RSS

Etiket arşivi: eski sinop pazar yeri

SİNOP, YAŞAYANLAR BİR HAYAL YAŞANANLAR BİR MASAL GİBİ

O ZAMANLAR HAMSİ GÜRCİSTAN’A KAÇMAZDI

Pazar yeri denince, aklıma hep eski Sinop pazarı gelir. Çocukluk günlerinden, hafızama kazınan anılar arasındadır.  Büyük Cami’nin hemen yanı başında kurulan pazar yeri, hayvan pazarına kadar uzanırdı. Pazara, annemle her gidişimde aldığımız sebze ve meyveyi taşımak değil de, pazarda harcadığımız zaman canımı sıkardı. Annem, hamamın yan tarafında köylülerin getirdiği ürünlerden alırdı.  Yoğurt, özellikle Naciye Teyze’den alınırdı. Uzun boylu zayıf biriydi yoğurtçu teyze, güldüğünde kocaman dişleri görünürdü.  Köyünden sebze, meyve getirir ve birkaç kuruş kazanmak için uğraşırdı. Annem bu insanlara yakın ve aileden biri gibi davranırdı hep. Naciye Teyze anneme hep “balcan da verelim mi?” diye sorardı. Ben bu sözcüğü ilk duyduğumda  anneme “balcan ne” diye sormuştum. Öğrendim ki bildiğimiz patlıcanmış. Hamamın iki tarafında, öbek öbek oturan pazarda konuşan insanların uğultulu sesleri birbirine karışırdı. Şimdi düşünüyorum da; o zamanın meyvesi, sebzesi, balığı daha mı lezzetliydi?

Sinop’ta pazar kurulan sokak

Naciye Teyze’nin yanından ayrılınca sakalı bembeyaz oyuncakçı dede gelir başımı okşar, “ne kadar büyümüş”, derdi. Bir elinde baston diğer elinde ahşaptan oyuncakları, o yaşlı hali ile satmak için uğraşırdı.

O zamanlar komşuların kapıları açıktı. O kadar açıktı ki, ben daha yürümeye başlamadan kimseye görünmeden evimizin yan tarafındaki komşumuzun evine  sürünerek gitmişim. Sinop Cezaevi’nde gardiyan olan kocasının yemeğini afiyetle yemişim. Kim bilir, bu gün yeni yerler keşfetmek, görmek hevesim o zamanlardan geliyordur belki de.

Aile büyüklerinin anlattığına göre, -zira ben hiçbir şey hatırlamıyorum- Genciye Mama diye adlandırdığım yemeğin, patates yemeği olduğunu, tercümesinin de tencere mama olduğunu varsayıyoruz. Kendi başıma bir iş başarmanın mutluluğu ile patates yemeği çok tatlı gelmiş olmalı. Firdevs Yenge de, hakkını helal etsin, rahmetli eşine hazırladığı yemeğe ortak olmuşum. (Bebek firarda filmi gibi) Şimdi ise yan komşumuzu bile tanımıyoruz.

Pazar yerinde insanlar daha samimi, daha gösterişsizdi. Doğaldılar, yapay rollere bürünmüyorlardı.

Daha az egoisttiler, insanı kör edecek hırsları yoktu.

Balıkların tadı bile o zamanlar daha güzeldi. O zamanlar hamsi, Gürcistan’a da kaçmazdı.

Domates, biber, patlıcanın tadını yediğimizde alabiliyorduk. Ne ilaçlı, ne de hormonluydu.

Kalkan diye bir balık vardı, şimdiki jenerasyon kılıç, kalkanı halk oyunu zannedebilirler sanırım(!).

Pazarın mı, yoksa meyve-sebzenin mi tadı kaçtı, yoksa seneler mi bizi etkiledi insanı düşündürüyor.

Zaten Naciye Teyze hala hayatta mı onu da bilmiyorum Oyuncakçı dede ise Yüksek Kaldırım’da (Sinop) bir yangında vefat etti (Allah rahmet eylesin.) . O eski Pazar yeri artık yok, pazar yeni yerinde kuruluyor.

Sanki tüm YAŞAYANLAR bir hayal, YAŞANANLAR da bir masal gibi..

ŞGS

 
 

Etiketler: , , ,