17.11.2024- Turgut ÜNSAL(İki yaka bir deniz hikayesinden) – Yusuf Ziya ÖZALP
60 yıl öncesiydi. Kış, Simi Adası’na beyaz bir yorgan gibi serilmişti o sabah. Balıkçı Aristo, oğlu Vasili’yi usulca omzundan tutarak kayığa yönlendirdi. Deniz, sanki yüzlerce yıllık bir efsanenin sırrını mırıldanıyordu. Aristo, bu sesleri dinleyerek büyümüştü. Babasından ve onun babasından kalan bilgiyi şimdi oğluna aktaracaktı.
Her dalga, her fırtına, her yıldız, onun için birer harf, birer kelimeydi. Vasili’ye öğretilecek çok şey vardı. Balıkçılık, yalnızca bir meslek değil, yüzyılların deniz kokulu mirasıydı. Kayık usulca Simi limanından ayrıldığında sabahın serin rüzgarı yüzlerini yaladı. Gökyüzü gri ve öfkeli bulutlarla kaplanmaya başlamıştı. Aristo, bu değişimi bir denizcinin sezgisiyle fark etti. Daha güçlü küreklere asıldı ama rüzgar oyunbozan bir çocuk gibi kayığın etrafında dolandı, büyüdü ve lodosun hırçın kollarına dönüştü. Kayık, devasa dalgalarla savrulurken Vasili’nin minicik bedeni, korkunun soğuk elleri tarafından esir alınmıştı. Parmakları, kayığın kenarına sıkıca yapıştı, gözleri kocaman açıldı, sessiz bir dua gibi babasına baktı.
“Vasili, korkma!” diye bağırdı Aristo, sesinin titremesine engel olmaya çalışarak. Oğlunun gözlerindeki korkuyu yok etmek istiyordu ama deniz, bu küçük balıkçı ailesini acımasızca sınamaya kararlıydı. Poseidon çıldırmıştı adeta. Deniz beşik, kayık beşikte ağlayan bebek gibiydi. Sicim gibi inen yağmur, hız rekoruna soyunan fırtına onları tanıdıkları sulardan koparıp Datça’ya doğru sürüklüyordu.
O sırada Datça’nın sularında, Süleyman Badal ve kardeşi Mehmet de avdan dönüyordu. Onlar da, çocukluklarından beri denizin şarkılarını dinleyerek büyümüş, hayatlarını onun cömertliğine bağlamışlardı. Rüzgarın tuhaf bir uğultuyla konuştuğunu duyduğunda Süleyman, bir kayığın dev dalgalar arasında yalpaladığını gördü. Hemen küreklere asıldı, kararan denizin ortasında yardım çağrısına kulak verdi. Aristo ve Vasili’nin çaresiz kayığını kendi sandalı Kara Mehmet’e yanaştırdı.

Gün kararıyordu. Simi’ye geri dönülecek gibi değildi hava. “Misafirimiz olursunuz,” dedi Süleyman, sesi gür ama güven vericiydi. “Hava düzelince geri dönersiniz.” Kargı koyuna doğru yol aldıklarında, aniden sahil koruma botunun acı sireni havayı yardı. Aristo’nun yüreği bir anlık umutla çarptı, sonra o umut, tutuklanma anının soğuk gerçekliğine dönüştü. Çünkü izinsiz Türk karasularına girmişti, casusluk şüphesiyle tutuklandı, Kavakdibindeki hapishaneye kapatıldı. Küçük Vasili, babasının kolundan koparılışını gözyaşlarıyla izledi.
“Baba!” diye haykırdı, sesi rüzgarın hırçınlığa karıştı.
Süleyman Badal, gözlerindeki acıyı saklamaya çalışarak Vasili’ye yaklaştı.
“Ağlama, küçük,” dedi, o kocaman ve nasırlı ellerini çocuğun omuzlarına koyarak.
“Baban yoksa ben varım. O özgür kalana kadar birlikteyiz.”
Bu sözler, denizin iç çekişine, fırtınanın iniltisine bir cevap gibiydi. Vasili, Süleyman’ın evinde ikinci bir yuvaya, sıcak bir aileye kavuştu. Her sabah, annesi gibi onu seven Süleyman’ın eşi, masanın başında bir tabak sıcak çorba ile karşıladı onu. Mehmet, yeni bir kardeş gibi koluna girip sokaklarda gezdirdi. Yıllar birbirini kovaladı, fırtınalar dindi, deniz sakinleşti. İki yıl aradan sonra bir gün, Aristo özgürlüğüne kavuştu. Baba-oğulun gözyaşlarıyla kucaklaştığı o an, Datça’da hayat bir an durdu.
Vasili, yeni ailesine minnetle veda etti, Aristo ile birlikte Simi’ye geri döndü. Yıllar yıllar sonra, genç bir adam olan Vasili, Datça’dan gelen bir haberle sarsıldı. Süleyman Badal, onu hayata bağlayan adam, son nefesini vermişti. O an Vasili’nin yüreği, onca zaman denizin bağrında birikmiş tüm acılarıyla yankılandı. “Babaaa!” diye haykırdı, sesi Simi’nin kayalıklarından denize savruldu. Lodos, sanki o feryadı alıp Datça’nın kıyılarına götürdü. Orada, kayaların arasında, rüzgar hâlâ o kelimeyi taşıyor gibiydi; bir babanın yerine geçen, bir çocuğun kalbine kök salan o adamın anısını. (Datça’da yaşanmış olan ve dilden dile dolaşan bu hikaye, Turgut Ünsal’ın “İki yaka bir deniz” isimli çalışmasından ve Yusuf Ziya Özalp ‘in yazılarından kurgulanmıştır.”

