RSS

Etiket arşivi: ÜNİVERSİTE

BİR SİNOPLUGİL

21.02.2025- Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz

Değerli Sinoplu akademisyenimizin derneğimize üye olmak isteğine çok memnun olduk. Paylaşmamızı istediği yazıyı okurlarımızla paylaşıyoruz. BİLKE

CV (Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz, emekli)

Sinop Lisesini 1960 yılından mezun olan Açıkgöz, Lisans eğitimini 1964 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde, doktorasını 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesinde tamamlamıştır. 1972-1973 yılları arasında TÜBITAK ta, 1973-2009 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde görev almıştır.

Kendisi “TOAG92” çeltik çeşidinin ıslahçısıdır. Aynı zamanda halen kullanımda olan ve Türkiye’de bazı Üniversitelerde ders olarak da okutulmuş ilk ve tek Türkçe biyoistatistik bilgisayar paketi “TARİST”in geliştiricisidir.

1998-2004 yılları arasında kurucuları arasında olduğu Ege Üniversitesi Tohum Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürlüğünü yürütmüştür. TEMA ve TASAM Vakıfları Bilim Kurulu üyelikleri de yapan Açıkgöz tarafından veya inisiyatifi ile organize edilen onlarca bilimsel toplantıları arasında “Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu” (1994-İZMİR), ve “Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar” sempozyumu, (14-15.12.2006 İZMİR), 1. Tohumculuk Kongresi de bulunmaktadır.

1996 yılında Tarımsal Biyoteknoloji konusunda Türkiye’de ilk internet habercilik dergisi AGBİYOTEK-L LİSTSERV’i kuran Açıkgöz, uzun yıllar derginin editörlüğünü de yürütmüştür. Kendisi aynı zamanda Dünya Bankasının IAASTD raporu (International Assessment of Agricultural Knowledge, Science and Technology for Development Synthesis Report 2008) yazarlarından biridir.

Dördü kitap olmak üzere 200’e yakın yayını bulunan Açıkgöz, serbest bilim yazarı olarak https://nazimiacikgoz.wordpress.com portalında periyodik Türkçe yayınlarını “Gıdalarımızın Yarınları (Açlık Kapıda mı)” sayfasında yayınlanmaktadır. Türkçe yazıları Milliyet, Ticaretgazetesi, Hasattürk, Çiftlik Dergisi gibi gazete ve dergilerde yayınlanırken, ayrıca onlarca tarımsal portallarda yeniden yayınlanmaktadır. İngilizce yazıları ise https://www.geneticliteracyproject.org/ da yayınlandıktan sonra dünyanın değişik ülkelerinde yeniden yayınlanmaktadır.

“Yaşam Bilimlerinde Söyleşiler” Youtube kanalında da beslenme ve sağlık konularını ele almaktadır.

Kendisi Türkiye Mimar Mühendisler Birliği Ziraat Mühendisleri Odası’nın hizmet ödülü sahibidir

 
Yorum yapın

Yazan: 21 Şubat 2025 in Haberler

 

Etiketler: , , , ,

Ruysbroeckli Willem’in eserinde SİNOP (1253)

01.12.2022-BİLKE

Moğol dönemi saldırı ve zulümleri, olayların içeriği ve göçlere yansıması hakkında kaynak bulmak çok zor. Ezilen toplulukların ölüm ve işkence karşısında kaçmaktan başka çözüm üretemediği yıllar. Dönemin kahramanı olan insanların olayın derinliklerini araştırmaması da ayrı bir konu.

Bu konularda bulduğumuz bilge, belge ve tarihi yorumlar, kültür tarihi alanı için kaynak olur düşüncesi ile paylaşıyoruz. BİLKE

Türkiye Selçuklularının Sinop’taki Hâkimiyetlerini KaybetmeleriSİNOP İLİ ORTAÇAĞ BİBLİYOGRAFYA DENEMESİ- Doç. Dr. Mustafa ŞAHİN- Serhat ALTINKAYNAK


Moğolların Anadolu’daki hâkimiyeti II. Gıyâseddîn Keyhüsrev döne-minde yapılan Kösedağ Savaşı ile başlasa da Anadolu’daki etkileri II. İzzeddîni Keykâvûs döneminde ağır bir şekilde hissedilmiştir. Bu dönemde Moğolların tahakkümü artmış ve ilk defa Türkiye Selçuklu hükümdarı Moğollar tarafından

belirlenmiştir(34).

1253 yılında Sinop hâlâ Selçukluların hâkimiyetindedir. Ruysbroeckli Willem’in eserindeki dönemi aydınlatıcı tespitleri şöyledir:


Size söyleyeyim ki, kutsal Majesteleri, 1253 yılının 7 Mayıs’ında, halk arasında Büyük Deniz diye bilinen Pontus Denizi’ne girdik. Tacirlerden öğrendiğim kadarıyla bin dört yüz mil uzunluğunda ve sanki iki parçaya ayrılmıştı. Ortada biri kuzeyde, ötekisi güneyde iki kara çıkıntısı vardır. Güneydekinin adı Sinopolis’tir ve burası Turkia Sultanına ait bir kale ve limandır. Kuzeydeki ise bugünlerde Latinlerin Gasaria diye adlandırdıkları, ama orada yaşayan Yunanlıların Cassaria -yani Caesarea- dedikleri bölge bulunur. Güneye doğru, Sinopolis doğrultusunda denize uzanan başka burunlar da vardır. Sinopolis ile Cassaria arası üç yüz mildir. Dolayısıyla bu [iki] noktadan diyagonal olarak Konstantinopolis’e doğru yedi yüz mil; doğuya, İberia’ya -yani Gürcülerin topraklarına- doğru yedi yüz mildir.“(35)

Trabzon kralları 1214 yılında Sinop’u Selçuklulara kaptırdıktan sonra şehri yeniden ele geçirme isteklerinden asla vazgeçmemişlerdir. İstanbul’a uzanan deniz yolu üzerinde önemli bir liman kentine hâkim olmak Karadeniz’in kârlı ticaretini kontrol altına alma açısından son derece önemliydi. Bu amaçla Trabzon İmparatoru Manuel, Selçukluların karışık durumundan da faydalanarak 24 Haziran 1254 tarihinde Sinop’u ele geçirdi(36).

Anadolu’daki Moğol hâkimi-yeti sayesinde Trabzon Rumları yaklaşık olarak otuz yıl bölge için önemli olan Sinop limanının kontrolünü ellerinde tutmayı başardılar(37).

*******

34 Mehmet Suat Bal, “Türkiye Selçuklu Devleti Tarihinde Bir Dönüm Noktası; II. İzzeddin Keykavus Dönemi”, Tarih Araştırmaları Dergisi, 24/38, 2005, s. 240.
35 Ruysbroeck Willem, a.g.e., s. 77-78.
36 Murat Keçiş, Trabzon Rum İmparatorluğu ve Türkler 1204-1404, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2009, s.71-72.
37 Keçiş, a.g.e., s. 156-157.

**********

KAYNAK- EKŞİ SÖZLÜK: 13. yüzyıl flaman fransisken rahibi. moğollar hakkındaki en detaylı ve değerli batılı raporun yazarı*. “itinerarium fratris willielmi de rubruquis de ordine fratrum minorum, galli, anno gratia 1253 ad partes orientales” başlıklı bu rapor kubilay’ın* marco polo‘yu kabul etmesinden yirmi yıldan fazla bir süre önce yazılmıştı. moğol asya’sını boydan boya geçen ve kubilay’ın kardeşi büyük han mengü‘yü ziyaret eden willem; bu raporunda moğolların özelliklerinden, coğrafik gözlemlerinden bahseder. raporun anlatısı onun ve arkadaşlarının karşılaştığı durumlara kişisel tepkileriyle yüklüdür. sık sık göze aldıkları tehlikelere değinir ve mengü’nün sarayına ulaşmak için bozkırdaki yolculuğun korkunç zorluklarını hafifletmeye çalışmaz. moğollar konusunda da sözünü esirgemez. onlar için tevrat’taki “insan olmayan*” ve anlayışsız bir “ulus” ifadesini kullanır. onların dünyaya hakim olma iddialarını küstahlık olarak niteler ve dünyanın her yerinde onlara karşı savaş vaaz etmekten mutluluk duyacağını itiraf eder. ama raporun en sonunda moğol liderlerin ve onların askerlerinin sergilediği tahammül gücüne dolaylı bir övgü vardır; latin batı bunu taklit ederse iyi edecektir*

1. http://depts.washington.edu/…oad/texts/rubruck.html
2. mengü h
an’ın sarayına yolculuk, ruysbroeckli willem; editörler: peter jackson, david morgan çeviri: zülal kılıç
3. http://www.gutenberg.org/…
e/epub/10636/pg10636.html

ARAŞTIRMA-YAŞAR SARIKAYA

çalışmanın tamamı:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1080097

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,