19.01.2020-Yaşar SARIKAYA
Radyo, seninle göz göze geldik. İçimi sızlattın benim, her köşende babamı saklıyorsun. Seninle göz göze gelince anılarım, çocukluğum canlandı hafızamda. Senin bana, benim de sana anlatacak o kadar çok şeyimiz var ki. Anlatır mısın, çocukluğumun şarkı türkü söylediğimiz tatlı günlerini, anlatır mısın babamla paylaştığın zamanları?
- Anlatırım tabi. Sana babanı hatırlatıyorum değil mi? Benim her zerremde onun izleri var dostumun, arkadaşımın kızı. Sinop’ta daha evlerde radyo yaygınlaşmamıştı, baban aldı beni sizin eve getirdi. Çocuklarını, eşini sevindirecekti. Bir heyecanlıydı ki. Dostluğumuz o günlerde başladı. Ben o zaman gıcır gıcır, pırıl pırıldım.
- Sevgili RADYO, senin evdeki ilk gününü hatırlamıyorum büyük ihtimal küçüktüm, ama ilkokula giderken seninle çok anımız var. Babam askerliğini muhabereci olarak yapmış. Elektronik cihazları tamir eder, onlara eklemeler yapar yeni buluş için dağıtır, sonra da tekrar toplamaya uğraşırdı. Babamın sayesinde, seni hem radyo, hem de amfi olarak kullanıyorduk. Tahtadan yaptığım, evdekilerin DIM DIMI dediği(bağlama benzeri) çalgı aleti ellerimi parçalamış, halime acıyan babam da, bir sene sonra eve küçük bir bağlama getirmişti. Kendi kendime çalmayı öğrendiğim bağlamayı, sen amfi olunca, sana bağlamıştık. Babam mikrofon ayarladı, makaralı teyp de almıştı, seslerimizi kaydetmişti, o seslerimiz hala duruyor.
- Kızım, senin baban var ya, küçük bir arızam olsa, içimi açar, bütün parçalarımı dağıtırdı. Artık benden radyo olmaz zannederken, o ne yapıp eder, beni tekrar eski halime getirirdi. Benim üstüme kaç radyo eskittiniz, ama bak ben hala duruyorum. Dış yüzüm, düğmelerim biliyorsun hep babanın elinden geçti.
- Eşyaların içinde saklı olan yaşam izlerini okumak, görmek ve paylaşmak özel bir duygu sanırım. Babam seni yıllarca bodrumda saklamıştı, sonra “al kızım bu sana emanet” dedi. Sen o nedenle çok değerlisin benim için, seneleri içinde taşıyan bir arşiv ve canım babamın dostu arkadaşısın.
- Hatırlıyor musun kızım, kardeşlerinle birlikte sıra kapardınız, ben şarkı söyleyeceğim, hayır ben türkü söyleyeceğim diye. Baban da organize eder, hepinize fırsat verirdi.
- Çocukluk günleri, her insanın hem belleğinde saklanıyor, hem de bedeninin tüm hücrelerinde hissediliyor. İnsan yaşlanınca çocukluğuna dönüp baktığında, anılarını belleğe attığı yaşta oluveriyor. Çocukluğumun aynası oldun radyo, seni yerine koyalım. Daha sonra yine geçmiş zamana yolculuk yaparız, sevgili dost hoşça kal.
Babamı hasta olmadan önce yoğun temposundan kahve içmeye götürebildiğim anlardan
Yaşar SARIKAYA

