RSS

Etiket arşivi: amerika

AMERİKA KITASI’NIN KEŞFİ VE BEYAZ ADAMIN İSKANI

20.04.2025-Hanefi KAYA- Abdullah ÇAPAROĞLU -DÜMAD – Dünya Multidisipliner Araştırmalar Dergisi
WOJMUR – World Journal of Multidisciplinary Research ISSN: 2717-6592

Dünya tarihinde önemli bir yeri olan Amerika’nın keşfi ve beyaz adamın bu topaklara
yerleşmesi, bir zamanların Doğu dünyasının Avrupalılar için ne tür gizemler taşıyor ise, şimdilerde
doğulular için de aynı gizemlere sahip, bir büyük hadisedir.
Bu büyük hadisenin özellikle 19. yüzyıldan sonra Avrupa ve Asya kıtalarında tanınması ve
her alanda ilişkiler kurulmasıyla başlayan çözülme dönemi, aslında herşeyin tüketildiği, sahip
olunanın el değiştirdiği ve bilinmezlerin ortadan kaldırıldığı yeni bir dönemi oluşturur.

Bu dönem artık yerli Amerikalıların olmadığı, Avrupalı Amerikalıların yaşadığı bir dönem olması hasebiyle,
doğulu ya da Asyalı insan tipi o büyük merakı ile baş başa bırakılmıştır.

Bundan sonraki Amerika, hür dünyanın bir parçasıdır ve artık gizlenmeden bütün bir tarihin oluşumuna katkı sunacak her türlü imkana sahiptir. Bu yönüyle o gizemler ülkesini ilk elden tanıtacak bir tarih anlayışının gelişmesi, doğulu insanın hafsalasındaki o karanlık dönemi de aydınlatması açısından büyük imkan sağlamıştır.
Bu makale Bryn O’Callaghan tarafından yazılmış olan An Illustrated History Of The USA,
Longman Group UK Limited 1990 çalışmanın bir bölümünü sunmaktadır ve bu bölüm Amerikalı
beyaz adam ile Pasific’li yerlilerin ilk buluşmalarını ortaya koymaktadır. Makale Beyaz Adamın
küstahlığı karşısında, yerli Amerikalının dürüst ve katlanılabilir yaşamını gözler önüne sermektedir.

Giriş
1490’lı yıllarda Kristof Kolombus ile başlayan dünyayı yeniden keşif macerası, Hindistan
yolu aranırken bir rastlantı sonucu ilk defa yeni bir toprağın keşfiyle sonuçlanmıştır. Bilinen dünyanın
dışında kalan bu toprak parçası Pasific Okyanus’unun karşı tarafında bulunan ve bilinmezlerle dolu
yeni bir karalar ve adalar silsilesinden oluşmaktaydı.

Bu topraklara ilk gelen Kristof Kolombus’un olduğu düşünülüyor olsa da aslında Arap Tüccar Gemileri’nin çok daha eski zamanlarda bu topraklarla ilişki kurdukları ve hatta buralara kadar mal taşıdıkları Piri Reis’in hazırlamış olduğu büyük dünya atlasından anlaşılmaktadır. Onun yapmış olduğu bu harita Amerika’nın bir keşif sonucu değil, aslında bilinen bir yer olarak beyaz adam tarafından istilasından başka bir şey değildi.
Kolombus gibi maceracı kimliklerin altın bulma merakının sonucunda ulaşılması ve geçilmez olduğu
düşünülen Pasific Okyanus’u aşılmış ve yerli kabilelerin yaşadığı, uygar dünya olan Avrupa ve
Asya’dan tecrit edilmiş bir şekilde kalmış olan bu yeni dünyanın keşfi, ilk başlarda pek önemsenmemişti.

Avrupa’nın ezik insanlarının yerleşmeye başladığı bu çorak ve zor koşulların dünyası,
zamanla yerlilerden alınarak yeni bir yaşama kapılarını açtıktan sonra, iklimi, doğası, toprağı, yaşam
koşullarıyla benzersiz bir nimet sunmaya başlaması, söz konusu toprakların tamamının keşfine
başlanmasına ve dünyanın üçte birinin bulunduğu muazzam bir keşfin kapılarının açılmasını ve yeni
bir doyum imkanı yaratılmasını sağlamıştır.
Aç gözlü Avrupalıların boyunduruğunda başlayan bu yeni yaşam, barışın hakim olduğu
Amerika topraklarını kısa bir zaman sonra kaosun ve kargaşanın merkezi haline getirmiş, beyaz
adamın vahşi çehresiyle nerede ise yerlilerin hiç yaşamadığı yeni bir dünya yaratılmaya başlanmıştır.
Amerika’da yerli olmak demek hiçbir hak ve selahiyeti olmayan vasıfsız bir mahluk ile aynı olmak
demekti.
Beyaz adamın Amerika’ya getirmiş olduğu bu yeni anlayış, Avrupa’nın binlerce yıllık
geçmişinden kaçan ezik Avrupalılar tarafından icra ediliyor olması da bir büyük muammanın diğer
bir veçhesi olarak kalmıştır.
Bu makalede Bryn O’Callaghan’ın bakış açısıyla Avrupalıların yaratmış olduğu yeni
Amerika’nın ilk yerleşim zamanları hakkında bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgiler ışığında
Amerika’nın yerlileri ve yeni meskunları arasındaki ilişkilerin bir çeşit özetini yansıtacak olan
makale, ilk defa da olsa Amerika’nın arka yüzünün küçük bir tanıtımını yapmaktadır. Türk tarih
literatüründe pek fazla bilinmeyen An Illustrated History Of The USA, Longman Group UK Limited
1990” adlı eser kurgusuyla, Amerika’nın kuruluş yıllarının ilk fotoğraflarını sunması açısından
önemli bir yere sahip olduğu düşünülmektedir.

Makalenin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2905008

 
Yorum yapın

Yazan: 20 Nisan 2025 in Bilinmeyenler

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

EĞİTİMSİZ BİR BİLİM ADAMI

12.03.2025-Aydın Izbudak

CANLI HESAP MAKİNESİ FULLER…

Virginialı Hesap Makinesi veya Kara Tom olarak da bilinen Thomas Fuller, 1710’da doğdu. Afrika Liberya ile Benin arasında bir yerde dünyaya geldi. 1724’te, 14 yaşındayken Fuller köle olarak satıldı. Köleleştirildikten sonra Amerika ‘ya gönderildi ve sonrasında Presley ve Elizabeth Cox’un yasal mülkü oldu.

Fuller okuma yazma bilmemesine rağmen, hızlı hesap yapabilme konusunda inanılmaz bir yeteneğe sahipti. Kölelerin okuma yazma bilmemeleri yaygındı çünkü çoğunlukla eğitimsizlerdi. Zaten beyaz derililere göre en iyi düşünen ve bilen insanlar kendileriydi.

Fuller’in bu özelliğini duyanlar onu teste tabi tutmak istediler. Bir çok kişinin amacı ilk başlarda ona zor sorular sorup onunla eğlenip dalga geçmekti. Kuzey Virginia’daki eğitimcilerde, onun benzersizliğini duydular ve onu halkın önünde bir teste tabi tutmak istediler. Fuller matematik problemlerini çözebilirdi ve her zaman doğru cevaplar verirdi. Fuller, herhangi bir zaman diliminde saniye, dakika, saat, gün, hafta ve ay sayısını bilebilirdi. Ayrıca herhangi bir mesafeye ait büyüklükleri ve uzunlukları da bilebilirdi.

Başkalarının kalem ve kağıt kullanarak hesapladıklarına kıyasla genellikle doğru cevaplar verirdi. İlk soru şuydu:

“Bir buçuk yılda kaç saniye var?”

İki dakika içinde Fuller cevap verdi: “47.304.000.” Sıradaki soru şuydu:

“70 yıl 17 gün ve 12 saatlik bir adam kaç saniye yaşamıştır?”

Fuller cevap verdi:

“2.222.210,500.”

Adamlardan biri kalemi kullanarak hesaplama yaptıktan sonra cevapları doğrulamaya bile çalıştı, ancak hatalı olanın kendisi olduğunu gördü ve sonrasında yılları hesaplamayı denedi. Ama Fuller onu yine düzelterek şöyle cevap vermişti:

‘Artık yılı unutuyorsun.’dedi.

Doğru cevaplara canı sıkılan bir izleyici daha zor bir soru sormak istedi. Diyelim ki bir çiftçinin altı dişi domuzu var ve her dişi domuzun altı dişi domuzu var, ilk yıl ve hepsi aynı oranda artıyor, sekiz yılın sonuna kadar çiftçi kaç dişi domuz verecek? Fuller gözlerini kısarak kapatıp, başını önüne eğip biraz düşünüp cevap verdi.

34.588.806.

Bu soruyu soran kafadan sormuştu ve hesapları yapan uzman gurup kalem ile cevabını uzun dakikalar sonra çözebilmişlerdi ve cevabını bulurken bir kaç yanlış yapmışlardı. Fuller’a üstün matematiksel yeteneklerini nasıl edindiği sorulduğunda, bunun bir ineğin kuyruğundaki tüyleri saymak gibi çiftliklerdeki deneysel uygulamalardan geldiğini söyledi. Ve insan eğitimi sadece okulda almaz kendi kendini eğitebilir dedi.

Fuller’in canlı hesap makinesi yapan bu yeteneği küçüklükten matematiğe olan hayranlığı ve zekasından geliyordu. Daha sonra Fuller’den bir çok matematik konusunda bir çok eğitimde yararlandılar. Fuller, 1790’da Alexandria, Virginia yakınlarındaki Cox çiftliğinde öldü. Öldüğünde 80 yaşındaydı. Fuller öldükten sonra, Boston Gazetesi Columbian Centinel bir yazı yayınladı ve ondan

“kendi kendini yetiştirmiş aritmetikçi” ve “eğitimsiz bir bilim adamı” olarak bahsetti..

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Mart 2025 in Bilinmeyenler

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,