18.03.2025- BİLKE

31.10.2024-Alper Akçam
Öyle ateş / öyle sıcak / öyle kan / öyle yalın / öyle çırılçıplak bir tarih
Canını toprağına siper etmiş koca bir ülke
Yediden yetmişe yan yana dizili cepheye
Harbiye / seyfiye / bir sınıfı tümden şehit düşmüş tıbbiye
Yarı aç / yarı çıplak / siperde kan içinde
Günün tayını / şekersiz üzüm hoşafı / bir dilim kuru ekmek
Son canına kadar el ele / yerlere düşe düşe
Kardeş demiş subayı Payitahtın / Balkanların
On yıllardır şaşkın saltanatlar elinde
Karpatlarda / Zağros dağlarında / Yemen çöllerinde
Gök ekinler gibi kırdırılmış o garip köylüye
Geriye dönüşü yok gayrı / düşe kalka varılacak yepyeni bir ülküye
Emperyalizmin üstlerine sürdüğü Anzak analarına da selam olsun
Dökmesinler gayrı gözyaşını
Emanettir oğulları / barışı baş tacı etmiş / gökyüzü gözlü bu gaziye
Ey Çanakkale / ey bir yanı emperyalizme dur denilmiş kanlı ve koca bir tarih
Bir yanı umutlu ve aydınlık bir gelecek
Seddülbahir / Arıburnu / Anafartalar’da Miralay Mustafa Kemal
Kerevizdere’da Binbaşı Saffet Arıkan
Eğitmen kurslarında Baba Tonguç’la / kavruk köylü çocuklarıyla omuz omuza
Duvardaki yazı: “Suyu dua bulmaz fen bulur”
Çanakkale’deki köylü / efendisi olacak milletin
Selam olsun Kurtuluş’a can katacak Ekim Devrimi’ne
Ne zaman yeniden öğrenebilirse seni bu ülke
Ancak o zaman bir daha tökezlemeyecek
Ne zaman yeniden öğrenebilirse seni
Ancak o zaman kırabilecek bezirgânlar zincirini
Ancak o zaman
Bu kadersiz ülke / özgürlüğe / adalete / yas yalın kardeşliğe yükselecek…
Alper Akçam
