RSS

Aylık arşivler: Temmuz 2024

Sümerce’deki Türkçe tıbbi sözcükler

05.07.2024-Murat Yurdakök -Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Profesörü

M.Ö. 3100-1800 yılları arasında yaşamış olan Sümerlerin dilinde, Türkçe kökenli 168 sözcük
vardır. Bu sayı azımsanamayacak kadar fazladır. Çünkü iki Hint-Avrupa dili arasındaki ortak
sözcüklerin sayısı da bu kadardır. Her şeyden önce Sümerlerin dilleri kesinlikle Türkçe değildir,
Türkçe ile akraba da değildir; tamamen başka bir dildir. Ayrıca Sümerlerin Orta Asya’dan
geldiklerini gösteren herhangi bir kanıt da yoktur. Sümerler dillerindeki Türkçe sözcükleri büyük
bir olasılıkla aynı dönemde, hemen kuzeylerinde, bugünkü Irak’ın kuzey yarısında yaşamış olan
Subarlardan almışlardır. Subar Türkçe olup “su eri”, “su adamı”, “ırmak adamı” anlamına
gelir. Subar ve Sümer sözcükleri arasında da benzerlik vardır. Sümerler kendilerine Kenger;
onların batısında yaşayan Sami asıllı Akadlar Kengerlere, Sumar derlerdi. Sümercedeki Türkçe
sözcüklerin Ural-Altay dilleriyle aynı özellikler taşıyan doğularındaki komşuları Elamlardan
aldıkları da ileri sürülmüştür.


Türklerin anavatanı denilince belki de çocukluğumuzdan beri okuduklarımız nedeniyle
aklımıza hemen Altaylar gelir. Bu esasında romantik bir düşüncedir ve Türkçe’nin Altay
Dillerinden (Türkçe, Moğolca, Mançuca-Tunguzca) biri olmasına dayandırılmaya çalışılır. Ancak
beklenenin tersine Altay dilleri tarihte geriye gidildikçe diller birbirlerinden uzaklaşır; günümüze
yaklaştıkça birbirlerine yaklaşırlar. Bunun nedeni M.Ö. 2000’de Güneyden (Orta Doğudan) gelen
Türklerin Kafkas Dağlarını aştıktan sonra Hazar Denizinin kuzeyinden doğuya, Altay Dağlarına
ve ötesine yayılmaları; Türklerin bu göçlerine de Karpatlar’dan Orta Asya’ya yayılan Hint-Avrupa
kökenli Arîler’in baskısı olabilir. Bu görüş doğru ise Türklerin anayurdu Orta Doğu’dur(1,2).
Sümerce ile ilgisi kurulan tek dil Türkçe değildir. Ural-Altay Dilleri grubundan Ural
Dillerinden (Fince ve Macarca) Macarda ile de benzerlikler vardır. Daha da ilginci HintAvrupa dillerinde, örneğin Latincede (örn. “akua”, “akmak”; “primus”, “birinci”) ve İngilizcede
(örn. “highly”, “hayli”; “body”, “budun”; “true”, “doğru”; “war”, “vur”) çok sayıda Türkçe kökenli
sözcük olmasıdır(3).
Sümercedeki Türkçe sözcüklerin varlığına dayanarak, Türkçenin, halen yaşayan diller arasında kaydı bulunan en eski dil olduğunu ve Türkçenin yaşının 5000 yıldan az olamayacağını kabul edebiliriz. Aşağıda sağlıkla ilgili Sümerce ve Türkçe sözcükler sunulmuştur(4,5):
Sümerce Türkçe
ab-ba aba, apa; aga, baba
ab-zu su
adapa adam
ad-da ata
ama ana, emcik (meme)
anna ana
arku arka
ba, bel (iç) bel
bilga bilge
biz göz
bulug bulug
bulug-gal aga-bey
bun burun
dıl dul

dib yip (ip)
dingir tingir, tengri, tanrı
diri diri, iri
dirig irig (toplamak)
dod dayı
duru duru
e ev
e-gir geri
e-me em(mek), meme
es üç
gal göbek
galga bilge
gen, gil gel
gid sidik
gig ig (hastalık, hasta)
gir gir
gis (penis)
gur gür
hala hala
he-gal bol
ia, ia-nun yağ
inim inlemek
izi ekşi
izim isig (ıscak, sıcak)
kar kol
ki-sikil-tur kız
ku koy
kur kuru (yer)
lil yil (yel)
mud kan
nin nine, hanım
nummun meni
numun tohum
nurma nar
sa, ur ur-ek (yürek)

sag sağ (lam)
sag çag-a (yenidoğmuş)
sag-ga sağ-kal
sag-ki, sag-kal sakal
sahar seher, tan
sig sıkı
su-su su
ta-sar sür, sar
tin tin
tukur tükür
u, tu uyu, uyku
u, un on
udi uyumak
um ana
ur er
ur ur
ura, ur uruk (kabile)
uzu kuzu
zibin cibin (sinek)
zu us (akıl)
KAYNAKLAR

  1. Karatay O. İran ile Turan: Hayali Milletler Çağında
    Avrasya ve Ortadoğu. Ankara: KaraM Yayınları, 2003.
  2. Gardner L. Realm of the Ring Lords. London: Element,
    HarperCollins Pub. Lt., 2003: 64-68.
  3. Diker S. Türk Dili’nin Beş Bin Yılı. İzmir: Oral Matbaası,
    2000.
  4. Kaya P. A English-Sumarian-Turkish Dictionary, 1997.
    http://www.compmore.net/~tntr/sumerturkc.html
  5. Tuna ON. Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ile
    Türk Dili’nin Yaşı Meselesi. Ankara: Türk Dil Kurumu
    Yayınları No. 561, 1990
 
Yorum yapın

Yazan: 05 Temmuz 2024 in Bilinmeyenler

 

Etiketler: , , , ,

Terzilik Terimleri Bağlamında Divan-ü Lûgat-it-Türk’te Alet Adları

03.06.2024- Dr. Sevda Özen Eratalay- Öğretim Görevlisi

Alet Adları
1.1.2. Temen: DLT’de” temen yingne” ve “timne” sözcükleri çuvaldız(11) anlamına gelmektedir. Sözcük bugün “temene” olarak Kırgız Türkçesinde, “temen” biçimiyle Türkmen Türkçesinde ve “teben” olarak da Kazak Türkçesinde yaşamaktadır.
1.1.3. Tümen: DLT’de aynı zamanda “temen yingne” ve “temen yigne” biçimlerinde büyük iğne, çuvaldız olarak tanımlanmaktadır. (12) Sözcük “juvaldız” ve“teben” biçimiyle Kazak Türkçesinde, cōbaldız”/“temene” olarak Kırgız Türkçesinde, “temen” olarak Türkmen Türkçesinde ve “çuvalduz” ve “tömünä” biçiminde de Uygur Türkçesinde yaşamaktadır.(13)
1.1.4. Bıçgu: Bıçkı, bıçak anlamına gelen(14) sözcük Eski Uygur metinlerinde de karşımıza çıkmaktadır.
(15) Göktürk metinlerinde bıç- eylemi kesmek anlamına gelmektedir. “Bıçgu” sözcüğü Türkçenin hemen her döneminde aynı anlam ve yapıda karşımıza çıkan ve değişmeyen sözcükler arasındadır. Bugün ölçünlü Türkçede “bıçkı” olarak karşımıza çıkan sözcüğün Türk lehçelerinde “pıçkı” (Tatar), “bıçğı” (Türkmen),
“bıskı” (Başkurt), “bıçgı” (Azerbaycan) biçimli kullanımlarıyla karşılaşmaktayız.(16)
1.1.5. Bıçguç: Divan-ü Lûgat-it-Türk’te makas, sındı anlamında verilen sözcük(17) Türk lehçelerinde daha çok “gayçı”, “kaysı”, “kayşı”….biçimlerinde görülmektedir.
18 Eski Türkçede eylemden ad türeten eklerden olan -gUçI eki(19 )burada da kesen, biçen anlamında alet ismi yapar.
1.1.6. Sındu: Karahanlı Türkçesi döneminde sözcüğün “makas” anlamına geldiği görülmektedir. Eski Türkçede karşımıza çıkan sı- eylemi kırmak, bozmak, yenmek ve galebe etmek anlamına gelmektedir. Divan-ü Lügat-it-Türk’te de makas(20) olarak kullanılan sözcük sı- kırmak, kesmek eyleminden, türeyen alet adlarındandır.
1.1.7. Kezlik: DLT’te “küçük kadın bıçağı” olarak tanımlanan sözcük(21) o dönem özellikle kadınların üst elbiselerine taktıkları bıçak olarak bilinmektedir. Türkiye Türkçesi ağızlarında kezlik sözcüğü “bıçak”, “çakı” anlamında kullanılmaktadır.(22) Kezlik/gezlik sözcüğünün kökeni, anlamı ve kullanım biçimleri bağlamında Hasan Eren oldukça geniş bilgi vermektedir.(23)
1.1.8. Kıftu: Sözcük DLT’de “makas”, “kırkı” (24) anlamına gelmektedir. Sözcüğün Türkiye Türkçesi ağızlarında ve Türk lehçelerinde ufak biçim değişiklikleri ile aynı anlamda kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca sözcük Tokat ve Yalova çevresinde kıptı biçimiyle makas ve makas ucu anlamlarında kullanılmaktadır.(25) Kuman Lehçesinde “kıptı” sözcüğünün makas anlamına geldiği belirtilmektedir. (26 )Ayrıca Memlük-Kıpçak Türkçesi eserlerinden olan İrşâdü’l-Mülûk Ve’s-Selâtîn’de de sözcüğün “kıptu” olarak aynı anlamı taşıdığı görülmektedir.(27) Ayrıca XIII. ve XIV.
yüzyılda yazılmış olduğu tahmin edilen İbnü- Mühennâ Lûgatı adlı eserde de sözcük “kıftı” biçiminde verilir.
1.1.9. Yigne28: Eski Türkçeden günümüze varlığını sürdüren sözcüklerden biri
de iğne sözcüğüdür ki Uygur Türkçesi metinlerinde “yignä” biçimiyle sıkça kullanılır. (29) Kelime Türkiye Türkçesi ağızlarında “inne”(30) olarak karşımıza çıkan sözcük Türk lehçelerinde de farklı biçimlerde kendini gösterir. “İynä” (Azerbaycan), “inä” (Başkurt, Tatar), “iyne” (Kazak, Kırgız), “ignä” (Özbek), “iŋŋe” (Türkmen) ve “jiŋnä”/ “ignä” (Uygur) Türkçelerinde sözcüğün farklı biçimlere büründüğü görülmektedir.(31)
1.1.10. Tügme: “Düğme” anlamını ifade eden sözcük(32) hem çağdaş hem de tarihi Türk lehçelerinde tespit edilmiştir. Kelimenin etimolojisini “tüg-” “bağlamak, düğümlemek” fiiline dayandırılabilir. DLT’ de geçen bu fiil(33) “- ma” eki ile isim yapma eki ile birleşerek sözcüğü oluşturmuştur. Çağatayca’ da “tügme” şeklinde geçen (Seng. 183r 12) sözcüğün Eski Kıpçakçada da “düğme” olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Türkçenin farklı dönemlerine ait metinlerinde “tügme” sözcüğü ile karşılaşmak mümkündür.
(34) Sözcüğün Türk lehçelerinde de “düymä” (Azerbaycan), “töymä/hizäp” (Başkurt), “tüyme” (Kazak), “topçu/tüymö” (Kırgız), “tügmä” (Özbek), “töymä/sädäf” (Tatar), “ilik/sadap” (Türkmen), “tügmä” (Uygur) gibi farklı biçimlerde kullanıldığı bilinmektedir.

KAYNAĞIN TAMAMI: Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 2019, 6(3), s: 1769- 1785

BİLKE YORUM: Halk Kültürleri karşılaştırılırken, nedense hemen yarıştırılır. Yarıştırma yerine, meslek gruplarında, sanayide, bilişimde, eğlence alanlarında yol kat eden, evrim geçiren toplulukların kültür özellikleri öne çıkar. Ticaretle uğraşanların ticaret zekası, tarımla uğraşanların çiftçilik zekası gelişir.

Öncül kültürler konusu tartışmalıdır. Eldeki yazılı kaynaklara göre, sözcüklere aidiyet elbisesi giydirilmektedir. Halkın, hafızada taşıdıklarına ısrarla değer vermeyenler olduğunu görüyoruz. Sözlüğü olmasa da, Anadolu halkının dil kültürünü binlerce, yüz yıllarca günümüze taşıma örneğidir bu çalışma. Kaşgarlı’nın sözlüğünden bu güne köylerde ve yaşlıların dilinde yaşayan bu sözcükleri karşılaştırabilirsiniz.

***

11Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk Dizini, 597.
12 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 402

13 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1991, 140.
14 Kaşgarlı Mahnud, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 13, II, 69.
15 Şinasi Tekin, Uygurca Metinler II, Maytrısimit, Ankara: Sevinç Matbaası, 1976, 364.
16 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, 66-67.
17 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk, 452.
18 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, 554-555.
19 Talat Tekin, Orhun Türkçesi Grameri, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2016, 87-88.
20 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 418.
21 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 478.
22 Derleme Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2009, 2781.
23 Hasan Eren, Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Ankara: Bizim Büro Basım Evi, 1999, 155.
24 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 416.

25 Derleme Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2009, 2815.
26 Kaare, Grönbech, Kuman Lehçesi Sözlüğü, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1992, 103.
27 Recep, Toparlı, İrşâdü’l-Mülûk Ve’s-Selâtîn, Ankara: TDK Yayınları, 1992, 552.
28 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk Dizini, 789.
29 Ahmet, Caferoğlu, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1968, 296.
30 Derleme Sözlüğü, 2009, 2544.
31 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, 370-371.
32 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 433.
33 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk Dizini, 667.
34 Burhan, Paçacıoğlu, VIII.-XVI. Yüzyıllar Arasında Türkçenin Sözcük Dağarcığı, İstanbul: Kesit
Yayınları, 2016, 671

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,

KAYNAMAMIŞ SUYLA ÇAY DEMLENİR Mİ?

01.07.2024- Ayşe Yaşar SARIKAYA

Toplumumuzun kültür seviyesini görüyoruz. Eline geçeni yere atanlar, konteynır dururken çöpleri sağa sola fırlatanlar çok. Sadakatle iş çevirip, başkalarının hakkını yiyenle ve sonra da hava atanlarla birlikte yaşıyoruz. Ortaçağ seviyesindeki yaşama özen duyan ve basamak atlamayanların, basamak atlayanlarla tezatlarına tanıklık ediyoruz. 50 yıl sonrasında ulaşılacak yaşam biçimini benimseyenlerin, yerinde sayanlar anlasın diye ısrarla direttiklerini görüyoruz.

Kaynamamış suyla çay demlenmez, 2 aylık ceninden bebek doğmaz. Tohum toprakla buluşsa da yetmez yağmur ister; toprağa atıldı mı da hemen ürün vermez. Aristotales, “bir taşı on bin defada havaya atsan uçmayı öğretemezsin o yüzden enerjinizi doğru işlere harcayın, doğru insanlara vakit ayırın çünkü taştan kuş, kuştan da taş olmaz” der.

Siyaset ve siyasetçi, doğal akışın tersine kendine bağımlılık ister. Yönetmek ve yönlendirmek ister. Siyasete tabiiyetin yerini, özgürlüğe açılan bir siyaset almalı. Olmayanı oldurmak, yapılmayanı yapmak durumundayız. Halkı küçümseyerek gözden çıkarmakla, fırınlarda Yahudi halkı yakan Hitler’den ne farkımız kalır. Beğenmediğini gözden çıkar, yok et mantığı bu çağda hiç anlaşılır değildir.

Özgürlüğü öğretmek ve yaşatmak adına çalışanlar, halkı muhatap alanlar öncüdür topluma. İhtiyacımız var bu alanda herkese. Yazan, çizen, konuşan, anlatan yani halkı muhatap alan insanlara. En tepedekilerin yaptığı gibi ayrıştırmaya değil, iki ayrı ucu birleştirmeye ihtiyacımız var. Gönlü duyanlara, yüreğinde hissedenlere SELAM olsun.

 
1 Yorum

Yazan: 01 Temmuz 2024 in Yaşar Sarıkaya yazılar

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,