RSS

Aylık arşivler: Kasım 2020

KAYBOLAN KÜLTÜR “YORGANCILIK”

27.11.2020-ARAŞTIRMA ve YAZI Hasan MUSLU

YORGANCILIK MESLEĞİ

Bir zamanlar herkesin evinde olan özel dikim yorganlar, artık yerini fabrikasyon yorganlara bırakmaya başladı. Yorgancılık mesleği, gün geçtikçe yok olmaya yüz tutuyor dense de, mesleğin önemini kaybetmediği anlaşılıyor.

Boyabat’ta bu mesleği uzun yıllardır Nazmi ÖZBEK Usta devam ettirmektedir.   Halen yorgancılık yapmaya devam etmektedir ve iki oğlunu da yorgancı olarak yetiştirmiş.

Kendisine mesleği ile ilgili sorular sordum; o da cevapladı:

Aslen Ayancıklıyım. Bu mesleğe ilkokulu bitirince babam sanat öğrensin diye yorgancının yanına verdi Daha 13 yaşındaydım. Elli yıldır bu mesleğime devam etmekteyim. İki oğlumda bu meslekte yetişti. Bu gün fabrikasyon ve elyaf yorganlar pek tercih edilmiyor el dikimi yorganlara talep var. Yorganlarda çok çeşitli ve isimlerde modeller olup müşterinin isteğine göre dikilir yorgan iğnesi ve yüksüğü de farklıdır. Yüksük üstü kabartmalıdır.

 ”  dedi

Yorgan ölçü almada kullanılan malzemeler şunlardır: Mezur, metre,kalem, kağıt.

Yorganla ilgili ildiğimiz birçok atasözleri ve deyimler olduğunu biliyoruz .Bu deyimler ve ata sözleri:

DEYİMLER

Dokuz yorgan eskitmek

Pire için yorgan yakmak

Pireye kızıp yorgan yakmak

Yatak yorgan yakmak

Yorgan döşek yatmak.

Yorgan gitti kavga bitti.

ATASÖZLERİ

Aça dokuz yorgan örtmüşler yine uyuyamamış.

Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek

Ayağını yorganına göre uzat.

Dikilen yorgan çeşitleri Gelin yorganı. Beşik yorganı. Çocuk yorganı gibi değişik amaçlarla dikilen yorganlardır. Her dönem el yapımı yorganlara ihtiyaç duyulmuş ve değerli bir meslek olarak devam etmektedir..

Yorgan Türkçe bir isimdir. Eski Türklerin “yoğurkan” sözü yorgan şekline girmiş yatarken üste örtülen örtü anlamını kazanmıştır.

Yorgan kelimesi Kıpçak dillerinde “yogurgan”  nogayda’da da”yuvurgan”  Altayca’‘da “yurkan” Kırgız Türkçesin de “çurkan” Türkmen türkçesinde “yorgan” Uygur Türkçesinde “yodkan” olarak kullanılmaktadır. Kaşkarlı mahmur u kelimeyi “yoğurkan” şeklinde kullanmış. Eski Türkçe de bu kelimenin anlamının “üstlük örtünülen örtü” manasını taşındığını biliyoruz.

Kaynak Nazmi ÖZBEK

Foto ve yazı: Hasan MUSLU

 
Yorum yapın

Yazan: 27 Kasım 2020 in Kültür Arşivi

 

Etiketler: , , ,

1540-1560 SİNOP YÖRÜK GÖÇÜ

23.11.2020-BİLKE

KARAKEÇİLİ AŞİRETİ GÖÇ YOLUNDA

İlimize yapılan Türkmen ve Yörük göçü ile ilgili yazılı kaynak bulmak çok zordur. Anadolu Türkmen ve yörükleri hakkındaki kaynakları araştırdım. Bozulus Türkmenlerinin 1540- 1640 yılları arasındaki Anadolu göçlerinde Sinop’a gelen gruplar olduğunu belgeleyen kaynaklara ulaştım.

60 000’e yakın bir grubun Sinop, Erzincan ve Ayıntab’a yayıldıkları belirtiliyordu. Bu önemli bilgi, 1530 haritasında bulunmayan köylere sonradan yerleşen bazı göçerlerin, Bozulus’a mensup olduğunu göstermektedir. Y. SARIKAYA

Prof. Dr. Tufan GÜNDÜZ KİTABINDAN BİR BÖLÜM:

Moğol istilasının etkisini göstermeye başlaması ile birlikte Azerbaycan ve Horasan’dan Anadolu’ya ikinci büyük göç dalgası başladı. Moğolların Mugan’a gelmesiyle(1225) geniş çayırlıkları ve münbit toprakları bırakan Türkmenler Anadolu’ya kaydılar. Eleşkirt çevresinde bulunan 60 000 hanelik bir grup güneydeki Ahlat’a doğru çekilirken, yine aynı miktara yakın bir başka Türkmen kütlesi de eski yurtları İspir, Bayburt ve Pasinler’i terk ederek Erzincan, Sinop ve Ayıntab’a kadar yayıldılar. Karıncalar ve çekirgeler gibi kalabalık yığınlar oluşturan bu Türkmenler, Selçuklu Sultanı tarafından uclara sevk edildiler.  Batı Karadeniz’e gönderilen Çepniler doğuya hareket ederek, Karadeniz kıyılarının Türkleşmesini sağladılar.

Moğolların tazyikinden dehşet ve korku içinde kaçan Türkmenler, Rumlara karşı daha cesur davranarak, Kastamonu ve Çankırı’dan Bizans sınırlarına giriyorlardı.”[1] 


[1] Prof.Dr. Tufan Gündüz- Anadolu’da Türkmen Aşiretleri, Bozulus Türkmenleri 1540- 1640, s, 27

 
Yorum yapın

Yazan: 23 Kasım 2020 in eski sinop köyleri

 

Etiketler: , ,

KÜLTÜR VE BİZ

19.11.2020- Yaşar SARIKAYA

GDO zararlıları yaşamımıza gireli, organik sebze, organik meyve artık hepimizin gündeminde. İnsan elindekinin kıymetini bilmez derler ya. Yaptığımız da aynen bu. KRAL ÇIPLAK demiyoruz ve yanlışlara göz göre göre göz yumuyoruz, yumduğumuzla kalmayıp hayatımızın içine de kabul ediyoruz. Geliyoruz bu günlere. Su bozuldu, hava bozuldu demek doğru olur mu? Sanırım BOZDUK demek daha doğru olacak. Doğanın bize sunduklarının kıymetini bilemedik.

Kültür konusuna değer vermemiz bu yüzden. Kolaylıkla yaşamdan çıkarıverdiğimiz unutulan değerler, bizi bu günlere getirdi. İnsan sanayi devrimiyle giysisini, kullandığı eşyaları, yaşadığı evi geliştirdi de; akıl ve duygusal zekası yarar anlamında ne kadar yol aldı düşündürüyor gerçekten.

Bu gün kaybolan kültürlerimizden eski değirmenlere yer vermek istiyorum. Boyabat’tan Hasan MUSLU hazırlamış ve göndermiş. Yazıyı gönderdiği gibi aynen yayınlıyorum.

Hasan MUSLU

Araştırma-Derleme

                                          SU DEĞİRMENLERİ

Boyabat ve çevre köylerinde su ile çalışan değirmenler teknolojik yenilikler nedeniyle güncelliğini yitirmiş olduğundan kullanım dışı kalmıştır. Değirmenin kurulu olduğu binalar da bakımsızlıktan çürümüş ve çökmüş halde. Bulunmaktalar.

Az sayıda olan su değirmenlerinden hiç çalışanı olmadığı öğrenildi. Boyabatın bir çok köyünde değirmenler vardı. Gazidere ve  Gazidere tabaklı çok bilinenlerden olup dağ köylerinde olanlar tamamen yılıp  kaybolmuşlardır. Geçmişte Boyabat merkezde Su ile çalışan iki değirmen bulunduğu bilinmektedir. Birisi Şamlılar değirmeni panayır yolunda diğeri de bu gün yeni mahallede Şamlılar çeltik fabrikası olarak işletin yer.

Burası ilk defa Dink olarak keşkek, bulgur dövme yeri, sonra un değirmeni, daha sonra çeltik dövme yeri olarak faaliyetini sürdürmektedir. Geçmişte İlk sahibinin  kuyumcu Esat diye bilenen şahsa olduğu aktarılmaktadır. Panayır yolundaki  değirmeni tamamen dağılmış.  

Değirmenciliğin tarihi  

Muhtemelen göçebe yaşam biçiminden yerleşik hayata geçiş ile birlikte yaygınlaşmaya ve gelişmeye başlayan değirmenlerin ilk defa nerede ve kimler tarafından   kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir.

 İlk çağlardan MÖ. 1 yüzyıllarda orta Asya’da icat edildiği ve oradan yayıldığını, bazı tarihçiler de su ile işleyen her türlü makinenin dolaysıyla değirmenlerin ilk olarak Çin’de icat edilip kullanıldığı belirtilmekte.

Türkçe bir kelime olan değirmen kahve buğday nohut gibi taneleri öğüten araç veya alet. İçinde öğütme işlemi yapılan yer.Değirmeni işleten kişiye de değirmenci denilmektedir.

Buğday mısır gibi hububatların una dönüştürülmesinde kullanılan değirmenlerin kullandıkları enerji kaynaklarına göre çeşitleri vardır. El değirmeni, Ayak değirmeni, Su değirmeni, Yel değirmeni, Gelgit değirmeni.

Değirmenler sadece tahıl öğütmek için kullanılmamış zamanla dokumacılık zeytin ve şeker kamışı ezme ve şarap endüstrisi gibi farklı alanlarda da değirmenlerden yararlanılmıştır.

Genelde taştan bir ya da iki katlı olarak yapılan su değirmenleri 5×10 m boyutlarında,2.5 m yüksekliğinde yapılardır.

Değirmenler Anadolu da şahıslar. vakıflar yada imece usulü ile işletilmişlerdir. Değirmenciler öğütülen üründen miktarına göre belli bir oranda hak alırlar. Boyabat köylerinde alınan bu hakka değirmenci hakkı derler.

Kaynak;

1-Recep TEK:Değirmencilik risalesi

2-Ömer ÖZASLAN: değirmen sahiplerinden

 
Yorum yapın

Yazan: 19 Kasım 2020 in Kültür Arşivi

 

Etiketler: , , ,

YANINDA OLMAK VE DOKUNMAK

17.11.2020-BİLKE

Çırağan Eğitim Projesi Toplantısı

Gençlerimizin yanında olmak, onlara ve ailelerine dokunmak amacıyla yürüttüğümüz çalışmalar devam ediyor. Toplumda ne çok farklı yaşam örnekleri var. Tanık oluyor ve her anı başlı başına bir roman veya sinema filmi olan yaşamların içinde gerçekten kendimizi unutuyoruz.

İşten çıkarılanlar, parasal hiç bir geliri olmayanlar ve sağlık sorunları yaşayan aileler ve öğrencileri için 2008 ‘den beri yardımlarımız devam ediyor.

Her ay yaptığımız burs ödemeleri dışında, bu gün okul kitapları ve aileler için bize gönderilen yardımlar hesaplarına “HAVALE” yapıldı. Dekontlar, ilgililere whats App ortamından gönderiyoruz.

Öyle ilginç örnekler yaşıyoruz ki. Sağlık sorunları nedeniyle hesap açamayanlar ile karşılaşıyoruz. Zor da olsa kendilerine ulaşıyor, gider makbuzu karşılığında ellerine teslim ediyoruz. Çalışma sistemimiz hakkında sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz.

BİLKE

 
Yorum yapın

Yazan: 17 Kasım 2020 in PROJELER

 

KİTAP SEVGİSİ

13.11.2020-BİLKE

Kitap okumak, özel bir tutkudur. Kitap kokusunu tadanlar, BU alışkanlıktan vaz geçemezler. Sanatçılar, tiyatro için sahne tozu yutmak derler ya, kitap kokusu da işte aynen onun gibidir.

Akıl farklı yaşamlar, coğrafyalar, sevinçler, hüzünler ve mutluluklar arasında seyyah gibi gezer. İnsan, farkındalığını ve bilinç potansiyelini artırır.

Bu gün derneğe gönderilen masal, hikaye, roman ve diğer kaynak ders kitaplarını SEVGİ EVLERİ öğretmenimize teslim ettik.

Öğretmenimiz, Sevgi Evlerinde kütüphane oluşturmayı hedefliyordu. Biz de Sinoplu iş adamı Emre GÜNDOĞDU’NUN özenle sakladığı çocukluk ve gençlik kitaplarını, uyun ellere teslim etmek istiyorduk. Kitaplar yerini buldu, çocuklar ve gençlerimize İYİ OKUMALAR diliyoruz….

BİLKE

 
Yorum yapın

Yazan: 13 Kasım 2020 in Eğitim

 

Etiketler: , , , , ,

SİNOP ZEYTİNİNDE YENİ ADIM

11.11.2020-BİLKE

Bu gün yeşillenen çelikleri toprakla buluşturduk. 2019- Ağustos ayından beri özenle yürütülen çalışma, bu aşamada Sinop Belediyesi’nin hazırladığı fidanlık alanına dikildi.

Belediye Başkanı, başkan yardımcıları, Prof.Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU, Bilim Kültür Eğitim Derneği başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, Park ve Bahçeler Müdürü FİDAN DİKİMİNDE

Şubat ayından beri, çeliklerin serada filizlenmesini bekledik. Her aşamayı gözlemledik, Park ve Bahçeler Müdürlüğü çalışanları ile irtibatımızı sürdürdük. Paketler içinde, filizlenen çelikleri başkanımız dikiyor.

Prof.Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU eşi ve oğlu, M. SARIKAYA

Dikilen fidanlar, orijinal SİNOP zeytinleridir. Dileğimiz bu fidanların büyümesi ve Sinop’un eski zeytinlerine kavuşması.

Belediye Başkan Yardımcısı ve Park ve Bahçeler Müdürü fidan dikiyor

2020 MAYIS’ta, Belediye Zeytin Aşılama Alanı içinde bulunan Gemlik zeytinleri, Sinop zeytinlerinden göz alınarak aşılaması yapıldı. Aşamalar, bilimsel olarak başladı ve bilimsel devam etti.

Dernek Başkanı fidan dikiyor

Adım adım izlediğimiz ve her adımda haberleştirdiğimiz proje için COĞRAFİ İŞARET ön çalışması başlatıldı. Başkanımız bilgilendiriyor.

Her adımda olumlu sonuçlar alıyoruz, diliyoruz kısa zamanda coğrafi işaret prosedürleri gerçekleştirilir ve Sinop zeytinine coğrafi işaret alınır.

BİLKE Yönetim Kurulu Sabriye TOP, Mehmet SARIKAYA

Sinop zeytini ağaçlarının dikili olduğu alanlar, bundan sonra bakım istiyor.

BİLKE Yönetim Kurulu- Ayfer SALCIER fidan dikiyor

Zeytin fidanları büyüsün ağaç olsunlar. Coğrafi işaret alınsın ve Sinop halkı bu işin ticaretini yapsın. SİNOP VE SİNOPLUYA HAYIRLI OLSUN.

BİLKE

 
1 Yorum

Yazan: 11 Kasım 2020 in sinop zeytini

 

SESSİZ ÇIĞLIKLAR

08.11.2020-BİLKE

Biz, sessiz çığlıkları duyuyor muyuz? Yoksa herkes, onlara kendi algısına göre mi anlam yüklüyor? Soru ile başladığıma bakmayın. Bu sorular, yılardır kendi kendime sorduğum sorulardır.

GERZE-TATLICAK KÖYÜ

Sorularıma cevap bulmak için, sessiz çığlıkların peşinde iz sürdüm desem yalan olmaz. Dağ demedim, kış demedim, yaz demedim köy yollarında çok zaman geçirdim. Gördüklerim, belleğimde yalın olarak kayıtlı olduğu gibi, kentli süzgecimden de geçti ve öyle saklandı.

Gördüklerimin yükü çok ağırdı. Bu sorumluluk yükü ile yaşamak ise hayli zordu. Fotoğraf çeker gibi, kareleyip görsel olarak saklamak değildi amacım. O zaman bir fotoğraf sergisini gezerken, görsel lezzete ulaşmaktan öte geçmezdi. Toplumun sosyolojik yapısı, ne çok katmanlardan oluşuyordu. Katmanlar, kendi içinde daha da çok katmanlara sahipti.

DİKMEN ÇORAK KÖYÜ

BİLKE bu farkındalık üzerine kuruldu. Amaç, toplumdaki sessiz çığlığa kulak vermekti. Bu anlayışımızı paylaştık, aynı duyguyu paylaşanlara ulaştık. Kumalık, terk edilen çocuklar, anne baba kayıpları, yoksulluk, borç karşılığı gelin verilen küçük çocuklar……. Bu yaraların üstü kabuk bağlamıştı, çeliğe su verilmesi gibi dert üstüne gelen dert, yaradaki kabukları taşlaştırmıştı. Bu sorunlar, sessiz çığlıklara duyarlı olanları projelerimizde bir araya getirdi.

DİKMEN- KADI KÖYÜ

Eğitim projemize el ele devam ediyoruz. Okullar, ONLİNE eğitime biz de BURS ödemelerine devam ediyoruz. Köylerde internet erişimi olmadığından, dersleri takip etmek için öğrencilere internet paketi gerekiyor. Sitemizi, face sayfamızı takip edenler, her aşamada sizleri bilgilendiriyor, belgeleri de sizlerle paylaşıyoruz. Çalışmalarımız şeffaf olarak sürüyor.

SESSİZ ÇIĞLIKLARA BİRLİKTE ULAŞMAYA ÇALIŞIYORUZ. TEŞEKKÜRLER…

A.Yaşar SARIKAYA

 
Yorum yapın

Yazan: 08 Kasım 2020 in Eğitim

 

Etiketler: , ,