RSS

Etiket arşivi: yAŞAR SARIKAYA

YÜZYILLAR ÖNCE BAŞLAYAN HİKAYE ÇAĞLAYAN ŞELALESİ

04.01.2025- Ayşe Yaşar SARIKAYA

Hikayemiz, YÜZ YILLAR öncesinde başladı. Bir varmış bir yokmuş misali. 2007 yılında kamera ile görüntülediğim şelale, hafızasında taşıdığı anılarla beni çok etkilemişti.

Çevre köylerde araştırma ve derleme yaparken, Tatlıcak köyünden Yusuf Dede, deve kervanlarının sesinin duyulduğunu anlatmıştı. Başsökü köyünde de, katırlarla tuz çeken kervancıların geçtiği yol güzergahı 3 kaynak kişi tarafından açıklanmıştı.

Bu şelale hikayesi mi, kervan hikayesi mi dediğinizi duyar gibiyim. Şelalenin adı KERVAN ÇAYI ŞELALESİ olduğundan, bir kervan yolu hikayesi. 2007 yılında, köyün Muhtarı Veysel Korkmaz ile birlikte Kültür Bakanlığına tarihi doku ve şelalenin korunması için dilekçemizi vermiştik.

Bakanlık ildeki tüm kurumları harekete geçirdi. 2008 yılında, Milli Parklar Müdürlüğünden Şübe Müdürü görevlendirildi ve muhtarımız saatlerce onları gezdirdi. O kadar detaylı fotoğraflar çekilmişti ki, Müdür bey, bana da kopyalarını verdi.

Biz konu ilerliyor diye bekliyorduk. 2010 yılında 1. baskısı yapılan BİR İNCİ MEMLEKETİM kitabımda, Kervan Çayı hikayesinin tamamına yer vermiştim.

Sonuç alamayınca, Aralık sonu, Doğa ve Milli Parklar Bölge Müdürü ile görüştük. O03. 01.2025 günü araştırma ekibi ile köye çıktık.

Çağlayan Şelalesi Rekreasyon Çalışması yapan akademisyenler, bir doktora tezinden yararlanmışlar. Doktora tezi 2012 tarihli. Kitabımın kaynaklarından faydalanılan bir çalışma için kendilerine teşekkür ederim.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1788415

 

Etiketler: , , , , , , , ,

BİLKE HALKBİLİM ÖDÜLLERİ

30.03.2022- A. Yaşar SARIKAYA

Bu gün derneğimizde HALKBİLİM ÖDÜLLERİ Düzenleme Kurulu Toplantısı yapıldı. 2012 yılında birincisini düzenlediğimiz ödül törenimizin sonuncusunu, 2020 yılında gerçekleştirdik.

Dernek tüzüğümüzün amaçları doğrultusunda, Sinop ve halk için üreten ve yaratıcı çalışmalar içeren, ulusal ve uluslararası alanlarda Sinop’u temsil eden, ortak paydası YARATICILIK ve ÜRETİM olan eserler ödüllendirildi.

Düzenleme Kurulu, bu gün yaptığı toplantıda “BİLKE HALKBİLİMİ ÖDÜLLERİ” ne oy birliği ile bir süre ara verme kararı aldı.

Bu güne kadar ödül alan değerli çalışmalardan bazı örnekler:

2012 1. ödül töreninde Zeynel Zeki Özcanoğlu ödül alırken (RUHU ŞAD OLSUN)

ödül töreninde Levent Bektaş SİNOP şiirini okurken 2014
Ahmet Küçükbaş, Berrin Gürleyen, Günsu Cabacı, Cengiz Özekes ve Levent Bektaş Belediye Başkanı Baki Ergül 2014 ödül töreninde ödül alanlar.








































 
 

Etiketler: , , , , , ,

AKILLARDA PRANGALAR

21.02.2022-A.Yaşar SARIKAYA

İnsan, çok eski çağlarda birilerine üstünlük atfediyor, yüceleştiriyor, tanrılaştırıyor ve tapıyordu. Şimdilerde de şirketleri, parayı, malı, patronları, sözü geçenleri, siyasi kuruluşları ve liderleri de aynı şekilde yüceltmiyor mu, ne dersiniz?

Dünyada, iş sahibi olma endişesi, işten çıkarılma korkusu, yer, yurt, açlık yaşayanların çaresizliği geliyor aklıma. Küresel güç odakları, göz göre göre bu yaraları inadına kanatıyor ya.  Siyasi güçler de, halkı yönetmek için iktidar oluyor da iktidar olunca unutuyor ya. İnsanlar, günlerce, aylarca kapılarda bekletiliyor. Yüce bir gücün kapısında bekler gibi, eski çağlar hortlamış da geri gelmiş gibi. Her Allah’ın günü de “bu gün git yarın gel” cümlesini kullanıyorlar. Sorgulayanı da cezalandıran bir düzen içindeyiz. Eşit haklara sahip bireylerin yaşadığı, insanca yaşam sistemi kuran ülkeler de var kuşkusuz.

Yanlışların, tavanı delercesine pik yaptığını görünce, “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” sözü geliyor aklıma. Müslümanlığı dilden düşürmeyip, hem satıyor, hem alıyor, hem de afiyetle yiyorlar. Yine bir söz söyleyeceğim atalardan, tam da yeri gelmişken, “dam başında saksağan, vur beline kazmayı”. Atalar, sözleri boşa söylememişler. İşte sistem bu, uydum imama devam ediyor. Ya herkes, herkes ediyor mu,  ediyorlar mı ne dersiniz?

Kanunlar önünde her vatandaşın eşit olduğu bir yer düşlüyorum. Öncelikli olarak eğitim ve tarıma yatırım yapılan bir ülke.  Geçmişteki gibi, efsanevi tanrılara tapmayan, köleliğin olmadığı bir yer. Yer altı yer üstü kaynaklarının hakça değerlendirildiği, yabancıya avucun açılmadığı bir yer. Hz.Ömer’in adaleti gibi adaletin uygulandığı ülke; ne olur değmeyin bu güzel düşümün keyfine.

Diyorum ki, toplum mühendisliği ve siyaset kurumu,  akıllardaki prangaları kırmalı, zihinlerdeki leprayı yok etmeli ki, eski çağ tapınmaları yok olsun. Ama hastalık devam etsin de, insanları dilediğimiz gibi kullanalım diyen çok nedense. Bu da her zaman olduğu gibi getiri odaklarının işine yarıyor ve onları daha da palazlandırıyor.

Siyaset, izmler, sanayi, bilişim ve diğer tüm alanlarda da öyle değil mi? Varlıkları, akıllardaki prangaları kırmalı, yıkmalı, yok etmeliydi. İnsanın refah düzeyini ve bilinç potansiyelini arttırmalıydı. Her şey yerinde sayıyor demek isterdim, ama gittikçe geri gidiyor. Yöntemler yenilenmeyince, her an format atılan bir makineye dönüyorlar. Edilgen olan karşı duruş, sürekli kendini tekrar ediyor.

Toplum içi iletişimi, kültür alış verişini engelleyen gruplaşmalar, çıkar çevrelerinin işine yarıyor aslında. Toplumun, çok sesli müziğin armonisi gibi uyumu yakalamasından rahatsız olanlar var. Biz de gürültüden, bilgi kirliliğinden, kavgadan beslenenlere inat uyumu yakalamalıyız. Ah, birbirimizi küçümsemesek ya da büyüklenmesek de sorunların gerçek sebeplerine neşter atabilsek.

AKILLARDAN PRANGALAR

ZİHİNLERDEN LEPRA YOK OLSUN

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,

SİNOP KÜLTÜR SEVDALILARI

24.06.2021-Ayşe Yaşar SARIKAYA

Babam 1945 yılında, 14 yaşında tam 72 km yolu yürüyerek bir günde Sinop’a ulaşmış. Okumak istiyormuş, müfettişler bu çocuk okusun demişler ama babası evin büyük oğlu diye okumaya göndermediği için valiye durumunu anlatmak amacı ile gelmiş. Olaylar öyle farklı gelişmiş ki, 14 yaşında çalışmak zorunda kalmış. Ama hep kafasında okumak ve meslek sahibi olma fikri varmış. Varlıklı bir ailenin çocuğu olduğu için, babası gururuna yedirememiş ve oğlunu gelip almış Sinop’tan.

Bu hikaye, babamın ölümünden sonra bize hatıra olarak bıraktığı, 1. bölümü 64, 2. bölümü 67 sayfa olan el yazısı anılarında yer alıyor. O anıları okudukça, köylü milletin efendisidir sözünün değerini daha iyi anlıyorum. Babam okuma aşkı, bilime tutkusu ile 4 çocuğunu okuttu. Ona hiç kimsenin desteği olmamıştı. O, ailesini kimseye muhtaç olmayacak duruma getirdi, onlara varlık bıraktı.

Ben, annem ve babam sayesinde köy kültürü ve sorunları hakkında bilgi sahibi oldum. Öğretmen olduktan sonra da kırsalların folklörü hakkında çalışmalar yaptım. Sorun temelden çözülmeyince, durum binanın temel taşının çürük olmasına benziyordu.

Göçmenler denilince aklıma, köyünde karnını doyuramayanların büyük şehirlere göçmek zorunluluğu gelir aklıma. Alt yapısı olmayan, imar izini verilmemiş, hisseli arazilere gece kondu yaparak yapılan geçici yerleşmeler. Ard arda zincirleme gelen sorunlar…Bu sorunlar arasında kültür unutuluyor, yaşam savaşı her şeyin önüne geçiveriyor. Bu durumdan nemalananlar da fırsatı kaçırmıyorlar.

Babam, senin hatırana saygıyla köylerin kültürlerinin yaşatılması, insanlara istihdam alanları oluşması için canla başla çalıştım hala da çalışıyorum. Yıl 2003-2004 Sinop dokuma tezgahlarında dokunan ürünlerin pazarlanması için çok uğraştım. Kar amacı gütmedim, sadece yöre insanımızın kazanmasını hedefliyordum. İlgilenen firmalarla ürünleri kodladık, numaraladık dosyalar oluşturduk.

Dokuma: P-10 Aynur Demirkol

Sinop üreticileri, Kapalıçarşı, şirketler, toplantılar, sunumlar derken, bakıyorum da epey yol almışız. O yıllarda Sinop dokuma üreticileri bu işten çok para kazandı. Yurt dışı, yurt içi pazarlarında ürünler ilgi gördü. Fakat toplu siparişlere Sinop ürün yetiştiremedi.

Dokuma P:8- Aynur Demirkol

SİYAD bu konuda çalışma başlatmış, kutluyorum. Sürdürülebilir olması ve çok insana istihdam alanı oluşturması açısından değerli buluyorum. Geçirdiğimiz aşamaları, Sinop ve Sinoplu’ya fayda sağlaması amacıyla paylaşıyorum.

Dikmen- Serbest Heybesi- DOKUMA- DİKMEN

Dokuma Y-1: DİLNUR ÇEYİZ-yastık
Dokuma P-4: Ümmühan DEMİR

Dokuma THO( Takım -heybe-oda takımı)-Nezaket DEMİRKOL

Dokuma: BT- 2 Bereket Torbası- Ümmühan DEMİR
Dokuma: P-K 6- DİLNUR ÇEYİZ

Üreten herkese saygılarımla.

 

Etiketler: , , , , , , , , ,