RSS

Aylık arşivler: Mayıs 2020

ekitap-Bir İnci Memleketim

PDF dosyası olarak kitabı okuyabilirsiniz.

kitabın 1. bölümü için aşağıdaki linki tıklayın:

bir inci mmlktm-1      

kitabın 2. bölümü için aşağıdaki linki tıklayın:

inci memleketim -2

 

 

Etiketler: ,

BİLKE 5.HALKBİLİM AKADEMİK ÖDÜL

Bu yıl 5. HALKBİLİM AKADEMİK  ödülümüz Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Projesine verildi

BİLKE 5. HALKBİLİM ÖDÜLLERİ 

AKADEMİK ÖDÜL  

*** “YEREL ÜRETİM VE İSTIHDAM” KATEGORİSİ

PROJE: “Modifiye atmosfer paketlenmiş MTGaz katkılı balık köftesi” 

“Patent” başvurusu yapılmış

Araştırma ekibi:

Prof. Dr. Hülya TURAN (Yürütücü)

Doç. Dr. Demet KOCATEPE

Dr. İrfan KESKİN

Arş. Gör. Can Okan ALTAN

Arş. Gör. Bayram KÖSTEKLİ

proje ekibi

TÜBİTAK 1002 Projesi (Proje No: 118O109)

Modifiye Atmosfer Paketleme (MAP) ile Paketlenen Alabalık (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Köftesi Üretiminde Mikrobiyal Transglutaminaz (MTGaz) Enziminin Kalite Üzerine Etkisi ve Endüstriyel Kullanım Olanaklarının Araştırılması

Projenin Amacı ve Önemi

Son yıllarda bireylerin sağlıklı beslenme hususunda bilinç geliştirmesine yönelik çalışmalar hem ulusal basında hem de sosyal medyada sıklıkla yer almaktadır. Bu sebeple toplumun sağlıklı beslenme ihtiyacını karşılayacak ürünlere yönlendirilmesi gerektiği aşikardır. Ülkemizde önemli bir potansiyeli olan su ürünlerine olan ilginin artırılması sağlıklı beslenmenin sağlanabilmesi açısından önem az etmektedir. Bu sebepledir ki gelişen beslenme bilinci, çocuklara okullarda verilen beslenme eğitimleri ile desteklenmekte, su ürünleri ve balık tüketimi teşvik edilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmalara katkı sağlamak üzere balık tüketimini artırmak için hem ürün çeşitliliğini geliştirmek hem de bölgesel olarak üretilen yetiştiricilik balıklarının üretime kazandırılması elzem bir husustur. Sağlıklı, çocukların ve yetişkinlerin severek tüketebileceği, kimyasal katkısız, tekstür ve lezzet açısından kaliteli su ürünlerinin geliştirilmesinin balık tüketimini artırmaya katkı sağlayacağı hususu bu projenin çıkış noktası olmuştur. Bu doğrultuda bölgemizde önemli oranda yetiştiriciliği yapılan alabalığın (Türk Somonu) hem yetişkinler hem de çocuklar tarafından sevilebilecek balık köftesi-burger üretiminde kullanılması planlanmıştır. Güvenle tüketilebilecek, kimyasal katkı maddesiz, uzun ömürlü ve lezzetli balık köftesi-burger geliştirmek, içeriğini belirlemek, kalite parametrelerini araştırmak bu projenin genel çerçevesini oluşturmaktadır. Bu çerçevede Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı öğretim elemanları tarafından planlanan proje TÜBİTAK’a 1002 Hızlı Destek Projeleri kapsamında sunulmuş ve desteklenmeye değer bulunmuştur. Ayrıca proje kapsamında balık köftesi-burger üretimi Kuzey Su Ürünleri tarafından desteklenmiş, proje kapsamında kullanılan alabalıklar ve proje desteğine ek maddi destek firma tarafından sağlanmıştır. Bu çerçevede bu proje ile modifiye atmosfer paketlenmiş mikrobiyal transglutaminaz (MTgaz) ilaveli balık köfteleri üretilerek, su ürünleri sektörüne yeni bir ürün kazandırılmıştır. Proje süresince yapılan kimyasal, mikrobiyolojk, duyusal ve tesktürel analizler ile bu ürünün depolama sürecindeki tüm özellikleri ortaya konulmuştur. MTgaz ilaveli balık köfteleri okullarda tattırılarak, olumlu geri bildirimler alınmış ve ürünün çocuklar/yetişkinler tarafından sevilerek tüketildiği gözlemlenmiştir. Okullarda yapılan tadımlar sırasında ulusal medyaya röportaj verilmiş ve proje çıktıları paylaşılmıştır. Türk Patent ve Marka Kurumu’na 25.12.2019 tarihinde projede elde edilen ürün için; “Modifiye atmosfer paketlenmiş MTGaz katkılı balık köftesi” başlıklı “Patent” başvurusunda bulunulmuştur.


modifiye atmosfer paketlenmiş MT gaz katkılı balık köftesi

balık köfteleri okullarda tattırıyor

Proje ekibini kutluyor, Sinop için hayırlı olmasını diliyoruz.

üniversite haber aşağıdaki linkte

https://sufak.sinop.edu.tr/2020-bilke-5-halkbilim-hizmet-odullerinde-akademik-odul-fakultemize-verildi-2/

 
 

Etiketler: , , , ,

2020 BİLKE 5. HALKBİLİM ÖDÜLLERİ VERİLDİ

17. 05.2020-BİLKE

Derneğimiz, her iki yılda bir   HALKBİLİM ödülleri vermektedir. Birincisini 2012 yılında gerçekleştirdiğimiz HALKBİLİM ÖDÜLLERİ,18 MAYIS 1919 günü BANDIRMA vapurunun Sinop’a gelişi anısına veriliyor. Bu önemli günün hatırasını yaşatmak amacı ile Sinop’a 18 MAYIS KURTULUŞ ANITI dikilmesini hedefliyoruz.  Sinop Belediyesi ÇEKEK YERİ tamamlandığında anıtın orada yer alacağı sözünü verdi. Sinop kültür ve tarih turizmine katkısı olmasını diliyoruz.

 

AKADEMİK ÖDÜL

SİNOP ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ

*** “YEREL ÜRETİM VE İSTİHDAM” KATEGORİSİ

PROJE: “Modifiye atmosfer paketlenmiş MTGaz katkılı balık köftesi” 

“Patent” başvurusu yapılmış

Araştırma ekibi:

Prof. Dr. Hülya TURAN (Yürütücü)

Doç. Dr. Demet KOCATEPE

Dr. İrfan KESKİN

Arş. Gör. Can Okan ALTAN

Arş. Gör. Bayram KÖSTEKLİ

TÜBİTAK 1002 Projesi (Proje No: 118O109)

Modifiye Atmosfer Paketleme (MAP) ile Paketlenen Alabalık (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Köftesi Üretiminde Mikrobiyal Transglutaminaz (MTGaz) Enziminin Kalite Üzerine Etkisi ve Endüstriyel Kullanım Olanaklarının Araştırılması

Projenin Amacı ve Önemi :Son yıllarda bireylerin sağlıklı beslenme hususunda bilinç geliştirmesine yönelik çalışmalar hem ulusal basında hem de sosyal medyada sıklıkla yer almaktadır. Bu sebeple toplumun sağlıklı beslenme ihtiyacını karşılayacak ürünlere yönlendirilmesi gerektiği aşikardır. Ülkemizde önemli bir potansiyeli olan su ürünlerine olan ilginin artırılması sağlıklı beslenmenin sağlanabilmesi açısından önem az etmektedir. Bu sebepledir ki gelişen beslenme bilinci, çocuklara okullarda verilen beslenme eğitimleri ile desteklenmekte, su ürünleri ve balık tüketimi teşvik edilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmalara katkı sağlamak üzere balık tüketimini artırmak için hem ürün çeşitliliğini geliştirmek hem de bölgesel olarak üretilen yetiştiricilik balıklarının üretime kazandırılması elzem bir husustur. Sağlıklı, çocukların ve yetişkinlerin severek tüketebileceği, kimyasal katkısız, tekstür ve lezzet açısından kaliteli su ürünlerinin geliştirilmesinin balık tüketimini artırmaya katkı sağlayacağı hususu bu projenin çıkış noktası olmuştur. Bu doğrultuda bölgemizde önemli oranda yetiştiriciliği yapılan alabalığın (Türk Somonu) hem yetişkinler hem de çocuklar tarafından sevilebilecek balık köftesi-burger üretiminde kullanılması planlanmıştır. Güvenle tüketilebilecek, kimyasal katkı maddesiz, uzun ömürlü ve lezzetli balık köftesi-burger geliştirmek, içeriğini belirlemek, kalite parametrelerini araştırmak bu projenin genel çerçevesini oluşturmaktadır. Bu çerçevede Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı öğretim elemanları tarafından planlanan proje TÜBİTAK’a 1002 Hızlı Destek Projeleri kapsamında sunulmuş ve desteklenmeye değer bulunmuştur. Ayrıca proje kapsamında balık köftesi-burger üretimi Kuzey Su Ürünleri tarafından desteklenmiş, proje kapsamında kullanılan alabalıklar ve proje desteğine ek maddi destek firma tarafından sağlanmıştır. Bu çerçevede bu proje ile modifiye atmosfer paketlenmiş mikrobiyal transglutaminaz (MTgaz) ilaveli balık köfteleri üretilerek, su ürünleri sektörüne yeni bir ürün kazandırılmıştır. Proje süresince yapılan kimyasal, mikrobiyolojk, duyusal ve tesktürel analizler ile bu ürünün depolama sürecindeki tüm özellikleri ortaya konulmuştur. MTgaz ilaveli balık köfteleri okullarda tattırılarak, olumlu geri bildirimler alınmış ve ürünün çocuklar/yetişkinler tarafından sevilerek tüketildiği gözlemlenmiştir. Okullarda yapılan tadımlar sırasında ulusal medyaya röportaj verilmiş ve proje çıktıları paylaşılmıştır. Türk Patent ve Marka Kurumu’na 25.12.2019 tarihinde projede elde edilen ürün için; “Modifiye atmosfer paketlenmiş MTGaz katkılı balık köftesi” başlıklı “Patent” başvurusunda bulunulmuştur.

Proje Araştırma Ekibi 

Projenin Okul Öğrencileri tadım Uygulaması

Modifiye atmosfer paketlenmiş MTGaz katkılı balık köftesi

***          ***          ***           ***            ***

**DÜNYA HALK KÜLTÜRLERİ EDEBİYAT KATEGORİSİ –  İlyas TUNÇ

Eserleri:

1-Çağdaş Güney Afrika Şiiri Antolojisi

2-Çağdaş Nijerya Şiiri Antolojisi

3-Durgun Yaşamın Şarkısı çeviri

4-Hiçliğin Tanecikleri çeviri

5-Şairin Paltosu çeviri

Şiir kitapları:

1-Sesler İncelikler

2-Karnaval Sözler Kitabı

3-İtaatsiz Portreler

4-Kış Bir Alkış mıydı

5- Kül ve Kopuş

6-Fetüs Günlüğü

7-Savrulmalar 

Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümünü bitirdi, Türkiye’nin çeşitli illerinde İngilizce öğretmenliği yaptı. Dünya halk kültürü alanında yazılmış önemli dünya şiir örneklerini, İngilizceden Türkçeye çevirdi. Şiir antolojisi ve şiir kitapları,  birçok dergide şiirleri, yazı ve çevirileri yayımlandı. 1994 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülünü, 1995 Orhon Murat Arıburnu Jüri Özel Ödülünü ve Damar Dergisi – Çankaya Belediyesi İlkbahar Şiir Ödülünü aldı.  Şiir yarışmalarında jüri üyesi, önemli şiir etkinliklerine söyleşi konuğu olarak katıldı.

 

 

***          ***          ***           ***            ***

*** HALK KÜLTÜRÜ BİLİMSEL FOTOĞRAFÇILIK KATEGORİSİ- Tülin DİZDAROĞLU

 Anadolu köy kadını ve kağnılarımız konulu fotoğraflar “

1-ANADOLU KADINI GÜNCESİ KİTABI

2-ALTERNATİF FOTOĞRAF KİTABI

İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi ve İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulunu bitirdi, “Marmara Üniversitesi GSE Fotoğraf Ana Sanat Dalında Eski Fotografik Baskı Yöntemlerinin Farklı Yüzeylerdeki Etkisi” konulu tezini vererek Yüksek Lisans Eğitimini tamamladı.   Okullarda ve özel eğitim kurumlarında kimya öğretmenliği yaptı.

İstanbul’un pek çok sergi salonunda, Bursa, Aydın, Zonguldak, Antalya, Sinop, Adıyaman illerinde kişisel sergiler açtı.  Yurt içi ve yurt dışı karma sergilere katıldı

KİŞİSEL FOTOĞRAF SERGİLERİ

1-Emekçi Kadınlar

2-Anadolu Kadını

3-Anadolu Kadını

4-Ketendere’de Yaşam

5-Son Kağnılar

***          ***          ***           ***            ***

***   HALK KÜLTÜRÜ ARAŞTIRMA VE DERLEME KATEGORİSİ- Burhanettin TUNÇ

“SİNOP TÜRKÜLERİ KİTABI”

TRT repertuarına giren Sinop türkülerinin tamamını, yerel araştırmacı ve derlemecilerin derlediği Sinop türkülerini ve Burhanettin TUNÇ derleme ve araştırmalarını kitabında topladı. Kitabında Sinop tarihi ve Sinop kültürü bilgilerine de yer verdi.

Burhanettin TUNÇ, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik bölümü mezunu, Türkiye’de çeşitli illerde müzik öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. Sinop Güzel Sanatlar Lisesi Kurucu müdürü, Sinop Belediye Konservatuarı kurucu üyeliği, Kültür Bakanlığı Sinop Çok Sesli Çocuk Korosu kuruculuğu, MEB Türk Halk Müziği jüri üyeliği, Ankara SCA Müzik Vakfı yöneticiliği, Ankara Mandolin Topluluğu Kurucu üyeliği, Sinop Türk Halk Müziği Topluluğu kuruculuğu, araştırma ve derlemeler yaptı. Müzik alanında birçok ödüller aldı. Uzun yıllar koro şefliği yaptı, müzik alanında çok öğrenci yetiştirdi.

***          ***          ***           ***            ***

*** KÖY KENT KÜLTÜR KÖPRÜSÜ KATEGORİSİ- Yücel DEMİRHAN – Aylin DEMİRHAN

“KILIÇLI KÖYÜ KÜLTÜR MERKEZİ PROJESİ”

 Aylin DEMİRHAN İstanbul SEV koleji öğretmeni

 Yücel DEMİRHAN emekli öğretmen  

PROJE 1. AŞAMA: Aylin DEMİRHAN kolej öğrenci velileri, öğretmenleri ve köylü halk ile birlikte eski okul binası restore edildi.  Kütüphane kuruldu, bilgisayar alındı. SEV Koleji öğretmen ve öğrencileri köyde kamp yaptı köy yaşamını gördü.  Kamp boyunca öğrenciler, öğretmenleri Aylin Demirhan, Rachel Litwak, Mehmet Cemil ve James Farley liderliğinde etkinliklere katıldı.

Grup tarlada çalıştı, inek sağdı, ormanda yürüyüş yaptı. Köy çocuklarıyla tanışıldı oyunlar oynandı, sohbet edildi, okul binasının restorasyonunda çalışıldı. Tarladan sebze toplandı, yemekler pişirildi; armut toplayıp pekmez yapıldı, hamur açıldı mantı yapıldı, kümesten yumurta alıp haşlandı, sofralar kuruldu, toplandı, bulaşıklar yıkandı. Bazı öğrenciler toprağı sürdü, diğerleri doğal tarım amaçlandığı için ilaçlama yapılmadığından otları temizledi, kimisi karık açtı, kimi ekti, kimi de fidelere can suyu verdi.

Tarla aletleri kullanıldı, çiftlik hayvanları tanındı, köydeki börtü böcekle yaşama deneyimlendi. Organik atıklar toprağa geri kazandırıldı.  Yıldızların yoğunluğu, gecelerin sessizliği yaşandı. Güneşin doğuşuyla kalkıldı, batışıyla tavuklar kümese kondu, öğrenciler Karadeniz’in yeşiline, Sinop şivesine ayak uydurdu.

PROJE 2. AŞAMA: Yücel DEMİRHAN, Kılıçlı Köyü Kültür Merkezine dokuma atölyesi kurdu. Köylüden geleneksel dokuma tezgahı buldu, Halk Eğitimi Merkezi ile işbirliği yapıldı. Köydeki genç ev hanımlarına el dokuma kurs açıldı. Kurs belgesi alanların, öğrendikleri sanat ve dokuma kurs belgesi ile istihdamları hedeflendi.

Kursiyerler kursta dokuma eğitimi alırken, çocukların başıboş olmaması için, merkezde Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu işbirliği ile ana sınıfı açıldı. Kültür Merkezine Ana sınıfı öğretmeni ve geleneksel dokuma öğretmeni atandı.

***          ***          ***           ***            ***

BİLKE ONUR ÖDÜLÜ- Erkan TURAN

Sinop Zeytini Projesi ilk aşama alan araştırmaları çalışmalarına katkıları için

Hollanda’da ve Sinop’un birçok köyünde öğretmenlik yaptı. STK’larda kurucu oldu ve aktif görevlerde bulundu.  28 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli oldu. “70’lik Çınarın Gurbette Geçen Anıları” kitabının yazarı, SİYAŞAD kurucu üyesidir.  Yerel gazetede köşe yazarlığı yapmaktadır. Sinop için önemli etkinliklerde saygınlığı ve deneyimleri ile yer almaktadır. Sinop’ta aktif çalışmalarına halen devam etmektedir.

***          ***          ***           ***            ***

6 Nisan tarihli BİLKE haberimizin linki:

https://sinopbilke.wordpress.com/2020/04/06/bilke-halk-anketi-sonucu/

2020 BİLKE 5. HALKBİLİM ÖDÜLLERİ HALK ANKETİ ÖDÜLÜ

*** Sevim ÜNALDI

*** Prof.Dr. Azmi HAMZAOĞLU

Başarılı çalışmaları için ödül alanları kutluyoruz, korona tedbirleri nedeniyle törenler iptal edilmiştir. Plaketler ileri bir tarihte törenle takdim edilecektir. BİLKE

 
3 Yorum

Yazan: 17 Mayıs 2020 in HALKBİLİM ÖDÜLLERİ

 

Etiketler: , , , , , , , ,

GERZE’DE YUNUS EMRE DERLEMESİ

16.05.2020-BİLKE

1960-1961 de GERZE’de Kırşehirli taş ustalarından  derlediğim Yunus Emre Şiiri -İsmail ERSOY

 

Kalmam yolda ilim ile

Gitmem kula zulüm ile

Bir bezilik unum olsa

Biçer saçda ilim ile

 

Sap vurdum elim ile

Gönül verdim dilim ile

Bir çitinlik tuzum vardı

Dirlik kurdum dilim ile

 

Miskinmisin bile bile

Haram yeme güle güle

Kesmik gitmez yelin ile

İmansız evde ilim olsa

 

Yunus’um dolandım savak

Gün eğilmiş gölgesiz avak

Kösengin’de karadut kurursa

Eşiğinde ezan okusan ilim ile

      Derleyen: İsmail ERSOY

***   ***   ***   ***  ***

1979 yılı Maden aramaları sırasında ;Kırşehir ve Aksaray Çevre köylerinde Yaşlılardan dinlediğim  Yunus Emre şiiri derlemiştim.

Bu şiiri Yunus Emre anma yılında yazıyorum.    Yunus Emre’nin kitaplarda şimdiye kadar yayımlanmamış şiiridir. İLKE ile paylaşıyorum. İsmail Ersoy  iersoy377@gmail.com  5433617285

Kalmam yolda İlim ile,

Gitmem kula zulüm ile,

Bir bezilik unum olsa,

Biçer saçda ilim ile.

 

Sap vurdum elim ile,

Gönül verdim dilim ile,

Bir çitinlik tuzum varsa,

Dirlik kurdum ilim ile.

 

Miskinmisin bile bile,

Haram yeme güle güle,

Kesmük gitmez yelin ile,

İmansız evde ilim olsa.

 

Yunusum Emrem savak,

Dervişim deme sen avak,

İki dut Kösengin dutluysa,

Bülbülüsün ilim dilin ile.

 

Bu şiirin son dörtlüsü Kesikköprü ve çevresindede söyleniyordu.

Yunusum dolandım avak avak,

Gün eğilmiş gölgesiz kavak,

Kösenginde karadut kurursa,

Eşiğinde ezanı okursun ilim ile  YUNUS EMRE——————–Derleyen : İsmail Ersoy

***************

Sodyum bi Karbonatın Evsel Kullanımı -İsmail ERSOY 

1-Mide ekşimelerinde ; Bir bardak soğuk suya bir çay kaşığı Sodyum bikarbonatı çözdükten sonra yavaş
yavaş içiniz.

2-Ağız içi bakteri leri için ve Ağız içi temizliği için ;1 bardak ılık suya,yarım çay kaşığı Sodyum bi karbonatı çözün ve
bir kaç defa ağızınızda çalkalayın.( Yutmayın)

3-Ağızdaki ülser benzeri yaraların ağrılarını azaltır yatıştırır. Bir bardak ılık suya yarım çay kaşığı Sodyum bikarbonatı çözün ve günde bir kaç kez ağızınızda çalkalayın günde bir kaç kez tekrarlayın.

4-Deodorat olarak;Özellikle Koltuk altı kokularınız için toz veya sulanmış olarak kullanabilirsiniz. Ardındanda bir kaç
dakika sonra temizlemeyi unutmayın.

5-Diş beyazlatmalarında kullanabilirsiniz;Diş plaklarını ve bakterileri temizlemede diş macunlarına ilave ederek de
kullanabilir,özellikle diş plaklarının giderilmesinde faydalı olduğu görülmüştür.

6-Kaşıntılı cilt ve güneş yanıklarını rahatlatmak için;Özellikle mısır nişastası sodyum bikarbonat karışımlarıyla yapılan krem ve çözeltilerile rahatlamalar olduğu görülmüştür.Küvetteki banyo suyuna 1-2 bardak sodyum bi karbonat çözerek de kullanabilirsiniz.

7-KBH’li 136 yetişkin için yapılan çalışmada, sodyum bikarbonat kullananların, böbrek yetmezliği takviyeleri almayan insanlardan % 35 daha az olduğu bulunmuştur.

8-Nasırların tedavisinde Kullanımı;Sodyum bi karkonatlı banyoların nasırları ve cildi yumuşattığı görülmüştür.

9-, Sodyum bikarbonattümörler için ortamı daha az asidik hale getirebilir ve bu da kemoterapi tedavilerine faydalı olabilir. Hayvanlar üzerinde denenmesine rağmen henüz insanlar üzerinde denenmemiştir.

10-Buzdolabınızdaki Kötü kokuları yok etmek için;Bir tabak içine sodyum bi karbonat koyarak ,buz dolabınızın arka
taraflarına yerleştirebilir ,kokuları tazeleyebilirsiniz

11-Egzersiz performansını artırabilir,vucut egzersizlerinizde laktik asit üretir bu asitliği sodyum bikarbonat ,egsersizlerinizin uzamasını sağlayabilir

12-Oda parfümü olarak;Küçük bir kavanoz 1/3 bardak kabartma tozu. En sevdiğiniz uçucu yağların 10–15 damla bir parça bez veya kağıt kabartma tozu ve esansiyel yağları kavanoza ekleyin.  Bezle veya kağıtla örtün ve ardından tel ile yerine sabitleyin. Koku azalmaya başladığında, kavanoz

13-Çamaşırlarınızı Beyazlatmada ,en kolay yoludur.Kir ve lekelerin çıkartılmasın da en iyi yoldur. Makinanızın deterjan bölümüne deterjanla birlikte yarım bardak ilave ediniz ,çamaşır yıkama suyunu yumuşatır sistemin kireç tutmasını da önlersiniz

14-Çöp Kokusunu Giderilmesinde;,bilim adamları sodyum bikarbonatın atık kutularının dibinde yayılmasıyla çöp kokusunun% 70 oranında nötralize edilmesine yardımcı olduğunu bulmuşlardır.

15- Mutfak temizliğindeki yardımcınız;Mutfağınızda sodyum bikarbonatı az miktarda suyla karıştırarak bir hamur yapın. Macunu sünger veya bezle istenen yüzeye uygulayın.
Fırın
Lekeli kahve fincanları
Lekeli mermer
Yağ lekeleri
Mutfak fayansları
Tıkalı tahliye
Kararmış gümüş
Mikrodalgalar da

16- Çok Amaçlı Banyo Temizleyici;İşte kabartma tozu ile temizleyebileceğiniz birkaç yüzey:

Banyo karoları
Tuvaletler
duş
Küvetler
Banyo lavabo
Kabartma tozu ve biraz su kullanarak bir hamur yapın. Bir sünger veya bez kullanarak, karışımı temizlemek istediğiniz yüzeye iyice sürün. Yüzeyi 15–20 dakika sonra nemli bir bezle silin.

17- Halı lekelerini Sodyum bikarbonat ve sirke ile
giderebilirsiniz: İlk önce halı lekesini ince bir kabartma tozu tabakası ile kaplayın. Sonra, boş bir sprey şişesini 1: 1 sirke ve su karışımı ile doldurun ve lekeli alana püskürtün. Yüzey kuruyana kadar bir saat kadar bekleyin.Kabartma tozu bir fırçayla gevşetin ve artıkları elektrikli süpürgeyle temizleyin. Leke şimdi tamamen kaldırılmalıdır. Halının üzerinde kabartma tozu kalıntısı varsa, nemli bir havluyla silin.

18-Meyve( kabuğunu soymadan) ve sebzelerde en  güvenli kimyasal ve pepdisitlerin temizliğidir.

12–15 dakika sodyum bikarbonat ve su ile yapılan çözeltisine bekletilip yıkanması pestisitlerin neredeyse tamamını çıkardığını tespit edilmiştir.

19-Gümüş eşyaları oksitinin temizlenmesi;Bunun için
Bir alüminyum tencere veya tencere içine konulmuş
alüminyum folyo içine;
1 su bardağı kaynar su
1 çorba kaşığı kabartma tozu
1/2 fincan beyaz sirke
Kabartma tozu alüminyum kabına ekleyin ve yavaşça sirke içine dökün. Sonra, kaynar suya dökün ve gümüşü tepsiye yerleştirin,3-5 dakika sonra veya biraz fazla bekledikten sonra ,gümüşlerinizi durulayıp kurulayın.

20-Yanmış tencerelerinin dibinin temizlenmesi; Tencerenin dibine bol miktarda sodyum bikarbonat serpin ve yanmış alanları örtecek kadar su ekleyin. Karışımı kaynatın ve tencereyi her zamanki gibi boşaltın. İnatçı lekeler kalırsa, bir ovalayıcıyı alın, az miktarda sıvı deterjan ekleyin ve kalan yanmış lekeleri yavaşça çıkarın.

21-Küçük yağ ve yağ yangınlarını söndürmek ;yağ tavalarında sodyum bi karbonat serpiştirerek Karbon dioksit oluşacağında yangın söner.

22-Ayakkabılarınızın koku gidericisi; iki yemek kaşığı Sodyum bikarbonatı iki tülbent veya kumaş parçalarına dökün. Bezleri bir lastik bant veya ip  ile sabitleyin ve her bir ayakkabının içine yerleştirin. Ayakkabılarınızı giymek istediğinizde kabartma tozu
torbalarını çıkarın.Kokularının kalmadığını göreceksiniz.

23-İstenmiyen yerlerdeki bitki ve yosunlardan sodyum bikarbonatı üzerine serpiştirerek de kurtulabilirsiniz

24-Çocuk suluk ve mama kaplarını sodyum bi karbonatlı sularda 3-5 dakika bekletip yıkandıktan sonra koku ve
bakterilerden arındığını görebilirsiniz.

İsmail ERSOY

**********************

GERZE ve KÖYLERİ BATIL İNANÇLARI

1970 ve 1980 yıllarında Gerze ve köylerinde topladıklarımdan elde kalanlar,İleride notlarımı bulursan devamını da yazacağım.

İsmail ERSOY

***Gök gürlediği zaman,Kalbur (elek) yuvarlandığında;ters dönerse kıtlık,düz dönerse bolluk olacak denir.

***Yumurtayı biçakla kesersek,tavuk yumurlamayı bırakırmış.

***Taş kaldığımızda;taşın altında karıncalar varsa bolluk,çıkmayacaksa kıtlık olacağına inanılır.

***Gök gürlediğinde;tavuk pini karıştırılıp ”civil civil”sözleri söylenirse,pin içi tavukla dolarmış.

***Gök gürlediğinde;Tahıl anbarı taşlanırsa,içindeki mahsül çoğalırmış.

***Hamursuz ( yufka) ekmeği yaparken ,hamursuz kabarırsa o yılki mahsul bol olurmuş.

***Ocakta yapılan ilk ekmeği yiyen erkeğin karısı ölürmüş.

***Gök kuşağının altından geçen kızlar erkek ,erkeklerde kadın olurmuş.

***Fazla yağmur yağması;gök yüzünün delindiğine inanırılmış.

***Yeni evlenenlerde;kız, kapı üstüne çıkarılıp erkek kapıdan geçirilirse kız evde onun sözü geçecek olacak,erkek kapı üstüne çıkarılıp kız kapıdan geçirilirse erkek evde erkeğin sözünün geçeceğine inanılırmış.

***Gelin alma törenlerinde;buğday serpilirse bolluk olacak denir.

***Gelin alma törenlerinde;pirinç serpilirse ,evlenenlerin evlerinin huzurlu olacağına inanılır.

***Yolcunun peşinden su serpilirse;su gibi gidip geleceğine inanırıl.

***Üzerinde dişi kurt tüyü taşıyan erkeğin peşine,tüm kızlar o erkeğe aşık olur peşine düşermiş.

***Hoca,karayazı muskası yazarsa;İstediğin kızı kendine bağlarsın.

***Sabuna iğne batırılıp hocaya okutulursa;okuttuğunuz insanı deliye cevirirmişsiniz.

***Başınız ağrıyorsa;hocaya muska yazdırıp ,suyunu içerseniz başağrınız bitermiş.

***Evde,incir dalı yakılırsa;evin içinde yılanlar ürermiş.

***Soğan kabuğu yakmak,günahtır.

***Makası,boş olarak açıp kapatmak;evlerinizdeki dirliğin biteceğine inanılır.

***Evde ıslık çalınması,şeytanları eve çağımakmış,

***Soğan tarlasında,soğan yaprağından düdük yapıp öttürülürse ,tarladaki soğanlar kurtlanırmış.

***Ellerini koltuğunun altında tutarsan;babanın öleceğine işaretmiş.

***Ayakta yenilen yemekler,şeytanın yedikleriymiş.

***Ateş yakıldığında; pır pır ederse,düşmanın zengin olacakmış.

***Erkekler ayak üstü küçük abdestini yaparsa,şeytan süpürgesini ıslatırmış.

***Kurban kanını alnına sürersen,dileğin yerine gelirmiş.

***Evin önüne kül dökülürse,gece şeytanlar gelirmiş.

***Gece küülük içine girilirse veya küçük andes yapılırsa şeytan çarparmış.

***Gece tavuk pinine girilmez,uğursuzluk getirirmiş.

***Gece dışarıya su serpilmez,şeytan çarparmış.

***Geceleri,bir kibritle beş lamba yakarsan;şeytanlar çatlarmiş.

***Gece 24 den sonra davul çalmak,şeytanın düğününü yapmakmış.

***Diş ağrısında;mezarlık toprağını yüzüne sürdüğünde diş ağrın geçermiş.

***Güvercin yumurtası ,yeni evlilerin evinde bulundurulursa;o evde daimi huzur olurmuş.

***Cuma akşamları,dikiş dikersen:ölen çocuğunun etlerini dikermişsin.

***Cuma günleri,evsüpürmek,çamaşır yıkamak günahmış.

***Tereyağının biçakla kesilmesi,ineğin süt vermesini durduracağına inanılırmış.

***Dertlerini ve isteklerini bir mektuba yazıp denize atarsan isteklerin kabul olurmuş.

***Geyik boynuzu evinizin kapısı üstüne takılırsa ,soyunun devam edeceğine inanılırmış.

***Puhu kuşunun,evin bacasında veya kiremitliğinde öttüğünü duyarsan;bir uğursuzluğun geleceğine inanırılmış.

***Evin kapısı üzerine nal çakmak ;bereketli ve huzurlu evinin olacağına inanılımış.

***Deniz yengecinin ( bavurya) boynuzu üzerinde taşınırsa düşmanlarınız sizi alt edemezmiş.

***Okunmuş pirinçle dolaşmak ,her işte başarılı olacağına inanılırmış.

***insanın üzerinde mavi renk veya boncuk taşımak ,nazar değmeyeceğine inanılır.

***Ay veya güneş tutulduğunda,teneke çalıp gürültü yapmak ayın veya güneşin hemen geleceğine inanılırmış.

***Dünya tepsi gibi düzmüş,tepsinin altındaki öküz boynuzunu salladığında deprem olurmuş.

***Gece tırnak kesmek ,büyük günahmış.

İsmal Ersoy

***********************

BİLMECELER

1972 1973 yıllarında Gerze ve Dikmen köylerinde derlediğim bilmecelerdir.İSMAİL ERSOY  

 BÖLÜM 2

1

Yengen içeride,

Başı dışarıda

***

2

Yengen içeride,

Etekleri dışarıda

***

3

Kırmızı pinden

Beyaz tavuk bakar

***

4

Bizim köyde Dudu var

Eğri büyrü budu var

Yazın gelir görürsün

Güle güle ölürsün

***

5

Kurt kuyuya düştü

Kuyruğu dışarıda kaldı

***

6

Kapı dibine saç koydum

Çümle alemi aç koydum

***

7

Yer altında bir gelin gider.

***

8

Gökten bir elma düşmüş

Onikiye bölünmüş

Onbirini yemişler

Birine sabır demişler

***

9

Kapı dibine yoğurt döküldü

Sildim sildim çıkmadı

***

10

Benim bir oğlum var

Senede bir traş olur

***

11

Uzaktan baktım, ışılar

Yanına gittim, mışılar.

***

12

Gök köpek

Kütüğe Hırlar

***

13

Benim bir kuyum var

Kuyumun içinde suyum var

Suyumun içinde yılanım var

Yılanımın ağzında,

Mercanım var.

***

14

Çıktım tepeye,

Yular bağladım sıpaya

***

15

Altı kemer, üstü semer

İçinde bir kara ömer

***

16

Altı tahta, üstü tahta

İçinde bir kara soyta.

***

17

Bir küçücük miltaşı

Dolaşır dağı taşı

***

18

İki ayak üstünde ambar

Onun üstünde ışıldayan

Işıldayanın üstünde, mışıldayan

Mışıldayanın üstünde, karadağ

***

19

Şu kayada, sap asılı

***

20

Bağlarsın gezer,

Çözersin durur

***

21

Tek kıçlı,  papak başlı

***

22

Fadimem pat pat

Donları kat kat

***

23

Gündüzleri gebedir

Geceleri doğurur

***

24

Uzun kuyu, günbürer suyu

***

25

Dört köşe, beş değil

Başı sudan hoş değil

***

26

Elemez melemez

Ocak başına gelemez

Ocak başına gelirse

Bir daha geri dönemez

***

27

Gündüz et yer

Gece yıldız sayar

****

28

Gündüz gider, izi yok

Gece gider gözü yok

***

29

Benim bir oğlum var

Yongasız ev yapar

***

30

İstanbul da süt pişti

Kokusu yanıma düştü

***

31

Benden yüksek,

Tavuktan alçak

***

32

Ezan okur namaz kılmaz

Karı alır nikah kıymaz

***

33

Mini mini, küçük sini

***

34

Sarı çamın damarı

Akşam sabah vurur samanı

***

2. BÖLÜM BİLMECE CEVAPLARI

1- Çivi

2-Şeker pancarı

3-Sümük

4-Kurbağa

5-Çakı

5-Çakı

7- Saban

8-Oruç

9-Güneş

10-Harman

11-Denizde ayın  gölgesi

12-Balta

13-Gaz lambası

14-Dikiş iğnesi

15-Kaplumbağa

16- Kaplumbağa

17-Göz

18-  İnsan

19- Öküzün kuyruğu

20-Çarık

21- Lahana

22-Lahana

23-Yatak

24-yayık

25-Sabun

26-Tereyağı

27-Öküz öğendiresi

28-Deniz motoru

29-Dantel tığı

30 -Mektup

31-Şapka

32-Horoz

33-Mercimek

34-Mısır kırtılı- Mısır ekmeği

******************************************************************************************************************

BİLMECELER 1. BÖLÜM

“Sinop toprağı, Sinop kili, köylerdeki arkeolojik değerler, yerel fiiller gibi bir çok alanda çalışmaları olan Sayın İsmail Ersoy ile BİLKE iyi ki tanıştı. Lavanta, kekik tarımı ve ihracatı ile ilgili söyleşimiz okurlarımızın çok ilgisini çekti. Bu uygulamaların Sinop köylerinde yapılması için, Tarım İl müdürlüğü ve diğer ilgili kurumların dikkatini çekmek istedik. Faydalı olmasını umuyoruz.

Yeni yazımız, İsmail Ersoy’un Sinop köylerinde mesleki çalışmalar yaparken derlediği bilmeceler. Okurlarımız için önce bilmeceleri yazdık. Cevabını, yazının sonunda CEVAPLAR bölümünde bulabilirsiniz.

Bilke, kaybolan kültürlerle ilgili, ZAMAN VE BİLİNÇ konusuna dikkat çekiyor. Bu gün, toplumun eskiye göre daha kaliteli ve insanca yaşayıp yaşamadığını kültürlerin zaman yolculuğunu izleyerek anlayabiliriz. BİLKE, bu nedenle konuyu HİKAYE etmek yerine, bu hikayedelerdeki BİLİNÇ yolculuğunun anlaşılmasını önemli buluyor. Kendini tekrar eden siyaset anlayışının, toplumsal bilince etkisinin neler olduğunu görmemizi istiyor. Eğitim- ekonomi- sağlık- kültür ve daha bir çok alanda, toplum için doğru aşamalar kaydedecek projeler ve sonuç odaklı çalışmalar yapılmasını sağlıklı buluyor. Köydeki kazanımlarımız da değerli, kentteki de. BİZ HEP BİRLİKTE BİZİZ.

” BİLKE İsmail ERSOY’UN derlediği bilmeceler için teşekkür ediyor.

İŞTE BİLMECELER:

1-

Gidiyorum heyimden

İzin aldım beyimden

Bu kuşlar ne kuşudur

Yem yiyor göbeğinden.

2-

Bizim evde Ali var

Tepesinde gülü var.

3-

Kadayıf ,kadayıf

Bizin hanım çok zayıf

Zayıflığına yanmıyorum

Gözünün teki kayıp.

4-

Alçacık dallı

Yemesi ballı

5-

Dağdan gelir tatarina

Ben onu tutarina

Ayakları lisa lisa

Kendisi tombalisa.

6-

Altı mermer,üstü mermer

İçinde bir gelin oynar.

7-

O yanı kaya,

Bu yanı kaya

İçinde ,sarı maya

8-

Şu kayada kıvrım bağcık yuvası.

9-

Otuziki gözlü,

Miskin yüzlü.

10-

Ak leylek,kara leylek

Tek ayak üstünde duran leylek.

11

O yana pat,

Bu yana pat

Git ,

Kapı dibine yat.

12-

Gece harman gibi

Gündüz orman gibi

13-

Dağa gider uzalır

Eve gelir büzelir.

14-

Dağdan gelir,dak gibi

Kolları,Budak gibi

Eğilir su içmeye

Bağırır Oğalak gibi

15-

Buradan attım hızınan

Yedibin yıldızınan.

16-

Benim bir oglum var

Biri bana bakar

İkisi biribirine

17

Bahçede biter,makina büker

Akşam sabah ,el yüz öper

18-

Bizim eve kadın geldi

Siz kimsiniz dedi

Beni bilmeyen

İçinden çıkanı yesin dedi.

19-

Çıt çıtan ağacı

Çıta pıtan ağacı

Kırmızı değnek

Trabuzon ağacı

20-

Benim bir atım var

Her şeye konar

CEVAPLARI:

1- DEĞİRMEN

2-KANDİL-LAMBA

3-DİKİŞ İĞİNESİ

4-ÇİLEK

5-KAPLUMBAĞA

6-DİL

7-YUMURTA

8-KULAK

9-ÇARIK

10-KAPI

11-SÜPÜRGE

12-YATAK

13-ZİNCİR

14-GEYİK

15-TÜFEK

16-OCAK

17-HAVLU

18-TENCERE

19-KİBRİT

20-İSİM

**************************************************************************************************************

Sodyum bi Karbonatın Evsel Kullanımı -İsmail ERSOY 

1-Mide ekşimelerinde ; Bir bardak soğuk suya bir çay kaşığı Sodyum bikarbonatı çözdükten sonra yavaş
yavaş içiniz.

2-Ağız içi bakteri leri için ve Ağız içi temizliği için ;1 bardak ılık suya,yarım çay kaşığı Sodyum bi karbonatı çözün ve
bir kaç defa ağızınızda çalkalayın.( Yutmayın)

3-Ağızdaki ülser benzeri yaraların ağrılarını azaltır yatıştırır. Bir bardak ılık suya yarım çay kaşığı Sodyum bikarbonatı çözün ve günde bir kaç kez ağızınızda çalkalayın günde bir kaç kez tekrarlayın.

4-Deodorat olarak;Özellikle Koltuk altı kokularınız için toz veya sulanmış olarak kullanabilirsiniz. Ardındanda bir kaç
dakika sonra temizlemeyi unutmayın.

5-Diş beyazlatmalarında kullanabilirsiniz;Diş plaklarını ve bakterileri temizlemede diş macunlarına ilave ederek de
kullanabilir,özellikle diş plaklarının giderilmesinde faydalı olduğu görülmüştür.

6-Kaşıntılı cilt ve güneş yanıklarını rahatlatmak için;Özellikle mısır nişastası sodyum bikarbonat karışımlarıyla yapılan krem ve çözeltilerile rahatlamalar olduğu görülmüştür.Küvetteki banyo suyuna 1-2 bardak sodyum bi karbonat çözerek de kullanabilirsiniz.

7-KBH’li 136 yetişkin için yapılan çalışmada, sodyum bikarbonat kullananların, böbrek yetmezliği takviyeleri almayan insanlardan % 35 daha az olduğu bulunmuştur.

8-Nasırların tedavisinde Kullanımı;Sodyum bi karkonatlı banyoların nasırları ve cildi yumuşattığı görülmüştür.

9-, Sodyum bikarbonattümörler için ortamı daha az asidik hale getirebilir ve bu da kemoterapi tedavilerine faydalı olabilir. Hayvanlar üzerinde denenmesine rağmen henüz insanlar üzerinde denenmemiştir.

10-Buzdolabınızdaki Kötü kokuları yok etmek için;Bir tabak içine sodyum bi karbonat koyarak ,buz dolabınızın arka
taraflarına yerleştirebilir ,kokuları tazeleyebilirsiniz

11-Egzersiz performansını artırabilir,vucut egzersizlerinizde laktik asit üretir bu asitliği sodyum bikarbonat ,egsersizlerinizin uzamasını sağlayabilir

12-Oda parfümü olarak;Küçük bir kavanoz 1/3 bardak kabartma tozu. En sevdiğiniz uçucu yağların 10–15 damla bir parça bez veya kağıt kabartma tozu ve esansiyel yağları kavanoza ekleyin.  Bezle veya kağıtla örtün ve ardından tel ile yerine sabitleyin. Koku azalmaya başladığında, kavanoz

13-Çamaşırlarınızı Beyazlatmada ,en kolay yoludur.Kir ve lekelerin çıkartılmasın da en iyi yoldur. Makinanızın deterjan bölümüne deterjanla birlikte yarım bardak ilave ediniz ,çamaşır yıkama suyunu yumuşatır sistemin kireç tutmasını da önlersiniz

14-Çöp Kokusunu Giderilmesinde;,bilim adamları sodyum bikarbonatın atık kutularının dibinde yayılmasıyla çöp kokusunun% 70 oranında nötralize edilmesine yardımcı olduğunu bulmuşlardır.

15- Mutfak temizliğindeki yardımcınız;Mutfağınızda sodyum bikarbonatı az miktarda suyla karıştırarak bir hamur yapın. Macunu sünger veya bezle istenen yüzeye uygulayın.
Fırın
Lekeli kahve fincanları
Lekeli mermer
Yağ lekeleri
Mutfak fayansları
Tıkalı tahliye
Kararmış gümüş
Mikrodalgalar da

16- Çok Amaçlı Banyo Temizleyici;İşte kabartma tozu ile temizleyebileceğiniz birkaç yüzey:

Banyo karoları
Tuvaletler
duş
Küvetler
Banyo lavabo
Kabartma tozu ve biraz su kullanarak bir hamur yapın. Bir sünger veya bez kullanarak, karışımı temizlemek istediğiniz yüzeye iyice sürün. Yüzeyi 15–20 dakika sonra nemli bir bezle silin.

17- Halı lekelerini Sodyum bikarbonat ve sirke ile
giderebilirsiniz: İlk önce halı lekesini ince bir kabartma tozu tabakası ile kaplayın. Sonra, boş bir sprey şişesini 1: 1 sirke ve su karışımı ile doldurun ve lekeli alana püskürtün. Yüzey kuruyana kadar bir saat kadar bekleyin.Kabartma tozu bir fırçayla gevşetin ve artıkları elektrikli süpürgeyle temizleyin. Leke şimdi tamamen kaldırılmalıdır. Halının üzerinde kabartma tozu kalıntısı varsa, nemli bir havluyla silin.

18-Meyve( kabuğunu soymadan) ve sebzelerde en  güvenli kimyasal ve pepdisitlerin temizliğidir.

12–15 dakika sodyum bikarbonat ve su ile yapılan çözeltisine bekletilip yıkanması pestisitlerin neredeyse tamamını çıkardığını tespit edilmiştir.

19-Gümüş eşyaları oksitinin temizlenmesi;Bunun için
Bir alüminyum tencere veya tencere içine konulmuş
alüminyum folyo içine;
1 su bardağı kaynar su
1 çorba kaşığı kabartma tozu
1/2 fincan beyaz sirke
Kabartma tozu alüminyum kabına ekleyin ve yavaşça sirke içine dökün. Sonra, kaynar suya dökün ve gümüşü tepsiye yerleştirin,3-5 dakika sonra veya biraz fazla bekledikten sonra ,gümüşlerinizi durulayıp kurulayın.

20-Yanmış tencerelerinin dibinin temizlenmesi; Tencerenin dibine bol miktarda sodyum bikarbonat serpin ve yanmış alanları örtecek kadar su ekleyin. Karışımı kaynatın ve tencereyi her zamanki gibi boşaltın. İnatçı lekeler kalırsa, bir ovalayıcıyı alın, az miktarda sıvı deterjan ekleyin ve kalan yanmış lekeleri yavaşça çıkarın.

21-Küçük yağ ve yağ yangınlarını söndürmek ;yağ tavalarında sodyum bi karbonat serpiştirerek Karbon dioksit oluşacağında yangın söner.

22-Ayakkabılarınızın koku gidericisi; iki yemek kaşığı Sodyum bikarbonatı iki tülbent veya kumaş parçalarına dökün. Bezleri bir lastik bant veya ip  ile sabitleyin ve her bir ayakkabının içine yerleştirin. Ayakkabılarınızı giymek istediğinizde kabartma tozu
torbalarını çıkarın.Kokularının kalmadığını göreceksiniz.

23-İstenmiyen yerlerdeki bitki ve yosunlardan sodyum bikarbonatı üzerine serpiştirerek de kurtulabilirsiniz

24-Çocuk suluk ve mama kaplarını sodyum bi karbonatlı sularda 3-5 dakika bekletip yıkandıktan sonra koku ve
bakterilerden arındığını görebilirsiniz.

İsmail ERSOY

 

Etiketler: , , ,

NEDEN 18 MAYIS

12.Mayıs.2020-BİLKE

BİLKE 5. HALKBİLİM ÖDÜLLERİ  sahiplerini 18 MAYIS tarihinde yayınlayacağız. Neden ödülleri 18 Mayıs tarihinde veriyoruz?

18 MAYIS 1919…ATATÜRK SİNOP’TA

18 Mayıs1919, Sinop için önemli bir gündür. O gün, İstanbul’dan demir alan Bandırma Vapuru, önce Sinop limanına uğrar. Kurtuluş mücadelesinin ilk adımı, o gün Sinop’ta atılır.

Kurtuluş Savaşı yıllarında, Sinop’ta yaşanan olaylar hakkında kaynak arıyordum. Rıza Nur Kütüphanesinde araştırma yaptım. Kütüphane çalışanları, her zaman çalışmalarıma yardımcı oldular. Rıza Nur’un odasında, Ferit Dikmen’in el yazması, 105 sayfalık Osmanlıca bir defter gördüm. Başlık, Türkçe “İstiklâl savaşında Sinop” olarak not düşülmüştü. Bu el yazması eser, bakalım Sinop ve savaş yılları hakkında neler içeriyordu? Osmanlıca bilenlerle ilk iki sayfasını çevirdik. Fakat 105 sayfanın çevirisini yapmak uzun zamanımızı alacaktı. Özel isimler çoktu, çevirmek zor oluyordu. Çeviri yaptığımız ilk iki sayfada, anıların H.Hilmi ULUĞ’a ait olduğu yazıyordu. Ferit Dikmen, bu önemli metni kendi el yazısı ile yazmış ve gelecek kuşaklara bırakmıştı.

O tarihlerde H. Hilmi ULUĞ’un, Sinop’ta mektupçuluk yaptığı, olayları bizzat kendisinin yaşadığı anlatıyordu. Bu kişi, İstiklal savaşı hakkındaki anılarını, Ocak- 1952 tarihli Vakit Gazetesinde, “İSTİKLAL SAVAŞINDA SİNOP”  başlığı altında yazmıştı. İlk iki sayfanın çevirisinden, bu yazının 16 gün dizi halinde yayınladığını öğrendim. İşte el yazması defterde bulduğum bu bilgi, beni o günleri yaşayan kaynak kişiye ulaştırmıştı. Bu bilgiye ulaşınca, Milli Kütüphaneye gittim ve gazeteyi buldum.

Yazıda, Sinop’a mutasarrıf olarak atanan Mazhar Tevfik Beyin, Bandırma vapurunda Atatürk ile birlikte yaptığı yolculuk anlatılıyordu. Gemi, 18 Mayısta sabahleyin erkenden Sinop limanına gelmiş; mutasarrıfı Sinop limanına bırakmış ve akşam 20. 00 de Sinop’tan Samsun’a hareket etmişti. Atatürk, bir gün Sinop limanında, Bandırma Vapuru içinde kalmıştı. Ülkenin en kritik dönemleriydi, çünkü yarın 19 Mayıstı.(Y.SARIKAYA, Bir İnci Memlketim/2010 s,8)

18 MAYIS 1919’U YAŞAYAN

 

H.Hilmi ULUĞ anlatıyor: 

ÖNSÖZ[1]

İSTİKLAL ve Kurtuluş savaşı esnasında Anadolu’nun her köşe bucağındaki her Türk’ün kendisine düşen vazifeyi karınca kaderince canla başla yerine getirmeye çalıştığı malumdur. Bu arada mevkinin ehemmiyeti ve hususiyeti dolayısı ile Sinop’ ta da birçok hadiseler geçmiştir.

Yakın bir tarihe ait olmasına rağmen, bu hadiselerde hizmeti mesbuk olanlar ya şehit oldu yahut hakkın rahmetine kavuştu. Sağ kalanların bir kısmı da esaslı bir bilgiye ve işlerin içyüzüne vakıf bulunmamaları yüzünden bazı olayların unutulduğunu, bazılarının da tarihe yanlış intikal ettirildiğini görüyorum.

Kastamonu ve havalisinin İstiklal savaşı esnasındaki hizmetlerine dair İnebolu’da emekli subay Sayın Nurettin Peker’in neşretmek teşebbüsünde bulunduğu esere dercedilmek üzere sorduğu ve aradığı malumata tatminkar cevap verecek Sinop’ta kimseyi bulamamış olduğunu öğrendim.

Geçenlerde Vatan Gazetesinin neşrettiği Sinop ilavesinde yazılan bazı bilgilerin de hakikati olduğu gibi ihtiva etmediğini gördüm. Bunun için o zaman vazifem dolayısı ile gördüğüm ve bildiğim hadiseleri, hatırlayabildiğim kadar derleyip toplayarak kısmen de elimde kalan vesikalara dayanarak neşrini faydalı gördüm. Bu hususu delalet etmek ve Vakit sütunlarında yer vermek lütfunu esirgemeyen Hakkı Tarık Us üstadıma teşekkürü bir borç bilirim. 

                                                                  Emekli Mektupçu  H.Hilmi ULUĞ 

   ATA SİNOP’TA

Yazı Atatürk’ün Mayıs- 1919 tarihinde Bandırma Vapuru ile yaptığı yolculuğu anlatarak devam ediyor:

“Mütarekeden sonra Sinop Mutasarrıfı Necip Bey azledilmişti. Ferit Paşa’nın ilk kabinesi kurularak Hürriyet ve İtilaf Fırkası iş başına geçince, Üsküdar Polis müdürlüğünden terfian Mazhar Tevfik Bey’in Sinop Mutasarrıflığına tayin edildiği haberi alındı. Bu zat hukuk tahsili görmüş, merkez memurluğu yapmış ve umumi harp esnasında Bursa’da menkup[2] bir hayat geçirmiş, mütarekeyi müteakip evvela Üsküdar Polis Müdürlüğüne, bilahare de ittihatçıları temizlemeye memuren ve terfian Sinop mutasarrıflığına tayin olunmuştu.

Vatanını, milliyetini seven, mütevazı ve temiz bir zat idi. O sıralarda, Sinop’a yolcu vapurları sefer yapmıyordu. Ara sıra İtalyan bandıralı JAN adlı bir vapur, bir de şilep bozması bir şirkete mi,  yoksa şahsa mı ait olduğunu şimdi iyi hatırlamadığım KIRIM adlı küçük bir vapur gayrı muntazam ve gayrı muntazar zamanlarda gider gelirlerdi.

Mazhar Tevfik Bey de İstanbul’dan Sinop’a gelebilmek için vasıta ararken, 3. Ordu Müfettişliğine tayin edilen Mustafa Kemal Paşa’nın hususi bir vapurla Samsun’a gideceğini öğrenmişti. Her ne suretle ise, kendisi de o vapurla seyahatini temin eylemiş ve Sinop’a kadar sevk-i taliyle büyük kurtarıcının refakatinde seyahat şerefine nail olmuştu.

Seyahati esnasında Mustafa Kemal Paşanın irşadına mazhar olmuş ve ondan ilham almış, tamamı ile onun nüfuz ve tesiri altına girmiş ve ona bağlanmıştı.

18 Mayıs 1919 sabahleyin erkenden Sinop Limanına gelen Mustafa Kemal Paşanın bindikleri küçük Bandırma vapurundan Mahzar Tevfik Bey Sinop’a çıktı. O gün tesadüfen Sinop Limanında gün doğrusu rüzgârı esiyor ve limanı allak bullak ediyordu. Bu yüzden küçük vapur haylice yalpa yapıyordu. Mazhar Tevfik Bey iskeleye çıkar çıkmaz vapurda 3. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal ile maiyetinin bulunduğunu,  şehir namına kendisinin dışarıya davet edilmesinin yerinde olacağını söyledi ve karşılayanların arzusuna tercüman olarak bu maksatla bir tezkere yazıp vapura gönderdi.

Vapurun fazla sallanmasından rahatsız olan Atatürk dışarı çıkamadılar. Gönderdikleri bir kartvizitle özür dilediler. Sinop’tan ayrıldığım tarihe kadar Sinop Tahrirat Müdüriyeti odasındaki kütüphanenin üstünde muhafaza edilen ve ayrılırken bir gaflet eseri olarak orada unuttuğum bu kıymetli ve tarihi kartvizitte aynen şu yazı vardı:  

“Muhterem Mutasarrıf Beyefendi:

Sinopluların hakkımda gösterdikleri hissiyata çok teşekkür ederim. Rahatsızlığım dolayısıyla davetlerine icabet edemediğimden müteessirim. Kendilerine selam ve muhabbetlerimin iblağına[3] dalaletinizi rica ederim.

İmza: 3. Ordu Müfettişi Mirliva Mustafa Kemal” 

Böylelikle nur içinde yatsın, Büyük Atamızın daha Samsun’a varmadan ilk iltifatına mazhar olan Anadolu şehri Sinop ve Sinoplular olmuştur.                                                                                   

  Hilmi ULUĞ[4]   Emekli mektupçu”

Bu yazının 18 Mayıs ile ilgili bölümüdür. İstiklal Savaşı döneminde Sinop ve çevresinde yaşanan olaylar, yazının devamındadır. Devamı ve tamamını, kitabın “Kurtuluş Savaşı ” bölümünde okuyabilirsiniz. Anlatılanların çoğunu, ilk defa duyacağınızdan eminim.

ÜLKÜTAŞIR VE 18 MAYIS 1919

Milli Kütüphanede, 18 Mayıs 1919 gününe ait bir makale daha buldum. Yazarı M.Şakir Ülkütaşır’dı. 1928 de Atatürk Sinop’a geldiği zaman, Ülkütaşır hastanede memur olarak çalışıyordu.

Ülkütaşır, memurluk yaparken Halk Bilimi araştırmalarını da sürdürmektedir. O yıllarda araştırmalarını, çeşitli gazete ve dergilerde makaleler halinde yayınlamıştır. Atandığı her ilde bu çalışmaları sürdürdüğü için, Sinop’ta Atatürk’ün dikkatini çeker ve takdirini kazanır. Atatürk Ülkütaşır’ı, Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin Derleme Kolu Muavinliğine getirir. 14 kitap ve 2000‘i aşkın makale yayınlamıştır.

Ülkütaşır[5], 1930 yıllarından sonra Ankara’da görev aldığı için, Atatürk ile sık, sık görüşme fırsatı bulmuştur. Özellikle 18 Mayıs 1919 gibi önemli bir günü, mutlaka gerçekçi biçimde ve özen göstererek aktarmaya çalışacaktır. O, Atatürk’ün Bandırma vapurundan Sinop’a indiğini anlatmaktadır. Durumun, stratejik açıdan özellikle gizlenmiş olabileceği ihtimali göz ardı edilmemelidir.

  1. Şakir Ülkütaşır’ın, 18 Mayıs ile ilgili makalesinden önce, Atatürk ile yakınlığını anlatan bir anısını aktarıyorum:

“İşte Atatürk’ü Sinop’ta ilk görüşümden bu yana tam 6 yıl geçmişti. Hayret, onun o altın sarısı saçları tamamen ağarmış, bembeyaz olmuş. Yüzünde, alnında biraz daha yaşlanmanın, ak saçlılığın yarattığı hafif kırışıklar belirmeğe başlamış. Gözlük de kullanıyordu. O zaman Atatürk henüz 53 yaşındaydı. Demek bu 6 yıl, onun altın sarısı saçlarını ağartmaya yetmişti, zahir.

            Bundan sonra O’nu Türkün ak saçlı “Ata” sı olarak Ankara’da, Dolmabahçe Sarayında sıkça görür olmuştum.”[6]

Atatürk Samsun ve Havza’da ( 19 Mayıs- 12 Haziran) 

30 Nisan 1919 tarihinde merkezi Erzurum’da bulunan 9.Ordu Kıtaatı Müfettişliğine tayin olunan, eski Yıldırım Orduları Grubu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa’nın tayin kararnamesi 15 Mayıs 1919 da, Vükela Heyetince tanzim ve Padişah Mehmet Vahdettin tarafından da tasdik olunmuştu[7]. Mustafa Kemal Müfettişlik Teşkilatına ait bütün hazırlıklarını daha önceden ikmal etmişti. İstanbul’dan bir an evvel uzaklaşmak, Anadolu’nun vefalı sinesine atılmak istiyordu. Bahriye Nazırı Ali Rıza Paşa’nın delaletiyle kendisi ve birlikte gidecek arkadaşları için hazırlanan Bandırma adındaki küçük ve köhne bir vapur, Galata Rıhtımı açıklarında demir atmış, emre hazır bulunuyordu. Ordu Müfettişliği karargahını teşkil eden zatlarla beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü saat 16.40 da İstanbul’dan hareket edildi. Paşaya Galata rıhtımında Rauf(Orbay) ve Fethi(Okyar)beyler ile bir iki arkadaşı uğurladı.

İşgal makamları tarafından kontrolü bitirilen Bandırma vapuru, akşam sularında boğazdan çıktı. Az sonra Karadeniz’in sessiz karanlıkları içine dalarak KEFKEN istikametinde yol almaya başladı. Karadeniz’in poyrazdan gelen sert dalgaları, bu küçük, bozuk pusulalı,  köhne ve yolsuz gemiyi bir beşik gibi sallıyordu. Bandırma’nın 27 yıllık kaptanı, tuhaf bir tesadüf eseri olarak, daha ilk defa Karadeniz seferine çıkıyordu. Kaptan İsmail Hakkı (Durusu), bozuk pusulalı bu köhne tekne ile yola nasıl devam edeceğini düşünüyordu. Mustafa Kemal, kaptanın bu endişesini sezdi ve ona:

– Kaptan efendi! Telaş etmeyiniz, kıyı kıyı gidersiniz. Bundan sonra maksat, Anadolu’nun her hangi bir noktasına ayak basmaktan ibarettir” dedi.

17 Mayıs 1919 Cumartesi sabahı İnebolu’ya varıldı. Fakat Mustafa Kemal kasabaya çıkmadı. 18 Mayıs Pazar günü öğle vakti Sinop limanına giren gemi, alelusul pratika verdikten biraz sonra, Mustafa Kemal şehre çıktı ve burada Sinop’un ileri gelenleriyle görüştü. Sinop’ta Pontus Cemiyetinin bir şubesi vardı. Başlarında eczacı Vasil bulunuyordu. Paşa bunların faaliyeti hakkında malumat aldı. Konuşmalar sırasında müstakbel bir mukavemet için,  huzurundakileri uyarıcı bazı sözler de söyledi. Çok heyecanlı idi. Bir an evvel Samsun’a varmak istiyordu. Akşam saat 20 den sonra Sinop limanından demir alan, yani kalkan Bandırma vapuru, Gerze ve Bafra sahilleri boyunca Samsun’a doğru ağır ağır ilerlemeye başladı. Bütün gece seyrine devam etti. Mustafa Kemal, gemide iki gece hiç uyumamıştı. Üstelik pek az şey yemiş ve mutadı veçhile mütemadiyen sigara içmişti.” [8]

 M.ŞAKİR ÜLKÜTAŞIR

 

[1] H.Hilmi ULUĞ- İstiklal Savaşında Sinop Yazı dizisinin önsözü

Ocak- 1952 Vakit Gazetesi- 16 nüsha

[2] Menkup: felakete uğramış, talihsiz, düşkün; mevkiini kaybetmiş gözden düşmüş.

[3] İblağ: yetiştirme, ulaştırma, tebliğ etme.

[4] 1952- Ocak tarihli VAKİT Gazetesi

[5] Bibliyografya kitabın son bölümündedir

[6] Türk Kültürü, 3. cilt s: 58

[7] Atatürk hareketinden önce Yıldız Sarayına giderek Vahdettin’e veda etmişti. Bu esnada aralarında geçen konuşmayı, Atatürk’ün hatıralarından naklen Enver Behnan Şapolyo Türkiye Cumhuriyeti Tarihi adlı eserinde ( s. 26- 27) aynen kaydetmektedir.

[8] Türk Kültürü 5. cilt, s: 30 M. Şakir ÜLKÜTAŞIR

  1. Rıfkı ATAY, Atatürk’ün hatıraları 1914- 1919 s: 125

(Y.SARIKAYA-Bir İnci Memleketim/2010-s, 8- 16)

 

 

 

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Mayıs 2020 in Atatürk Sinop'ta

 

Etiketler: , , , , ,

ANALAR HER GÜNÜMÜZDE

10.05.2020 BİLKE

ANNELER GÜNÜ

Mayıs ayının 2. pazar günü simge olarak anılıyor ya, annelerin gününü  BİLKE olarak biz de kutlayalım dedik. Anneleri bir güne sığdırmak, bir tek gün anmak onlara haksızlık olur. Hepimiz doğumdan 4 yaşına kadar geçen sürede, hayat boyu öğreneceklerimizin neredeyse yarısını kazanıyoruz. Anne o dönemde hep çocuğun yanında, can cana, koyun koyunadır.

işte bir anne kızı lise son sınıf bu sene sınava girecek, yavruların yarısını almak kaydıyla birinin keçilerine bakıyor eşiyle

Büyüdüğümüzde, ne kadar güzel yemek yesek de anne yemeği ayrı bir tattır belleğimizde. Biz aslında o tadın içinde çocukluk anlarımızı buluruz. O günlere ait bir eşya, bir nesne gördüğümüzde, çocukluğumuz kokar burnumuzda buram, buram. Bu duygu büyük olasılıkla, büyümenin getirdiği hayat yükü ve sorumluluklardan uzak, çocukluğun içine sığınmak, orada kendini güvende hissetmektir. Anne kokusu, anne sıcaklığı ile güven günlerine sığınmak.

Dünyada her şey değişmekte olsa da, annelik duygusu değişmiyor. Olumsuz örnekler olsa da, anne her zamanda çocuğunu kendinden önce düşünüyor. Doğada hayvanlarda da bu örnekler yaşamaktadır. Her birimiz, kedi ve köpeklerin yavrularını korumak kollamak için yaptığı fedakarlıklara tanık olmuşuzdur. “Cennet anaların ayağı altındadır”.

Biz yaşlı biri de olsak, ana duygusu içimizi saran güçlü bir enerjidir. Hücrelerimizin içinden hareketlenir ve içimizi dışımızı sarar. Tüm annelerimizin ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.

BİLKE…BİLKE…BİLKE…BİLKE

 

 

 

 
Yorum yapın

Yazan: 10 Mayıs 2020 in Haberler

 

Etiketler: , , ,

CORONALI GÜNLERDEN CUMHURİYETE

04.05.2020-BİLKE

İki aydır, gündemimiz korona. Bu süreçte evde kalırken, hepimiz özgür olmanın kıymetini daha çok anladık. Görünmez korona askerleri, kapıları, sokakları, caddeleri tuttu sanki. Özgürlük sen bizim için ne kadar önemlisin. 

Özgürlük denildiğinde, Fransızlar, İngilizler, Yunanlılar tarafından işgal altında kalan yurdum geldi aklıma. Giriş çıkışlar yabancı askerlerin kontrolünde, sokaklarda işgal güçleri devriye geziyor ve halka göz açtırmıyorlar….

Korona tedbirleri, kazandığımız Kurtuluş Savaşını, Cumhuriyetimizi ve özgürlüğümüzün kıymetini hatırlatmıyor mu?

O günleri hatırlatan kitabımdan bir  bölüm:

SÖZLERİME BAŞLARKEN 

Değişen ve gelişen dünyamızda yerini alan Türkiye Cumhuriyeti, bu günkü varlığını kurtuluş mücadelesine borçludur. Önce bu bağımsızlık savaşının önderi Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve bu toprağın isimsiz kahramanlarını saygı ve rahmetle anıyorum. Cumhuriyet yönetiminin kadına getirdiği haklardan faydalanan bir birey olarak, yüreğimin sesini dinleyip sözlerime o günlerden başlamak istiyorum.

Yokluk ve işgal günleriydi. Haberleşme ve ulaşım sağlanamıyordu. Yaşam zordu. Kurtuluş savaşı başlamıştı. Halk bağımsızlık için canla başla, omuz omuza, onurla savaşıyordu. Köylü-şehirli, erkek- kadın,  çoluk- çocuk,  yaşlı-genç hepsi bu mücadeleye canını koymuştu. Cephelerde askerler, günlerce aç susuz dövüşüyordu. Yorgunlardı, dinlenmeden uyumadan savaşıyorlardı. Yazın sıcak kavuruyor, kışın soğuk donduruyordu. Battaniye yok, su yok, yiyecek yok; toz toprak içinde perişandılar. Hastaneler yaralılarla doluydu. Eli kolu, bacağı kesik genç askerler inliyordu. Çocuk yaştaki erlerin ağlamaları, dayanılır gibi değildi. Yarasını sardıran, aşkla şevkle yurdun özgürlüğü için cepheye koşuyordu. On üç on dört yaşındaki çocuklar, cephelerde savaşıyordu. Ayakları çıplak,  giysileri yırtık, yaraları açıktı. Kanayan yaralar parçalar, bezlerle sarılmış onlar da toz topraktan kirlenmişti. [1]

Halide Edip Adıvar, o günlerin unutulmaz kahramanlarından biridir. Kurtuluş Savaşında cepheye kabul edildiğinde, heyecanla trene binip karargâha gelir. Atatürk’ün kendisini beklediğini öğrenir ve yanına gider. O sırada Atatürk’ün kaburga kemikleri kırıktır, doktor dinlenme tavsiye ettiği halde o cephede göreve gelmiştir. Karşılaşmalarını H. E. Adıvar şöyle anlatır:

Mustafa Kemal Paşa oturduğu koltuktan güçlükle kalkmaya çalıştı. Çünkü kaburga kemikleri hala ağrılar içindeydi. M. Kemal Paşa’ya doğru, kalbimde gerçek bir saygı ile gittim. O kendi halindeki odada bütün gençliğin bir millet yaşasın diye ölmeyi göze alan kararını temsil ediyordu. Ne saray, ne şöhret, ne herhangi bir kudret, onun bu odadaki büyüklüğüne yaklaşamaz. Gittim elini öptüm…”[2]

Bu bağımsızlık savaşı, enteresan gelişmesiyle tarihe damgasını vurdu. Anadolu insanı kurtuluş destanını, tarih sayfalarına kanıyla yazdı. Savaş bitmiş, zafer kazanılmıştı. Cumhuriyetle, gelecekteki UYGAR TÜRKİYE’NİN temelleri atılmıştı. Bu temeller umutla yükselmeliydi, gelecekten bu bekleniyordu. Nice şehitler verilmiş, çocuklar anasız babasız, kadınlar eşsiz kalmıştı. Açlık, yokluk çekilmiş, kanlar oluk gibi akmıştı. Bu nedenle Cumhuriyet sadece bir söz, bir söylem değildi. O gün var gücü ile savaşan, Atatürk’e destek veren halkın emeği boşa çıkmamalıydı. Çalışan ve başaran, bilimsel alanda dünyaya sesini duyuran insanlar yetişmeliydi. Toplum aydınlanmalı, bu bilimin aydınlığı olmalıydı.

Cumhuriyet inançla gençliğe emanet edildi. Her zaman genç ve dinç kalacak, çünkü onu gençlik ilelebet taşıyacaktı. Cumhuriyeti sözden öze anlayarak, özden uygarlığa taşıyacak kuşağa SELAM olsun.

[1]Bu paragrafı, Turgut Özakman’ın Şu Çılgın Türkler kitabından etkilenerek yazdım.

[2] H. Edip Adıvar

Yaşar SARIKAYA- Bir İnci Memleketim/2010- sayfa:6,7

 

Etiketler: , , , , ,

PALA UYGARLIĞI İZLERİ OLABİLİR Mİ?

02.05.2020-BİLKE

BLAENE- PALA UYGARLIĞI

Dikmen ilçesi Çukurcaalan köyü ile Gerze ilçesi Çağlayan köyü sınırında GALA deresi akar. Dere boyu yürürseniz, sağ ve sol tarafta yükselen dağlar mutlaka ilginizi çekecektir. Dağlar sıralanmış  kaleler gibidir. Yöreye verilen GALA adı “kale” gibi duruşundan mı acaba diye aklına gelir insanın.

Gala Deresi vadisi gal deresi, kal deresi adı ile de anılır. Pala, Pal, Bla, Blaene benzerliği dikkat çekicidir.  Çevrede çok tarihi eser bulunmuş, yok edilmiş ve tahrip edilmiştir. Dere boyu giderken dik dağlarda kaya merdivenleri vardır. Dağların doğal yapısında, merdiven basamakları çıplak gözle görülmektedir. Sıralar halinde dağdan kaleler dikkati çeker.

Tepelerin üzerinde içi boşaltılmış çukurlar var. Bu çukurlar 7 m derinliğinde, 2m x 2m ebatında baca gibi.

Amacımız, tarihi kalıntıların olduğu bu bölgelerin değerlendirilmesidir. Yöremizin değerleri ilin turizmi için önemlidir. BİLKE

 
Yorum yapın

Yazan: 02 Mayıs 2020 in köylerde yatan tarih

 

Etiketler: , , , , , ,