JEOLOJİ VE JEOMORFOLOJİ- SİNOP 05.08.2020-BİLKE
Jeolojik bulgular ve araştırmalar,Sinop yarımadasında PALEİSTOSENE ,Neojen ve kuaternere ait denizel depoların varlığından bahsediyor. Dünyanın oluşumu sırasındaki jeolojik devirleri anlatan bu depolar hakkında bilgi edinelim ve yaşadığımız kentin milyarlarca yıl öncesinden nasıl izler taşıdığını öğrenelim.
Foto 92 – Eski akarsu ağızlarının deniz suları tarafından boğulmasıyla oluşmuş Rialı kıyılara bir örnek: Sinop’ta Hamsilos Koyu (Kaynak: Türk Hava Kurumu).
1975 yılında Sinop’ta araştırma yapan Sayın Erdoğan AKKAN’ın Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yayınları 261 numaralı araştırması
“Sinop Yarımadasının yeryüzü şekilleri ilk bakışta monoton bir görünüm içerisindedir. Yakından incelendiğinde ise ,bu monotonluk yerini nüanslarla ayrılan mozaiklere bırakır. Bu mozaiklerden her biri tektonik ve dolayısı ile morfolojik farklılıklar taşır. Birleşimlerinden Sinop Yarımadası oluşur.
Sinop Yarımadası ,Küre Dağlarının önünde alçak bir plato özelliğindeki emles topoğrafyası ile dikkat çeker. Bununla birlikte yakından incelendiğinde, arazinin akarsular tarafından beklenenden daha derin bir şekilde yarılmış olduğu ,bu yüzden içerilere ulaşmanın hayli güçleştiği görülür. Bu nedenledir ki, özellikle kıyı şeridinde tarihin ilk denizci kavimlerine bile yerleşim için uygun bir alan olan Sinop Yarımadası, ard ülke ile ilişkisi bugün de yeterince sağlanamamış bir köşe halinde kalmıştır.
Sinop Yarımadası ve çevresinin jeoloji ve jeomorfolojisi bir çok araştırıcıya konu teşkil etmiştir. Bu araştırmalardan bir kısmı bu gün güncelliğini kaybetmiş ,artık sadece tarihi değer taşıyan belgeler halindedir. Ancak özellikle belirteceklerimiz ,çalışmalarımızda bize ışık tutmuş bulunan ,bilimsel değerlerini koruyan araştırmalardır.
Sinop Yarımadasının en önemli özelliklerinden bir tanesi PLEİSTOSENE ait denizel depolardır. Bu depoların varlığı ilk defa Hamilton (1849) tarafından ortaya konulmuştur. Bundan çok sonra aynı depoların KARANGAT’a ait oldukları Andrussoff(1917) ve Archangelsky-Strachoff(1932) tarafından ifade edilmiştir. Rusça olan bu yayınların varlığını ancak bunları site eden diğer araştırmalardan bilmekteyiz.
Erinç(1954) Pleistosendeki iklim değişimleri ile Karadenizin jeomorfolojik gelişimi arasındaki ilgiyi araştıran geniş makalesinden sonra , İnandık ile birlikte (1955)Sinop ,Gerze ,Samsun kıyılarındaki denizel Pleistosen depoları üzerindeki araştırmalarını yayınlamışlardır. Bu araştırmada belirtilen bölgelerden toplanan fosillere dayanılarak depoların Karangat’a ait oldukları ortaya konulmuştur.
Kuzey Anadolu dağlarının genellikle Kretase devrine ait tortul veya volkanik yapısı ile bunları çevreleyen Eosen flişleri üzerine gelen denizel Neojen ve Kuaterner depoları ,bu depoları etkilemiş ve dolayısı ile yarımadanın jeomorfolojisinde büyük rolü olduğu saptanan çok genç tektonik hareketler Sinop Yarımadasının üzerinde durulması gereken ayırıcı nitelikleridir.”
NOT: Neojen 23,8 myö ile 1,81 myö arası
Kuaterner
1,81 myö ile Günümüz
Jeolojik devirlerin en son ve en kısa dönemi
Bu araştırmalarda anlatılan dönemler, Sinop yapısının çok eski çağlardaki oluşumlarını haber vermektedir.
Yaşar SARIKAYA -BİLKE
