RSS

Etiket arşivi: hasan muslu değirmen

KÜLTÜR VE BİZ

19.11.2020- Yaşar SARIKAYA

GDO zararlıları yaşamımıza gireli, organik sebze, organik meyve artık hepimizin gündeminde. İnsan elindekinin kıymetini bilmez derler ya. Yaptığımız da aynen bu. KRAL ÇIPLAK demiyoruz ve yanlışlara göz göre göre göz yumuyoruz, yumduğumuzla kalmayıp hayatımızın içine de kabul ediyoruz. Geliyoruz bu günlere. Su bozuldu, hava bozuldu demek doğru olur mu? Sanırım BOZDUK demek daha doğru olacak. Doğanın bize sunduklarının kıymetini bilemedik.

Kültür konusuna değer vermemiz bu yüzden. Kolaylıkla yaşamdan çıkarıverdiğimiz unutulan değerler, bizi bu günlere getirdi. İnsan sanayi devrimiyle giysisini, kullandığı eşyaları, yaşadığı evi geliştirdi de; akıl ve duygusal zekası yarar anlamında ne kadar yol aldı düşündürüyor gerçekten.

Bu gün kaybolan kültürlerimizden eski değirmenlere yer vermek istiyorum. Boyabat’tan Hasan MUSLU hazırlamış ve göndermiş. Yazıyı gönderdiği gibi aynen yayınlıyorum.

Hasan MUSLU

Araştırma-Derleme

                                          SU DEĞİRMENLERİ

Boyabat ve çevre köylerinde su ile çalışan değirmenler teknolojik yenilikler nedeniyle güncelliğini yitirmiş olduğundan kullanım dışı kalmıştır. Değirmenin kurulu olduğu binalar da bakımsızlıktan çürümüş ve çökmüş halde. Bulunmaktalar.

Az sayıda olan su değirmenlerinden hiç çalışanı olmadığı öğrenildi. Boyabatın bir çok köyünde değirmenler vardı. Gazidere ve  Gazidere tabaklı çok bilinenlerden olup dağ köylerinde olanlar tamamen yılıp  kaybolmuşlardır. Geçmişte Boyabat merkezde Su ile çalışan iki değirmen bulunduğu bilinmektedir. Birisi Şamlılar değirmeni panayır yolunda diğeri de bu gün yeni mahallede Şamlılar çeltik fabrikası olarak işletin yer.

Burası ilk defa Dink olarak keşkek, bulgur dövme yeri, sonra un değirmeni, daha sonra çeltik dövme yeri olarak faaliyetini sürdürmektedir. Geçmişte İlk sahibinin  kuyumcu Esat diye bilenen şahsa olduğu aktarılmaktadır. Panayır yolundaki  değirmeni tamamen dağılmış.  

Değirmenciliğin tarihi  

Muhtemelen göçebe yaşam biçiminden yerleşik hayata geçiş ile birlikte yaygınlaşmaya ve gelişmeye başlayan değirmenlerin ilk defa nerede ve kimler tarafından   kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir.

 İlk çağlardan MÖ. 1 yüzyıllarda orta Asya’da icat edildiği ve oradan yayıldığını, bazı tarihçiler de su ile işleyen her türlü makinenin dolaysıyla değirmenlerin ilk olarak Çin’de icat edilip kullanıldığı belirtilmekte.

Türkçe bir kelime olan değirmen kahve buğday nohut gibi taneleri öğüten araç veya alet. İçinde öğütme işlemi yapılan yer.Değirmeni işleten kişiye de değirmenci denilmektedir.

Buğday mısır gibi hububatların una dönüştürülmesinde kullanılan değirmenlerin kullandıkları enerji kaynaklarına göre çeşitleri vardır. El değirmeni, Ayak değirmeni, Su değirmeni, Yel değirmeni, Gelgit değirmeni.

Değirmenler sadece tahıl öğütmek için kullanılmamış zamanla dokumacılık zeytin ve şeker kamışı ezme ve şarap endüstrisi gibi farklı alanlarda da değirmenlerden yararlanılmıştır.

Genelde taştan bir ya da iki katlı olarak yapılan su değirmenleri 5×10 m boyutlarında,2.5 m yüksekliğinde yapılardır.

Değirmenler Anadolu da şahıslar. vakıflar yada imece usulü ile işletilmişlerdir. Değirmenciler öğütülen üründen miktarına göre belli bir oranda hak alırlar. Boyabat köylerinde alınan bu hakka değirmenci hakkı derler.

Kaynak;

1-Recep TEK:Değirmencilik risalesi

2-Ömer ÖZASLAN: değirmen sahiplerinden

 
Yorum yapın

Yazan: 19 Kasım 2020 in Kültür Arşivi

 

Etiketler: , , ,