15.05.2024-Şafak Gündüz SARIKAYA
Hava oldukça soğuktu. Kuzine sobada yanan odunun sesi odanın sessizliğini bozuyordu. Erfelek’in bir köyünden gelmiş çam fıstıkları kuzine sobada iyice kavrulmuştu. Tadı harikaydı.

Tadı damağımda kalmış ki aslında şimdi fark ediyorum tamı tamına aradan 40 yıl geçmiş, dile kolay tam kırk yıl. Geçmişin tatları daha mı başkaydı? Kim bilir şimdi nerede olduğu bilinmeyen o kuzine sobada neler pişmişti. Belki bir daha yemek nasip olmamış o çam fıstığının tadı damağınızda kalmış, belleğinize kazınmış, 40 yıl unutulmamıştı. Maharet çam fıstığında mı, kuzine sobada bilinmez ama dile kolay bunca geçen zamana rağmen, unutulmaması bence ilginç, sizce de değil mi? Muhtemelen sizlerin de böyle anılarınız vardır.
Nice tatlar nice şahane yemekler yenir de bir ömür boyunca aklınızdan belleğinizden kaybolur gider, bir ömür boyunca nice kişilerle karşılaşırsanız ama çoğu unutulur, bu psikolojik olarak olduğu kadar sosyolojik olarak da öyle, aradan geçen nice siyasetçiyi, insanı, bilim adamını unutturuyor ama bazıları bir ömür hatta insan ömründen daha fazla kalıcı oluyorlar.
Kırk yıl deyince bizde de meşhur sözler vardır çok iyi bilinen hani bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır gibi, nasıl bir kahveymiş ki, 40 yıl süren bir hatırı olabiliyormuş. Hz. Ali’nin “bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum.” sözü gibi 40 rakamı özel ve bir nev’i tılsımlı bir yere sahip sanki.
Biraz araştırınca rivayet edildiğine göre; Hazret-i Âdem’in çamurunun mayalanması, kırk gün sürmüş, anne karnında 40 günlük ayrı ayrı sürelere göre insan oluşumunu tamamlıyor diyor kaynaklar. Hz. Musa’nın Tur Dağı’nda yaşadığı 40 gün gibi. Örnekler daha da çoğaltılabiliyor.
Hatta Ali Baba’nın yanındaki haramiler bile 40 kişi. Hatta Dede Korkut Hikayeleri, Manas Destanı, Kırgız Türeyiş Efsanesi’nde Kırk Kız vardır. Dede Korkut Hikayeleri’nde Boğaç Han’ın yarası kırk günde iyileşir. Zaferler ve şenlikler dolayısıyla kırk kul ve kırk esir azad edilir. Kırk satır, kırk katır ve kırk gün ve kırk gece süren düğünler, Kırklar Meclisi gibi.
Antik Mısırlılarda da 40 sayısı sık karşımıza çıkar. Gök varlıklarının kendi yörüngeleri üzerindeki dönüm sürelerini gösterir. Mısır Piramitlerin hepsi Nil’in sol kıyısına kurulmuş ve vadide 40 kilometrelik bir uzunluk içine yer alır. Eski Mısır’da firavunun ölümünden kırk gün sonra cennete gidebilmek için bir boğa ile mücadele etmek zorunda kaldığına inanılır.
Tevrat’ta da 40 insanın yaş dönemlerini belirtir.
40’a ait meşhur sözleri de ekleyelim:
* kırk bir kere maşallah!
* kırk dereden su getirmek
* kırk evin kedisi
* kırk gün günahkâr, bir gün tövbekâr
* kırk kapının ipini çekmek
* kırk tarakta bezi olmak
* kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş
* kırkı çıkmak
* kırkı (veya kırkları) karışmak
* kırkından sonra at olup da kuyruk mu sallayacak
* kırkından sonra azanı teneşir paklar
* kırkından sonra azmak
* kırkından sonra saz çalmak
* kırkından sonra saza başlayan kıyamette çalar. *
Bazen bize anlamsız ve basitlik ifade eden kelimeler bence akla gelenin çok ötesinde öneme sahipler.
Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim bir de dönüp baktım ki bir arpa boyu yol gidememişim.
Ya da masalların başında söylenen evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken diyoruz. Annenin beşiği sallanır mı çok saçma derken Terminatör’ün konusu çok ilginç gelmekte (1984 yılında, doğmamış oğlu gelecekte insanlığın kurtuluşu olacak genç bir kadını öldürmek için 2029 yılından yok edilemez bir cyborg yollanır.Bu arada 1984’ten bugüne yine 40 yıl olmuş.)
Bir kuzine soba ve içinde ve üstünde pişenlerden nerelere geldik tam 40 yıl geçmiş, az mı gittik uz mu gittik, bir arpa boyu yol mu gittik, evvel zaman içinde mi bilemiyorum ben bir kahve içeceğim, malum 40 yıl hatırı kalıyormuş.
Sağlıcakla kalın!
ŞGS
kaynak: