RSS

Kategori arşivi: 18 Mayıs 1919

İSYAN ADIMDIR BENİM- MAYIS 1919

18.05.2023- Ergun HİÇYILMAZ

19 Mayıs 1919…

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktığı ve Milli Mücadele ışığını yaktığı tarih…

Peki ama bu ışığı kimler yakmıştı? Sadece Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkanlar mı? Kimler Bandırma’ya “Tam Yol” vermişti? Özetle 19 Mayıs’tan önce ve 19 Mayıs’tan sonra neler olmuştu?

Şimdi Bandırma Vapuru nasıl demir almış onu görelim.

Yazı, Harbiye Nezareti’nden Sadaret’e yazılmıştı: İlga edilen Yıldırım Orduları Kumandanı Miralay Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, Dokuzuncu Ordu Kıt’aları Müfettişliğine tayin olunmuş ve tayin keyfiyeti padişah huzuruna arz edilmek üzere, Sadaret makamına arz kılınmıştır. Adı geçen zatın emri altında bulunacak olan Üçüncü ve Onbeşinci Kolorduların mıntıkalarını ihtiva eden Sivas, Van, Trabzon, Erzurum vilayetleri ile Samsun Sancağı mülki memurlarının Mustafa Kemal Paşa tarafından yapılacak tebliğleri icra etmelerinin emir buyrulmasını istirham ederim.” (30 Nisan 1919)

Harbiye Nezareti’nin bu yazısı ile Mustafa Kemal Paşa’ya Sivas, Amasya, Tokat, Şebinkarahisar, Van, Hakkari, Trabzon, Dize, Gümüşhane, Samsun, Erzurum, Erzincan, Hınıs ve Şarki Beyazıt sancaklarının bütün askeri ve mülki idaresi tam salahiyetle verilmişti. Sadaretin müspet cevap verdiği bu tezkireden sonra Harbiye nezareti, Erkan-ı Harbiye-i Umumi’ye yaptı tamimde “tayinin aynı gün Zat-ı Şahanenin (Padişahın) irade-i seniyelerine arz kılındığını ve İstanbul’da bulunan Paşa’ya tebliğ edildiğini” bildirmişti.

Harbiye Nazırı Müşir Şakir Paşa ile Sadrazam Damat Ferit Paşa, Mustafa Kemal Paşa’ya vazife ve salahiyetlerini gösteren bir talimat yazısı vereceklerdi. Bu talimat yazısında yukarıdaki sancakların Paşa’nın emrinde olduğu teyit ediliyor, ayrıca Diyarbakır, Mardin, Ankara, Kayseri, Kastamonu, Malatya gibi vilayetlerin Dokuzuncu Ordu Müfettişliği’nin her türlü müracaatına cevap vermesi isteniyordu.

Buraya kadar olan gelişmeler göstermiştir ki, Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu müfettişliğine tayin edilmiş ve hem Harbiye Nazırı Şakir Paşa hem de Sadrazam Damat Ferit Paşa’dan salahiyetine dair “talimat tezkiresi” almıştır. Yani Paşa’nın gideceğinden, hem aralarında geçen konuşmadan, hem de verdiği “irade”den dolayı Padişahın haberi vardır. Bu derece geniş ve mühim bölgeler üzerinde o döneme kadar çok az kişiye verilen bu salahiyetle, Harbiye Nezaretine sadece bilgi vermek kaydıyla bütün nezaretlere hitap edebilecekti. Açıkçası Mustafa Kemal Paşa bütün orta, doğu, kuzey ve güneydoğu Anadolu üzerinde muvafık gördüğü işleri yapabilecekti. Padişah’ın bu tayin meselesine irade çıkarması bazı çevrelere göre “lütuf” gibi irdelenmektedir. Bu kadar geniş yetkiye sahip kumandana bu irade hak ettiği için verilmiştir. Ülkeyi düze çıkaracak “tek adam” odur. Önemli olan bu tayinle milli mücadeleyi başlatmaktır.

Ve başlatmıştır.

Samsun’a hareket öncesi

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a hareketinden önceki görüşmelerinde hem silah arkadaşları hem de Sadrazam ve Padişah Vahdettin de vardır. Paşa 15 Mayıs 1919’da Damat Ferit Paşa’nın, Nişantaşı’ndaki evinde kendisine verdiği özel akşam yemeğine, yeni Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa ile birlikte katılmıştı. Sadrazam, Mustafa Kemal’in salahiyetlerini hangi ölçüde ve nasıl kullanacağını merak ediyordu. Sadrazamın bu konuda tereddütlerinin olduğu anlaşılıyordu. Mustafa Kemal Paşa, “İngiliz raporlarına göre Samsun ve havalisinde bazı karışıklıklar varmış. Yerinde yapacağım tetkikat ile hallederiz” demişti. Sadrazam bu defa Cevat Paşa’ya dönerek “Siz ne dersiniz?” diyecekti. Cevat Paşa bu soruyu, tereddüdü ortadan kaldırmak gayesiyle şöyle cevaplayacaktır: “Efendim, Paşa tabiî o mıntıkadaki kuvvete kumanda edecek, zaten nerede kuvvet kaldı ki?”

Sabah Genelkurmay Başkanlığı’na giden Paşa, Cevat Çobanlı ve Fevzi Çakmak ile vedalaşmış, oradan Babı-ali’ye geçerek, İzmir’in işgali üzerine toplanan kabinenin, Dahiliye ve Hariciye nazırlarıyla vedalaşmak imkanını bulabilmişti (15 Mayıs 1919).

Padişah’a veda için Yıldız Sarayı’na da giden Mustafa Kemal, bu buluşmayı şöyle anlatacaktı:

“Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda Padişah’la adeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Sağında, dirseğini dayamış olduğu bir masa ve üstünde bir kitap vardı. Padişah hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı: ‘Paşa, Paşa şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir. Tarihe geçmiştir.’ O zaman bunun bir tarih kitabı olduğunu anladım. Dikkatle ve sükûnla dinliyordum. “Bunları unutun.” dedi. “Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa devleti kurtarabilirsin.” Bu son sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle samimi mi konuşuyor? Kendisine, “Merak buyurmayın efendim. Nokta-i Nazar-ı Şahanenizi anladım. İrade-i seniyeniz olursa hemen hareket edeceğim ve bana emir buyurduklarınızı bir an olsun unutmayacağım.” (İstiklal Savaşı, Ömer Sami Coşar)

Mustafa Kemal Paşa “Muvaffak ol” diyen Padişah’a veda ederek, derhal Şişli’deki evine dönerek hazırlıklarını tamamlayacak, Akaretler’e giderek annesi ile vedalaşacaktır. Hareket saati gelmiştir. (16 Mayıs 1919)

Paşa ve refakatindekiler Galata Rıhtımı’na otomobil ile inmişler ve açıkta demirli bulunan Bandırma Vapuru’na sandalla geçmişlerdi. Önceden kararlaştırıldığı gibi rıhtımda herhangi bir uğurlama merasimi yapılmamıştır. Vapur işgal kuvvetlerinin mutat kontrolü için Kız Kulesi açıklarında demir atmış bir İngiliz binbaşısı komutasındaki heyet tarafından araştırmaya tabi tutulmuştur.

Bandırma Vapuru’nun hareket halinde olduğu tarihte İngilizler 100 kadar asker ve harp malzemesini Samsun’a çıkarmıştı (17 Mayıs 1919).

Bandırma Vapuru önce Sinop’a gelmiş ve Samsun’a karayolu ile geçilmesinin imkanı aranmıştı (18 Mayıs). Ancak güvenlik sebebiyle tekrar vapura dönülecek ve Bandırma, Samsun’a müteveccihen demir atacaktı.

Cevat Abbas anlatıyor

Mustafa Kemal Paşa’nın Çanakkale günlerinden başlayarak sürekli yaverliğini yapmış olan Cevat Abbas Gürer, 1937 yılında 19 Mayıs’tan birkaç gün önce Ankara Halkevi’nde bir konferans vermiş ve Samsun yolculuğuna hazırlanış günlerinde Şişli’deki evin bazı ziyaretçilerinden söz etmişti. Bu ziyaretçiler arasında Refet Bele de vardır. Mustafa Kemal Paşa konuşma arasında ve Anadolu haritası önünde: “Sen ata binmeye meraklısın. Bir çok da atların var. Ne düşünürsün?”

Refet Paşa, Ata’nın bu sorusunu şöyle yanıtlayacaktı:

“Hatırıma öyle geliyor ki, Üsküdar’dan atıma bineyim ve hep ileriye gideyim.”

Albay, parmağı ile Doğu Anadolu’yu işaret etmekteydi.

Mustafa Kemal Paşa, sözlerinden pek memnun oldum. Eğer atına binip Anadolu içlerine girmek istiyorsan, ben bir gün senin bu arzunu yerine getiririm” demişti. Gerçekten de Refet Bey, Samsun yolculuğunda Mustafa Kemal’in yanında yer alan isimlerden biri olmuştu.

“Arkadaş Mustafa Kemal”

Ali Fuad Cebesoy, meslek ve mücadele yıllarında Atatürk’ün yanından ayrılmamış ve o günlere ait anılarına “Arkadaş Mustafa Kemal” isimli kitabında toplamıştı. 19 Mayıs öncesine ait günleri şöyle anlatıyordu:

“1919 Şubat ayı sonu. Mustafa Kemal Paşa’nın evine son defa olarak gitmiştim. Akşam yemeğini beraber yiyecek, dertleşecektik. Beni karşılarken Rauf Bey’i (Orbay) de çağırdım dedi. Rauf Bey’den saklı hiçbir şeyimiz yoktu. Akşam yemeğinden sonra saatlerce konuştuk. Kemal Paşa, eğer bir vazifeye kendisini tayin ettiremezse, Anadolu’da en itimat ettiği bir kumandanın yanına gideceğini ve ilk defa oradan işe başlayacağını söylüyordu. ‘Paşam, ben ve kolordum emrinizdedir’ dedim. Mavi gözlerinin nasıl bir ışıkla parladığını tarif edemem. Yerinden kalkıp hararetle elimi sıktı ve: “Beraber çalışacağız Fuad” dedi.

Bandırma’da kimler vardı?

Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a Dokuzuncu Ordu Müfettişliği’nin 18 kişilik kadrosuyla gelmişti. Müfettişlik kadrosunda şu isimler bulunuyordu:

Üçüncü Kolordu Kumandanı Miralay Refet Bey, Müfettişlik Kurmay Başkanı Miralay Kazım Bey, Birinci Şube Müdürü Hüsrev Bey, Topçu Kumandanı Binbaşı Kemal Bey, Miralay Doktor İbrahim Bey, Binbaşı Doktor Refik Bey, Başyaver Yüzbaşı Cevat Bey, Yüzbaşı Mümtaz Bey, Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey, Yüzbaşı Ali Şevket Bey, Yüzbaşı Mustafa Bey, Üsteğmen Hayati Bey, Üsteğmen Abdullah Bey, Üsteğmen Hikmet Bey, Asteğmen Muzaffer Bey, Şifre Katibi Faik Bey, Şifre Katibi Memduh Bey.

Mustafa Kemal, daha sonra Samsun’dan Havza’ya geçmiş ve 18 gün burada kaldıktan sonra Amasya’ya doğru hareket etmişti. Sonra kongreler toplanacak ve Milli Mücadele tam manasıyla fiiliyata geçecektir. E.HİÇYILMAZ

 
Yorum yapın

Yazan: 18 Mayıs 2023 in 18 Mayıs 1919

 

Etiketler: , , , , ,

SİNOP VE BANDIRMA VAPURU

28.07.2022-BİLKE

BİLKE, SİNOP için 18 Mayıs 1919 tarihinin önemini sürekli hatırlatıyor. 2016 HALKBİLİM ÖDÜL TÖRENİMİZ

Alpay TIRIL akademik dalda ödülünü alırken

İsyan Benim Adımdır Kitabı- Ergun HİÇYILMAZ

BÖLÜM:19 Mayıs 1919…

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktığı ve Milli Mücadele ışığını yaktığı tarih…

Peki ama bu ışığı kimler yakmıştı? Sadece Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkanlar mı? Kimler Bandırma’ya “Tam Yol” vermişti? Özetle 19 Mayıs’tan önce ve 19 Mayıs’tan sonra neler olmuştu?

Şimdi Bandırma Vapuru nasıl demir almış onu görelim.

Yazı, Harbiye Nezareti’nden Sadaret’e yazılmıştı: İlga edilen Yıldırım Orduları Kumandanı Miralay Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, Dokuzuncu Ordu Kıt’aları Müfettişliğine tayin olunmuş ve tayin keyfiyeti padişah huzuruna arz edilmek üzere, Sadaret makamına arz kılınmıştır. Adı geçen zatın emri altında bulunacak olan Üçüncü ve Onbeşinci Kolorduların mıntıkalarını ihtiva eden Sivas, Van, Trabzon, Erzurum vilayetleri ile Samsun Sancağı mülki memurlarının Mustafa Kemal Paşa tarafından yapılacak tebliğleri icra etmelerinin emir buyrulmasını istirham ederim.” (30 Nisan 1919)

Harbiye Nezareti’nin bu yazısı ile Mustafa Kemal Paşa’ya Sivas, Amasya, Tokat, Şebinkarahisar, Van, Hakkari, Trabzon, Dize, Gümüşhane, Samsun, Erzurum, Erzincan, Hınıs ve Şarki Beyazıt sancaklarının bütün askeri ve mülki idaresi tam salahiyetle verilmişti. Sadaretin müspet cevap verdiği bu tezkireden sonra Harbiye nezareti, Erkan-ı Harbiye-i Umumi’ye yaptı tamimde “tayinin aynı gün Zat-ı Şahanenin (Padişahın) irade-i seniyelerine arz kılındığını ve İstanbul’da bulunan Paşa’ya tebliğ edildiğini” bildirmişti.

Harbiye Nazırı Müşir Şakir Paşa ile Sadrazam Damat Ferit Paşa, Mustafa Kemal Paşa’ya vazife ve salahiyetlerini gösteren bir talimat yazısı vereceklerdi. Bu talimat yazısında yukarıdaki sancakların Paşa’nın emrinde olduğu teyit ediliyor, ayrıca Diyarbakır, Mardin, Ankara, Kayseri, Kastamonu, Malatya gibi vilayetlerin Dokuzuncu Ordu Müfettişliği’nin her türlü müracaatına cevap vermesi isteniyordu.

Buraya kadar olan gelişmeler göstermiştir ki, Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu müfettişliğine tayin edilmiş ve hem Harbiye Nazırı Şakir Paşa hem de Sadrazam Damat Ferit Paşa’dan salahiyetine dair “talimat tezkiresi” almıştır. Yani Paşa’nın gideceğinden, hem aralarında geçen konuşmadan, hem de verdiği “irade”den dolayı Padişahın haberi vardır. Bu derece geniş ve mühim bölgeler üzerinde o döneme kadar çok az kişiye verilen bu salahiyetle, Harbiye Nezaretine sadece bilgi vermek kaydıyla bütün nezaretlere hitap edebilecekti. Açıkçası Mustafa Kemal Paşa bütün orta, doğu, kuzey ve güneydoğu Anadolu üzerinde muvafık gördüğü işleri yapabilecekti. Padişah’ın bu tayin meselesine irade çıkarması bazı çevrelere göre “lütuf” gibi irdelenmektedir. Bu kadar geniş yetkiye sahip kumandana bu irade hak ettiği için verilmiştir. Ülkeyi düze çıkaracak “tek adam” odur. Önemli olan bu tayinle milli mücadeleyi başlatmaktır. Ve başlatmıştır.

Samsun’a hareket öncesi

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a hareketinden önceki görüşmelerinde hem silah arkadaşları hem de Sadrazam ve Padişah Vahdettin de vardır. Paşa 15 Mayıs 1919’da Damat Ferit Paşa’nın, Nişantaşı’ndaki evinde kendisine verdiği özel akşam yemeğine, yeni Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa ile birlikte katılmıştı. Sadrazam, Mustafa Kemal’in salahiyetlerini hangi ölçüde ve nasıl kullanacağını merak ediyordu. Sadrazamın bu konuda tereddütlerinin olduğu anlaşılıyordu. Mustafa Kemal Paşa, “İngiliz raporlarına göre Samsun ve havalisinde bazı karışıklıklar varmış. Yerinde yapacağım tetkikat ile hallederiz” demişti. Sadrazam bu defa Cevat Paşa’ya dönerek “Siz ne dersiniz?” diyecekti. Cevat Paşa bu soruyu, tereddüdü ortadan kaldırmak gayesiyle şöyle cevaplayacaktır: “Efendim, Paşa tabiî o mıntıkadaki kuvvete kumanda edecek, zaten nerede kuvvet kaldı ki?”

Sabah Genelkurmay Başkanlığı’na giden Paşa, Cevat Çobanlı ve Fevzi Çakmak ile vedalaşmış, oradan Babı-ali’ye geçerek, İzmir’in işgali üzerine toplanan kabinenin, Dahiliye ve Hariciye nazırlarıyla vedalaşmak imkanını bulabilmişti (15 Mayıs 1919).

Padişah’a veda için Yıldız Sarayı’na da giden Mustafa Kemal, bu buluşmayı şöyle anlatacaktı:

“Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda Padişah’la adeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Sağında, dirseğini dayamış olduğu bir masa ve üstünde bir kitap vardı. Padişah hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı: ‘Paşa, Paşa şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir. Tarihe geçmiştir.’ O zaman bunun bir tarih kitabı olduğunu anladım. Dikkatle ve sükûnla dinliyordum. “Bunları unutun.” dedi. “Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa devleti kurtarabilirsin.” Bu son sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle samimi mi konuşuyor? Kendisine, “Merak buyurmayın efendim. Nokta-i Nazar-ı Şahanenizi anladım. İrade-i seniyeniz olursa hemen hareket edeceğim ve bana emir buyurduklarınızı bir an olsun unutmayacağım.” (İstiklal Savaşı, Ömer Sami Coşar)

Mustafa Kemal Paşa “Muvaffak ol” diyen Padişah’a veda ederek, derhal Şişli’deki evine dönerek hazırlıklarını tamamlayacak, Akaretler’e giderek annesi ile vedalaşacaktır. Hareket saati gelmiştir. (16 Mayıs 1919)

Paşa ve refakatindekiler Galata Rıhtımı’na otomobil ile inmişler ve açıkta demirli bulunan Bandırma Vapuru’na sandalla geçmişlerdi. Önceden kararlaştırıldığı gibi rıhtımda herhangi bir uğurlama merasimi yapılmamıştır. Vapur işgal kuvvetlerinin mutat kontrolü için Kız Kulesi açıklarında demir atmış bir İngiliz binbaşısı komutasındaki heyet tarafından araştırmaya tabi tutulmuştur.

Bandırma Vapuru’nun hareket halinde olduğu tarihte İngilizler 100 kadar asker ve harp malzemesini Samsun’a çıkarmıştı (17 Mayıs 1919).

Bandırma Vapuru önce Sinop’a gelmiş ve Samsun’a karayolu ile geçilmesinin imkanı aranmıştı (18 Mayıs). Ancak güvenlik sebebiyle tekrar vapura dönülecek ve Bandırma, Samsun’a müteveccihen demir atacaktı.

 
Yorum yapın

Yazan: 28 Temmuz 2022 in 18 Mayıs 1919

 

Etiketler: , , , , , , , , ,

BİLKE’DEN HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ

18 Mayıs 1919 ANISINA, Sinop’a bir anıt dikilmesi talebi dilekçesi başkana sunuldu.  19.04.2019

Onursal Üyelerimiz ve Yönetim Kurulu üyelerimizden oluşan grup, bu gün yeni Belediye Başkanımızı makamında ziyaret ettiler.  Başkana, HAYIRLI OLSUN diyerek görevinde başarılar dilediler.

Belediye Başkanımızı ziyaret

Onursal üyelerimizden Sayın Fehmi AYDIN ve Sayın Günsel DİRİ, Dernek Başkanı Yaşar SARIKAYA, Yönetim Kurulu üyesi Ayfer SALCIER birlikte başkanı kutladılar. Köy Enstitüsü mezunu Sayın Fehmi AYDIN, Ortaklar Köy Enstitüsü anılarını ve tecrübelerini paylaştı.

Dernek Başkanı 2010 yılında basılan Bir İnci Memleketim kitabını başkana takdim etti.

Yaşar SARIKAYA, TBMM Kütüphanesi, Milli Kütüphane ve çok sayıda kaynaktan faydalanarak kitabında yer verdiği 18 Mayıs 1919 Atatürk’ün Bandırma Vapuru ile Sinop’a gelişi hakkındaki belgeleri ve resmi dilekçeyi, olayın 100. yılı olması sebebiyle başkana sundu.

Sinop’a yapılması talep edilen bu anıta, Kurtuluş Savaşı şehitlerinin de yazılmasının düşünülebileceğini konu eden Y. SARIKAYA, bu anıtın turizm açısından da önemine değindi. Başkana başarılar dileyerek ziyaret sona erdi.

18 MAYIS 1919

Sinop için önemli bulduğumuz bir ziyaret. Kurtuluş Savaşı dönemleri ve Atatürk Bandırma vapuru ile Sinop’ta.

30 Nisan 1919 tarihinde merkezi Erzurum’da bulunan 9.Ordu Kıtaatı Müfettişliğine tayin olunan ,eski Yıldırım Orduları Grubu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa’nın tayin kararnamesi 15 Mayıs 1919 da , Vükela Heyetince tanzim ve Padişah Mehmet Vahdettin tarafından da tasdik olunmuştu(1). Mustafa Kemal Müfettişlik Teşkilatına ait bütün hazırlıklarını daha önceden ikmal etmişti. İstanbul’dan bir an evvel uzaklaşmak ,Anadolu’nun vefalı sinesine atılmak istiyordu. Bahriye Nazırı Ali Rıza Paşa’nın delaletiyle kendisi ve birlikte gidecek arkadaşları için hazırlanan Bandırma adındaki küçük ve köhne bir vapur ,Galata Rıhtımı açıklarında demir atmış ,emre hazır bulunuyordu. Ordu Müfettişliği karargahını teşkil eden zatlarla beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü saat 16.40 da İstanbul’dan hareket edildi. Paşaya Galata rıhtımında Rauf(Orbay) ve Fethi(Okyar)beyler ile bir iki arkadaşı uğurladı.

         İşgal makamları tarafından kontrolü bitirilen Bandırma vapuru , akşam sularında boğazdan çıktı. Az sonra Karadeniz’in sessiz karanlıkları içine dalarak KEFKEN istikametinde yol almaya başladı. Karadeniz’in poyrazdan gelen sert dalgaları ,bu küçük ,bozuk pusulalı ,  köhne ve yolsuz gemiyi bir beşik gibi sallıyordu. Bandırma’nın 27 yıllık kaptanı , tuhaf bir tesadüf eseri olarak ,daha ilk defa Karadeniz seferine çıkıyordu. Kaptan İsmail Hakkı (Durusu) bozuk pusulalı bu köhne tekne ile yola nasıl devam edeceğini düşünüyordu. Mustafa Kemal , kaptanın bu endişesini sezdi ve ona:

         -Kaptan efendi! Telaş etmeyiniz  , kıyı kıyı gidersiniz. Bundan sonra maksat , Anadolu’nun her hangi bir noktasına ayak basmaktan ibarettir ,dedi.

         17 Mayıs 1919 Cumartesi sabahı İnebolu’ya varıldı. Fakat Mustafa Kemal kasabaya çıkmadı. 18 Mayıs Pazar günü öğle vakti Sinop limanına giren gemi , alelusul pratika verdikten biraz sonra , Mustafa Kemal şehre çıktı ve burada Sinop’un ileri gelenleriyle görüştü. Sinop’ta Pontus Cemiyetinin bir şubesi vardı. Başlarında eczacı Vasil bulunuyordu. Paşa bunların faaliyeti hakkında malumat aldı. Konuşmalar sırasında müstakbel bir mukavemet için ,  huzurundakileri uyarıcı bazı sözler de söyledi. Çok heyecanlı idi. Bir an evvel Samsun’a varmak istiyordu. Akşam saat 20 den sonra Sinop limanından demir alan , yani kalkan Bandırma vapuru , Gerze ve Bafra sahilleri boyunca Samsun’a doğru ağır ağır ilerlemeye başladı. Bütün gece seyrine devam etti. Mustafa Kemal , gemide   iki gece hiç uyumamıştı. Üstelik pek az şey yemiş ve mutadı veçhile mütemadiyen sigara içmişti.” (2)

(1)-Atatürk hareketinden önce Yıldız Sarayına giderek Vahdettin’e veda etmişti. Bu esnada aralarında geçen konuşmayı,Atatürk’ün hatıralarından naklen,Enver Behnan Şapolyo  Türkiye Cumhuriyeti Tarihi adlı eserinde (s:26-27)aynen kaydetmektedir.

( 2) -Türk Kültürü 5. cilt , sayfa: 30….. M.Şakir ÜLKÜTAŞIR

(3)-  F. Rıfkı Atay, Atatürk’ün hatıraları (1914-1919) s:125,  İstanbul 1965

 
Yorum yapın

Yazan: 19 Nisan 2019 in 18 Mayıs 1919

 

Etiketler: , ,

SİNOP VE VEFA BORCU

SİNOP’TA YAPILACAK ANIT İÇİN BAŞKANIMIZA ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER

BOA Nüfus Kayıtlarını araştırdığımızda, unutulan gerçeklerin yüzümüze kocaman bir şamar gibi  vurduğunu hissederiz. Köylerde tek  hanede kaydedilen 10 erkek nüfustan, bu gün sadece bir tanesine ulaşılmaktadır. Nerede askerlik yaptıkları, nerede savaştıkları, nerede şehit oldukları belli bile değildir.

Yerleşik hayata geçemeyen Türk köylüsü, yüz yıllardır Anadolu’ya karış karış  imzasını atmıştır.  Zaman zaman çadırını Ege civarına,zaman zaman Akdeniz yaylalarına gele gele de Sinop dağlarına kurmuşlardır. Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı döneminin vatan sever Türk köylüsüdür onlar. Bu gün Afgan, Suriye, Irak mültecilerine bu konuyu anlatmak zordur da, kendimize anlatmak neden zordur işte bu çok düşündürücüdür.

Anadolu coğrafyasındaki varlığımız, CUMHURİYET  ile dimdik ayaktadır. Yüz yıllarca bu vatana emek veren kentli köylü herkesi saygı ve rahmetle anıyoruz. BİLKE olarak, bu anıları yaşatmak istiyoruz. ” BANDIRMA VAPURUNUN  18 MAYIS 1919  günü Sinop limanına  gelişi, Sinop için özel bir gündür.

BİLKE 1. HALKBİLİM ÖDÜL TÖRENİ-18 MAYIS 1919 ANISINA 

BELEDİYE BAŞKANIMIZA TEŞEKKÜRLER

 18 MAYIS 1919  günün anısını yaşatmak için Belediye başkanımızı ziyaret ettik. Sayın ERGÜL,bir yıl içinde yapılacak olan Çekek Yeri Projesi içinde bir anıt köşesi planladıklarını ve bu anıta 18 MAYIS 1919 adının verileceği sözünü verdi. 

18 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk’ün Sinop’a gelişini eski cezaevi müdürü rahmetli Mustafa SİNAN’dan dinleyen Dr. Burhan ŞENDİL dinlediklerini derneğimizle paylaşmıştır: “Bandırma Vapuru Sinop Limanına uğradığı zaman, Atatürk tebdili kıyafet giymiş ve bir motorla Sinop’a çıkmıştır. Halk ile görüşüp, Sinop sokaklarında dolaşmıştır.  Ata,1928 yılının 15 Eylülünde Sinop’a geldiğinde, ara sokaklardan geçerken, onun sokakları tanıdığı fark edilmiştir.

Aynı bilgiyi, gazeteci Mustafa GENÇ de eski Sinoplulardan dinlemiş ve aynı şekilde anlatmaktadır.

15 Eylül 1928 günü, Atatürk Fışkıran Çeşmesi Sokağı, merdiven aralığından Tersane çarşısına inerek bazı dükkanlara bakmış ve eski tophane meydanına uğramıştır.( Ferit Dikmen) (2)

Bu sokaklardan geçerken, yolları bilmesi halkın dikkatini çekmiştir.

DOĞRULAYAN KAYNAKLAR

1)-Atatürk hareketinden önce Yıldız Sarayına giderek Vahdettin’e veda etmişti. Bu esnada aralarında geçen konuşmayı,Atatürk’ün hatıralarından naklen,Enver Behnan Şapolyo  Türkiye Cumhuriyeti Tarihi adlı eserinde (s:26-27)aynen kaydetmektedir.

( 2) -Türk Kültürü 5. cilt , sayfa: 30….. M.Şakir ÜLKÜTAŞIR

(3)-  F. Rıfkı Atay, Atatürk’ün hatıraları (1914-1919) s:125,  İstanbul 1965

(4)- Y.SARIKAYA- BİR İNCİ MEMLEKETİM, s:14-15-16

(5)-. Y.SARIKAYA- BİR İNCİ MEMLEKETİM, s,149-152

 

 
Yorum yapın

Yazan: 18 Mayıs 2017 in 18 Mayıs 1919

 

Etiketler:

Dr. BURHAN ŞENDİL’E BİLKE’DEN ÖZEL ÖDÜL

BLKE, 18 MAYIS 1919 anısına, iki yılda bir HALKBİLİM ÖDÜLLERİ vermektedir. 2016 yılında üçüncüsünü düzenlediğimiz program, 21 MAYIS 2016 günü ELİKA’DA verilen sabah kahvaltısında gerçekleştirildi.

DSC_0145

Bu yıl ilk defa, ödül kategorimizde, “BİLKE ÖZEL ÖDÜLÜ”  belirledik. Dernek üyelerimiz, derneğe gelen konuklarımız ve halk arasında yaptığımız anket sonucunda, “HALK SAĞLIĞI” alanında Sayın Dr. Burhan ŞENDİL tüm katılımcıların oyu ile ödüle uygun bulunmuştur. Sinopluların sevgisini ve güvenini kazanan Şendil, Sinoplulara 30 yıldır  başarıyla hizmet vermektedir. Her ailenin sağlık probleminde, yardımıyla mutlaka Burhan ŞENDİL imzası vardır.

DSC_0102

Eşi Sevtap Hanım ile birlikte kahvaltımızı onurlandıran doktorumuz, kahvaltıya katılan herkesle ayrı ayrı sohbet ederek, yine herkesin gönlünü kazanmıştır.

DSC_0144

Dernek başkanımızdan ödülünü alan Dr. Şendil ” Sinop’u ve Sinopluları çok seviyorum. 30 yıldır Sinop’ta çalışıyorum. Artık Sevtap Hanımla Sinoplu olduk. Bu gün için emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. Bilke olarak,davetimize katıldıkları için ŞENDİL ailesine  biz teşekkür ediyoruz.

DSC_0107

18 Mayıs 1919 tarihinin önemini vurgulayan ŞENDİL, yönetim kurulumuza eski cezaevi müdürü rahmetli Mustafa SİNAN’dan dinlediklerini şöyle anlattı: “Bandırma Vapuru Sinop Limanına uğradığı zaman, Atatürk tebdili kıyafet giymiş ve bir motorla Sinop’a çıkmıştır. Halk ile görüşüp, Sinop sokaklarında dolaşmıştır.  Ata,1928 yılının 15 Eylülünde Sinop’a geldiğinde, ara sokaklardan geçerken, onun sokakları tanıdığı fark edilmiştir.”

Aynı bilgiyi, gazeteci Mustafa GENÇ de eski Sinoplulardan dinlemiş ve aynı şekilde anlatmaktadır. Dernek başkanımız Yaşar SARIKAYA’nın,”BİR İNCİ MEMLEKETİM” kitabında konu Ülkütaşır tarafından anlatılıyor(1):

“17 Mayıs 1919 Cumartesi sabahı İnebolu’ya varıldı. Fakat Mustafa Kemal kasabaya çıkmadı. 18 Mayıs Pazar günü öğle vakti Sinop limanına giren gemi, alelusul pratika verdikten biraz sonra, Mustafa Kemal şehre çıktı ve burada Sinop’un ileri gelenleriyle görüştü. Sinop’ta Pontus Cemiyetinin bir şubesi vardı. Başlarında eczacı Vasil bulunuyordu. Paşa bunların faaliyeti hakkında malumat aldı. Konuşmalar sırasında müstakbel bir mukavemet için,  huzurundakileri uyarıcı bazı sözler de söyledi. Çok heyecanlı idi. Bir an evvel Samsun’a varmak istiyordu. Akşam saat 20 den sonra Sinop limanından demir alan, yani kalkan Bandırma vapuru, Gerze ve Bafra sahilleri boyunca Samsun’a doğru ağır ağır ilerlemeye başladı. Bütün gece seyrine devam etti. Mustafa Kemal, gemide iki gece hiç uyumamıştı. Üstelik pek az şey yemiş ve mutadı veçhile mütemadiyen sigara içmişti.” [1] 

M.ŞAKİR ÜLKÜTAŞIR

15 Eylül 1928 günü, Atatürk Fışkıran Çeşmesi Sokağı, merdiven aralığından Tersane çarşısına inerek bazı dükkanlara bakmış ve eski tophane meydanına uğramıştır.( Ferit Dikmen) (2)

Bu sokaklardan geçerken, yolları bilmesi halkın dikkatini çekmiştir.

[1] Türk Kültürü 5. cilt, s: 30 M. Şakir ÜLKÜTAŞIR

  1. Y.SARIKAYA- BİR İNCİ MEMLEKETİM, s:14-15-16

 

2. Y.SARIKAYA- BİR İNCİ MEMLEKETİM, s,149-152

 
Yorum yapın

Yazan: 22 Mayıs 2016 in 18 Mayıs 1919

 

Etiketler: , ,

BİLKE 3. HALKBİLİM ÖDÜLLERİ

DSC_0171

                    FOTO: BİLKE 1. HALKBİLİM ÖDÜLERİ TÖRENİ- ŞEHNAZ SAM KONSERİ

18 MAYIS 1919 VE SİNOP

Derneğimiz, her iki yılda bir   HALKBİLİM ödülleri vermektedir. Birincisini 2012 yılında gerçekleştirdiğimiz HALKBİLİM ödüllerini,18 MAYIS 1919 günü BANDIRMA vapurunun Sinop limanına gelişi anısına veriyoruz. Tarihimiz için çok önemli olan bu anıyı yaşatmak istiyoruz.  Sinop  halk kültürlerinin günün koşullarında değerlendirilmesi, Sinop ekonomisine katkı sağlanması ve istihdam  alanları oluşturulabilmesi için,  KÜLTÜRÜN FİKİR SANAT boyutunda değer bulmasını ve üretenin kazanmasını hedefliyoruz.

DSCF1852

FOTO: 2014 BİLKE 2. HALKBİLİM ÖDÜL TÖRENİ

“GELECEĞE ÜRETELİM “sloganımızla yola çıktık. Çalışmalarımızla üretici bireylerin artmasını umut ediyoruz. Bu yıl 3. HALKBİLİM  ÖDÜLLERİMİZ verilecektir. Katılmak isteyenler sinopbilke@hotmail. adresine mail ile başvurabilirler.Başvuru 30 NİSAN 2016 tarihinde sona erer.

Bu yıl ilk defa üyelerimiz ve dernek ziyaretçilerimiz arasında anket yapılacaktır. Anket sonucunda, Sinop’a hizmeti ve mesleki başarıları ile halkın sevgi ve takdirini kazanan bir kişiye HALKBİLİM ONUR ÖDÜLÜ verilecektir.

SİNOP İÇİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUZ.

Tüzüğümüz amaçları doğrultusunda verilecek olan halkbilim ödülleri 3 ayrı kurul tarafından değerlendirilir

  • Seçici Kurul
  • Yönetim Kurulu
  • Üst Danışma Kurulu

            DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ 

  • Çalışma Sinop il ilçe ve köylerini kapsar. 
  • Halkbilimi ve diğer bilimsel yöntemler kullanılır, 
  • Sinop halk kültürleri alanında yapılır: 
  • İlk çalışma olmalıdır, tekrar olan çalışmalar değerlendirilmez, 
  • Kitap, tez, araştırma, makale gibi akademik çalışmalar önceliklidir,
  • Yerel kaynaklar değerlendirilmeli ve ilin ekonomik kalkınması hedeflenmelidir,
  • Organik tarım teşvik edilmeli, yöre ekonomisine katkı sağlanmalıdır, 
  • Yayınlanmış akademik dergi, kitap, makale ve tez çalışmalarından ve kaynak kişilerden faydalanılmalıdır,
  • Gelecek nesillere ve akademik araştırmalara kaynak olmalıdır.

18 MAYIS 2014 BİLKE 2. Halkbilim ödülleri 7 kategoride verildi.

  1. Akademik ödül:
  • “OSMANLI DEVRİNDE SİNOP” isimli kitabın yazarı, Profesör Doktor Mehmet Ali ÜNAL. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı.
  1. Halk oyunları ödülü:Dikmen-Gerze-Boyabat-Durağan yöresine ait ÇEREZ OYUNU, TRT- ilden ile dilden dile maniler programı yapımcısı Selma ÖZİNANIR

3.  Edebiyat ödülü:Yerel Sinop ağzı, yerel yaşam kültürü, Sinop bayramları, eski Sinop konulu şiirleriyle Söz yazarı- Şair-Levent BEKTAŞ

4-Sinop el sanatları akademik araştırma ödülü : Bu akademik çalışma için 2 ay Özekes bıçakta staj yapan ve 200 sayfa “Özekes bıçakları” konulu İstanbul Üniversitesi Sosyal Antropoloji tezi Günsu CABACI

5– Sinop El sanatları ödülü: Ünü dünyaya ulaşan Özekes Bıçakları son kuşak ustası- Cengiz ÖZEKES

6-Halk kültürleri Basın ödülü: Yöre halkının geleneksel mutfağımızda kullandığı otlar ve mantarlar konulu makaleleri ile Veteriner Hekim -Yazar Ahmet KÜÇÜKBAŞ

7– Halk sağlığı ödülü: Sinop il-ilçe ve köylerimizdeki yaşlı- genç tüm engelli vatandaşlarımıza ulaşarak, donanımlı merkezlerde tedavi görmeleri için yıllardır çalışmalar yapan Berrin GÜRLEYEN

………………………………

18 MAYIS 2012 BİLKE 1. HALKBİLİM ÖDÜLLERİ KİMLERE VERİLDİ

1 Halk Müziği Medya Ödülü – TRT MÜZİK Yüreğimde Türküler- Sinop  Yapımcı- Eda ÖZÇETİN

2-Halk Kültürü Tanıtım Ödülü- KURUM- Yurt içi ve yurt dışı fuar tanıtımları İl kültür ve Turizm Müdürlüğü

3-Halkbilim Hizmet Ödülü-Yönetici- İşkur Müdürü Lokman CEYLAN Bilke- İşkur DİKMEN İlçesi ve köyleri, kaybolan el nakışlarının korunması ve yaşatılması Projesi

                4- Halk Kültürü Hizmet Ödülü- Kültür ve Edebiyat Dalı – Sinop Belediyesi Kültür Yayınları Ahmet Muhip Dıranas Kitabı  Yazar Şükrü AYDIN

5- Halkbilim Hizmet Ödülü-YEREL KAYNAKLARI KULLANMAÜRETİM ve PAZARLAMA- Sinope Meyve Suları Kurucusu ve Sahibi    Mahmut BENK 

6- Halkbilim Hizmet Ödülü- Durağan-Dikmen-Gerze-Ayancık kadın ve erkek giysileri Koruma-yaşatma-güncelleme-projelendirme El Sanatları Öğretmeni Süheyla HAYIRCI

7- Halkbilim Hizmet Ödülü- SİNOP BİBLİYOGRAFYA- Emel Al Eski Tarihli Sinop Makaleleri- Yazılar- Araştırmalar ve Arşiv Tarama 

8- Halk Kültürü Hizmet Ödülü- Yerel Organik Tarım- Öztekin ÖZTÜRK- Buğday- mısır- kiren- töngel gibi yöre bitki türlerini organik yetiştirme, Sinop tahıl ve bitkilerini koruma

9- Halk Kültürü Hizmet Ödülü – Sinop Eski Fotoğraflarını Arşivleme  Zeynel Zeki Özcanoğlu

10-Halk Oyunları Ödülü- İlk Geleneksel Sinop Halk Oyunları Ekibi kurma ve bu dalda Sinop’u temsil etme Nuran ÇAKIR

11- Halk kültürü-Geleneksel el sanatları ödülü-Rasim DEMİR Ağaç köklerini, çeşitli işlemlerden geçirİP şekillendirme

 

12- Halk Kültürü Hizmet Ödülü- BİLKE Kök Boya Yarışması, “Gerze-   Bolalı köyü geleneksel kökboyaları” konulu çalışma Ana- oğul Kazım AYDIN – Hanife AYDIN

13- Halk Kültürü Hizmet-Kültür ve Edebiyat dalı- 19.05.2010 Özellikleri ve Güzellikleriyle İllerimiz ve İlçelerimiz

Konulu 13.Hikmet Okyar şiir yarışmasında, Türkiye birincisi olan Sinop güzellemesi şiiri-  Sabiha SERİN

 
Yorum yapın

Yazan: 01 Şubat 2016 in 18 Mayıs 1919

 

Etiketler:

18 MAYIS 1919 ANISINA BİLKE 2. HALKBİLİM ÖDÜL TÖRENİ

DSCF1852

Dünyamızda, insan yaşamı başlangıcı ile halk kültürleri var olmuştur. İhtiyaçları karşılamaya çalışan insan, ürettikleri ile halk kültürlerine imzasını atar. İnsan, zaman denizinde memleket gemisi içinde, bireysel farkındalık  ve kültür zenginliği kazanır, üretmeye başlar.

 

Teknoloji, insani değerlerini yutup yok ediyorsa, insan maddenin esiri olma yolunda, yaratıcılığını katleder. Yürek, iç ses yerine dış sesleri dinler.  Teknolojinin yarattığı popüler kültür, bizi kendimizden uzaklaştırır. Halk kültürleri yok olmaya başlar.

18 MAYIS SİNOP için önemli bir gündür. Yıl 1919’dur. Vatan işgal edilmiş, halk yoksuldur. Bandırma Vapuru 18 Mayıs günü Sinop limanındadır. Atatürk o gün Sinop’tan kara yolu ulaşımı için bilgi toplamıştır. Sinoplu halk ile görüşmüş bilgi almıştır.

Eğer Sinop  kara yolu ulaşıma elverişli olsa idi Kurtuluş Savaşı Sinop’tan başlayacaktı. BİLKE 18 MAYIS 1919 anısına, her iki yılda bir HALKBİLİM ödülleri vermektedir.  Türk Milleti bu savaşı 1919 koşulları içinde, sahip olduğu kültür birikimi ile kazanmıştır. Nene Hatun, Şerife Bacı,Kara Fatma, İsimsiz onbaşılar, 15’lik kuzular, Anadolu kültürü ile yoğrulmuş kahramanlardır. İmece, yardımlaşma, paylaşma kültürünü özümsemiş insanlardır bunlar.

Bilke’nin sloganı, “GELECEĞE ÜRETELİM”

Halkbilim ödülleri, üreten bir toplum olmamızı hedeflemektedir. Üreten yaratıcı bireyler ödüllendirilmektedir.Halk kültüründe temel unsur insandır. Ödül alanlar, bireysel yaratıcılıklarının ürünü olan eserleri ile ödüle uygun görülmüşlerdir.

YIL 18 MAYIS 2014 

Derneğimiz 18 Mayıs Pazar günü saat 10.00’da Aşıklar Caddesi Eğlence Dünyası salonunda sabah kahvaltısı düzenledi. Kahvaltıya Belediye Başkanımız Sayın Baki Ergül, dernek üyelerimiz ve eğitim gönüllülerimiz katıldı. Dernek projelerinin ve etkinliklerinin tanıtımının yapıldığı slayt gösterisi kahvaltı boyunca ekranda döndü.

DSCF1831

BİLKE kahvaltı programında davetlilere açık büfe kahvaltı sundu. Dernek Başkanı Yaşar SARIKAYA, Soma’da kaybettiğimiz madencilerimiz için rahmet ve ailelerine başsağlığı dileyerek 18 Mayıs tarihinin Sinop için öneminden bahsetti. Yönetim kurulu başkan yardımcımız Ayşe CENGİZ’İN sunduğu programda kahvaltı sonunda Belediye Başkanı günün anlamı ve halk kültürlerinin önemi konusunda konuşma yaptı. Plaketler, belediye başkanımız tarafından ödül sahiplerine verildi.Ödül alanlar kendi alanları ile ilgili bilgiler verdiler.Derneğimiz, KUZEY YILDIZI PROJESİ’ne destek veren eğitim gönüllülerine üniversite öğrencilerimize yaptıkları yardım için ödül verildi. Kahvaltı ve ödül törenimizde bizleri onurlandıran belediye başkanımız Sayın Baki ERGÜL’e çok teşekkür ederiz.

NEDEN HALK KÜLTÜRLERİ 

Derneğimiz, bu projeyi halk kültürlerinin korunması ve yaşatılması, bilimsel yöntemlerle araştırılması, yerel kaynakların kullanılarak istihdama katkı sağlanması amacıyla düzenliyor.

Birinci Halkbilim ödülleri, 18 Mayıs 2012 tarihinde verildi. Halkbilim ödüllerinin bu yıl ikincisini veriyoruz.

Tüzüğümüz doğrultusunda verilecek olan halkbilim ödülleri, 3 ayrı kurul tarafından değerlendiriliyor.

1-Yönetim Kurulu

2-Seçici Kurul

3-Üst Danışma Kurulu

Yönetim Kurulu, aranılan özelliklere uygun olan çalışmaları seçici kurula sunuyor, değerlendirme üst danışma kurulu ve seçici kurul tarafından birlikte yapılıyor.

Değerlendirmede aranan özellikler:

-Çalışma yöremizin özelliklerini taşımalıdır.

-Sinop konulu olmalı, halk kültürü değeri taşımalıdır.

-Çalışma basamaklarında bilimsel yöntemler kullanılmalıdır.

-Yaratıcı çalışma olmalı, kopyalanmış ve tekrarlanmış olmamalıdır.

-Geleneksel çalışmalarda, ilimiz hakkında yayınlanan akademik çalışmalar, dergi, kitap, makale, tez ve canlı kaynaklardan yararlanılmış olmalıdır.

-Sinop’ta daha önceden yapılmış çalışmaların tekrarı olanlar değerlendirmeye alınmayacaktır.

-Değerlendirme yapılırken, katılımcının Sinop Halk Kültürleri alanında yaptığı başka çalışmalar da dikkate alınacaktır.

-Yerel kaynaklar kullanılmalı, organik tarım desteklenmeli ve yörenin ekonomisine katkı sağlanmalıdır.

-Gelecek nesillere ve akademik araştırmalara kaynak olma özelliği taşımalıdır.

ÖDÜLLER

Bu yıl BİLKE 2. Halkbilim ödülleri 7 kategoride verildi.

  1. Akademik ödül:

–          “OSMANLI DEVRİNDE SİNOP” isimli kitabın yazarı, Profesör Doktor Mehmet Ali ÜNAL. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı.

  1. Halk oyunları ödülü:

Dikmen-Gerze-Boyabat-Durağan yöresine ait ÇEREZ OYUNU, TRT- ilden ile dilden dile maniler programı yapımcısı Selma ÖZİNANIR

3– Edebiyat ödülü

Yerel Sinop ağzı, yerel yaşam kültürü, Sinop bayramları, eski Sinop konulu şiirleriyle

Söz yazarı- Şair-Levent BEKTAŞ

4-Sinop el sanatları akademik araştırma ödülü

Bu akademik çalışma için 2 ay Özekes bıçakta staj yapan ve 200 sayfa “Özekes bıçakları” konulu İstanbul Üniversitesi Sosyal Antropoloji tezi

Günsu CABACI

5– Sinop El sanatları ödülü

Ünü dünyaya ulaşan Özekes Bıçakları son kuşak ustası- Cengiz ÖZEKES

6-Halk kültürleri Basın ödülü

Yöre halkının geleneksel mutfağımızda kullandığı otlar ve mantarlar konulu makaleleri ile

Veteriner Hekim –Ahmet KÜÇÜKBAŞ

7– Halk sağlığı ödülü

Sinop il-ilçe ve köylerimizdeki yaşlı- genç tüm engelli vatandaşlarımıza ulaşarak, donanımlı merkezlerde tedavi görmeleri için yıllardır çalışmalar yapan

Berrin GÜRLEYEN

Kahvaltı ve ödül törenimizde emeği geçen Zülfiye ŞANLI,  Şehnaz TEZCAN,Şenol SALCIER, Süheyla HAYIRCI ve Gülhan UĞUR’a katkıları için teşekkür ediyoruz.

 
2 Yorum

Yazan: 19 Mayıs 2014 in 18 Mayıs 1919

 

Etiketler: , ,

18 MAYIS 1919

Sinop için önemli bulduğumuz bir ziyaret. Kurtuluş Savaşı dönemleri ve Atatürk Bandırma vapuru ile Sinop’ta.

30 Nisan 1919 tarihinde merkezi Erzurum’da bulunan 9.Ordu Kıtaatı Müfettişliğine tayin olunan ,eski Yıldırım Orduları Grubu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa’nın tayin kararnamesi 15 Mayıs 1919 da , Vükela Heyetince tanzim ve Padişah Mehmet Vahdettin tarafından da tasdik olunmuştu(1). Mustafa Kemal Müfettişlik Teşkilatına ait bütün hazırlıklarını daha önceden ikmal etmişti. İstanbul’dan bir an evvel uzaklaşmak ,Anadolu’nun vefalı sinesine atılmak istiyordu. Bahriye Nazırı Ali Rıza Paşa’nın delaletiyle kendisi ve birlikte gidecek arkadaşları için hazırlanan Bandırma adındaki küçük ve köhne bir vapur ,Galata Rıhtımı açıklarında demir atmış ,emre hazır bulunuyordu. Ordu Müfettişliği karargahını teşkil eden zatlarla beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü saat 16.40 da İstanbul’dan hareket edildi. Paşaya Galata rıhtımında Rauf(Orbay) ve Fethi(Okyar)beyler ile bir iki arkadaşı uğurladı.

         İşgal makamları tarafından kontrolü bitirilen Bandırma vapuru , akşam sularında boğazdan çıktı. Az sonra Karadeniz’in sessiz karanlıkları içine dalarak KEFKEN istikametinde yol almaya başladı. Karadeniz’in poyrazdan gelen sert dalgaları ,bu küçük ,bozuk pusulalı ,  köhne ve yolsuz gemiyi bir beşik gibi sallıyordu. Bandırma’nın 27 yıllık kaptanı , tuhaf bir tesadüf eseri olarak ,daha ilk defa Karadeniz seferine çıkıyordu. Kaptan İsmail Hakkı (Durusu) bozuk pusulalı bu köhne tekne ile yola nasıl devam edeceğini düşünüyordu. Mustafa Kemal , kaptanın bu endişesini sezdi ve ona:

         -Kaptan efendi! Telaş etmeyiniz  , kıyı kıyı gidersiniz. Bundan sonra maksat , Anadolu’nun her hangi bir noktasına ayak basmaktan ibarettir ,dedi.

         17 Mayıs 1919 Cumartesi sabahı İnebolu’ya varıldı. Fakat Mustafa Kemal kasabaya çıkmadı. 18 Mayıs Pazar günü öğle vakti Sinop limanına giren gemi , alelusul pratika verdikten biraz sonra , Mustafa Kemal şehre çıktı ve burada Sinop’un ileri gelenleriyle görüştü. Sinop’ta Pontus Cemiyetinin bir şubesi vardı. Başlarında eczacı Vasil bulunuyordu. Paşa bunların faaliyeti hakkında malumat aldı. Konuşmalar sırasında müstakbel bir mukavemet için ,  huzurundakileri uyarıcı bazı sözler de söyledi. Çok heyecanlı idi. Bir an evvel Samsun’a varmak istiyordu. Akşam saat 20 den sonra Sinop limanından demir alan , yani kalkan Bandırma vapuru , Gerze ve Bafra sahilleri boyunca Samsun’a doğru ağır ağır ilerlemeye başladı. Bütün gece seyrine devam etti. Mustafa Kemal , gemide   iki gece hiç uyumamıştı. Üstelik pek az şey yemiş ve mutadı veçhile mütemadiyen sigara içmişti.” (2)

(1)-Atatürk hareketinden önce Yıldız Sarayına giderek Vahdettin’e veda etmişti. Bu esnada aralarında geçen konuşmayı,Atatürk’ün hatıralarından naklen,Enver Behnan Şapolyo  Türkiye Cumhuriyeti Tarihi adlı eserinde (s:26-27)aynen kaydetmektedir.

( 2) -Türk Kültürü 5. cilt , sayfa: 30….. M.Şakir ÜLKÜTAŞIR

(3)-  F. Rıfkı Atay, Atatürk’ün hatıraları (1914-1919) s:125,  İstanbul 1965

 
Yorum yapın

Yazan: 04 Mart 2012 in 18 Mayıs 1919