RSS

Etiket arşivi: sinop deniz

ACIK AKILLI OL SİNOP

10.09.2024- Seyfullah ÇALIŞKAN

Hiçbir şey söylemeden anlarım seni ben. Yüzüne bakıp, gözlerinden bakışlarından anlarım. Kavaklar kaldırımlara yapraklarını savuralı yirmi günü geçti. Akasyalar tüy döken tavuklar gibi azıcık yeşil, azıcık sarı, gölgelerinde geniş açıklıklar. Eylül’e akıyor mevsim. Tezgâhlar tıka basa palamut, mezgit, istavrit, çinakop. Gümüş işlemeli gergefler gibi ışıl ışıl. Bıldırcın sesleri yankılanıyor, yağmur yüklü bulutlarda. Eylül her yıl bu şarkıyı söyler. Oturup denizde oynaşan ışıkların karşısında azıcık yüksekte bir yere. Dinlemek lazım. Zeytin kokar mutlaka gece, zakkum kokar. Deli gibi çiçek açmışlar. Kırmızı, beyaz, sarı… Azıcık acı, birazcık baygın. Karayel, yıldıza döner, yıldız gündoğusuna. Samyeli vurduysa tenimize çoktan vurmuştur zaten. İş işten geçtikten sonra havlulara sarınsak ne çare?

Hep aynı geyik muhabbete döner sahilde.

Deniz anaları erken geldi bu sene.

Geldi ama kaybolup gittiler.

Bütün ömrüm burda geçti. Bu hayvanlar nereden gelir? Nereye gider? Hangi akıntıyla dolaşırlar bütün Karadeniz’i? Hiç anlamam. Sır gibi bir şey. O yüzme hızıyla olacak şey değil.

Canımızı yakmasalar. Üstelik çok da güzeller bence.

Çanağının altındaki mor dantel şeritlere bayılıyorum. İnsanın tutup sevesi geliyor.

Deniz çantasıyla yeni gelen hemen soruyor. Bu gün denizanası var mı?

Yok galiba, kıyılarda görünmüyor.

Biz de yeni geldik. Açıklarda varsa bilmem.

Bir tarafımız deniz, su , havlu terlik… Öteki taraf çarşı, pazar. Okul başlayacak;

Çarşıya gittik mecburen. Okul için bir şeyler lazımdı çocuğa. Ufak tefek şeyler. Birkaç kalem, birkaç çift çorap, termos, birkaç ince defter… Sırada ayakkabı, hırka, bot falan var. Yardımcı kitaplar, çanta, çizme. Onlar da baş edebilirsek önümüzdeki ay. Geçen yıl okulun hırkasından almıştık ama artık küçük geliyor. Üstelik renkleri uçtu, şekli, şakulü kaydı. Fermuarları da hiç dayanmıyor nedense. Çocuk iki tane olurca bir başka bela… Birine alıyorsun ötekine almasan olmaz. Küstürmeyelim diye hiç yoktan…

Akıllı ol Sinop. Her sevdalının çekeceği naz aynı olmaz. Dişbudakların, atkestanelerin, elmaların biraz daha beklesin. Palamut tavanın üzerine her zaman helva yenmez. Patlıcan İnciri de iyi gider. Bulutlarına söyle sonbaharı azıcık ağırdan alsınlar. Biraz geciksin güz yağmurların. Bıldırcınlar Karadeniz’i kuru havalarda geçsinler. Azıcık akıllı ol be Sinop. Akıllı ol da canımı ye…

Kumkapı surlarına oturmuşuz. Şaire özenmişiz ama bir türkü tutturmamışız. Dalgalar kadife kumları bir kedi yavrusunu okşar gibi yalayıp geri gidiyor. Denizdekilerin çoğu tası tarağı toplayıp gitmiş. Her zamanki gibi üşümek, suya doymak bilmeyen bir kaç çocuk inatla direniyor. Dalgalara koşup atlıyorlar. Dipten kum çıkarıyorlar. Daha ne oyunlar ne gülüşmeler… Dışardakiler yalvar yakar. Dudakların morarmış, çık artık. Tir tir titredikleri halde dalgaların şakalarına uzak kalamıyorlar. Güneş usul usul sulara doğru alçalıyor. Kumlar, deniz ve akşam birden aynı renge dönüşüyor. Koyu turuncudan alevlenmeye başlayan bir ateş bütün Akliman’ı kaplıyor. Çizgi çizgi beyaz bulutlar Sinop üzerine doğru uzanıyor. Gün batarken kızıllığın içinden koyu bulutlardan bir duvar ortaya çıkıyor. Güneş çam ormanlarına inemeden paravanın arkasında kayboluyor. Büyülenmiş gibi tutulup kalıyoruz. Birimiz birkaç laf etsek. Büyü bozulacak ve bitecek. Susuyoruz.

Akıllı telefonlar yarın yağmur yağacağını söylüyorlar. Keşke doğru çıkmasa… Ama biliyorum, laf dinlemez bu Sinop. Kafasının estiğini yapar, delibozuktur. Bir şemsiye uydururum ben de. Şehir Kulübü’ne inerim. Havanın öfkesi, gök gürültüsü, şimşeği geçip gittikten sonra… İnce bir yağmur iner manolya ağaçlarına. Gezi teknelerine, limanın durulmuş sularına. Bir çay getirir Mükremin. Yüzünde hiç solmayan bir gülümseme… Kendimi yağmura, aklımı boşa bırakırım. Sen bize hep güzelsin be Sinop. Mutlu olup olmadığımıza aldırma. Sen kendi Eylülüne akıp git. Ben de kendi sonbaharımda demleneyim.

Eylül 2014 Seyfullah- Sinop

 
Yorum yapın

Yazan: 10 Eylül 2024 in KONUK YAZARLAR

 

Etiketler: , , , , , ,

SİNOP VE KABOTAJ BAYRAMI

01.07.2023-Mergube CENGİZ TÜRKSEVEN

Yıllar önceydi. Sinop Kız İlk Öğretmen Okuluydu Sarı Saltuk Anadolu Lisesi. 1970’li yıllarda öğretmenimizdi Mergube CENGİZ. Kaleme aldığı Kabotaj Bayramını, onun mesleki birikimi ve engin görüşü ile okurlarımızla paylaşıyorum. A. Yaşar SARIKAYA

KABOTAJ BAYRAMI

Bazalt,andezit gibi derinlik kayaçlarından oluşmuş volkanik bir adanın,Kuzey Anadolu Alplerine özlemidir Sinop..

Bu özlemi dile getiren su perilerinin şarkılarına duyarsız kalamıyan dalgalar ve akıntılar,çakıl kumsalından bir kordonla kavuşturmuşlardır onları..

Bu kıyı kordonu üzerinde kurulmuş,tarihin içinden süzülen pek çok kültürün iç içe geçerek kristalize olduğu,Türkiye’nin en mutlu insanlarının yaşadığı şehirde başladım mesleğime ve ilk orada gördüm “Kabotaj Bayramının” coşkuyla kutlanışını..

Kabotaj (Cabo-İsp.-Burun)burundan buruna,fenerden fenere,bir devletin tüm sularında,limanlarında ticari bağımsızlığı,egemenliği..

16.yy.da keşifler sonucu değişen dünya ticaret yolları ekseni,okyanuslara açılamadığımız için ekonomik çöküşe,çare olarakta yabancı devletlere ticari ayrıcalıklar(Kapitülasyonlar)vermemize,sanayi devriminden sonrada yarı sömürge olmamıza yol açmıştı.

Sonuç Mondros ve Sevr,sonrası mili mücadele ve Lozan..

Lozan sonrası tam bağımsız/antiemperyalist/milli bir cumhuriyet olarak kuruluşumuz,iki yıllık geçiş döneminden sonra 1 Temmuz 1926’da “Mavi vatanımızın tam bağımsızlığı,”Kabotaj haklarının bize geçmesiyle tamamlanmış ve 1935 de milli bayram kabul edilmiştir.

8333 kilometrelik kıyılarımızla,23 burun,Anadolu ve Trakya’yla birlikte 24 yarımadayla bir deniz ülkesi olmamıza rağmen % 70’mizin yüzme bilmemesi şaka gibidir..

Denizlerimiz ve iç sularımız en büyük zenginlik kaynağımızdır.

İki binli yıllarda,dünya ticaret yollarının ekseninin değişmesi

Avrupa-Kafkasya-Asya taşımacılık koridoru(TRACECA) ve üç kıtayı içine alan

“Yeni modern İPEK YOLU” Afro-Avrasyanın ortak ulaşım hattı üzerindeki üç tarafı denizlerle çevrili tek yarımadalar ülkesi olan Türkiye’ye önemli bir ticari kimlik kazandırmıştır..

Umarım tarihimizden ders alır,deniz ulaşımı ve ticareti,biyo teknoloji ve turizm açısından vizyoner stratejiler geliştirir,konumumuzun sağladığı zenginlikleri değerlendiririz..

Yüzyıl önceki vizyonlarıyla bizlere kara ve denizlerimizde tam bağımsız bir ülke bırakan Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarını her geçen gün artan saygı,sevgi ve minnetle anıyorum..

Hepinize gökyüzünün ve denizlerin mavisi gibi huzurlu ve güzel günler diliyorum, sevgi ve saygılarımla..

 
Yorum yapın

Yazan: 01 Temmuz 2023 in KONUK YAZARLAR

 

Etiketler: , , , , , , , , , , ,