Rasim ALCAN, 1944 yılında Köy Enstitüsünden mezun oldu. Kendi köyümde öğretmenlik yapmak istiyorum dedi ve Gerze-Tilkilik köyünde okul açıldı ve köyde göreve başladı. Başarılı öğretmenlik hayatını çeşitli köyler ve illerde sürdürdü. Değerli öğretmenimiz 08.10.2018 günü ebediyete göçtü, koca çınara Allah’tan rahmet yakınlarına ve tüm köylülerimize sabır diliyoruz.
Onu, 1944- 45 öğretim yılında okul öğrencileri ile birlikte çektirdiği fotoğrafta görüyoruz.
Rasim Alcan, 1934 yılında okumak için Gerze’ye gider. 5 yıl Gerze’de, 5 yıl da Kastamonu Göl Köy Enstitüsünde okur ve öğretmen olarak Tilkilik köyüne geri döner. 1944 yılında köyde ilkokul açılır ve göreve başlar. Rasim ALCAN, köylüye ve öğrencilere çalışma, meslek sahibi olma kapılarını aralar. Ektiği tohumlar, daha sonraki yıllarda filizlenir.Yüksek bir dağ köyü olan Tilkilik’te, okul açıldıktan sonra değişim başlar.
Bu fotoğrafta olan öğrencilerden biri de babam Cafer Sarıkaya’dır. Babam okuma yazmayı çabuk öğrenir ve kente gidip iyi okullarda öğrenim görmek ister. Hayatına yön veren okul, bizim de geleceğimize yön verecektir.
“1940-1944 yılları arasında, Fillah’ın Osman Olgunsoy Tilkilik’ten küçük yaşta Sinop’a gelir. Adada çobanlık yapmaya başlar. Osman Olgunsoy, Korucuoğullarının yanında çobanlık yaparken köye mektup yazar. Bu mektubu okutmak için annesi Cafer’in evine gelir ve Cafer mektubu okur. Mektupta yazılı olan Osman Olgunsoy’un adresini bir kenara not eder ve henüz 13 yaşında iken köyden kaçmayı planlar.
Babam Cafer Sarıkaya, okula gitmek ve tahsil yapmak istemektedir. Bunun için şehre gitmeyi kafasına koymuştur. Arkadaşı, Gofgof Ali’nin oğlu Osman’ı da beraber kaçmaya ikna eder. Osman, köyde ilkokula gitmek istemez, babam da okula gitmek ister. İkisi farklı amaçlarla birlikte köyden Sinop’a kaçarlar. Köyden yürüyerek Sinop’a yolculuk başlar. Akşam olur, Sinop yakınlarındaki Çiftlik köyünde bir ailenin samanlığında geceyi geçirirler. Samanlığın sahibi de onların köyünden gelen Emin’in Ahmet’tir. Onlara “oğlum sakın ateş yakmayın “ diye tembih eder. Ertesi günü sabah olunca, tekrar yürümeye başlarlar ve Sinop’a ulaşırlar. Adada çobanlık yapan arkadaşları Osman Olgunsoy’u bulurlar.
Babamın ilk Sinop’a geliş hikayesi 1944- 45 yıllarına rastlar. Gofgof Ali, birkaç gün içinde oğlunu almaya gelir ve köye geri götürür. Babam ise adada Hacı Asmakaya Hasan Ağanın yanında çobanlık yapar.6 ay sonra dedem Mekkenin Şuayıp oğlu Cafer’i almaya gelir ve babamı köye götürür. Babam köyde 2 sene okula gider. Daha sonra, babamın 2. Sinop macerası 1953 yılında askerden terhis olunca tekrar başlar. O zaman adaya Amerikan Radar Üssü kurulmaktadır. Babam Radar Üssünde çalışmaya başlar. 1956 yılında ailesini de yanına alır.”(*)
Dünya hayatı bir ömür. Doğanın maddesel yapısı değişir ve sonlanır. Değişim ve sonlanma bütün canlıların hayat akışının gerçeğidir. Gezegenler zamanı dolunca söner, nehirler dolar taşar ve sonra kurur. İnsan da bir var, bir yok olur.
Rasim ALCAN, iz bırakarak göçenlerdendir. Nur içinde yat babamın öğretmeni. Seni unutmayacağız.
Ayşe Yaşar SARIKAYA
(*)-Memleketim Tilkilik, sayfa:72-73, Y.Sarıkaya
