18.01.2021-BİLKE
İnsanın öz güven sahibi olması ve kendini ifade etmesi çok önemli bir özelliktir. Negatif ağırlıklı öz güven patlamaları da var. Sosyal medya ortamında bu öz güvene sıkça rastlar olduk. Konuşma ve yazma dili ilginç boyutlara ulaştı. Türkçe hor ve yanlış kullanılıyor.

Artık emek edip çalışarak kazanma, yerini kolay kazanmaya bıraktı. Eğitime yıllar verip meslek sahibi olma, yerini kolay yoldan makam sahibi olmaya bıraktı. Donanımsız öz güven, toplumu çatışma ve kavga ortamına sürükledi. Dilimiz de katledildi.
Bugün, bilinçle kazanılan öz güven ile birilerine dayanarak kazanılan öz güven konusuna dikkat çekmek istiyoruz. Biliyorsunuz bu örneklerle her gün karşılaşıyoruz. Kolay para kazanmanın tüm yollarını deneyenler ve başaranlarla dolu çevremiz. Okumak, çalışmak, bir sanat edinmek ise emek ister.
Türkçe, zengin bir dil yapısına sahiptir. Köylerde 80- 90 yaş civarındaki halkın kullandığı dildeki kelime yapısı, Türkçe uyumunu yansıtır. Oysa bu gün sosyal medya fenomenleri(!) arttıkça arttı. Çağın trendleri (!) dört bir yanımızı kuşattı. Sert sessizler yanlış kullanılıyor, sesli harfler de. Bir harf ile örneklersek ”e” “i” gibi seslendiriliyor. Bilene sormak, öğrenmek çabası da hiç yok. Çünkü hemen popüler olma, dizilerdeki renkli yaşamları taklit etme, bozuk Türkçe ile konuşarak dikkat çekme yaygınlaştı. Hatta TV ekranlarında bozuk Türkçe kullananlar özellikle tercih ediliyor.
Atatürk’ün, Türk dili üzerine yaptığı çalışmaları okumalıyız. Türkçe’nin, dünya dilleri arasındaki kök hece zenginliğini bilmeliyiz. Dilimizi katletmeyelim.
Bu nedenle eğitim sistemi, eğitim kayıpları üzerinde duruyor ve sürekli eğitim konusuna dikkat çekiyoruz. Tabi yine gelir dağılımı karşımıza çıkıyor. Bilinçli ve koşulları iyi olan aileler, çocuklarını takip ediyorlar. Oysa ev ve merdiven temizliğinden, amelelik, hamallık, çocuk bakımından para kazananların durumu yıllardır hiç değişmedi. Sigortalı değiller, sosyal güvenceleri yok, evde bekleyen çocuklar var. Son yıllarda İŞKUR ile anlaşmalı geçici işçi olarak çalışsalar da çözüm süreklilik kazanmadı.
Mağdur, kısa yoldan çözüm bekliyor. Zor koşullar nedeniyle tahsil imkanı olmamış, meslek edinememiş, sanat sahibi de olmamış kişiler normal ihtiyaçlarını karşılamak için acil çözüme ihtiyaç duyuyor. Bu toplumsal yara, iktidarların iktidar adaylarının önceliği olmalı. Değerli dilimizi ve tüm değerlerimizi korumalıyız.
BİLKE- BİLKE- BİLKE