14.02.2021-BİLKE
11-12 yaşındaki çocukların, kafasından benimle aynı düşünceler geçmiş mi hep merak etmişimdir. Uykumu göreceğim diye yataktan kalkıp, gece yarılarına kadar gözlerini ıslamak gibi. Küçük ve büyük kavramlarının kafada oluşturduğu ile insanların yüklediği anlam arasındaki fark gibi. Tatlı ve acı kavramları gibi. Peki, ama kim karar vermiş bunların taşıdığı ağırlığın oranına ölçüsüne? Çocukluk işte taktım kafayı.
İstiklal Okulu ya da ortaokul birinci sınıf öğrencisiyim. Bir kavram deneyeceğim ama evde kimsenin olmaması gerek. Annem evden pazara ya da komşuya gitsin diye bekliyorum. Acı biberleri test edeceğim, bakalım acı kavramının eni boyu ağırlığı ne?
Ve annem komşuya gitti. Hemen dolaptan biberleri çıkardım, içlerinden acı olanları seçtim. Nasıl heyecanlıyım, sanki atomu parçalayacağım. Biberleri kızarttım, mutfak mutlaka dağılmıştır tabi. Biberlerin acı olmadığını düşünerek yemeye başladım. Hepsini bitirdim.
Ağzım alev, alev yanmakta, ne su içtim, ne bir şey yedim. Etkisi ne kadar sürecekti onu da test ettim. Ortalığı becerebildiğim kadar topladım. Annem gelince hiçbir şey olmamış gibi davrandım. O mutlaka kokudan anlamıştır, ama o kısmını hatırlamıyorum. Acı denen kavram ACI imiş gerçekten.
Gelelim 2007 yılına. İzleyeceğiniz video, 2007 araştırmalarımdan. Kaynak kişilerim KUYULAR diye bir tarihi kalıntıdan söz eder de ben gidip bakmaz mıyım? Arabamız Eltiyeri tepesine kadar gitti. Devamında traktörle dereye kadar gittik. Sonra yamaca doğru yürü bakalım. düşme kayma tehlikesi cabası. Kaymakamlıktan gelen 2 arkadaş sonradan bana kızmamışlardır umarım. Zor bir yürüyüşten sonra dağların en tepesine ulaştık. Çekimleri bitirmeden kameram bozuldu. Kameramdan çok detay alamadığım için üzüldüm. Araştırmalarımda tam 3tane kamera eskittim.
Bakanlığa ve ilgili kurumlara durumu ilettim, foto ve görüntüleri gönderdim. Onlar gelene kadar son kalan kalıntı da yok edilmişti. Ama bölgenin tarihi dokusu kesinlikle zamanı geldiğinde araştırılacak, bundan eminim. Benim görüntülerim ve belgelerim de işte o zaman işe yarayacak sanırım. Ayşe Yaşar SARIKAYA