RSS

Etiket arşivi: kar

LODOS İSMAİL

20.02.2025- Ayşe EKŞİ ELMACI/ [ayşe’ce]

BİR SİNOPLUGİL

Yıllar sonra öğrendim lakabının Lodos İsmail olduğunu. O benim için hergün sokağımızdan sabah akşam geçen İSMAİL abiydi, kapıda annemle konuşur “gelin” diye hitap ederdi anneme. koltuğunun altında kirli çuvalı elinden düşmeyen sigarası kimseye zararı olmayan şahsına münhasır biriydi.

Hayatın ona çok ,hatta hiç iyi davranmadığı belliydi.Hiç kimsesi hem var hem yoktu. Zeytinlikte derme çatma kulübesinde yaşardı. Hergün arka denize gider denizin kıyıya kustuklarını toplardı. Hatta yıllar önce denizde yakuttan gözleri olan altın bir yılan bulmuştu, hayat İsmail abiye de gülmüştü kirli çuvalı altınla dolmuştu hayat işte gülmeyecek ya, o da elinden alındı. O zamanın kuyumcularından Faik kuyumcuya götürüyor, kuyumcu altın yılanın değersiz olduğunu söylüyor ve ona hergün ekmeğini ve sigarasını cebine de üç-beş kuruş koyacağını söylüyor.

Anneme anlatırken hikayesini, bir kitabın içinden çıkıp gelmiş gibi gelirdi bana. Senede bir de olsa mektubu bizim adrese gelirdi, asla mektuplarını almazdı.

Nedenini sorduğumuzda postadan gelen bir evrakı imzaladığı için yuvasının yıkıldığını söylerdi. Düzgün bir Türkçesi vardı akıcı konuşurdu. O da bizim gibi mübadildi yaşamın ona sundukları kolay değildi çocuk halimle bile bunu anlayabiliyordum. Mavi gözleri göz yuvalarının içine kaçmış ,omuzları çökmüş belki de uzun boyluydu ama eğik duruyordu, Bu a onu kısa yapıyordu. öldüğünü duyduğumda çocukluğumdan bir yaprak daha kopmuştu .Nurlar içinde uyusun.

Dışarıda lapa lapa kar yağıyor böyle zamanlarda anılar kar taneleri gibi döne döne usumda dans ediyor. Fonda bir şarkı ”kahpe felek sana nettim neyledim… [ayşe’ce]

 
Yorum yapın

Yazan: 20 Şubat 2025 in KONUK YAZARLAR

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

YANGIN SÖNDÜ İÇİMİZİN YANGINI SÖNMÜYOR

22.01.2025- Ayşe Yaşar SARIKAYA

ÖNLEM ALMA, okullarda ders olarak okutulmalı. Yaşamda en gerekli ihtiyaçlarımızdan. Ders başarısı için, arkadaşlarla uyumlu olmak, toplumda sosyal olarak yer almak, karşılaşılacak her türlü faktörlere karşı tedbirli olabilmek için yetiştirilmeli çocuklarımız. Temel eğitimde kazanılan alışkanlıklar, yetişkinliğe kolayca taşınabilir.

Sadakat ve liyakat konusunu aşabilmeliyiz. İşin gerektirdiği gibi çalışan, önlem almayı bilenler yetki sahibi olmalı.

Biz felaketler karşısında önlem almadan, uzaktaki hayallerle masal dünyası kuranların yarattığı ütopyanın peşinden giden bir toplum olduk. Her depremde hazırlıksız, her SMA’da çaresiz, her yangında donanımsız mı yakalanacağız?

Sağlık hizmetlerine, ekonomiye, eğitime, afatlar gelmeden önlem almaya, devletin sınırlarını casusa teröriste karşı korumaya ACİL olarak önem vermeye ihtiyacımız var. Her afat, yıkıyor bizleri. Yaraları sarabiliyor muyuz? Zaman, geçmişi unutturmamalı. Orman yangınlarında diri diri ölen canlılarımızın acısı hala yüreğimizde. Önceliklerimiz bizim aklımızdan çıkmasın ki, tercihlerimizde işe yarasın.

Yangında ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ailelerine de sabır diliyorum.

 

Etiketler: , , , , , , ,

SARIKAMIŞ GAZİSİ

22.12.2024- Ortaköy Kent Haber

On Yıl Askerlik Yapmış Sarıkamış
Gazisinin Hikayesi
Faruk Nafız Çamlıbel’in ünlü Han Duvarları şiirinde ismi geçen Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış 1911 yılinda askere giden ve tarihi Sarıkamış savaşından sağ dönen bir askerdir. Yemen cephesinden Sarıkamış cephesi ne sevk edildiği için üzerinde kışlık elbisesi yoktur. Savaş bittikten sonra köyüne anne ve babasına dönmek için yola çıkar ancak verem hastaliğına yakalanmıştır. Ulukışla da kaldığı bir handa köyüne ulaşamadan vefat eder. Ölmeden önce de han duvarlarına aşağıdaki dörtlükleri yazar.
1922 yılında Kayseri Lisesine atanan genç Edebiyat Öğretmeni Faruk Nafiz Çamlıbel Kayseri’ye giderken aynı handa misafir kalır ve Şeyhoğlu Satılmış’ın ölmeden önce duvara yazdığı o meşhur dörtlükleri görür ve ünlü şiiri Han Duvarlarına aktarır.

Garibim namıma Kerem diyorlar,
Aslımı el almış harem diyorlar,
Hastayım derdime verem diyorlar,
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben…

On yıl var ayrıyım Kına Dağından,
Baba ocağından yar kucağından,
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben…

Gönlümü çekse de yârin hayali,
Aşmaya kudretim yetmez cibâli,
Yolcuyum bir kuru yaprak misali,
Rüzgarın önüne katılmışım ben…
Allah hepsinden razı olsun. Ruhları şad mekanları cennet olsun. Alıntı

 
Yorum yapın

Yazan: 22 Aralık 2024 in Genel Kültür

 

Etiketler: , , , , , , , , ,

DOKUNMAYIN UŞAKLARA DA…

05.12.2022- Seyfullah ÇALIŞKAN

Sinop’a kış nazlanarak gelir. Kasım başında Dıranaz’a kar düşer. Düştüğü yerde kalır. Sahile aralık sonuna kadar uğramaz. Kış özlenmez diyeceksiniz. Haklısınız. Bazı kendini bilmezler özler. Arabalarına atlayıp Soğuk suya bile çıkarlar. Kayak takımı olanı görmedim ama leğenle kayanlar vardır. Poşetlerle, şamyelle hatta araba paspaslarıyla… Karda sucuk ızgara yapanlar da olur. Sıcakken yedin yedin. Çene çalmaya dalarsan ekmeğin arasında yağıyla birlikte donuverir. Kardan adam yapanlar illa ki fotoğraf çeker. Arkadaşlara gönderir. Ağzımda donmuş sucuk tadı, kardan adamın omzuna elimi atmışım. Karın içine oturmuş yan yana iki kadeh… Fotoğrafta hiç görünmemişler. Çünkü kar da beyaz, kadehte…

Aralık ortasında bahardan kalma güneşli bir hava var. Hareketlenip sokakları doldurmuş. Sakarya Caddesi kıpır kıpır… İnsanlar sokakların güneş vuran kaldırımlarına sandalye atıp oturmuşlar. Akşamın dördüne kadar tersane de güneş alır. Sakarya Caddesindeki turumu kısa kesip aşağıya Demirkollar Fırınının aralığından aşağıya sarkılıyorum. Canım sıkkın biraz. Televizyondaki haberlere bozuldum. Bir balıkçı teknesine Ruslar el koymuş. Koskoca Rusya ne ister ki fukara balıkçıdan? Türkiye neden bir şey yapmıyor?

Cafer’i tanırsınız. Tersane eski bir dükkânları var. Boş bir mağaza. Birkaç arkadaş çalışırlar. Çileci işte. Ağ yamar, tamir eder. Kurşun, mantar bağlar… Bütün işi bu… Eskiden balığa da çıkardı ama bıraktı. Deniz bir hastalıktır. Sigara bırakır gibi bırakamazsınız. Hastalandı. Kışın ortasında bele kadar hamsiye girmek kolay mı? Madene inmekten zordur. İnsanı on yılda tüketiverir. Bir iki sene daha kalsa ölecekti. Can tatlı, bıraktı. Tersaneye her indiğimde değil arada uğrarım. Çayla sohbet iyi gider. Bazı insanlar can sıkar, bazıları da can sıkıntısına iyi gelir. O öyle biridir işte. Canım sıkkındı. Azıcık hafiflerim belki dedim. Yanına gittim.

Duydun mu Cafer? Bizim balıkçıları tutuklamış Rusya yine?

Duydum abi, normaldir.

Nasıl normal, her gün mü oluyor?

Sık sık oluyor abi de kimseye duyurmuyorlar. Yetkililer araya girip kurtarıyor.

Hadi be ordan…

Ciddiyim abi, bana inanmazsan git balıkçılara sor.

Koskoca Rusya fukara balıkçıdan ne istiyor?

Rusya ne istesin abi. Bizimkiler kendisi kaşınıyor.

Yapma be Cafer Usta. Sen gâvurdan yana mısın, bizden yana mı? Deniz Rusların babasının malı mı? Bıraksınlar insanları da canları istediği gibi avlansınlar.

Deniz’in de kanunu var, yasası var. Öyle herkes canın istediği gibi avlanamaz. Kara suları var, uluslararası sular var. Uluslararası anlaşmalar var.

Ustam utanmasan bizimkiler suçlu diyeceksin be…

Utandığım falan yok abi. Suç zaten bizimkilerde… Yasalara saygılı olsalar onlara kimse dokunamaz ki zaten.

Ne yasası be ustam? Kalkan yasa mı dinler? Hamsi, istavrit veya lüfer… Bizimkiler de balık nerede oraya koşuyor işte. Ekmek belası. Şimdi nasıl soğuktur deniz, ağlar.

Haklısın abi ama bu başka o başka.

Nesi başka, ekmek işte… Var mı bunun ötesi.

Abi adamlar denizlerini koruyor. Örneğin balık büyüsün, çoğalsın diye dört beş yıl avlanmıyor. Balıkçısına sosyal yardım dağıtıyor. Bize gelince av sezonu beş gün bile gecikmeden açılıyor. Böyle olunca balık onların kıyılarında çoğalıyor. Bizde balık yok. Bizimkiler de basıp elin denizlerine gidiyor. İzin almadan avlanıyor. Yakalanmadan kaçıp geri gelirse yaşadı. Bir sürü para. Ama kedi her zaman bal yemiyor. Çekirge bir sıçrıyor, iki sıçrıyor üçüncüde… Rusların sahil güvenliğinin eline düşüyorlar. Yaptıklarının kaçak avcılık olduğunu bildikleri için tam gaz kaçmaya başlıyorlar. Anonslar, uyarı atışları bir kıyamet kopuyor. Durup teslim olmazlarsa bu defa doğrudan tekneye nişan alıyorlar. Hatta bazen batırdıkları bile oluyor. Geri kalanları denizden toplayıp doğru hapishaneye… Ruslar böyle yapıyor, Romanyalılar, Bulgarlar, Ukraynalılar da… Bizim sahil güvenlik yabancı bir gemiyle karşılaşsa ve kaçmaya çalışsalar ne yapar? Elbette aynısını… Mahkeme, hapis falan… Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Bütün yollar Roma’ya çıkıyor.

Tamam, yasa var falan ama anlaşsalar. Tatsızlık çıkmasa.

Komşu ülkelerle bu anlaşmalar zaten var abi. Bizimkiler yasaları takmıyor. Biraz fazla kazanabilmek için bile bile yanlış yapıyorlar.

Tamam, suç bizimkilerde anladım. Televizyonların hepsi yalan mı söylüyor?

Yalan söylemiyorlar abi, eksik söylüyorlar.

“Türk balıkçı gemisi bilmem ne limanına çekildi. Durmuş Kaptan iki senedir Ukrayna hapishanesinde yatıyor. Romanya üç Türk balıkçıyı gözaltına aldı.” Okudukça insanın gücüne gidiyor. Cafer Usta bence bu işin içinde başka bir iş var, senin anlattığından başka bir şey…

Ben bildiğimi, duyduğumu anlattım. Ötesine aklım ermez abi,

Bu gün ilk kez Cafer Usta’nın muhabbeti beni açmadı. İnsan belki de başkasının duymak istediğini söylemesini bekliyor. Hep bizim balıkçılar mı hatalı. Yasadışı, kaçak avcı… Onları kovalayan, ateş açan, tutuklayan, hapse atanın hiç mi suçu yok. Canımın sıkıntısı hiç azalmadı.

Beton zeminde mor, kalın iplikten örülmüş ağlar, kesilip atılmış mavi renkli eski ağ parçaları, kırılmış plastik ağ mantarları, yosun tutmuş halatlar yorgun yorgun yatıyorlar. Tavana asılmış çengellerden yere onarılmış ağlar sarkıyor. İp sarılmış, yarısı boşalmış mekikler bir kutuda, ağlara dikilecek kurşunlar büyük bir suskunlukla sıralarını bekliyorlar.

Nerde o eski adamlar? Kılıcını çekti mi bütün dünyayı tir tir titreten Osmanlı paşaları. Yasaymış, kanunmuş, uluslararası anlaşmalar falan, hepsi fasa fiso. Kimin gücü kime yeterse.. Ne demiş İngiliz? “Güçlü olan haklıdır.” İşte bütün mesele bu . Güçlü olacaksın. Hakkını da ekmeğini de başkalarına yedirmeyeceksin. Cafer Usta iyi adamdır, hoş adamdır. Ama bütün solcular gibi aklı bulanıktır. Ne zaman ortaya milli bir mesele çıksa… Hep ötekilerden yana olurlar…

Ekim 2021

İzmir-Seyfullah

 
Yorum yapın

Yazan: 05 Aralık 2022 in KONUK YAZARLAR

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , ,