HAYDİ SİNOPLULAR HEP BİRLİKTE BU ŞİFALI ÜRÜNÜ DEĞERLENDİRELİM 26.11.2019-BİLKE
Canım anneannem, sen 1930’lu yıllarda köyünden piyretün toplayıp pekmez yapmışsın, bu gün senin köyünde bu kültürü bilen bile yok. Biz yararlı olan değerleri çok çabuk unutan, hafızadan siliveren bir toplum olduk galiba. Eğer annem hatırlamasa idi, benim de haberim olmayacaktı. Annemin hatırlamasına, 2 sene önce satıcının “bu Sinop yaban mersini” dediği ürünü alıp eve götürmem sebep oldu. Annem görünce “aaa, bu piyretün, annem bundan pekmez yapardı” dedi. Benim niyetim reçel yapmak ve bitki çayı olarak kullanmaktı. Fikrimi değiştirdim ve pekmez yapmak için çok az su koydum ve kaynattım. Soğuduktan sonra süzgeçten geçirdim tekrar kaynattım. Pekmez olarak, özlü ve koyu bir kıvamı vardı. Aroması çok güçlüydü. Ne dersiniz, yöremizde yetişen bu ürünü değerlendirmemiz gerekmez mi? Sinop köylerinde, yabani olarak yetişen bu ürüne, kaynak kişilerin anlattığına göre, köylerde 70 yıldır YABAN MERSİMİ deniyor. Yaban mersini yaygın olarak TV programlarında, organik ürünlerde çokça yer alınca, Çok da pahalı olduğu için dikkat çekti. Sinop pazarlarında satılmadan yıllar önce, yaban mersini türlerini hepimiz satın almışızdır. Aralarında tatlı olanı, ekşi olanı ve buruk olanları vardır, çekirdeği yoktur. Koyu kiremit rengi,kızıl ve siyah olanlara rastlanır. Toprağa ve aşılama durumuna göre özellik kazandığı anlaşılır.
Sinop toprağında yetişen, eskilerin PİYRETÜN dediği bu ürün, doğanın bize güzel bir hediyesi. Pazarda satılıyor, diğer günlerde de Sakarya Caddesi- Büyük Cami karşısındaki manavda satılıyor.
Her konuyu konuşur konuşur DIŞ GÜÇLER diye bağlarız ya. Ne olur Sinoplular, el birliği ile satın alalım, işte ürün, işte pazar bizden başka kim karışır. Satın alma oranı arttıkça, köylü de toplayacak ve ürünü pazara getirecek. Çalışan kazanacak, biz de yöremizin özelliklerine göre toprağın bize sunduğu meyveyi değerlendirmiş olacağız. Yıllar sonra bu ürün değerlenecek, araya tüccar, market girecek. O zaman daha mı rağbet olur ne dersiniz?
Beyaz ve siyah iki türünü fotoğrafta görmekteyiz. Bu konuda Tarım İl Müdürlüğü ve Üniversite araştırma yapmış olabilir mi bilmiyorum. Konuya bilim tabanlı açıklık getirilmesi her açıdan ürüne değer kazandıracaktır. Üniversite yüksek lisans tezlerinde, akademisyenler öğrencilerine bu konuları seçmiştir belki de bizim haberimiz yoktur.
İşte pekmezimiz, akışından koyuluğu belli oluyor. Kahvaltılar için ideal, bir de kokusunu duyabilseydiniz. Aroması, kendine has lezzet bırakıyor ağızda.
Konuyu gündemde tutalım, toplamaya emek veren köylü kazansın. Adı köy köy farklılık gösterebilir. Bu halk kültüründe çok rastladığımız bir durumdur. Türkülerin farklı illerde varyantları olması, yemeklerin farklı isimlerde anılması gibi. İşin özü yöremizin değerlerine sahip çıkalım, biz elimizden geleni yapalım. Bu gün kaybolan değerlere üzülüyoruz ama, zamanında o değerlerin kıymetini bilmiyoruz. İşin bir de şu tarafı insanın aklına geliyor. Doğanın bu bedava ürünleri, gün gelir ihale ile kullanıcı firmaya verilir ve biz de fahiş fiyatlarla satın alırız. Böyle olmasın umuduyla….. Yaşar SARIKAYA


