RSS

Etiket arşivi: yağ

TABANLARI YAĞLAMAK

05.04.2025-ALINTI

TABANLARI YAĞLAMAK 1:

Tabanları yağlamak deyiminin bir hikâyesi olduğunu, onun da çarıkla ilgili olduğunu biliyor musunuz?

Yüzyıllardır dedelerimizin, ninelerimizin giydiği çarık mandanın sırt derisinden yapılırmış.

Eskiden imalathane nerede, usta nerede…

Herkes kendi çarığını kendi yaparmış.

Çarık yapmak için insanların taban ölçüleri alınır, ham deriden uygun deri parçası kesilerek çıkarılır, kenarlarından sırımla büzülürmüş.

Kolay yapılırmış, ama bakımı zormuş.

Boya nerede, cila nerede!

Bir süre giyilen çarıklar kurumaya başlarmış.

Güneş çarığı sıkar, çarık da ayağı sıkar, atasözünü boşuna söylememiş atalarımız.

Sözün kısası, çarıkları yağlamak gerekirmiş.

Çarığın tabanı yağlanarak ayakların rahat etmesi sağlanırmış.

Zeytinyağı bu iş için bitirimmiş.

Öteki yağlar da iş görürmüş.

Uzun yol yürüyecek kişi çarık tabanlarını yağlarmış bir gün önce.

Günümüzde ‘’ ayrılmak, kaçmak, sıvışmak, tüymek, kaybolmak ‘’ anlamlarına geliyor tabanları yağlamak.

2-Tabanları yağlamak deyiminin hikâyesi:

Bir gün Nasreddin Hoca, yağmurlu bir günde evinin balkonunda oturmuş gelen geçenleri seyrediyormuş. Bu arada herkes yağan yağmurdan kaçışmaya başlamış. Bunlar arasında Hoca’nın tanıdığı yaşlı başlı, aksakallı, cüppesiyle yağmurdan kaçan bir adam da varmış. Hoca adama oturduğu yerden seslenerek: – Çoluk çocuğun koşmasına şaşırmadım da senin şu saçın ve sakalınla Allah’ın rahmetinden kaçtığını biraz tuhaf karşıladım, demiş. Zavallı adam evine yürüyerek gitmiş, gitmiş ama yağmurdan da sırılsıklam olmuş. Bir başka yağmurlu gün, bunun tam tersi olmuş. Daha önce yağmurdan sırılsıklam olan adam evinin penceresine oturmuş, yağmuru ve yağmurdan kaçan insanları seyrederken bir ara paçalarını sıvayıp yağmurdan kaçan Hoca’yı görmüş: – Bu ne hâl Hoca? Ele verirsin talkını, kendin yutarsın salkımı, demiş. Hoca bu, hiç altta kalır mı? Hemen cevabı yapıştırmış: – Ben senin gibi yağmurdan kaçmıyorum ki. Allah’ın rahmetini çiğnememek için tabanları yağlıyorum. Eskiden ayakkabı olarak, ham deriden yapılma çarıklar giyilirmiş. Taban ölçülerine göre kesilen ham deri, kenarlarından yine deriden kesilme iplerle büzülüp bağlanırmış. Çarıklar özellikle yaz aylarında, tozdan topraktan ve sıcaktan dolayı kurur, kuruyunca da sıkılaşıp darlaşırmış. İşte bu yüzden, arada sırada zeytinyağı veya başka bir yağ ile tabanları yağlanarak yumuşak kalması sağlanırmış. Özellikle uzun yola çıkacak olanlar bir gün önceden çarık tabanlarını iyice yağlarlarmış. Yola çıkmak, kaçıp gitmek mânialarında kullanılan bu deyim o günlerden kalmadır…………. GÜNAYDIN…ADALETLİ UMUTLU YARINLAR DİLEĞİYLE….. Dr.Kayıhan Ö. Turan  

 
Yorum yapın

Yazan: 05 Nisan 2025 in Bilinmeyenler

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

ÖLÜ EVINDE NEDEN IRMIK HELVASI YAPILIR?

11.11.2024- sabah.com

3 bin yıllık gelenek! Cenazelerde neden helva kavrulur?

Birinin kaybı ardından herkesin bir araya toplandığı anlarda helva yapılması Anadolu’nun en yaygın geleneklerinden biri. Neden yapıldığı konusu ise çok sorgulanmasa da ölünün ardından yapılan bu helva ile ölenin anısı yaşatmaya çalışıyor.

Cenazede helva kavurma geleneği, binlerce yıl öncesine dayanan bir gelenek. İşte aslında nerede ortaya çıktığı ve nasıl günlük yaşamımıza dahil olduğu ile ilgili merak ettikleriniz…

3000 YIL ÖNCE VAN’DA

Arkeoloji alanında çalışmalar yapan Prof. Dr. Oktay Belli, Anadolu’nun dünyanın en zengin mutfak kültürlerinden birine sahip olduğunu belirtirken aynı zamanda ölüm geleneklerinden de bahsetti. Van’da 3000 yıl öncesine dayanan mezarlarda bulunan çanak ve çömlekler, ölenin ruhu anısına sevdiği yemeklerin yapıldığını ortaya koyduğunu belirtti. Anadolu’da binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan ölenin arkasından yemek yapmak, dayanışma ruhunun da bir parçası.

ACIYA ORTAK OLMA

Can helvası veya can aşı olarak da bilinen helva kavurma işlemi, cenazenin ilk gününden itibaren yedinci, kırkıncı ve elli ikinci gününde de yapılabiliyor. Verilen bu helva sayesinde edilen dualarla ölen kişinin mezardaki çektiği acıların azaldığına ve hatta kaybolduğuna inanılıyor. Üstelik helvanın yapımına yardım ederek, malzemelerine katkıda bulunarak acıya ortak olma hali paylaşılıyor.

KOKU

Bazı kaynaklarda ise Eski Türk geleneklerine göre kavrulan helvanın kokusunun ölünün ruhunu doyurduğu, helvanın kendisinin ise ölüyü ziyarete gelenleri doyurduğuna inanıldığı belirtiliyor. Birçok sebep ile yapılan bu helva, en yaygın anlamı ile birinin kaybı ardından çekilen acının hep birlikte çekilmesini temsil ediyor. Herkesin helvayı kavurmak için başına geçmesi ise Anadolu’nun yardımlaşma ve paylaşma kültürünün en önemli simgeleri arasında bulunuyor.

 
Yorum yapın

Yazan: 11 Kasım 2024 in Eğitim

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,