28.07.2019 -Yaşar SARIKAYA,BİR İNCİ MEMLEKETİM, s:471-473
AYANCIK ADI
Kaymakamlık sitesinde, ilçenin kuruluşu hakkında şu bilgi verilir: “İlçe, Maltepe ve Ayantepe ile deniz arasında Ayancık Çayı vadisinde kurulmuş; adını da Ayan tepesinden almıştır. İlçenin eski adı İstefan’dır.”
Türkiye’de Tarihsel Adlar kitabında İstefan’a bakalım:
“İSTEFAN; Sinop iline bağlı ilçe merkezi Ayancık’ın eski adıdır. Aslı, Helen dilinde “çelenk” anlamına gelen Stephane değilse, bir ermişin adı olan Stephanos’tur.”[1]
İstefan, arkeolojik kazı sonuçlarına göre, Sinop’taki en eski yerleşim yerlerinden birisidir. Bu nedenle, geçmişini Helen tarihinden daha eskilerde aramamız doğru olacaktır. Milattan binlerce yıl önce, Boğazköy’de bulunan antlaşma metninin Türkçe çevirisi içinde, hükümdar “Wasmura Satepnaria”[2] ismini gördüm. Çeviri metninde Stapnaria, Mısırın büyük hükümdarıdır ve Hatti hükümdarı ile arasında geçen olaylar anlatılmaktadır.
Dünya dillerinde, “p” ve “f” sesi, sıkça birbirinin yerine geçer. Hitit yazıtında Stepnaria, Helen dilinde Stephane ve bu gün de İstefan biçiminde karşımıza çıkan ismin, binlerce yıldır yaşadığı anlaşılır. Halk kültürlerinin bu tür örneklerine, dünyanın her yerinde tanık oluruz. Bazı kelimeler, eski çağlardan beri hiç değişmeden yaşamaktadır. Hititçede “anna”, Luwicede” anni”[3] Türkçede “anne” sözcüğü asırlardır aynı anlamını sürdürmektedir. İstefan kelimesinin istek, istem, iste ve istif kelimeleri ile ilişkisi de araştırılabilir.
Ayandon ve Ayancık sözcükleri, “ayan” sözcüğünün ek almış halidir. Birbirine yakın iki yerleşim yerinin aynı adı taşıması, önemli bir ayrıntıdır. Türkçede ayan, bir memleketin ileri gelenleri demektir. Eş anlamı eşraftır. Küçültme eki ‘cık’ hecesini aldığında, ileri gelenlerden küçük bir topluluğun bulunduğu yer anlamına gelir.
Ayan sözcüğü, Hititçede “iya” Luwicede “aya” biçiminde karşımıza çıkar, iki dilde de anlamı “yapmak” fiilidir.[4] Ayan sözcüğü, bu gün halk arasında açık- seçik anlamında kullanılmaktadır. Ayan- beyan, Arapçadan (görmek ve beyan etmek) dilimize yerleşen kelimelerdendir.
Ayan sözcüğü, Türkçedeki uyan, duyan, doyan, sayan, koyan, olan, akan, aşan, açan, kaçan sözcükleri gibidir. Kök heceler, an eki almaktadır. Ak “an” eki alır, akma eylemini, kaç “an” eki alır, kaçan birini, uy, “an” eki alır, uyumluyu; ay, “an” eki alır ay gibi aydınlık olanı anlatır. Kelimenin, aymak, ayılmak biçimini de hatırlatmakta fayda görüyorum. Ay gibi aydın olan insan anlayışının, Amazonların ay tanrısı ile bir ilgisi olabileceği de akla gelebilir. Her yeni doğan kelime, eski dil yapısının üstüne oturmakta ve yeniden şekillenmektedir.
“M. Bıjıkyan gözüyle İstefan:
Ayancık, İstafan’dan dokuz mil uzakta olup limanı yoktur. Çok basit evleri vardır. Arrianos, İstefan ve İnceburun arasında Bodom adlı bir çay veya mevkii zikreder. “
“İstefan, Aya Andon’a on iki mil mesafededir. Buradaki burun kuzeye doğru uzanmış olduğundan limanı emniyetli değildir ve yalnız yazın bazen gemi durabilir.
“Burada eski bir kale ve büyük bir Rum kilisesi gördüm. Kaleye, putpereslik zamanında da İstefane denirdi ki, bu isim benisinin( kurucunun) adından neşretmiş olmalıdır.” [5]
[1] Bilge Umar, Türkiyede Tarihsel Adlar, s, 350
[2] Sedat Alp, Hitit- Mısır Antlaşması Boğazköy Metni- Türkçe Çevirisi. Hitit Çağında Anadolu, s, 121
[3] Sedat Alp, Hitit Çağında Anadolu, s, 15
[4] Ord.Prf.Dr. Sedat ALP, Hitit Çağında Anadolu, s:15
[5] Minas BIJIKYAN- Pontos Tarihi, s: 62. 1819