RSS

İNSAN OKUMASIN DİYE EVLENDİRİLİR Mİ?

25 Haz

25 HAZİRAN 2020-BİLKE

CAFER SARIKAYA- ANILAR

Babamın elleri ile yazdığı anılar

Sinop’tan döndüm, eski hayat yeniden başlıyor. Eskiden uğraşlarım mal masal ev ocak işleriydi, bu sefer tarla tefek çift çubuk yani artık işlerin hepsi beni bekliyordu. Sinop’a kaçtığım için, herkeste bana karşı gizli bir kırgınlık vardı.  İşlerimiz çoktu, babam bazı işlerle ilgilense de yeterli olmuyordu. Babamın yeni eşinin 5 çocuğu vardı. Tarlamız çok, babamın şehirden ve diğer köylerden misafirleri hiç eksik olmazdı. Kardeşlerimin hepsi de küçüktü, işlerimize buğday, meyve, un karşılığında komşularımız yardım ederdi.

Ben anladım ki benim okul öğretmenlik düşüncelerim hayal oldu. Köyümüzde okul 1942 yılında açıldı. 4.sınıfım ama işlerden okula tam gidemiyorum. 15-16 yaşlarındaki çocuk ikisini nasıl becerecek. Okul zaten bizim yerimize yapıldı, hemen evimizin altında eve yakın tarlamıza, ama ben okul varken çifte giderim, koşulu hayvanlar hazırlarım. Öncelik çifte gideni göndermekti, bu sebepten ben daima okula geç kalırdım. Zil çalmış teneffüs olmuş okula öyle varırdım. Öğlen ise tarlaya işe yardım,  tohum, kömüşlere sap ve saman götürür ve gene okula geç kalırdım. Öyle veya böyle gene sınıfı bitirmiş oldum.

Neyse biz devam edelim tarla çift çubuk işleriyle uğraşmaya; babamın da kafasından bazı siyasi düşünceler geçiyor. Babam kendi kendine düşünmüş bu çocuğun gözü açıldı dışarı çıktı, en iyisi bunu ben evlendirirsem eve bağlamış olurum. Yoksa bir daha elden kaçırırsak asla eve bağlayamayız. Okumak hayaliyle 18 yaşına geldim,  babam benim haberim olmadan evlendirme işine koyulur.

Bir ara evde,yeni geline ait kundura atkı gibi bize ait olmayan bazı eşyalar gördüm. Zaman sonra, Gübük dayının Osman ile bizim bahçeden birlikte camiye gidiyoruz. Osman bir ara bana “Cafer sana bir şey diyeceğim ama sen ne diyeceksin” dedi ve sustu. Ben de “ne söyleyeceksen bir kerede söyle bakalım” dedim. O gene susuyor, ben ısrar edince başladı konuşmaya. “Biliyorsun babamla baban iyi konuşurlar. Seni evlendirmek istiyorlar.”

Burada bir ara verelim ve birazcık geçmişe dönelim. Babamın 2. Hanımı yani benim üvey annem Havva, Gübük dayımın yeğenidir.

Üvey annem, birinci dünya savaşında kaybolan, ölü ve dirisinden haber alınamayan Mustafa Çavuş’un kızıdır. Mustafa çavuşun hanımına köyde ebe diyoruz. Ebemizin Ayşe, Havva ve Saniye isminde kızları var. Eşi Kafkas Cephesinden dönmeyince, aile büyükleri onları küçük bir meşe evine ayırıyorlar. Dul kalan ebem ve 3 kızı birlikte zorlu bir yaşam mücadelesi veriyor. Kızı Ayşe büyüyünce, benim dayımla evleniyor, Havva büyüyor babama, anamın üzerine kuma geliyor. Ebem ve yanındaki küçük kızı saniye bazen bizlerde bazen de Kabaağaçtaki büyük kızı Ayşe’nin yanında kalıyorlardı. Ayşe’nin kızı Kezban ile beni evlendireceklerdi.

 
Yorum yapın

Yazan: 25 Haziran 2020 in Cafer Sarıkaya ANILAR

 

Etiketler: , ,

Yorum bırakın