RSS

Kategori arşivi: BİLİMSEL MAKALELER VE YAZILAR

BİLKE bilimsel çalışmalara değer veriyor. Bu kategoride yayınlanan yazı ve makaleler, toplumsal kalkınmada baş vurulacak akademik verilerdir. Kurum ve kuruluşların, gerçek ve tüzel kişilerin faydalanacağı kaynak niteliği taşımaktadır.

SİNOP VE AKADEMİK ÇALIŞMALAR

30.07.2021-BİLKE

YERLİ VE YABANCI TURİSTLERİN SİNOP’UN KÜLTÜR TURİZMİ
ÇEKİCİLİKLERİNE VE ALTYAPISINA İLİŞKİN ALGILARI
Doç. Dr. Mustafa BOZ
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Turizm Fakültesi
mboz@comu.edu.tr
Sevde Burcu YURDAKUL
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Turizm Fakültesi
sevdeburcu79@hotmail.com
Öğr. Gör. Sapargül TURDUBEKOVA
Kırgızistan – Manas Üniversitesi, Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu
sapargull@gmail.com


Öz
Turizmden beklentilerin değişmesi ve seyahat güdülerinin çeşitlenmesi ile birlikte son yıllarda farklı turizm türlerine olan ilginin arttığı görülmektedir. Kültür turizmi de günümüzde giderek daha fazla ilgi odağı olmaktadır. İnsanların kültürel açıdan zengin bölgeleri görmek, oradaki yaşam biçimlerini öğrenmek ve izlemek, kültürel değerleri bir anı olarak saklamak isteği gün geçtikçe artmaktadır. Eski çağlardan beri deniz ve ticaret kenti olarak bilinen Sinop
Anadolu’nun en eski şehirlerinden birisidir. Helen kolonisi olarak kurulan şehir tarih boyunca Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların ve Osmanlıların hakimiyetinde kalmıştır. Sinop’un ilk kolonist hareketlerden başlayarak sürekli yerleşim alanı olması bugün Sinop’ta farklı dönem ve kültür katmanlarının izlerinin bulunmasını sağlamıştır. Bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır.
İlk bölümde literature taraması yapılarak, kültür turizmi incelenmiş, Sinop ilinin kültürel turizm kaynakları belirlenmiştir. İkinci bölümde, yüz yüze saha araştırması yapılarak, Sinop’u ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin demografik özellikleri ile, Sinop ilinin kültürel çekicilik ve altyapı unsurlarına ilişkin algıları değerlendirilerek öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.

…………..

Kaynakça
Altunışık, R., Coşkun, R., Bayraktaroğlu, S. & Yıldırım, E. (2012). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri
SPSS Uygulamalı, Sakarya Kitapevi, 7. Baskı, Sakarya.
Bachlaitner, R. & Zins, A. H. (1999). Cultural Tourism in Rural Communities: The Residents’ Perspective,
Journal of Business Research, 44, 199-209.
Beeho, Alison. J. & Prentice, Richard. C. (1997). Conceptualizing the Experiences of Heritage Tourists: A Case
of New Lanark World Heritage Village, Tourism Management, Volume18, Issue 2, 75-87.
Bryer, A. & Winfield, D. (1985). “The Byzantine Monuments and Topography of the Pontus”, Dumbarton Oaks
Research Library and Collection, Volume 2,Washington.
Caffyn, A. & Lutz, J. (1999). Developing the Heritage Tourism Product in Multi-Ethnic Cities”, Tourism
Management, Volume 20, Issue 2, 213-221.
Dedehayır, Handan (2016). Sürdürülebilir Kültür Turizmi http://www.cekulvakfi.org.tr/makale/surdurulebilirkultur-turizmi Erişim tarihi: 10.12.2016.
Demirkaya, Üstün & Tutuk, Fulya; & İskender, Ömer (2012). Eflatun’un Kurbağa’sı Sinope’den Sinop’a:
Kaynaklara Göre Sinop Kentinin Fiziksel Gelişimi, METU JFA, 29:1, 45-68.
Dereli, Fuat (2010). Kuzeyin Hırçın Güzeli Sinope, Şimal Ajans Ofset Matbaacılık Hizmetleri, Sinop.
Doğaner, Suna (2003). Miras Turizminin Coğrafi Kaynakları ve Korunması, Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü
Sempozyumları 2, Coğrafi Çevre Koruma ve Turizm Sempozyumu, İzmir, 1-8.
Emekli, Gözde (2005). Avrupa Birliği’nde Turizm Politikaları ve Türkiye’de Kültürel Turizm, Ege Coğrafya
Dergisi, Sayı: 14, 99-107.
Esemenli, Deniz (1990). Sinop İli Türk Dönemi Mimarisi, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Eser, Erdal (2006). Boyabat Kalesi, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 30, No:2, Aralık, 187-211.
Kim, S.S. & Wong, K.F. & Cho, M. (2007). Assessing the Economic Value of A World Heritage Site and
Willness-to-Pay Determinants: A Case of Changdeok Palace, Tourism Management, Volume 28, Issue
1, 317-322.
Hughes, H. (2002). Culture and Tourism: A Framework for Further Analysis, Managing Leisure, Volume 7,
Issue 3, 164-175.
Özdemir Coşkun (2007). Sinop’un Toplumsal Yapısı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İnönü Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Malatya.
Özdemir, Nebi (2009). Kültür Ekonomisi ve Endüstrileri İle Kültürel Miras Yönetimi İlişkisi, Milli Folklor
Kültür Araştırma Dergisi, Sayı: 84, Kış, 73-86.
Richards, Greg (2007). Global Trends in Cultural Tourism, Cultural Tourism: Global and Local Perspectives,
(Ed. Richards, Greg), The Haworth Press, New York 2007.
Sarıkaya, Yaşar. Bir İnci Memleketim, Ceylan Ofset, Samsun 2010.
Sinop Müzesi (2016). Ana sayfa, http://www.sinopmuzesi.gov.tr/, 15.12.2016.
Sinop Valiliği (2016). El Sanatları, http://www.sinop.gov.tr/el-sanatlari, Erişim tarihi: 15.12.2016
Subaşılar, Birgün (2007). Turizm Tanıtımında Kültür Turizminin Yeri, İstanbul Üzerine Bir Uygulama,
(Yayınlanmamış Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Tarn Chloe (2001). Cultural Tourism: Singapure and Hong Kong, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), The
Univesity of Hong Kong, Hong Kong.
Tapur, Tahsin (2009). Konya İlinde Kültür ve İnanç Turizmi, Uluslararsı Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı:2/9,
473-491.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı (2009). Sinop Turizm Tanıtım Rehberi,
Uğur İsa (2012). Tarihi Kentlerin Turizm Destinasyonu Olarak Geliştirilmesi: Safranbolu Örneği,
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Çanakkale.
Ural, Ayhan & Kılıç, İbrahim (2005).

TAMAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTE:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/578088

 

Etiketler: , , , , , , ,

SİNOP ÜÇ ETEKLERİ

26.07.2021-BİLKE

SİNOP ARKEOLOJİ MÜZESİNDE BULUNAN GELENEKSEL GİYİM ÖRNEKLERİNDEN ÜÇ ETEK
ENTARİ ÖRNEKLERİ-Yüksel DOĞDU
Öğr. Gör., Sinop Üniversitesi, -Emel BULMUŞ Öğr. Gör., Sinop Üniversitesi

Önce, bu çalışmada dernek başkanımızın kitabından alıntı yapılan bölümlere yer verelim:

Tarihte Asya’dan İpek Yolu ile gelen tüccarlar, çevre ilçelerdeki hanlarda konaklar ve deniz üzeri gideceği yerlere Sinop Limanı’ndan giderdi.

Bu nedenle Sinop, önemli bir liman şehridir. Sinop, tarihte farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir şehir olmuştur. Şehrin konumu sebebiyle yaşadığı ticari hareketlilik giyim kuşama da yansımıştır. Sinop kadınları her zaman temiz, süslü ve modayı takip eden kadınlar olmuştur (Sarıkaya, 2010: 309).
Karadeniz bölgesinde, geleneksel olarak giyilen giysiler incelendiğinde bölge giyiminde en önemli giysilerin peştamal, üç etek entariler, havuz içi (bindallı), göynek, entari ve şalvarlar olduğu görülmektedir. Bölgede yıllarca dokumacılık yapılmış olması ve halen bu geleneğin devam ediyor olması giysilere diğer bölgelerde yer alanlardan farklı özellikler katmıştır. Bölgede dokumalar pamuklu yahut keten dokumalardır. Bu dokumalar çoğunlukla işlemeler yapılarak renklendirilmiştir. Yapılan işlemeler bu bölgeye ait değişik isimler ile özdeşleşmiştir (Sarıkaya, 2010: 328-329).

Çalışma için akademisyenlerimizi tebrik ediyoruz.

Öz
Köklü bir birikime ve kültüre sahip olan Türklerin kendilerine özgü giyim kuşam örnekleri geçmişten bugüne ulaşarak
tarihte yerini almıştır. Giyim kuşam örnekleri ait oldukları dönem ve topluluklara dair derin kültürel izler taşır. Yaşayış şekli, inanış, gelenek, görenek ve yaşanılan coğrafya ’ya özgü pek çok unsurun cevabı giysilerde bulunmaktadır.


Kültürel birikimin yadsınamayacağı illerden olan Sinop ili özellikle coğrafi konumu sebebiyle denizden gelen pek çok
kültürün uğrak yeri olmuştur. Özellikle Karadeniz giyimi ile özdeşleşen peştamal yörede önemli bir giysi olmuş olsa da üç etek de tarih boyunca çevre ilçelerde ve köylerde giyilmiştir. Çalışma kapsamında yer alan üç etekler yörede giyilmiş ve halen benzer tarzda üç etekler özel günlerde giyilmeye devam etmektedir.
Geleneksel giysilerin içerisinde çok önemli bir yere sahip olan üç etek entariler bu çalışma kapsamında incelemeye alınmıştır. Özellikle Osmanlı döneminde oldukça fazla giyilmiş olan üç etekler kadın giyiminin en önemli parçalarından birisidir. Çalışmada incelenen altı adet üç etek Sinop arkeoloji müzesinde depoda yer almaktadır. Otuz beş adet benzer kumaşlardan olan üç etekler içerisinden seçilen 6 farklı üç etek çalışmada incelenerek kayda alınmıştır. Çalışmada yer alan üç etek örnekleri boyut, kesim, dikim ve süsleme özellikleri bakımından incelenerek resimleri çekilmiş, envanter kayıtları karşılaştırılarak kontrolleri yapılmıştır.

…………………………………..

çalışmanın tamamını aşağıdaki linkte bulabilirsiniz:

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,

Sinop İlinin Kırsal Turizm Potansiyeli

23.05.2021-BİLKE

Mehmet Sedat İPAR– Sinop Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı, Sinop

Alpay TIRIL- Sinop Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, Sinop

Şekil 2. Kırsal Turizm Gelişiminde Öğeler ve İlişkiler Ağı [18]

Kırsal turizm alanlarının geliştirilmesi için oluşturulan altyapı çalışmaları ile ilgili stratejik planlar ve projelerde yer alabilecek farklı modeller bulunmaktadır. İlgili bölgenin coğrafi yapısı başta olmak üzere, sanayideki gelişmişliği, işgücü ihtiyacı ve altyapısal durumu gibi faktörler göz önüne alınarak aşağıdaki modeller kullanılarak kırsal turizmi geliştirme çalışmaları yapılabilir ;
Deniz Feneri Modeli
Bu modelde yeni iş olanakları oluşturma ve hizmet sunmak için geniş kapsamlı bir turizm projesi hazırlamak gerekir. Lider bir girişimci öncülüğünde gerçekleştirilmesi mümkün olan bu modelde, girişimci kırsal bölgedeki önde gelen aile bireylerinden olabileceği gibi dışarıdan bir yatırımcı da olabilir. Ekonomik olarak hedeflere ulaşılması için girişimcilerin işbirliği yetenekleri olmalıdır. Girişimcilerin, çiftçiler ve diğer tedarikçiler ile ürünleri entegre ederek kazan-kazan anlayışı içerisinde bir işletme planı oluşturmalıdırlar. Kısa vadede kâr elde etme amacından ziyade, bölgesel işbirliği ile uzun vadede başarı sağlanması, ekonomik ve sosyal refahın sürdürülebilir olmasını beraberinde getirir. Bütün bu unsurlar dikkate alınarak oluşturulan işletme adeta bir deniz feneri gibi diğer girişimcilere de yol göstererek bölgenin kırsal gelişiminde pay sahibi olacaktır.


Küçük Ölçekli Arazi Kullanım Modeli


Birçok çiftçi, işletmecisi veya sahibi olduğu çiftliğinde çeşitlendirmeye giderek ekonomik yararlar elde edebilir. Ancak öncelikle birtakım yapısal değişiklikler ile çiftliklerini, turizm hizmeti verecek şekilde dönüştürmeleri ve ziyaretçilerin kişisel güvenlikleri için konaklanacak mekânların tasarımlarını dikkatlice yapmaları gerekir. Bir taraftan tarım faaliyetleri ile uğraşan aile, diğer yandan turizm ile ilgili hizmetleri de eksiksiz biçimde yerine getirmelidir. Bunun için, girişimcinin hem tarımsal hem de turizm kaynaklı geniş bir bilgiye ve vizyona sahip olması gerekir. Oluşturulan turistik ürünlerde çeşitlilik sağlamak için bir ana girişimcinin yanı sıra bölgede birkaç çiftliğin daha bulunması ve birbiri ile iletişim halinde kırsal turizm faaliyetlerini yürütmesi gerekir.

Bölgeleme Modeli


Kırsal alanların sahip olduğu zengin doğal kaynakların turizm faaliyetlerine açılmadan önce gerekli koruma planları ve sertifikaları ile güvenliğinin sağlanması gerekir. Korunan alanlar (milli parklar veya doğal yaşam parklar vb.) gibi çeşitli kategorilere ayrılan bu alanlar ön plana çıkarılarak söz konusu kırsal turizm bölgesi marka haline getirilebilir. Korunan alanlarda hem ekolojik çeşitliliğin devamı hem de bu alanların toplum yararına ekonomik amaçlı kullanılması için sürdürülebilir arazi kullanımı esaslı bir model oluşturulması gerekmektedir. Çeşitli doğal parkurlar oluşturularak rehberli turlar düzenlenmesi, turizm girişimcileri arasında işbirliği toplantıları, ortak bir yöresel veya bölgesel marka ile logo oluşturma çalışmaları gibi pazarlama faaliyetleri bu kapsamda yapılması gereken başlıca çalışmalara birer örnek teşkil eder.

Tematik Model


Bu modelde, çoğunlukla mevcut yapılar, binalar, kültürel, dini ve geleneksel varlıklar kullanılır. Bu kaynaklara bağlı olarak geliştirilen turizm ürünü yeni bir turizm pazarı oluşturarak kırsal turizm faaliyetlerine çeşitlilik kazandırır. Örneğin; Kale Yolu, Peynir Yolu, Tarihi Demir Yolu, Şarap Yolu vb. tipik örnekler bu kapsamda yer alır. Bu temalar ile kırsal bölgenin daha arka planda kalmış ve kendine has özellikleri olan yönleri de ziyaretçilere sunulur. Tarihi bahçeler, dağ evleri, peynir yapımı, üzüm bağları gibi geleneksel kültür unsurlarına dayalı özellikler, bölgenin kısa sürede marka haline gelmesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca bu modelde tüketici deneyimleri üst seviyeye çıktığı için ekonomik getiri daha fazla olacaktır.
Yukarıda anılan modellerden herhangi birinin uygulanmasındaki öğeler ve öğeler arasındaki ilişkiler şekil 2’de şematik olarak gösterilmektedir.

Kırsal turizm konaklamaları genelde bölgenin geleneksel mimari yapısına uygun ve doğal çevreye zarar vermeyen yapılarda gerçekleşmektedir. Bu yapılarda yaşamlarını sürdüren kırsal halk, bir yandan günlük tarımsal uğraşlarına devam ederken kırsal turizm hizmeti de verirler [5]. Kırsal halkın tarımdan tamamen vazgeçip sadece turizm hizmeti vermesi nadir görünen bir durumdur.
Kırsal turizm, turizm sektöründe ürün çeşitlendirme veya bölgesel turizm ürünlerinin farklılaştırılması için çok elverişli bir alandır. Ancak hizmet kalitesi standartları, pazarlama, ürün gelişimi ve ekonomik başarılar bölgesel ve ulusal anlamda önemli değişiklikler gösterebilir [17].

KAYNAK: Sinop İlinin Kırsal Turizm Potansiyeli ve Geliştirilmesine Yönelik Öneriler

Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi 7 (2): 45-54, 2014
ISSN: 1308-0040, E-ISSN: 2146-0132, http://www.nobel.gen.tr

tamamını linkte bulabilirsiniz:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/417921

 

Etiketler: , , , , ,

YAKUPAĞA KONAĞI GERZE

06.05.2021- Dr. Seyfullah GÜL SİNOP’UN KÜLTÜR COĞRAFYASI


Sinop ili Gerze ilçesi Çarşı mahallesinde bulunan ve 20. yüzyıl başlarına tarihlenen Yakupağa Konağı, iç planı, iç mekânlarında görülen renkli kalem işi bezemeli süslemeleri, tavan eteklerindeki manzara resimleri ile Anadolu genelinde eşine az rastlanılan sivil mimari örneklerinden birisidir.

YAKUPAĞA KONAĞI- restorasyondan önce

Konağın sahibinin tomruk kereste ticareti ile uğraşan bir tüccar olmasından dolayı konağın yapımında kullanılan fırınlanmış keresteler Romanya’dan Gerze’ye ulaştırılmıştır. Zira ticari anlamda Yakup Ağa’nın, Rusya ve Romanya bağlantıları söz konusudur. Bu bağlantının konağın yapımına ve mimarisine etki ettiği bir gerçektir.
Ayrıca konağın görkemli hali, Gerze’nin 20. yy. başlarında iktisadi durumu hakkında önemli ipuçları vermektedir (Sinop Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü,2018).


Konut, girişle birlikte üç katlıdır. Giriş duvarları moloz taşla örülü olup üst kat cephe duvarları bağdadi tekniğinde yapılmış ve üzeri sıvalıdır. Yapının tüm pencereleri giyotin çerçevelidir. Üzeri kırma çatılı olup alaturka kiremitle
örtülüdür. Yapının ön cephede giriş katının üstünden başlamak üzere ahşap destekler üzerine oturtulmuş cephe boyunca çıkma mevcuttur. Aynı zamanda ön cephede üst kata ait üçgen alınlıklı bir balkon vardır. Yine cephede simetrik olarak iki giriş kapsı bulunmaktadır. Bina iç kısmı sonradan ikiye bölünmüştür.
Girişte dana önceleri ahır, odunluk, kömürlük ve kiler olarak kullanılan bölümler bugün ticari amaçlı kullanılmaktadır .

Bu dükkânların üstünde her iki tarafta da bir sofa, 2 oda, tuvalet, lavabo ve ocak yer almaktadır. Buradan yan taraflarda bulunan ahşap merdivenlerle ikinci kata çıkılmaktadır. Her iki tarafta da bir sofa, 2’şer oda vardır. Odalar genel olarak oturma, yatma, yıkanma ve yeme‐içme ihtiyacına cevap vermek üzere tasarlandığı için, dolaplara ve ocaklara da sahiptir.

Sol taraftaki bölümde merdivenin solunda küçük bir oda daha vardır. Ayrıca salon kısmında lavabo, tuvalet, gusülhane kısımları mevcuttur. Üst kat da plan olarak aynıdır. Sonradan ikiye bölünen yapının birbirlerine geçiş kapıları vardır. Yapının iç kısmında Sinop ilinde tescillenen ve koruma altına alınan konutların hiçbirinde olmayan zengin bir süsleme sanatı vardır.

Odaların tavanı, tekne tavan tekniğinde yapılmış olup, çeşitli renkte geometrik şekiller ve çiçek motifleri ile süslenmiştir. Ayrıca odalarda bulunan dolap kapaklarında geleneksel Türk mimarisini yansıtan süslemeler bulunur.

Seyfullah GÜL- Dr. Öğr. Üyesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Turizm Rehberliği Bölümü.

 

Etiketler: , , , , ,

ŞAMANİZM VE GÜNÜMÜZDEKİ KALINTILARI

22.04.2021-BİLKE

ŞAMANİZM VE GÜNÜMÜZDEKİ KALINTILARI
Uygur Toplumundaki Tabular Üzerine -Samire MÖMİN 1

ÖZET
Çağlar içerisinde zengin bir tarih ve kültürü kendinde barındırmakta olan Türk toplumlarında
karşılaştığımız olgular çok yönlü gözükmektedir. Sosyal hayatımızda da eski Türk yaşantılarının izlerine
rastlanmaktadır. Özellikle eski inanç yapılarının etkileri üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Ancak
Şamanizmin bir din mi, yoksa kökü tarihin derinliklerine kadar inen bir kültür mirası mı olduğuna henüz
kesin bir karar verilmemiştir.
Bu çalışmada Şamanizmle ilgili farklı düşünceler ve tabular üzerinde durularak Şamanizm’in
günümüze ne gibi kalıntılar bıraktığı, toplumda yaygın yaşamakta olan İslam dini çerçevesinde nasıl
değişiklere uğradığı betimsel bir yöntemle anlaşılmaya çalışılacaktır.

GİRİŞ
Orta Asya Toplulukları (Eski Türkler) doğada bazı gizli kuvvetlerin varlığına inanmışlardır. Tabiat güçlerine itikad, hemen hemen bütün halk dinlerinde mevcuttur. Fiziki çevrede bulunan dağ, deniz, ırmak, ateş, fırtına, gök gürültüsü, ay, güneş, yıldızlar gibi tabiat şekillerine ve olaylarına karşı hayret ve korkuyla karışık bir saygı hissi eskiden
beri olmuştur(2)
Bunların içinde gök’e en kutsal tanrı olarak bakmışlardır. Orta Asya topluluklarının doğa inancında Tanrı olarak “doğaüstü güçler”e baktıkları bilinmektedir. İnsan hayatına hem mutluluk getirebilir hem de zarara uğratabilir
diye inanılmıştır.

Bundan dolayı tabiattaki bazı nesneler, tabiat hadiseleri dokunulmaz, saygı duyulması gereken kutsal nesne haline dönmüş ve toplumdakiler de onun güçlerine inanarak kafalarında canlandırmış, tanrılara ilişkili tabuları meydana çıkarmış ve onu inandıkları farklı dinlerin kurallarına göre uygulamaya, geliştirmeye çalışmışlardır.
Günümüzde Şamanizmin izlerini ortaya çıkarmayı hedefleyen bu çalışmada tabular
üzerinden örnekler verilerek kalıntılar ve tabular arasındaki ilişkiler analiz edilmeye çalışılacaktır.

1
Yüksek Lisans Öğrencisi, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Ana Bilim
Dal

2
Abdülkadir İnan. (1976). Eski Türk Dini Tarihi. Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, ss.16-17. 3
Saadettin Gömeç. (2011). Şamanizm ve Eski Türk Dini. 2. baskı.(Akt). Berikan Yayınevi, Ankara, s.19.

Çalışmanın tamamı:

 

Etiketler: , , , ,

BELGELERLE SİNOP CEZAEVİ

18.04.2021- BİLKE

Sinop hafızasında derin izler bırakan, unutulmaz acıların yaşandığı bir yapı, SİNOP CEZAEVİ. Prof. Dr. Cevdet YILMAZ çalışmasına yer veriyoruz bu gün:

Doç. Dr. Cevdet YILMAZ*

ÖZET
Eski çağlardan beri deniz ve ticaret kenti olarak bilinen Sinop Anadolu’nun en eski şehirlerinden biridir. Tunç çağından günümüze dek çeşitli uygarlıkların buluştuğu Sinop’u yüzyıllardır bu kadar vazgeçilmez kılan şey sahip
olduğu coğrafi konumudur. Sinop şehri anakara ile Boztepe yarımadasının birleştiği kıstak (yükselmiş tombolo) üzerinde kurulmuş ve tarih boyunca güçlü kalesi ve doğal limanı ile dikkat çekmiştir.
Sinop’ta Karadeniz’e hâkim olmak isteyen bütün uygarlıkların izlerini bulmak mümkündür. Şehir sırasıyla Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların ve Osmanlıların hâkimiyetinde kalmıştır. Selçuklular döneminde şehre büyük önem
verilmiş, bu dönemde Sinop Kalesi güçlendirilerek bir bölümü dönemin en önemli
tersanelerinden biri haline getirilmiştir.

Osmanlılar döneminde de varlığını sürdüren tersane, 1887’den itibaren hapishane olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sinop hapishanesi coğrafi konumu ve yüksek duvarlarla çevrili bir kaleden meydana gelmesi nedeniyle buradan
kaçmanın imkânsızlığı yüzünden mahkûmların korkulu rüyası olmuş, Sinop şehri de hapishanesi ile anılmaya başlamıştır. 1997’de mahkûmlar yeni cezaevine taşınmış, Tarihi Sinop hapishanesi günümüzde müze olarak kullanılmaya
başlanmıştır. Bu araştırmada Tarihi Sinop Kalesi Cezaevi coğrafi bakış açısıyla ele alınmış ve değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Coğrafya, Sinop, Sinop Kalesi, Sinop Cezaevi

OMÜ, Fen-Edebiyat Fak., Coğrafya Bölümü, Samsun. cyilmaz@omu.edu.tr

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/26910

 

Etiketler: , , , ,

ESKİ SİNOP’TA TAŞ OYUN TABLASI

27.03.2021- A.Yaşar SARIKAYA

Araştırmalarımda, Sinop kalesi duvarlarında tarihin derinliklerinden kalan taşlara rastladım. Kale her onarım gördüğü dönemde, tarihi değer taşıyan sütun başlıkları, üstünde M.Ö. dönemlere ait yazılar bulunan taşlar, simge içeren damgalı kayalar ve arma bulunan kiriş taşlarının farklı zamanlarda kaleye yerleştirildiğini öğrendim.

Anlaşılıyor ki, Sinop Kale taşlarında çok eski tarih kalıntıları açıkta saklanıyor. Korunması amaçlanarak neler yapılabileceği düşünülmüştür diye umut ediyorum. Çünkü turizm açısından, elimizdeki her tarihi kalıntı önem taşıyor.

Resim 1. Sinope Duodecim Scriptorum Tablası, Buluntu Yeri( Dr. Nazlı YILDIRIM)

Bu taşların, konunun uzmanları tarafından bilimsel olarak incelenmesine çok sevindim. “Duodecim Scriptorum” oyununa ait olan taş tabla, Sinop kültürü ile harmanlanıyor ve Sinop’a özgü farklı bir oyuna dönüşüyor. Çoğumuzun bilmediği eski dönemlerde Sinop’ta oynanan bu oyunun varlığını, kale taşlarımızda bulunan oyun tablası kanıtlıyor.

Resim 4. Sinope Duodecim Scriptorum Tablası(Dr.Nazlı YILDIRIM))

Bu konuda yapılan akademik çalışmayı okurlarımızla paylaşmak yerinde olacak. Turizm alanında değerlendirilebilir, oyun olarak da turistlere öğretilir ve eğlenceye dönüştürülebilir mi acaba?

Yıldırım, Nazlı, “Sinope’den bir Duodecim Scriptorum Tablası”, Karadeniz Araştırmaları
Enstitüsü Dergisi, 6/9, ss. 1-8.
DOI: 1 0.31765/karen.683954

Öz: Bu çalışmada Sinope kenti içerisinde tespit edilmiş olan bir oyun tablası incelenmiştir. Kentin sur duvarı üzerinde devşirme olarak kullanılmış olan bu tabla, Roma Dönemi’nde oldukça sevilen ve pek çok kentte örneği tespit edilen Duodecim Scriptorum oyununa aittir. Tablada oyun taşlarının yerleştirildiği ana bölüm üç sıradan oluşmaktadır. Her bir sıranın içerisinde kareler şeklinde biçimlendirilmiş olan on iki oyun hanesi bulunmaktadır.


Oyun sıraları iki yanda altışar hane olmak üzere bir ayırma işareti ile tam ortadan ikiye ayrılmıştır. Ayırma
işareti olarak birinci ve üçüncü sıralarda çarpı (x), ikinci sırada artı (+) motifi kullanılmıştır.

Resim 5. Duodecim Scriptorum Oynayan Oyun-cular (Bell, 1969: Fig. 28)(Dr. Nazlı YILDIRIM)

Sinope sur duvarı üzerinde kullanılmış olan bu oyun tablası olasılıkla büyük boyutları ve masif yapısı nedeniyle Selçuklu Dönemi’nde sur duvarlarının yenilenmesi ve onarımları sırasında devşirme malzeme olarak tercih edilmiştir. Hanelerin ve ayırma işaretlerinin düzenlenişine göre tipolojik olarak hiçbir oyun tablası ile bire bir benzeşmeyen Sinope duodecim
scriptorum tablasında, dönemin yaygın motiflerinin farklı şekilde tasarlanarak kullanıldığını ve bu anlamda
özgün bir örnek olduğunu düşünmek mümkündür.

Resim 2. Sinope Duodecim Scriptorum Tablası Buluntu Yeri (Bryer ve Winfield, 1985: 88)(Dr.Nazlı YILDIRIM)

Araştırmayı yapan ve makaleyi yazan Sayın Nazlı YILDIRIM’a çalışması için teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum. Bu taş tablanın, dönemin motiflerinin farklı şekilde tasarlanarak Sinop’a özgü bir örnek olarak kullanılması sevindirici. Bu detaylı araştırma ışığında, değerlendirilmesi ve oyun olarak tanıtımının yapılması akla gelebilir. Sinop’ta yapılan özgün bir tasarım oluşu SİNOPE kentinin zengin kültürünü bir kere daha ortaya koyuyor.

Makalenin tamamı için:

kaynak: KAREN- KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

Dr.Nazlı YILDIRIM Öğr. Üyesi, Sinop Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Sinop/TÜRKİYE

 

Etiketler: , , , , , , , ,

BULGARİSTAN’DA SİNOP ARŞİV BELGELERİ

22.03.2021-BİLKE

BULGARİSTAN AZİZ KİRİL VE METHODİUS ULUSAL KÜTÜPHANESİ’NDE BULUNAN SİNOP İLE İLGİLİ OSMANLI ARŞİV BELGELERİ

Yrd.Doç.Dr.Mustafa YAYLA-Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu (e-mail: m_yayla@hotmail.com, Tel:0544 591 34 85) ve
Ahmet ALTAY-Öğretim Görevlisi, Kırklareli Üniversitesi Pınarhisar Meslek Yüksekokulu (e-mail: ahmetaltay57@hotmail.com, Tel:0505 795 38 15) çalışması :

ÖZET

Bu çalışmada Bulgaristan Aziz Kiril ve Methodius Ulusal Kütüphanesi’nde bulunan Sinop ile ilgili Osmanlı arşiv belgelerinden bahsedilecektir. Bu kapsamda öncelikli olarak Bulgaristan Aziz Kiril ve Methodius Ulusal Kütüphanesi ve Ulusal Kütüphane bünyesinde hizmet veren ve bir milyona yakın Osmanlı arşiv dokümanı barındıran ulusal Kütüphane Nadir Eser Departmanı hakkında genel bilgiler verilecektir. Daha sonra Nadir Eser Departmanı’ndaki “Sinop Fonu”nda bulunan Sinop ile ilgili belgeler ele alınarak, bu belgelerden örnekler sunulacaktır.

SİNOP FONU

Yukarıda bahsedilen yerleşim birimlerine göre tasnif edilen 328 fondan birisi de Sinop fonudur. Sinop fonunda Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı dönemlerine (çoğunluklu olarak 17.-19. Yüzyıl) ait yaklaşık bine yakın belge bulunmaktadır. Osmanlı Dönemi Sinop’unun siyasi, sosyal ve ekonomik yapısı hakkında önemli ipuçlarını içeren bu belgeler sinop’un yerel tarihi açısından son derece büyük önem taşımaktadır. çalışmanın bu bölümünde Bulgaristan Ulusal Kütüphanesi’nde bulunan Sinop ile ilgili belgelerden seçilmiş 5 Doküman incelenerek bu dokümanların türleri ve içerikleri hakkında bilgiler verilecektir.



Örnek Belge 1: Sinop Kalesi’nin muhâfazasında kullanılmak üzere otuz kantar güherçilenin Sinop’a gönderilmesine dair Sultan IV. Murat’ın 10 Rebîulâhir 1047 [1 Eylül 1637] tarihli fermanı.


Örnek Belge 2: Sinop Kalesi muhafazasında kullanılmak üzere Kastamonu Defterdarı Yakup Paşa tarafından Sinop Kalesi Mustahfızı Mehmed bin Ahmed’e otuz kantar kal güherçile teslim edildiğine dair Sinop Kadısı Ali bin İbrâhîm tarafından düzenlenmiş Evâil-i Cemâziyelâhir 1047 [21-30 Ekim 1637] tarihli huccet.

Örnek Belge 3: Sinop’a tabi Başseki ve Tiran Divanları’nda beldar vergisi toplayan Hüseyin bin Bali’nin Bağdad fethinde görevini tamamladığının ancak fakirliğinden dolayı tezkiresini alamadığının yapılan tahkik sonucu ortaya çıktığına dair Sinop Kadısı Mehmed bin İbrâhîm tarafından verilen Evâsıt-ı Zilkaade 1047 [27 Mart-5 Nisan 1638] tarihli huccet.

Çalışmanın bir kısmına yer verdik, tamamına “http://acikerisim.kirklareli.edu.tr:8080/xmlui/handle/20.500.11857/195” adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

SİNOP’TA İLK YERLEŞİMLER

04.03.2021-BİLKE

Arkeolojik araştırmalara göre , Sinop’ta ilk yerleşim yerleri ,Sinope ,Kabalı çayı vadisi ve Ayancık ıstıfan(stephane)bölgesidir. Kabalı çayı vadisinde erken kalkolitik (İ.Ö.4500) dönemine ait iki yerleşme yeri saptanmıştır.

1953 yılında Kocagöz höyükte yapılan kazılarda,ilk tunç çağı 1. ve 2. dönemine ait(İ.Ö.3000-2700) eserler bulunmuştur. Bölgede yapılan araştırmalarda ,çevrede çok  sayıda  tarih öncesi yerleşim  yerlerine rastlanmıştır. Bu yerleşimler sahil şeridi boyunca nehir ağızlarında ,nehir vadileri boyunca iç kesimlere doğru yayılırlar. Buralarda ilk tunç çağı 2. nin başlarında çıkan korkunç yangınlar sonucu höyükler terkedilmiş,bu yüzden  sonraları  bu  höyüklerde yerleşime rastlanmamıştır.

Sarsı Köyünün kuzeyinde ve Orta Karasu Vadisinde , Kılıçlı ve Hacıoğlu’nun yanında birkaç dizi sit alanıyla birlikte , Tunç Devri yerleşim bölgelerinin çok yaygın olduğu tespit edilmiştir. Buluntular Hacıoğlu’nun yerinin Sinop’un prehistorik döneminin başına ait olduğunu gösterir. Güllüavlu sit alanında Nohutluk mevkiinde bir erken-orta tunç devri sit alanı belgelenmiştir. Bu sit alanı Erfelek yoluna bitişiktir. Rölyef dekorasyonlu cilalanmış çanak ve çömlekler ,orta Anadolu orta tunç devri tipleriyle karşılaştırılınca bulgular orta Anadolu ile temasa geçildiğinin kanıtıdır. ( 2)

Merkez ilçede Kılıçlı tepe ,Habuhas tepe , Tıngır tepe ve Mezarlık tepe araştırmalarında eski yerleşimler incelenmiştir. İnceleme sonucunda Kılıçlı tepede geç kalkolitik çağ , ilk tunç çağı ve orta tunç çağına ait çanak-çömlek parçaları görülmüştür.

Habuhas tepe ,Sinop Erfelek karayolunun kuzeyinde bulunan Bektaşağa Köyünün güneyinde yer alır. M.A.Işın tarafından arkeoloji dünyasına tanıtılmıştır. İlk tunç çağı yerleşimi tespit edilmiştir. Mezarlık tepe , Sinop-Samsun karayolunun 1 km kuzeyindeki Yalı köyünün Kurudere Vadisine bakan yamacında yer alır. M.A.Işın tarafından saptanmıştır. Yapılan incelemelerde ilk tunç çağı yerleşimlerini işaret eden çanak-çömlek parçaları toplanmıştır.(3)

Erfelek ilçesinde yapılan arkeolojik araştırmalarda Gavur tepe , Sarı Mustafa Tepesi ,Gölaltı tepesi , Ören tepe ve Kahkül tepe eski yerleşimleri incelenmiştir. Araştırma raporu sonuçlarına göre buradaki bulgular yerleşim tarihini , geç kalkolitik ve  ilk tunç çağı olarak göstermektedir.(3)

GAVUR TEPE , Mescitdüzü Köyü arazisi içinde yer alır. M.A.IŞIN tarafından saptanmıştır. Doğal bir tepe üzerinde yer alan ve ilk tunç çağı , geç demir çağı  ile Roma çağında yerleşim görmüş olduğu anlaşımıştır.

SARI MUSTAFA TEPESİ , Kazmasökü Köyünün 1 km kuzey batısında , Devret Deresinin kenarında yer alır. M.A.IŞIN tarafından saptanmıştır.  Geç kalkolitik çağ ve ilk tunç çağı yerleşimleri olduğu saptanmıştır.

GÖLALTI TEPESİ , Meydan Köyü , Gölaltı Mahallesi arazisi içinde doğal bir tepe üzerinde yer alır. Roma ve Bizans çağı yerleşimleri olduğu anlaşılmıştır.

ÖREN TEPE , Mescitdüzü köyünün arazisi içinde yer alır. M.A.IŞIN tarafından saptanmıştır. Üst tepede ilk tunç çağı çanak-çömleği bulunmuş ,alttaki tepede de Roma çanak-çömleği bulunmuştur.

KAHKÜL TEPE ,Sinop-Erfelek karayoluna bağlanan Veysel-Hamidiye yolunun güneyinde  , Erfelek Çayı üzerindeki köprünün karşısında yer alır. M.A.Işın tarafından saptanmıştır. Doğal bir tepe üzerindedir ve ilk tunç çağında yerleşim görülmüştür.

Gerze ilçesinde yapılan araştırmalarda köşk höyük ,Yanık Maltepe ve Keçi Türbesi eski yerleşimleri ile Hıdırlı Mezarlığı incelenmiştir. Buradaki bulgular da ilk tunç çağı yerleşimlerini işaret etmektedir.(4)

KÖŞK HÖYÜK ,Gerze Köşk burnunun doğu yakasında yer alır. Burada yapılan incelemeler sonucunda ilk tunç çağı ve orta tunç çağı yerleşimleri olduğu anlaşıldı.

YANIK MALTEPE , Sinop-Boyabat karayolunun Hıdırlı Köyü sapağından 1km içeride ve Hıdırlı Köyünün 2 km batısındadır. Doğal bir tepedir , burada ilk tunç çağı çanak-çömlek parçaları toplanmıştır.

KEÇİ TÜRBESİ ,Sinop-Boyabat karayolunun Hıdırlı Köyü sapağından 7-8 km içeride  ve Hıdırlı Köyü Durasılı Mahallesinin 1 km kuzey doğusundadır. Doğal bir tepe üzerinde yer alan yerleşmede bulunan çanak-çömlek parçalarından ilk tunç çağı , orta tunç çağı ile Roma ve geç Roma çağı yerleşimleri olduğu anlaşılmıştır.

HIDIRLI MEZARLIĞI , Sinop Müzesine satın alma yoluyla gelmiş bulunan ve orta tunç çağına tarihlenen çok sayıda tunç eserin buluntu yeri olarak  belirtilen alandır. Küçük bir dere yatağının oluşturmuş olduğu bir vadidir.

Boyabat ilçesinde yapılan araştırmalarda  Maltepe-Emiryayla , Salar Kalesi , Pazar Tepesi ,Boyalı İkiztepe I ve II eski yerleşimleri ile Emiryayla Osmanlı Mezarlığı incelenmiştir. Bu araştırma raporlarının sonuçları da  yerleşimlerin tarihini tunç çağına çekmektedir.(5)

MALTEPE-EMİRYAYLA ,Emiryayla köyünün 3 km kuzeyinde yer alır. M.A.IŞIN’ın araştırmaları ile saptanmıştır. Doğal bir tepe üzerinde olan bu yerde yapılan araştırmalarda ilk tunç çağı ve orta tunç çağına ait çanak-çömlek parçaları toplanmıştır.

SALAR KALESİ ,Boyabat’ın 15 km batısında bulunan ve Direklikaya olarak anılan Paphlagonia tipi kaya mezarı ile tanınır. Özellikle kuzeybatı ve batı yamaçlarında gerçekleştirilen yüzey araştırmasında ,kalenin iskan edilmiş dönemleri olan Helenistik ve Roma çağlarına ait parçaların yanı sıra , ilk tunç çağı çanak-çömlek parçalarına da rastlanmıştır.

PAZAR TEPESİ , Erkeç Köyünün 2 km güneyinde yer alır. Doğal bir tepe üzerinde yer alan bu bölgede yapılan araştırmalarda yalnızca ilk tunç çağına ait çanak-çömlek parçaları toplanmıştır.

BOYALI İKİZTEPE I ,Boyalı Köyünün 1 km güneybatısında aralarında yalnızca 50-70 m uzunluğunda bir boyun bulunan 2 tepe saptanmıştır. Yapılan inceleme sonucunda 1. tepede ilk tunç çağı ,orta tunç çağı , ve geç demir çağı : 2. tepede ise ilk tunç çağı , Helenistik çağ ve Roma çağı yerleşimleri olduğu gözlendi.

EMİRYAYLA OSMANLI MEZARLIĞI ,Emiryayla Köyünün yaklaşık 5 km kuzeyinde ,yolun hemen kenarında ,içinde 3 adet kitabeli mezar da bulunan ve 18. yüzyıla tarihlendirilebilecek bir Osmanlı mezarlığı  saptandı.

SARAYDÜZÜ İlçesinde Bayram Tepesi incelenmiştir. Bayram Tepesi ilçe merkezinin 1 km güneydoğusunda yer alan doğal bir tepe üzerindedir. Yapılan yüzey araştırmasında ilk tunç çağına ait çanak-çömlek parçaları toplanmıştır.

Kaynak-Sinop’ta ARKEOLOJİK ARAŞTIRMA RAPORLARI

1951-1953
yılları arasında Sinop’ta E. Akurgal, A. Erzen ve L. Budde tarafından yapılan çalışmalar sonucunda 4kent merkezinde bazı boya bezekli Geç Demir Çağı testileri bulunmuştur. Orta Anadolu’dan ithal olduğu düşünülen Geç Phryg stilinde bu testiler Attika küçük kaseleri ile birlikte bulunmaları nedeniyle M.Ö. 560- 550 yıllarına tarihlenmişlerdir(5)
5-Akurgal 1955, Lev.33; Akurgal – Budde 1956, Lev.3, a-d.

1970 yılında ise, J.A. Dengate
Sinop ve Samsun illleri sınırları içinde bir yüzey araştırması gerçekleştirmiş ve bu illerde özellikle Demir Çağı yerleşmelerini ziyaret etmiş ve Alaçam-Sivri Tepe, Havza-Şeyhsafi Tepesi ve Vezirköprü Oymaağaça Höyük (Höyük Tepe) gibi çok önemli merkezleri arkeoloji dünyasına tanıtmıştır(7)
1973 yılında daha önce yalnızca bir dönem kazı yapılmış olan Maşat Höyük’te kazı çalışmalarına T. Özgüç başkanlığındaki bir ekip tarafından yeniden başlanmış ve Demir Çağı’naait güçlü yapı katları ortaya çıkarılmıştır(8)

7-Dengate 1978, 245-258.
8-Özgüç 1978; Özgüç 1982.


.

 

Etiketler: , , , , ,

SİNOP GELENEKSEL GİYİM ÖRNEKLERİ

 

SİNOP GİYSİ

BİLKE, bize özgü olan değerlerimizin kaybolduğu şu günlerde, NORMLAR VE DEĞERLER konusuna dikkat çekerek farkındalık yaratmak istemektedir. Günün normları çok çabuk değişmekte ve bireyleri tam kontrol altına almaya doğru sürüklemektedir.

Özgür irade, yaratıcı zeka, kendini ifade etme  ve doğal kazanımlarla edinilen deneyimler çağın getiri çarkına yenik düşmemelidir. Bu noktadan çıkışla, kadınlarımızın özgür dünyasının topluma katkı sağladığı alanlardan biri eskiden üretilen giysilerdir. Bilke GELECEĞE ÜRETELİM sloganını sık sık hatırlatmakta ve küreselleşen dünya gücünü elinde bulunduranlara karşı, üretmemiz gerektiğini ortaya koymaktadır.

Akademik bir araştırmada dernek başkanımızın  BİR İNCİ MEMLEKETİM kitabı kaynak olarak kullanılmıştır. Konu geleneksel giysiler hakkında bilgi edinmek isteyenlerin ilgisini çekecektir.

SİNOP ARKEOLOJİ MÜZESİNDE BULUNAN GELENEKSEL GİYİM ÖRNEKLERİNDEN ÜÇ ETEK
ENTARİ ÖRNEKLERİ ***Yüksel DOĞDU***Emel BULMUŞ**

TRADITIONAL GARMENT SAMPLES FORMS AT SINOP ARCHAEOLOGY MUSEUM: UCETEK
DRESSING SAMPLES

KAYNAKÇA
Altunyuva Sever, Şermin(1988). Kadın Giyimi ve Temel Dikiş. Ankara: Tisamat.
Apak, Melek Sevüktekin, Filiz, Onat, Gündüz, Fatma, Öztürk, Eray, (1997). Osmanlı Dönemi Kadın Giyimleri, Ankara.
Bayraktar, Fatma(1995). Giyim. Ankara.
Görgünay, Neriman(2008). Geleneksel Türk Giyim Tarihi ( Milattan önce Binyıllardan günümüze kadar). İzmir.
Koçu, Reşat Ekrem(1969). Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü. Ankara: Sümerbank Kültür Yayınları.
Komisyon (1972). Bölgesel Türk Giysileri. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Sarıkaya, Yaşar(2010). Bir İnci Memleketim(Sinop). Samsun: Ceylan Ofset.
Sevin, Nureddin(1973). On Üç Asırlık Türk Kıyafet Tarihine Bir Bakış. İstanbul: Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı Kültür Yayınları.
Vural, Tuba, Koç, Fatma, Koca, Emine, Pamuk, Beyhan(2006). Geleneksel Kadın Giysilerinde Kol Formu Özelliklerinin Giysi Konforu
Açısından İncelenmesi. 16–18 Kasım 12. Ulusal Ergonomi Kongresi, Ankara.

Öz
Köklü bir birikime ve kültüre sahip olan Türklerin kendilerine özgü giyim kuşam örnekleri geçmişten bugüne ulaşarak
tarihte yerini almıştır. Giyim kuşam örnekleri ait oldukları dönem ve topluluklara dair derin kültürel izler taşır. Yaşayış şekli, inanış,gelenek, görenek ve yaşanılan coğrafya ’ya özgü pek çok unsurun cevabı giysilerde bulunmaktadır.
Kültürel birikimin yadsınamayacağı illerden olan Sinop ili özellikle coğrafi konumu sebebiyle denizden gelen pek çok
kültürün uğrak yeri olmuştur. Özellikle Karadeniz giyimi ile özdeşleşen peştamal yörede önemli bir giysi olmuş olsa da üç etek de tarih boyunca çevre ilçelerde ve köylerde giyilmiştir. Çalışma kapsamında yer alan üç etekler yörede giyilmiş ve halen benzer tarzda üç etekler özel günlerde giyilmeye devam etmektedir.
Geleneksel giysilerin içerisinde çok önemli bir yere sahip olan üç etek entariler bu çalışma kapsamında incelemeye alınmıştır.
Özellikle Osmanlı döneminde oldukça fazla giyilmiş olan üç etekler kadın giyiminin en önemli parçalarından birisidir. Çalışmada incelenen altı adet üç etek Sinop arkeoloji müzesinde depoda yer almaktadır. Otuz beş adet benzer kumaşlardan olan üç etekler içerisinden seçilen 6 farklı üç etek çalışmada incelenerek kayda alınmıştır. Çalışmada yer alan üç etek örnekleri boyut, kesim, dikim ve süsleme özellikleri bakımından incelenerek resimleri çekilmiş, envanter kayıtları karşılaştırılarak kontrolleri yapılmıştır.

YAZININ TAMAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTEDİR:

dogdu_yuksel.pdf erişimi için tıklayın

 

 

 

 

 

Etiketler: , ,