RSS

Etiket arşivi: SEVGİ

SEVGİDE CÖMERT, SEVDİKLERİMİZİ KIRMADA CİMRİ OLALIM

16.08.2024- Edebiyat Sevgisi

Mahkeme salonunda, Seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bitkin bakışlarını süzüyordu. Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına:

“Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?” dedi.

Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı.

“Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan…”

Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda . Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu. Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı. Kadın neler diyecekti ? Herkes, onu dinliyordu. Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti:

“-Bizim bir sedef çiçeği vardı çok sevdiğim. O bilmez 50 yıl önceydi. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş açmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye . İyi gelirmiş derlerdi. 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kerede bu çiçeği ben sulayayım demedi. Taa ki geçen geceye kadar. O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım. Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim. Ondan hiçbir şey görmedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.”

Hakim yaşlı adama dönerek;

“-Diyeceğin bir şey var mı, baba?” dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi. Tane tane konuştu:

“-Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Fadime’mi de orada tanıdım. Sedefleri de… Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. İlk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa; boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi. Hekimi pek dinlemedi bizim hatun . Lafım geçmedi. O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu. Ben ona: “-Gece çiçeği sularsan geçer dedim. Adak dilettim. Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. Sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki” dedi adam.

O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle.

“-Her gece, o yattıktan sonra kalktım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey. Geçen gece de yaşlılık ben de uyanamadım. Uyandıramadım… Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi. Suçlandım… Sesimi çıkartamadım.” O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu….

“SEVGİDE CÖMERT AMA SEVDİKLERİMİZİ KIRMADA OLDUKÇA CİMRİ OLALIM…” Edebiyat Sevgisi Alıntı.

 
Yorum yapın

Yazan: 16 Ağustos 2024 in Eğitim, Uncategorized

 

Etiketler: , , ,

REFİKA’NIN ÖYKÜSÜ

16.07.2024- GÜLÜMSE- ALINTI

Adatepe Köyünde 19.yüzyıl sonu ve 20.yüzyıl başında ‘Refika’ takma adıyla bir Rum güzeli yaşarmış.

Köyün Rum ve Türk cemaati arasında çok sevilen Refika hem güzel hem de çok neş’eli bir kızmış.

Düğünlerde şarkılar söyler, çok da güzel dans edermiş.

Refika’nın güzelliği ve iyilikseverliği Adatepe köyünün yanısıra çevre köylerde de dillere destan olmuş. Özellikle zeytin zamanı Refika’nın çalıştığı tarlalarda köylüler hem zeytin toplar hem de Refika’nın şarkılarını dinlermiş.

Düğünlerde mutlaka Refika baş misafir olarak çağrılır ve kendisine şarkı söyletilip, dans ettirilirmiş. Birinci Dünya savaşına kadar iki cemaat Adatepe köyünde barış içinde birlikte yaşarmış. Ancak Savaş Tüm Anadolu’da olduğu gibi Adatepe köyüne de felaketler getirmiş.

Savaşla birlikte Köyün Rum ve Türk cemaatleri arasında önceleri soğukluk daha sonra karşılıklı çatışmalar baş göstermiş. Tüm bu kargaşaya rağmen Refika yine de Türkler arasında sevilmeye devam etmiş ancak ne var ki savaş sonunda Türk ve Yunan hükümetleri arasındaki anlaşma sonucunda Refika da diğer Rumlarla birlikte köyü terk edip, Yunanistan’a yerleşmek zorunda kalmış.

Refika’nın köyden ayrılışı Türkler arasında büyük bir üzüntüye yol açmış. O gittikten sonra bile onun adına türküler yakılmış ve her fırsatta, özellikle düğünlerde onun türküsü okunup, onun adına danslar edilirmiş.

Bu gelenek Adatepe köyünde hala devam etmektedir. Refika’nın efsanevi öyküsünü biz köyün en yaşlısı olup üç sene önce vefat etmiş olan Abdi Amca’dan dinledik.

Daha sonra Yunanistan’ın Sakız adasına yerleşmiş olduğu ve Yunanistan’ın ilk güzellik kraliçesi seçildiği yönünde efsaneler anlatılan Refika’nın izini bulabilmek için Sakız adasına yaptığımız bir seyahatte kendisine ait herhangi bir ipucu bulamadık.

Ne var ki, tesadüfen bir antikacıda bulduğumuz bir resimdeki kızın güzelliği ve yüzündeki ifade bizi derinden etkiledi.

‘Bu kesinlikle Refika olmalı’ diyerek resmi alıp köye getirdik.

Adatepe’nin yaşlılarına resmin Refika’ya ait olabileceğini söylediğimizde, göz yaşlarını tutamayıp heyecanla ‘ Evet! Bu o’ dediler.

Biz de çağlar boyunca insanlar güzellik ve sağlık veren saf ve doğal Adatepe zeytinyağlarının alamet-i farikası olarak Refika’nın resmini etiketimizde ölümsüzleştirmeye karar verdik.

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu kasabası Adatepe köyünde Zeytinyağı Müzesini kurup ” Adatepe ” markası ile zeytin, zeytinyağı ve sabun üretip bu ürünleri Japonya’ya kadar ihraç eden ”Ada Çiftlik Gıda Ürünleri ve Çiftlik Turizmi A.Ş.” şirketi ürünlerini Refika’nın bu resmini koyarak satmaktadır.

 
Yorum yapın

Yazan: 16 Temmuz 2024 in Bilinmeyenler

 

Etiketler: , , , , , , , ,