RSS

Etiket arşivi: deri işleme

TABAKHANELER VE KÖPEK DIŞKISI

27.07.2024-BİLKE ALINTI

Osmanlı döneminde deri tekeli bir yer vardı; orası da Safranbolu.. Safranbolu’da tabaklanmayan deriyi satanlardan, o dönemin tüccarları alış veriş yapmazlardı. O dönem çok para kazanan Safranbolulu iş adamları Köşkler, konaklar ve 99 odalı evler yaptırmış, bazı evlerin içine çeşme dahi getirilmiştir…Safranbolu’yu ziyaret ederseniz bu şahane konakları müze gibi gezebilirsiniz, pansiyon olarak günlük ziyaretçisi de olabilirsiniz.

Safranbolu’da taze köpek dışkısı için tabak hanelerde yaygın olarak binlerce köpek beslenirmiş. Ham deri, kıllardan, yağ ve et tabakalarından mekanik olarak temizlendikten sonra kimyasal olarak işlendiği “sama” (incelik kazandırmak) safhasında, taze köpek dışkısı enzimlerine ihtiyaç duyulduğundan, tabakhanelerin olduğu yerleşim yerlerinde çoluk çocuk ellerinde teneke ve maşrapalarla, köpek dışkısı toplarlar, “sama” işlemi ancak dumanı tüten taze dışkı ile yapılabildiğinden koşa koşa tabakhanelere yetiştirirlermiş, çünkü bayatlarsa para etmezmiş. Sonraları İstanbul Kazlı çeşme semtinde kurulan deri fabrikaları da aynı yöntemi yıllarca kullanmış.

Hayvanların derilerinin işlendiği atölyeler köpek dışkısı için yanar tutuşurlarmış. Çünkü bir tek taze köpek bokunda bekletilen deri yumuşacık, kıl köklerinden arınmış, gözenekleri açık, ince, homojen… yani kaliteli olabilirmiş. Bu nedenle köpek çiftlikleri kurulmuş… Binlerce köpek beslenmiş, üretilmiş ve hatta köpeğin dışkısını sıcak ve kurumadan yetiştirmek için sistemli bir iş örgütlenmesi kurulmuş.. Bugün bu tür dericilik tamamen yok olmuş olup, yapay olarak yani kimyasallarla da aynı sonuç elde edilmeye başlanınca köpeklerin de, dışkı toplayıp yetiştirenlerin de pabucu dama atılıvermiş.

O zamanlar hızlı koşanlara, bugün ise deli gibi araba sürenlere “Tabakhaneye bok yetiştiriyor” denmesi yeni kuşakların nereden geldiğini bilmediği, merak ettiğini de sanmadığım bir deyiş.. -belki de içinde b.k kelimesi geçtiğinden, günümüze kadar gelebilmiş. 🙂 Safranbolu’da deriyi işleyip kullanılabilir hale getiren meslek erbabına;

“Dabbak mısın; it bokuna muhtaçsın” denirmiş..

Artik kimyasallar ile it bokuna gerek yok ama tabakhaneye bok yetiştirenler çooook..

Alıntı Dünya Gözüme Kaçtı

 
Yorum yapın

Yazan: 27 Temmuz 2024 in Bilinmeyenler

 

Etiketler: , , , , , , , ,

DERİCİLİK SANATI

07.09.2023- Prof. Dr. Melda ÖZDEMİR -2007 Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Egitim Fakültesi Dergisi Sayı:20, s.66-82

Türklerin Orta Asya’da baslayan dericilik zanaatı, batıya göçle Anadolu’ya tasınarak gelisimine devam etmistir. Bu uzun süreç içinde sosyo-kültürel yapıya baglı olarak derinin kullanım alanları genislemis ve tasarımları da çogalmıstır. Bu çalısma, Türk dericilik sanatı; Orta Asya’da dericilik, Osmanlı İmparatorlugu Döneminde dericilik , Cumhuriyet’in ilanından sonra dericilik ve Günümüzde dericilik olmak üzere dört bölüm altında toplanarak incelenmistir.

görsel,bilke int. alıntı

Orta Asya’da Dericilik ve Deri Sanatı
Orta Asya Türk Topluluklarında doga kosulları ve yasayıs biçimi, derinin günlük yasamda
yaygın olarak kullanılmıstır. Türk topluluklarında deri süslemeciligi, ata verilen önemle ortaya çıkmaktadır. Orta Asya boylarındaki savaslardan, yaptıkları tüm seferlere kadar kendilerinin ve atlarının kusanmasına çok önem vermislerdir. Binicilikten baska at sürülerini beslemelerinin diger bir nedeni de etini yemeleri, sütünden kımız yapmaları ve derisini de giyimde kullanmalarıydı. Orta Asya’da deri pantolon, çizme ve kürk en yaygın giyim seklidir. Kosum takımları, deri tulumlar, su mataraları, yemek tabaklarının

mahfazaları, hep deridendir. Eger, baslık, at takımları ve araba kosumları deri, kösele ve mesinden üstün bir sekilde islenmistir. Ayrıca deri üstüne bezemeler son derece büyük ustalıkla yapılmıstır. Gerek deri üzerine bezemeler gerekse deri aplikasyonların çok ileri bir asamada oldugu belirtilmektedir ( Diyarbekirli, 1972: 78-79).
Orta Asya Türk bölgelerinde bulunan Pazırık kurganından çıkarılan Türklere ait deriden yapılmıs giyim esyaları, çizmeler, at kosum takımları, eyerler gibi örneklerin oldugu bilinmektedir (Yelmen, 1998: 227).
Hun kurganlarının dısında Göktürk, Uygur gibi Türk topluluklarına ait kurganlarda da deriden yapılmıs esyalar ele geçirilmistir. Türk deri sanatının izlenebilecegi en eski örnekler; Hun kurganlarından çıkarılan deri esyalardır. Hunlar deri at, eger ve kosum takımlarını, eyer altı örtülerini, kap-kacak gibi esyalarını, lahitleri yine deriden yapılmıs aplike motiflerle süslenmislerdir.
Hunlar, ustalıkla isledikleri deriyi boyayıp; günlük gereksinimlerine göre biçimlendirdikten sonra , geometrik motifler ya da bozkır kültürünün sanatında yogun olarak görülen hayvan figürleriyle süslemislerdir. Hayvan figürleri farklı renklerde boyanmıs deri yüzeyler üzerine yapıstırılmıs ya da dikilmistir. Hayvan figürleri, (hayvan mücadele sahneleri) en çok deri eyer apliklerinde görülmektedir (Sekil 1ve 2). (Gargı, 2000: 24).

Orta Asya’da kemer, çizme, çanta gibi deri aksesuarlar, bozkır yasantısına uygun biçimde yapılmıstır. Bu
aksesuarlar üzerinde hayvan figürleri, geometrik ve bitkisel motifler islenmistir. Orta Asya’da derinin kullanım alanları çok çesitlidir. Bu alanlardan biri olan ayakkabılar; Türk kültür tarihinde Orta Asya’dan baslayarak çesitlenmis ve degisik adlarla anılmıstır.
Orta Asya’da basta çizme olmak üzere çarık, edük-etik, basmak gibi ayakkabı türleri giyilmistir. (Sekil 3) Bu dönemi anlatan kaynak ve resimlerden çizmelerin geometrik ve stilize motiflerle, dikis ve isleme teknikleriyle , Hun aristokratlarına ait kurganlardan çıkartılan buluntulara göre; altın ve gümüs sırmalarla islenerek yapıldıgı görülmektedir.

görsel, bilke int alıntı

Selçuklularda Dericilik ve Deri Sanatı
Türklerde İslamiyet’in kabulüyle birlikte sanat gücü artmıs her alanda oldugu gibi dericilik
alanında da güzel örnekler ortaya çıkmıstır. Anadolu’da en zengin örneklere Selçuklu ve
Osmanlı döneminde rastlanmaktadır (İscan, 1970: 3).
Malazgirt zaferiyle Anadolu’ya yerlesen Türkler’in dericilik alanında oldukça ileri düzeyde oldukları bilinmektedir. Anadolu 1071’de Malazgirt Savası’nı kazanmaları, Türkler’e Anadolu kapılarını açmıstır. Bu tarihten sonra Orta Asya’dan yola çıkarak ; Horosan ve İran’da bir süre yerlesik yasamıs Türkler, kitleler halinde Anadolu’ya girmislerdir.
Selçukluları devrinde ilk sanat kurumu olan “Ahilik teskilatı” kurulmustur. Bu örgütlenmenin kurucusu Ahi Evren olmustur. Anadolu’da dericilik alanında en parlak dönem Ahilik kurumu içerisinde gelismistir (Tekin, 1993 : 53).
Türklerin baslıca geçim kaynagı hayvancılıktır. Derinin islenmesi için gerekli bitkiler Anadolu topraklarında yetismektedir.
Bu dönemde Anadolu’yu dolasmıs Saint Quentinli Simon adlı bir papaz, Anadolu tarımının yanı sıra, hayvancılıgına iliskin genis bilgiler vermektedir. Yetistirilen küçükbas hayvanları, bunlardan saglanan yünün ve kılın degerlendirilmesini aktarır. Hayvancılık bu denli yaygın olduguna, hayvansal ürünler bu denli iyi biçimde degerlendirildigine göre, bilinen deri ürünlerden yola çıkarak (giysi, ayakkabı, kemer), deri islemenin de gelismis oldugu ortaya çıkmaktadır. Özellikle o dönemlerde yasamıs Kasgarlı Mahmut’un ve İbni Batuta’nın yapıtlarında bol miktarda deriden yapılma esyaların adlarına rastlanması bunu
kanıtlamaktadır (Dagtas, 2002: 6-7).
Bugün çesitli müzelerde sergilenmekte olan Selçuklu minyatür, çini, keramik, fresk, tas kabartma ve maden eserleri incelendiginde, o dönem giyim kusamı içerisinde özellikle ucu kıvrık kırmızı, beyaz renkli çizmelerin, kemerlerin, meslerin yaygın biçimde kullanıldıgı anlasılmaktadır. Derinin bu denli yaygın kullanımı, elde edildikten sonra islendiginin önemli bir göstergesidir. Bunun dısında hayvanların yularları, okların içine kondukları, ‘tirkes’ adı verilen ok torbaları da deriden yapılırdı. Selçuklular, Orta Asya geleneginin devamı olarak çizmeyi yaygın biçimde kullanmıslardır. Selçuklu dönemine ait Varka ve
Gülsah Minyatürleri, Selçukluların çizmeyi yaygın biçimde kullandıklarını belgelemektedir. Bu minyatürlerde Selçukluların, burun kısmı sivri kesilen deriden yapılma, topuk ve yan kısımlarına ip geçirilerek ayaga göre biçimlendirilmis çarık giydikleri gözlenmektedir (Dagtas, 2002: 8).
Deriden yapılan ürün çesitliligi, ata meslegi dericilik olan Türklerin, Selçuklu döneminde de deri islemede ne kadar ileri düzeyde olduklarını ortaya koymaktadır.
İslamiyet sonrası Anadolu Türk Sanat’ında görülen tasarım anlayısının, tüm sanat dallarında oldugu gibi deri ürünlerin tasarımına da yansıdıgı görülmektedir. Selçuklu döneminden günümüze ulasan deri sanatının en güzel örnekleri deri ciltlerdir.
Selçuklu döneminde gelisen rekabet olgusu ve ürünlerdeki kalite kaygısı, Ahilik örgütlenmesinin bir sonucudur. Bu da deri ürün üretimini olumlu anlamda etkilemistir.

BİLKE YORUM: Eski tarihlerde dünyada öncü ve örnek olan Türk toplumunu, bu gün dünya stratejisi içinde nerede diye düşünmeden geçemiyor insan. Sanayi devrimi aklımızı satın almamalıydı. Sanayi patronları, bizi esir etmemeliydi. Getiri savaşlarının yoluna, insanlar kurban edilmemeliydi. Gözümüzü açmalı ve kendimizi, yurdumuzu, milletimizi küreselleşen dünyanın canavarlarından korumalıyız.

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,