RSS

Etiket arşivi: sinp dil

SİNOP YERLİ AĞIZLARINI BELİRLEYEN GENEL ÖZELLİKLER

29.03.2024-Doç. Dr. Ergün ACAR

Çalışmanın tamamının linki aşağıdadır, bu gün bir bölümünü paylaşıyoruz:

2. SİNOP YERLİ AĞIZLARININ ORTAK ÖZELLİKLERİ

Ön damak ‘k’ ve ‘g’ ünsüzlerinin boğumlanma noktaları geriye kayarken yanındaki ince ünlülerin boğumlanma noktalarının da geriye kayması Sinop Yerli Ağızlarının en karakteristik özelliklerinden birisidir: ḵómür “kömür” (Erfelek-Hürremşah), ḵúrek “kürek” (Sinop-Oğuzeli), ḵúçücúḵ “küçücük” (Ayancık-Dolay), ḵóyden “köyden” (Saraydüzü-Bahşaşlı), ḵóḵúnden “kökünden” (Dikmen-Sarayköy), ḵófte “köfte” (Boyabat-Hıdırlı), ḵóçekler “köçekler” (Ayancık-Yenikonak), ḵóprü “köprü” (Erfelek-Soğucalı), şúḵúr “şükür” (Gerze-Bolalı); gúl “gül” (Erfelek-Soğucalı),

Gúdeller_ idi“güderlerdi” Gerze-Yamacık), gómdüle “gömdüler” (Dikmen-Sarayköy), gúzel “güzel” (Merkez- Oğuzeli), gúzüne “güzine” (Durağan-Yağbasan), …

Düzlük-yuvarlaklık uyumu bakımından Eski Anadolu Türkçesinin devamını sürdüren yöre ağızları bu yönüyle
yazı dilinden farklı olarak uyum dışı bir yapı sergilemiştir: ġaşuḳ “kaşık” (Erfelek-Kazmasökü), temüzce “temizce”
(Saraydüzü-Asarcıkkayalı), yayuḳ “yayık” (Ayancık-Yenikonak), yasduḳ “yastık” (Gerze-Bolalı), bellü “belli”
(Boyabat-Bürüm), …
Yöre ağızlarında ilerleyici ünlü benzeşmesi gerileyici benzeşmeye oranla daha yaygın ve kurallıdır: ezen
“ezan” (Boyabat-Hıdırlı), lire “lira” (Türkeli-Merkez), ataş “ateş” (Erfelek-Şerefiye), eli “Ali” (Gerze-Bolalı), mēni
“mani” (Durağan-Yağbasan), esger “asker” (Merkez-Hacıoğlu), baçça “bahçe” (Dikmen-Göllü), …
Ünsüz düşmesi (ğ, ġ, h, ḥ, k, ḳ, l, r, n, v, y), erimesi, hece kaynaşması ve ünlü karşılaşması sebebiyle uzun
ünlüler oluşmuştur:
Ünsüz düşmesi: āmed “Ahmet” (Erfelek-Şerefiye), āşam “akşam”, vā “var” (Ayancık-Yenikonak), ġāḳamadı
“kalkamadı” (Merkez-Hacıoğlu), būday “buğday”, ġāri “gayri” (Saraydüzü-Asarcıkkayalı), ēlence “eğlence” (Durağan-
Yağbasan), mēmed “Mehmet” (Erfelek-Soğucalı), bēki “belki” (Gerze-Bolalı), …
Hece kaynaşması: yapmā “yapmaya” (Durağan-Kuz), böl{müze “bölüğümüze” (Merkez-Kılıçlı), temüzl{mü
“temizliğimi” (Erfelek-Şerefiye), büş{rüz “pişiririz” (Türkeli-Paşalı), gitmē “gitmeye” (Erfelek-Ormantepe), ekmē
“ekmeğe” (Gerze-Bolalı), asgellm “askerliği” (Ayancık-Tepecik), dedmmiz “dediğimiz” (Saraydüzü-Merkez), …
Damaklı /ñ/ ünsüzünün düşmesiyle (-ñ->-ġ/ğ->-ø-) yan yana gelen iki ünlünün kaynaşması sonucu şahıs
zamirlerinde /a/ ünlüsü uzar: sā “sana” (Saraydüzü-Asarcıkkayalı), bā “bana” (Erfelek-Şerefiye), …
Ünlü karşılaşması: annāne “anneanne” (Merkez-Hacıoğlu), sāt “saat” (Erfelek-Tatlıca), …
Ayrıca alıntı kelimelerdeki asli uzunluklar korunmuştur: helmme “Halime” (Durağan-Yağbasan), mmde “mide
(Ayancık-Dolay) nūman “Numan” (Boyabat-Hıdırlı), …
-aġu, -egü ses birliği sistemli olarak uzun -/o/’ya dönüşmüştür: yapō “yapağı” (Boyabat-Aşıklı), ġaşō “kaşağı”
(Türkeli-Gökçealan), namazlō “namazlağı” (Boyabat-Ardıç), buzō “buzağı” (Ayancık-Kızılcakaya), ġırō “kırağı”
(Durağan-Olucak), …
İç seste -/ç/->-/ş/- ünsüz sızıcılaşması daha çok kapalı hecenin son sesinde görülür: geşlik “gençlik” (Türkeli-
Paşalı), saşdım “saçtım” (Ayancık-Sansar), #óşdü “göçtü” (Erfelek-Tatlıca), uşları “uçları” (Gerze-Gürsökü), aşdım
“açtım” (Durağan-Sarıyar), …
İç seste -nl->-nn- ilerleyici ünsüz benzeşmesiyle –rl->-ll- gerileyici ünsüz benzeşmeleri oldukça sistemlidir:
unnara “onlara” (Dikmen-Dağköy), idmannara “idmanlara” (Saraydüzü-Karaçaygöleti), ġarannuḳ “karanlık”
(Boyabat-Çeşnigir), şennik “şenlik” (Boyabat-Ören); billikde “birlikte” (Durağan-Alpaşalı), talla “tarla” (Dikmen-
Büyükkızık), atalla “atarlar” (Ayancık-Hatip), …
Kelime bünyesinde ya da kök-ek birleşmelerinde yan yana gelen iki ünsüzden ilki tonsuz olsa bile yazı dilinin
tersine ikinci ses tonsuzlaşma kuralına aykırı bir durum sergiler: açduo “açtık” (Boyabat-Bölüklü), ġuraḳda “kurakta”
(Dikmen-Dudaş), yapdım “yaptım” (Gerze-Sarıyer), gitdi “gitti” (Merkez-Yalıköy), …
/c/, /ç/, /s/, /ş/, /y/ ünsüzlerinin, ünlüleri daraltma ve inceltme etkileri vardır: çıÑırıvi “çağırıver” (Boyabat-
Kurusaray), tencirede “tencerede” (Ayancık-Türkmen), siyrek “seyrek”, (Durağan-Olucak), şiy “şey” (Türkeli-Alagöz),
orıya “oraya” (Merkez-Hacıoğlu), …
Ön seste /h/- ünsüz türemesi bazı sözcükler için karakteristiktir: helbet “elbette” (Boyabat-Yenicamili),
hambara “ambara” (Saraydüzü-Bahşaşlı), havya “ayva” (Dikmen-Saray), hevlüye “avluya” (Ayancık-Sansar), havlu
“avlu” (Erfelek-Ormantepe), …
/r/ ve /l/ sesleriyle başlayan kelimelerde ünlü türemesi düzenli ve kurallıdır: ırast “rast” (Boyabat-Bengübelen),
ıras “rast” (Durağan-Kuz), ıraslamadım “rastlamadım” (Dikmen-Saray), ırahmet “rahmet” (Saraydüzü-Bahşaşlı), ılaf
“laf” (Erfelek-Hürremşah), ilimanda “limanda” (Ayancık-Tepecik), ilāzım “lazım” (Türkeli-Paşalı), ilahana “lahana”
(Türkeli-Yapraklı), ilimon “limon” (Merkez-Kılıçlı), ilyanda “leğende” (Merkez-Alasökü), …
/r/ sesi genelde düşmektedir: va “var” (Boyabat-Bölüklü), gelü “gelir” (Durağan-Olucak), yapalla “yaparlar”
(Erfelek-Emirhalil), çocuḳla “çocuklar” (Dikmen-Saray), saldumuşdu “saldırmıştır” (Türkeli-Işıklı), alıvi “alıver”
(Saraydüzü-Bahşaşlı), …
–dır, -dir, -dur, -dür bildirme kipinin –/r/ ünsüzü düşer ve ünlüsü yuvarlaklaşır: vadu “vardır” (Ayancık-
Tepecik), açdu “açtır” (Türkeli-Yeşiloba), senedü “senedir” (Boyabat-İmamlı), iyidü “iyidir” (Dikmen-Göllü), …
i- cevheri fiili kendini muhafaza eder: varÃıdı “vardı” (Boyabat-Tekke), gelmişÃidi “gelmişti” (Durağan-
Sofular), #úzelÃidi “güzeldi” (Dikmen-Akçakese), açÃısañız “açsanız” (Gerze-Yamacık), …
Ön seste /k/->/g/-, /ḳ/->/ġ/-, /t/->/d/-, /p/->/b/-, /s/->/z/- tonlulaşması sistemli olarak görülür: ġadun “kadın”
(Merkez-Hıdırlı), ġomşu “komşu” (Gerze-Yamacık); gendüm “kendim” (Erfelek-Şerefiye), gene “kene” (Türkeli-
Merkez); daş “taş” (Durağan-Gölalan), dadlu “tatlı” (Boyabat-Hıdırlı), daşıtdudum “taşıttırdım” (Türkeli-Merkez); bide
“pide” (Türkeli-Paşalı), besdil “pestil” (Türkeli-Yazıcı); zerfoş “serhoş” (Durağan-Olucak), zebze “sebze” (Dikmen-
Saray), zoba “soba” (Boyabat-Aşıklı), .

Çalışmanın tamamını okumak isteyenler için:

BİLKE YORUM: Sinop köylerinde dağınık yerleşim hakimdir. Bir köyde iki üç haneli mahalleler vardır. Göç yolları göz önünde bulundurulduğunda, göçlerin grup grup yapıldığı anlaşılır. Bu kültürlere yansımaktadır. Bilimsel çalışmaları paylaşmaya devam ediyoruz. Hocamıza teşekkürler.


 

Etiketler: , , , ,