RSS

Etiket arşivi: tavuk hikayesi

Bir Tavuk Hikayesi

21.04.2021-Şafak Gündüz SARIKAYA

Evet, bu bir tavuk hikayesi. Oturduğumuz evin üçüncü katının inşaatı bitmiş, camları takılmamış, henüz oturmamıştık. Babam pencereleri ağlarla kaplamıştı. Tam ortaya da oynamak için bir masa tenisi kurmuştu. Ağ,  masa tenisi oynarken topun kaçmasını engellemek içindi. Ben genelde kardeşlerime yenilirdim. Sokaktan geçenler topun masadaki sesini duyup gayriihtiyari yukarı bakarlardı. Ama ilginç olan sadece bu değildi. O masadan önce yine aynı katta tel örgü ile ayrılan köşede,  taze yumurta için babamın baktığı birkaç tavuk vardı. Zeminden yukarıda tam üçüncü katta düşünebiliyor musunuz? Babamın böyle değişik uğraşıları olurdu. Elektronik cihaz parçaları ile yeni icatlar yapmak gibi.

Gelelim tavuklara. Civciv olmalarından büyümelerine kadarki süreci izlemek ayrı bir keyifti. Küçük horozların birbirleri ile anlaşamamalarını gördükçe horozlanmak deyiminin ne kadar doğru olduğu net görülüyordu. Zamanla tavuklar ve hatta horozlar büyüyor, alan onlara küçük gelmeye başlıyordu.

Bir gün tavuklardan biri, ağın kenarından bir açık bulup sanki kanatlanmışçasına kaçtı. Kuruçeşme Sokağı’nın arka bahçelerinde tavuk arama faaliyetimizi bugün bile unutamam.

Annem:

“koş tavuğu yakala “deyince

“yahu nasıl yapacağım” demiştim içimden.

Diğer taraftan bir Cyborg ya da yapay zeka ürünü bir robot gibi,

“evet bugün görevin tavuk yakalamak, görev anlaşıldı, yerine getirilecek, hedef İlyas Amca’nın bahçesinde, bugün görevin Jim, kaçan tavuğu yakalamak” gibi cümleleri de tekrar ediyordum. Annem:

“yakala oğlum tavuğu, bu beceriksiz ya”sözleri arasında zavallı tavukçağız, Kuruçeşme Sokağı gezintisine başladı.

Önde tavuk arkada ben, benim  arkamda annem, mancarlar arasında o bahçe senin bu bahçe senin fellik fellik  tavuk arıyorduk. Tavuk hızını alamayıp diğer bahçeye geçmişti bile. (Tavşan kaç tazı tut misali)

 Cyborg görevini yerine getirme sorumluluğunda hedefine hızla ilerliyordu. Bahçelerde tavuk ararken,

 “a bahçeye giren kim, hırsız mı o”, sözlerine muhatap olunca durumu da izah etmek güçtü. Neyse “tavuk kaçtı da yakalamaya çalışıyorum”

“ Niye kaçırıyorsunuz tavuğunuzu, sahip çıkın tavuğunuzu, bak ezdin mancarları”

“ yok teyze ezmiyorum, dikkat ediyorum, annem de arkadan geliyor zaten.”

(Bir de o tavuğun üçüncü katta bakıldığını bilseydiniz boş ver Cyborg, görevini tamamla)  Sanıyorum üçüncü bahçede tavuğu köşeye sıkıştırdım ve bir kaleci planjonuyla yakaladım ve tavukcağız ise çok korkmuştu.

Bir yandan da düşünüyordum. Kimsenin tavuğuna kışt dememiştim, kendi tavuğumuza ise çok eziyet çektirmiştim. Anneme götürüp tavuğu teslim ettim. Görev tamamdı.

Gerçi oradaki tavuklar yerinde yine rahat durmayacaktı. Komşu da kaçan tavuğumuzun yerine kendi tavuğunu tanımamış, alın bu tavuk sizin bu diyerek bize vermez mi?  Tavuklar karışmıştı ama bize yanlış tavuk gelmiş, bu bizim tavuk değil desek te, komşu kabul etmemişti. Bizim tavuk tekrar yerine geliyor, onların tavuğu da tekrar evine dönüyordu. Sonunda tavukların ve bizim dediğimiz oldu. Babam bu alemden göçse de konuşulacak çok anı biriktirmiştik. çoğu da Aziz Nesin hikayelerine benziyordu.

Yani işin özeti hayvan besleyecekseniz, bahçeli bir alanda besleyin, ona ya da onlara uygun bir alanınız olsun, maazallah kaçabilir.

Sağlıcakla kalın!

ŞGS

 
 

Etiketler: , , , , ,