEK KİLİ olarak geçen yöre kili, İstanbul’a nakledimiştir.Konu hakkında  sitemizde yer alan yazılarımız ilgililerin dikkatini çekmiştir.

“KUYUMCULUK KİMYASI” kitabı yazarı İsmail ERSOY’, konu ile ilgilenerek 2015 Mayısında derneğimize geldi ve konu hakkında bildiklerini paylaştı..

Ersoy,konu hakkında şunları anlattı:

“Sinop killeri ile ilgili bir çok araştırmalarım oldu. 1986 yılında, motor blok dökümü için denenmek üzere Karakum’dan numune aldık ve denedik. Numune radyoaktifli bulundu ve radyoaktif ısı ile artacağı için vazgeçildi.Sinop killeri çeşitlidir.

1-BAŞ KİLİ: Potasyum, alüminyum silikat içermektedir. Osmanlı Devrinde bu kil çamaşır yıkama amacıyla Sinop’tan İstanbul’a nakledilmiştir. Osmanlı Arşıvinde Görümcek kili olarak kayıtlıdır. O zamanlar, Tilkilik- Buruncuk, Tırnalı- Tatlıcak köylerinden temin edilmiştir. Bu gün de o bölgelerde aynı kil yatakları mevcuttur. Yüzde 8- 9 oranında Na2CO3 içerir.

2-SERAMİK KİLİ:Demirci köyü, Erfelek yolu, Dikmen Kanlıçay bölgesinde bulunur. Adada olduğu söylenen bölge örneğini bulamadık. Bu eskiden amforalarda kullanılan çamurdur.

3-KAOLİN:Gerze Tabaktaş mevkiinde, ince beyaz damar olarak mevcuttur.Bu kil halk arasında pekmez kili olarak bilinir.

4-TUĞLA KİLİ: Boyabat tarafında tuğla fabrikalarından kullanılan topraktır.

5-HEKTALİT: Çürük kayalarda az miktar bulunur.

Sinop’un Pervane Tepesi kumu, pik ve çelik dökümü için uygun değildi. 1976 yıllarında, Pervane Tepesinden Karadeniz Bakıra yüzlerce kamyon kum nakledilmiştir. Alan tarihi eser olarak tescillendiğinde bu işlem sona ermiştir.”

İsmail Ersoy’a konu ile ilgilendiği ve bizi bilgilendirdiği için dernek yönetimi olarak çok teşekkür ediyoruz.

1903 yılında, Amerika’dan (Amerika Hopkins Üniversitesinden) Sinop’a gelen D.Robinson, Sinop’ta üç ay araştırma yapmıştır. Araştırmalarını, American Journol of Hilology dergisinde yayınlamıştır.

Yazının çevirisi, Nazlı Tengirşek tarafından yapıımıştır. D. ROBİNSON şunları yazıyor:

Kayısı ve kiraz Sinop sahillerinde çıkmıştır İtalya ve başka memleketlere buradan götürüldüğü anlatılır. Eski çağlarda Sinop’un kolonisi olan Cerasus, ismini kiraz ağaçlarının çokluğundan alır. Sinop toprağının birçok faydaları vardır. Kırmızı mürekkep gibidir. Madeni boya gibi diğer boyalara karıştırılarak evleri, gemileri ve sair eşyayı boyamada kullanılmıştır. Tıbbi bir madde olarak işe yarayan bu toprakla çamur banyosu da yapılmıştır. Çeşitli hastalıklar için kullanılmış, eski ilaçlar listesinde de önemli yer tutmuştur. “

Biz de Sinop toprağı çeşitlerini araştıtrdık. Araştırmalarımız, özellikle çamur banyosu konusunda  bizi açık sarı renkli örneğe yönlendirdi. Fotoğrafta, Karakum, sarı toprak ve kırmızı toprak örnekleri görülüyor

.

Karakum tarafında halk arasında çamur banyosu olarak kullanılan sarı toprak numunesini dernek başkanımız, İsmail Ersoy’a  teslim etti.

 

 

İsmail Bey, tetkik sonuçlarını adresimize gönderdi.

                       Numune   yapılan tetkik sonucu: 

                                                  SiO2 silisyum dioksit …………………………% 64.2

 

                                                  Al2O3 Alüminyum oksit………………………% 14.9

 

                                                  Fe2O3……………………………………………% 4.4

 

                                                  TiO  titan dioksit………………………………..% 0.2

 

                                                  CaO…kalsiyum oksit……………………………% 5.7

 

                                                  MgO  magnezyum oksit………………………..%2.2

 

                                                  Na2O  sodyum oksit……………………………%0.7

 

                                                  K2O  potasyum oksit……………………………% 0.8

 

                                                  Kızdırma kaybı …………………………………..%6.9      olup 

 

                                                   serbest silis olarak 29.6 

Bu aşamada, sonuçların çamur banyosu alanındaki uzmanlar tarafından incelenmesi gerekiyor. Sinop’a kazandırılması, turizm sektörüne fayda sağlayacaktır. Sonuçların olumlu olmasını ve resmi makamların ilgisini çekmesini umuyoruz.

Dernek sitesinde toprağımızla ilgili yayınladığımız yazı, bir olumlu gelişmeye daha kapı araladı.Bu hafta 9 Eylül Üniversitesi  Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları – Çini bölümü öğrencisi bizimle iletişime geçti email ile bu iletiyi paylaştı.

“Bölüm derslerimden birinde araştırma konumjuz Killi topraklardı. Bende Sinopta ikamet eden bi arkadaşımla tesadüfen telefonda konuşurken bi türlü bu toprağı bulamadığımdan yakınırken konudan bahsettim. O da Sinop’un her yerinin killi toprak olduğundan bahsetti ve bana bir miktar gönderdi. Hiç beklenmedik bi anda Gerçekten 1. sınıf kalite bir toprak  bulmuş oldum. Tam aranan özelliklerde olup esnekliği şekil verilebilirliği aradığım toprak. Bu çalışmam için aynı zamanda bir dosya hazırlıyorm. Kil’hakkında toprağı hakkında çok detaylı olmak zorunda değil yöreyi ve toprağı tanımak için genel özellikleriyle bahsetmek istiyorum. WEB sitenizde bi araştırmanızı gördüm ve bir bölümünü düzenleyerek ekledim. Benim için faydalı bilgiler oldu öncelikle bunun için de derneğinize teşekkür ederim. Dersin ismi Çini Teknolojisi ve çoğunlukjla çini kimyası üzerinde, içindeki bileşenler miktarlar oranlar vb bilgilerin irdelendiği bir ders. Bu aldığım oyun hamuru formunda sarı killi toprak hakkında bana teknik bir ağızdan bilgi edinmek istiyrum. 

Bu ileti ve yeni gelişme bizi sevindirdi Öğrenci ile arşivdeki bilgilerimizi paylaştım.  Olumlu gelişmelerin olması araştırmalarımızın işe yaradığını gösteriyordu. Fakat daha detaylı ve akademik sonuçlara ihtiyaç vardı.Bu konu ile ciddi bir çalışma gerektiği açıktı. Yetkililerin ve ilgili birimlerin konu ile ilgilenmesini bekliyoruz.

 
1 Yorum

Yazan: 30 Mayıs 2018 in Sinop Toprağı

 

Etiketler: ,

SİNOP TOPRAĞI HAKKINDA ÇALIŞMALARIMIZ

14 EKİM 2015

Çamur banyosu toprağını bulmak amacıyla, numune analize gidiyor

D. ROBİNSON’un 1903 yılında Sinop’ta yaptığı akademik  çalışmalardan, Sinop’ta ÇAMUR BANYOSU  yapıldığını biliyoruz. Çamur banyosu ile ilgili toprak konusunda araştırmalar yaptık. Fotoğrafta, Karakum, sarı toprak ve kırmızı topraktan aldığımız örnekler görülüyor.

IMG_0293

Faydalı ve sonuç odaklı çalışmalar hedefliyoruz. Derneğimizin, araştırmaları sitemizden takip edilmektedir. Sinop Toprağı kategorimizde, yaptığımız çalışmaları okuyan İsmail ERSOY, bu alanda çalışmalar yaptığını bize iletti.İsmail Ersoy, Sinop- Gerze doğumludur ve eşinin memleketi olan Kırşehir’de yaşamaktadır. Metalurji, Kimya, ve gıda sanayi gibi bir çok iş kolunda danışmanlık yapmaktadır. Dedesi, Ömeroğlu Durmuş Ersoy, Muhafız Taburu postacısıdır. Atatürk’e çok mektup götürüp getirmiştir.

DSCF2462

Derneğimizi ziyaret eden İsmail ERSOY’a, bu gün  halkın geleneksel olarak çamur banyosu yaptığı toprak örneğini başkanımız verdi.

Ersoy,konu hakkında şunları anlattı:Sinop kileri ile ilgili bir çok araştırmalarım oldu. 1986 yılında, motor blok dökümü için denenmek üzere Karakum’dan numune aldık ve denedik. Numune radyoaktifli bulundu ve radyoaktif ısı ile artacağı için vazgeçildi.Sinop killeri çeşitlidir.

1-BAŞ KİLİ: Potasyum, alüminyum silikat içermektedir. Osmanlı Devrinde bu kil çamaşır yıkama amacıyla Sinop’tan İstanbul’a nakledilmiştir. Osmanlı Arşıvinde Görümcek kili olarak kayıtlıdır. O zamanlar, Tilkilik- Buruncuk, Tırnalı- Tatlıcak köylerinden temin edilmiştir. Bu gün de o bölgelerde aynı kil yatakları mevcuttur. Yüzde 8- 9 oranında Na2CO3 içerir.

2-SERAMİK KİLİ:Demirci köyü, Erfelek yolu, Dikmen Kanlıçay bölgesinde bulunur. Adada olduğu söylenen bölge örneğini bulamadık. Bu eskiden amforalarda kullanılan çamurdur.

3-KAOLİN:Gerze Tabaktaş mevkiinde, ince beyaz damar olarak mevcuttur.Bu kil halk arasında pekmez kili olarak bilinir.

4-TUĞLA KİLİ: Boyabat tarafında tuğla fabrikalarından kullanılan topraktır.

5-HEKTALİT: Çürük kayalarda az miktar bulunur.

Sinop’un Pervane Tepesi kumu, pik ve çelik dökümü için uygun değildi. 1976 yıllarında, Pervane Tepesinden Karadeniz Bakıra yüzlerce kamyon kum nakledilmiştir. Alan tarihi eser olarak tescillendiğinde bu işlem sona ermiştir.

Sizden aldığımız numunenin, RADYOAKTİF kontrolünü yapacağız. XR cihazında, içinde ne var ne yok bakacağız.”

DSCF2464

ERSOY,Dernekte bilgi veriyor.

İsmail Ersoy’a teşekkür ediyoruz. Analiz sonucunu merakla bekliyoruz.

BİLKE

 

 
Yorum yapın

Yazan: 14 Ekim 2015 in Sinop Toprağı

 

Etiketler: , ,

SİNOP TOPRAĞI

25.OCAK.2015

şafak piza

İtalya Pisa’da SİNOPİE MÜZESİ- Şafak Sarıkaya müze önünde

Adnan PEKMAN, SİNOPİTİS ve SİNOPİS HAKKINDA “SİNOPELİLERE AİT TOPRAKLARI İÇEREN BÖLGE”AÇIKLAMASINI GETİRİYOR.(Strabon Coğrafyası-Adnan PEKMAN)

pisada andl

İtalya’nın Pisa şehrinde SİNOPİE adında bir müze vardır ve bu bilgiye ulaşmamın da bir hikâyesi. Fransa’da yaşayan Türk vatandaşı foto- grafik sanatçısı Turhan Doyran, 1993 yılında Sinop müzesini ziyaret etmiş. Müzede çalışan Hale OĞUZ’ a, İtalya’da bulunan Sinop Müzesini ve bu konuda yaptığı araştırmayı anlatmış. Ben de Hale Hanım ile görüştüm ve detaylı bilgiye ulaştım. Yardımları için Hale OĞUZ’a teşekkür ediyorum.(Yaşar SARIKAYA- Bir İnci Memleketim)

PİSA MUZE22

Turhan Doyran İtalya’nın Pisa şehrinde “Museo delle Sinopie”’yi geziyor. Sinop adının bu müze ile ilgisini merak ediyor. Müzenin SİNOPİA’lar adını almasının sebebini öğreniyor. 1993 yılında Sinop’tan toprak örnekleri alarak İtalya’ya götürüp müzedeki toprakla eşleştiriyor. Araştırması, Haziran- 1996 Kültür ve Sanat Dergisinde aşağıdaki ifadelerle yayınlanıyor.

Burada sergilenen yapıtların, Sinop’tan getirilen özel bir toprakla yapılmış olmasıdır. Bu yapıtlar ise daha sonra tamamlanacak fresklerin eskizleri, hazırlayıcı taslaklarıdır. Bunlar bu müzenin hemen yakınındaki “Camposanto”dan 1944 yangınından sonra getirilmiştir. Taslak ve tek renkle yapılmış olmasına rağmen ‘sinopia’lar, tarihsel belge olarak değil, yeni açığa çıkan, ilginç sanat verimi olarak değerlenmektedirler. 14. ve 15. yüzyıllarda, belki de uzun sürelerce Sinop toprağı Pisa’ya gelmiş, freskin en büyük ustalarınca kullanılmıştır. Temmuz 1944’te savaş süresinde Pisa’da Camposanto’ya düşen bir bomba yangına neden oluyor. Yangında damın alt yapısı olan tüm kurşunlar eridi. Bunlar duvarlara, yani o ünlü fresklerin üzerine aktı. Freskler duvarlardan sökülerek yere düştü. İşte onların sıyrıldığı bu yerlerden Sinop toprağı ile yapılmış taslaklar beliriyor. Duvarlarda kalıyor, onlara sinopia adı veriliyordu. Yangın sonunda harap olan, zarar gören kurtarılması gereken bu fresklerin ardından sanatçıların kullandıkları yöntemler, kullandıkları nesneler de belli oluyordu. Sinopia’lar tek, tek duvarlardan çıkarılarak panolara aktarıldı ve onlarla oluşan müzeye Sinop’un adı verildi.

Biz bu toprağı gidip Sinop’ta bulduk. Sinop’a ilk gidişimiz olduğu için güçlük çekmedik demeyelim ama öyle sanıyorum anlatamamıştık pek derdimizi. Yaşlı bir taksi şoförü anladı. Önce karakuma, sarı toprağa ve onun çıkarıldığı yere götürdü bizi. Bu toprak gittiğimiz ocakta işletiliyor Samsun’da bakırcılara gidiyormuş. Oradaki ocaktan çıkan bu topraktan bizi ilgilendiren örnek bulduk. Pisa’ya gittik, eşliği onaylattık. O zamandan beridir ki “Museo dele Sinopie”ye ilgimiz arttı. Karadeniz’e ise bir gözle mavi, bir gözle sarı baktık.[1]

Bu yazıyı okuduğumda heyecanlandım. Yazıya “Pisa’da Anadolu Toprağı- İlk Defa Açıklanan Bir Sanat olayı” başlığı atılmış; İş Bankası Kültür ve Sanat Dergisinde 1996 yılında yayınlanmıştı. Tarihte birçok zenginliklerle dolu olan Sinop şehri, tanınmalıydı. Bu gün de toprak altı, toprak üstü değerleri gün yüzüne çıkmalı, bu değerler keşfedilmeliydi.

Sinop toprağının eşleştirilmesi, fresklerde kullanılan kırmızı mürekkep gibi olma özelliği taşıması,toprağın numunelerinin SİNOP’tan alınması dikkat çekicidir.

[1] Turhan DOYRAN- Pisa’da Anadolu Toprağı- İlk Kez Açıklanan Bir Sanat Olayı-Haziran 1996- Kültür ve Sanat Dergisi s,33- 37

 

 
Yorum yapın

Yazan: 25 Ocak 2015 in Sinop Toprağı

 

Etiketler: , ,

TOPRAĞIMIZ DÜNYADA TANINIYOR, AMA BİZ TANIMIYORUZ

22 MART 2012

IMG_0260Sinop toprağı, ilin coğrafi konumu ve geçirdiği jeolojik evreler nedeniyle çok özellik içermektedir. Bu özelliklerden bazıları:

SİNOP TOPRAĞI VE ÇAMUR BANYOSU

VOLKANİK YAPI

Çocukluğumda kara kum sahil yolu üzerinde kadınlar denizi vardı. Her gün denize giderdik. Kap kara kumsalı, güneşte cam kristaller gibi ışıl, ışıl parlardı. Bir gün kardeşimin cebindeki mıknatıs kuma düştü. Kara kumun minik taneleri salkım, salkım mıknatısa yapışmıştı. Olay hepimize eğlenceli geldi. Mıknatısı kapan, kum tanelerinin çekilişini tekrarlıyordu. Evet, mıknatıs kara kumu çekiyordu. Çocukluk günlerinden edindiğimiz bu tecrübe, çalışmalarıma ışık tuttu.

Kara kum, eskiden mıknatıs ile daha fazla çekiliyordu.  Olay manyetik alan etkisinin azalması ile mi, yoksa kumun yapısının değişmesi ile mi ilgiliydi? Ya da başka sebepler mi vardı? Bunların ciddi anlamda bilimsel olarak araştırılması artık bir ihtiyaç oldu.  Kara kuma manyetik alan ölçümü yapıldı. Ölçüm %70 bulundu. Toprak analizi yaptırmaya ihtiyaç vardı. Çamur banyosu ve kum kaplıcası olarak ne sonuç vereceği Sinop için çok önemliydi.

Deniz kumu kara olan yerler, volkanik coğrafyalardır. Sinop da volkanik bir yarım adadır. İşte 1903 yılında Sinop coğrafyasının yapısı hakkında yazılanlar: “Yapısı volkaniktir. Volkanik depozitlerin üzerinde bulunan tebeşirlere bakılırsa burası önce deniz seviyesinden aşağıda olup sonradan şimdiki seviyesine yavaş, yavaş yükselmiş bulunduğu görülür. Kayalar volkanik yapıdadır ve Doğu Anadolu’da bulunan kayalarla aynı özelliktedir. Tepenin üzerindeki düzlüğün doğuya doğru ortasında hala sığ bir göl vardır ki, bunun eski bir volkan krateri olması muhtemeldir. Bu türlü jeolojik oluşumdaki topraklar, havanın etkisiyle çeşitli haller geçirerek verimli hale gelir. Adanın dik ve sivri kıyıları taş olmuş bir kirpiye benzer. Trachite, siyah volkanik sünger taşı, kırmızı tebeşirli mermer gibi muhtelif sertlikte ve sedefle karışık kireçli ve kumlu taşlar gibi çeşitli özelliklerde taşlardan meydana gelmiş kayalara, denizin tesiri sahili çıkıntılar kütlesi haline getirmiştir. ” [1]

Bu anlatımlardan yarımadanın yapısının, önce deniz seviyesinin altında iken daha sonradan yükselmiş olduğunu öğreniyoruz. Jeolojik araştırmalara göre de, yarım adanın yapısı ile anakaranın yapısı farklılıklar arz etmektedir. Bu da Sinop toprağına, ilginç özellikler kazandırmaktadır.

Adadaki gölün,  krater ağzı olma ihtimali güçlüdür. Volkanik atıklar etkisiyle çeşitlenen Sinop toprağı, bu gün değerlendirilmeyi beklemektedir. Volkanik çamur banyosu, dünyada bilinen ve değer verilen bir uygulamadır. Şehrimiz, yapısında var olan bu özellikten faydalanılmalıdır.

[1] D.Robinson J. HOPKINS ÜNİVERSİTESİ- 1903 araştırması

 

Toprağımız zengin özelliklere sahiptir. Eski çağlarda bu nedenle Sinop toprağı dünyaca ünlüdür. Bu gün ise özellikleri tam anlamıyla bilinmemektedir.

Kayısı ve kiraz Sinop sahillerinde çıkmıştır İtalya ve başka memleketlere buradan götürüldüğü anlatılır. Eski çağlarda Sinop’un kolonisi olan Cerasus, ismini kiraz ağaçlarının çokluğundan alır. Sinop toprağının birçok faydaları vardır. Kırmızı mürekkep gibidir. Madeni boya gibi diğer boyalara karıştırılarak evleri, gemileri ve sair eşyayı boyamada kullanılmıştır. Tıbbi bir madde olarak işe yarayan bu toprakla çamur banyosu da yapılmıştır. Çeşitli hastalıklar için kullanılmış, eski ilaçlar listesinde de önemli yer tutmuştur.[1]

IMG_0283

1903 yılında, Amerika’dan (Amerika Hopkins Üniversitesinden) Sinop’a gelen D.Robinson, Sinop’ta üç ay araştırma yapmıştır. Araştırmalarını, American Journol of Hilology dergisinde yayınlamıştır.

Yazının Nazlı Tengirşek tarafından yapılan çevirisinde, o zamanlar Sinop’ta çamur banyosu uygulamasının olduğunu öğrendim. Karakumun, romatizma ağrılarına uygulandığını ve olumlu sonuçlar alındığını biliyordum.  Fakat Sinop’ta tedavi amaçlı çamur banyosu hakkında bilgim yoktu.

Bir yaz günü Karakum sahilinde denize girdim. Kumsalda, birkaç kişi sapsarı çamuru vücuduna sürüyordu. Robinson’un anlattığı çamur banyosu, acaba bu mu diye düşündüm?  Niçin ve ne zamandan beri yapıldığını sordum. Emekli astsubay Mehmet Aygan, yaşadığı önemli bir olayı şöyle anlattı:

Karakum yol çalışmaları, yanlış yapılaşmalar sebebiyle yok oluyor. Biz Sinop Ada Mahallesi yerlileri, sahildeki karakumu korumak istedik. Arkadaşlarımızla tepeden inişi kolaylaştırmak için merdiven yaptık. Birlikte sahilin taşını temizledik kumu ortaya çıkardık. Bu kum şifalıdır. Romatizmaya iyi gelir. Önce arkadaşlarımızla her yaz burada denize girdik, sonra herkesin ilgisini çekti. Aile kampı haline geldi. Artık çeşitli illerden yerli turist de gelmektedir.

Bir gün eklem yerlerinde mantar hastalığı olan bir hanım geldi. Türkiye’de birçok hastanede tedavi olduğunu, fakat vücudunun tedaviye cevap vermediğini anlattı. Ben de ona, sahilde keşfettiğim sarı çamuru tavsiye ettim. Sahili kara, yamacı sarı kumun ikisi de şifalı. Kumdan aldı gitti.  Aradan bir yıl geçti kadın bizim sahile tekrar geldi.  Neredeyse boynuma sarılacaktı, hastalığı geçtiği için bana teşekkür etti.  Biz de bu çamuru denedik, sivilcelere, cilt güzelliğine, çeşitli mantarlara, saç dökülmesine iyi geldiğini gördük. Artık içinde neler var bilmiyoruz. Buralara binalar, taş yapılar konmaz da değerlendirilir inşallah.” 

Robinson’un anlattığı toprak kırmızı, burada uygulanan toprak ise sarı idi. Sinop’un farklı yerlerinden çeşitli renklerde toprak örnekleri aldım. Bu toprakların günün koşulları içinde analiz edilmesi gerekiyordu. İlaç listesinde önemli yeri olan hangi topraktı. Sinop toprağı, acaba bu gün de aynı özellikleri taşıyor muydu?

Elimde kilolarca toprakla, birçok kurumu dolaştım. Daha sonra, toprak analizinin Sinop’ta yapılamadığını öğrendim. Büyük şehirlerde, özel olarak yaptırmak istedim. Özgehan ve Bilgehan, bu proje üzerinde çalıştılar. Ölçümler, denemeler yapıldı. Bilgiler ve toprak numuneleri, bilimsel projeler için ilgililere verildi.


[1] D.Robinson J. HOPKINS ÜNİVERSİTESİ- 1903 araştırması

2-Y.SARIKAYA, Bir İnci Memleketim, S, 61-63

 
4 Yorum

Yazan: 22 Mart 2012 in Sinop Toprağı

 

Etiketler: