RSS

Etiket arşivi: sinop köy

ANLATILARDAN BELGELERE

07.01.2022- A. Yaşar SARIKAYA

1838BOA NÜFUS KAYITLARI-TİLKİLİK KÖYÜ- YAYKIL DİVANI

Coğrafyanın, canlılar ve eşya üzerinde içsel etkisi vardır. Bir fidanı ekvatora, Akdeniz Bölgesine, Karadeniz Bölgesine ya da Sibirya ‘ya dikelim. Aynı bitki olsa da, farklı sonuçlar alınacağını hepimiz biliriz. İnsanlar, kent, köy, kasaba ya da hangi yerleşkede yaşarsa yaşasınlar, coğrafyanın etkisi kesinlikle yadsınamaz.

Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Yüksek Lisans Mezunu -Sinem Şahin Yeşil, Monograf-Edebiyat Eleştirisi Dergisi ISSN 2148-3442 2016/5: (124-149) kaynaktan alıntı not düşmek istiyorum:

Psikocoğrafya, yalnızca kenti deneyimlemekle kalmayıp bu deneyimi birer anlatıya dönüştürme pratiği sergilemektedir. Bunlar öznel ve hareketli anlatılardır. Dolayısıyla anlatının hem içeriğinin
hem de söyleminin durağan değil de birer “rota” ya da “parkur” şeklinde çizilmesi gerekir.

Psikocoğrafyanın önemle üzerinde durduğu bir diğer konu nostaljidir: Mekânın değişen, geçip giden zamanı hissettirme gücü vardır. Bu doğrultuda psikocoğrafi bir anlatının da nostaljik eğilimler taşıması beklenir.

Yaptığım araştırma çalışmaları, paragrafta dikkkat çeken özellikleri taşımaktadır. Annem ve babam, unutmadıkları köy yaşamlarından hafızalarına kaydettiklerini hep taze tutmuşlardı. Anlattıklarına, hiç bir zaman sadece iki yaşlı insanın anıları olarak bakmadım. Çünkü yaşananlar, Türkiye gerçeklerinin bilinmeyen arka yüzüydü. Savaşların korkunç izlerini taşıyan, gaziler ve şehitleri tanıyan çocuklardı onlar. Onların kokladığı hava, tohumları yeşerten toprak, günü aydınlatan güneş çok derin, çok anlam yüklüydü. Üretmeye aşık, vefalı kahramanların anlatıları ile beslenmiş, doğanın, canlının, varlığın değerini bilen insanlardı.

Soyumuzda bir tek babamın babası olan dedemin varlığı, geçmişe dönük ciddi bir araştırma yapmama vesile oldu. Ne kardeşi, ne amcası, ne amca oğlu hiç biri yoktu. Bu nedenle 2. kitabım üzerinde özenle 6 yıl çalıştım, sonra baskıya girdi. Ama hala sorularımın cevaplarını bulamamıştım.

Başbakanlık Osmanlı Arşivinden temin ettiğim, köyümüzün kayıtlarında bulduğum cevaplar da yeni soruları doğurmuştu. En büyük Caferoğlu Mustafa Dede’nin 2 oğlu vardı. Uzun boylu sarı sakallı Mehmet adındaki oğlunun, 8 yaşındaki oğlu Mehmet, babamın dedesiydi. İki kardeşin ve çocuklarının içinden bir tek babamın dedesi vardı yaşayan.

Çanakkale ve İstiklal harbi şehitler listelerinde çokça aradım. Ne Kafkas Cephesinden dönmeyen annemin dedesinin, ne de babamın sülalesinden bir kayıta rastlamadım. Sadece Caferoğlu sülalesinden Ayancıklı bir şehit olduğunu gördüm. Sinop ve çevresinde Tilkilik köyünden Ayancık bölgesine göçen CAFEROĞLU sülalesi var mı? Okurlarımızın, konu hakkında bilgi sahibi olmasını umuyorum. Bu konuda bilgi sahibi olanlar ile sosyal medya aracılığı ile haberleşmek isterim.

BOA 1838- CAFEROĞULLARI- (MEKKE SÜLALESİ) NÜFUS KAYITLARI

1-CAFEROĞLU ORTA BOYLU AK SAKALLI MUSTAFA-VELEDİ MEZBUR-80 YAŞINDA

2-OĞLU ORTA BOYLU KUMRAL SAKALLI HÜSEYİN(T)-60 YAŞINDA

3-DİĞER OĞLU UZUN BOYLU SARI SAKALLI MEHMED-43 YAŞINDA

4-OĞLU MEHMED-8 YAŞINDA

5-MERGUME(ADI GEÇEN  CAFEROĞLU HÜSEYİNİN OĞLU ŞAB EMRU (BIYIĞI SAKALI ÇIKMAMIŞ GENÇ) MEHMED-15 YAŞINDA

6-DİĞER OĞLU İSMAİL-6 YAŞINDA

Nüfus kayıtlarının tamamı, MEMLEKETİM TİLKİLİK olarak açtığım blogda, okumak isteyenler için:

 

Etiketler: , , , , , , ,

SİNOP KÖY EVLERİ

13.12.2021-BİLKE

“Yerleşmelerin çekirdeğini oluşturan en temel unsur meskendir. Meskenler, yapı malzemesi ve düzenleniş şekilleriyle bulundukları coğrafi koşulların etkisini taşıdıkları ve bu etkiyi yansıtabildikleri oranda coğrafi önem taşırlar. Bu etkiyi yansıtanlar da daha çok kırsal meskenlerdir (Tolun-Denker, 1977:60).”

Akçaçam Köyü Evi- FOTO: Geleneksel Kır Meskenlerinde Mimari Degradasyon: Sinop İli Örneği-MUTLU KAYA
Ayancık Kurtköy Evi- foto-Geleneksel Kır Meskenlerinde Mimari Degradasyon: Sinop İli Örneği-MUTLU KAYA
Ayancık Köy Evi Tuvalet-FOTO:Geleneksel Kır Meskenlerinde Mimari Degradasyon: Sinop İli Örneği-MUTLU KAYA


“Kültüre sahip çıkmak gerek. Bu evlerin her köşesinde, her bir miliminde ne anılar, ne izler saklı. Hormonlu gıdalar, doğal gıdaları solladı geçti ya, ahşap evler de yerini taş ve demir yığını binalara bıraktı. Kıymet bilmeyen topluma dönüştük. Üretmiyor, hep tüketiyor ve buna alışıyoruz.

Gençler, köyünüzdeki doğal yapıları, doğal olan kültür mirasını koruyun, arşivleyin. Buğday kayıp, tohumlar kayıp, topraklar boş. Fotoğraflamayı olsun ihmal etmeyelim.” BİLKE

Yazımızın girişinde yer alan paragraf kaynak:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/696991

 
Yorum yapın

Yazan: 13 Aralık 2021 in eski sinop köyleri

 

Etiketler: , , , , , , , , ,

//ayşe’ce//

30.11.2021- Ayşe Ekşi ELMACI

GEÇMİŞE YOLCULUK

Kasımda geldi gidiyor. Soğuk bir kasım sabahından geçmişe bir yolculuk yapalım . Memleket sevdalısı yazar , araştırmacı, köşe yazarı Tufan Bilgili’nin de yazdığı gibi Altmışlarda çocuk olmak muhteşem bir şeydi. Yaz vazgeçilmezimdi , köyde ananemin yanında.

Ananem yalnız bir kadındı rahmetli dayım yapardı bütün dışarı işlerini. İple çektiğim orak ayı en eğlenceli yanıydı . Biçilip destelenen ekinler öküz arabalarıyla harmana taşınırdı. O zamanlar henüz biçer döğerler köye gelmemişti . Harman yeri denilen yerde desteler yığın yapılır, bütün buğdaylar toplanana kadar o yığınlar dururdu .

Biz çocuklar için en güzel yanı öküz arabasına binmekti. Sonrasında o yığınlar bozulur desteler harman yerine serilir, öküzlerin çektiği düvende buğdaylar saplarından ayrılırdı. Düvene binmek en güzel eğlenceydi. Dön baba dönelim hesabı geniş alanda döner dururduk. Bu işlem olurken harmanlarda türküler sesler birbirine karışırdı. Günlerce sürerdi düven işi, sonra yabayla rüzgara karşı savrulur samandan buğdaylar ayrılır, ambarlara taşınırdı ambarlar devasa olurdu bölüm bölüm.

Senelik un için ayrı bölüm, tohumluk ayrı bölüm, cinsine göre ayrı bölüm . Fazlası köye gelen al yazmalımın kırmızı kamyonu gibi kamyon gelir , her evden topladığı koca çuvalları kantarla tartar geride koca bir toz yığını bırakarak giderdi. Bize oyun, emek verene ayların yorgunluğu teri ve bir çoğunu borca vereceği para olurdu…

Yağmurlu rüzgârlı Beykoz sabahından herkese , GÜNAYDINNNN…!! //ayşe’ce/

 
3 Yorum

Yazan: 30 Kasım 2021 in KONUK YAZARLAR

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,