RSS

Etiket arşivi: antik sinop

Wilhelm Von Rubruck’un SİNOP GEZİSİ “YIL 1253-55”

05.04.2023- Süreyya Eroğlu-A. Alev Direr Akhan- Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2013 17 (1): 257-272

Resim 2: Jules Laurens, Sinop

  1. bölüm13. ile 15. yüzyıllar arasında yazılmış seyahatnameler;


Sinop adının geçtiği en erken tarihli seyahatname, Wilhelm Von Rubruck’un 1253-55 yılları arasında Moğolistan’a yaptığı

seyahatini anlattığı eserdir (resim:1).

Rubruck, detaylı bir Sinop tasviri yapmaz, sadece genel bilgiler vermekle yetinir.

“Majestelerine bildiririm ki,1253 senesi, Mayıs ayının yedisinde, Mare Majus ya da Büyük Deniz diye bilinen Pontus Denizi’ne

girdim. Tücccarlardan öğrendiğim kadarı ile 1400 mil uzunluğundadır ve ortalarına yakın bir yerde kuzey ve güney olmak üzere 2

bölümdür. Güneyde Selçuklu Sultanının bir kalesi ve limanı olan Sinopolis, kuzeyde ise şimdilerde Latinlerin

Gazaria adını verdikleri bir bölge vardır. Ancak Yunanlıların kıyı bölgelerini istilasından sonra bu bölgeye Cesaria anlamında

Cassaria denilmektedir. Burada güneydeki Sinopolise doğru bir çok burun bulunmaktadır. Cesaria ve Sinopolis arası 300 mildir,

her iki şehir, Constantinapole’e 700 mil mesafede bulunmaktadır, yine doğuda İberya’ya yani Georgia ya 700 mil uzaklık vardır.

(5) cümleleriyle izlenimlerini aktarır.

ARAŞTIRMA: Yaşar SARIKAYA

5) “Be it known then to your Sacred Majesty that in the year of our Lord one thousand two hundred and
fifty-three, on the Nones of May (7th May), I entered the Sea of Pontus, which is commonly called
Mare Majus, or the Greater Sea, and it is one thousand four hundred miles in length, as I learnt from
merchants, and is divided as it were into two parts. For about the middle of it there are two points of
land, the one in the north and the other in the south. That which is in the south is called Sinopolis, and
is a fortress and a port of the Soldan of Turkia [=the Seljuk sultan of Rum]; while that which is in the
north is a certain province now called by the Latins Gazaria [=Khazaria; the modern Crimea], but by
the Greeks who inhabit along its sea coast it is called Cassaria, which is Cesaria. And there are certain
promontories projecting out into the sea to the south toward Sinopolis; and there are three hundred
miles between Sinopolis and Cassaria, and so there are seven hundred miles from these points to
Constantinople in length and breadth, and seven hundred to the east, which is Hyberia” [=Iberia],
that is to say, the province of Georgia.” Bkz. Rubruck, F.W. (1990) . His Journey to the Court of the
Great Khan Möngke, 1253-1255, London

 
Yorum yapın

Yazan: 05 Nisan 2023 in Uncategorized

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

EFLATUN’UN “KURBAĞA”SI SİNOPE’DEN SİNOP’A

20.05.2021- BİLKE

Fulya ÜSTÜN DEMİRKAYA, Ömer İskender TULUK

Eflatun, antik dönemdeki ismi Pontos Euxeinos olan Karadeniz’in kıyıları boyunca sıralanmış kolonileri bir havuzun etrafında oturan kurbağalara benzetir. Ona bu benzetmeyi yaptıran, Miletoslular’ın tüm Karadeniz kıyısı boyunca kurdukları doksan kadar kentin varlığıdır.

RESİM:William G. Alan’a göre Antik dönemde Sinop (Delaney, 1960).

Bunların çoğu emporion düzeyini aşamamışken, Sinope, Amisos, Kerasus ve Trapezus kentleri zamanla önemli birer yerleşim alanı olmuşlardır (Işık, 2001).

Hiç şüphe yok ki Sinop, yarımada ile ana karayı birbirine bağlayan bir berzahta yer alan konumu nedeniyle antik dönem insanı için olağanüstü bir yerleşim alanı olarak görülmüştür. Doğu’ya doğru uzanan yarımada, Güneydoğuya bakan derin ve demirlemeye olanaklı limanı, kuzeybatı, kuzey ve doğu rüzgarlarından koruyan bir yapıya dönüştürmüştür. Bu karakteristik oluşum kente, Karadeniz kıyısı boyunca var olan tek doğal liman olma özelliğini kazandırmıştır.

Bıjışkyan seyahatnamesinde bunun altını çizer: Karadeniz’de liman denilen pek çok yer bulunmasına karşın kışlık limanların çok az oluğunu, en büyük ve en iyisinin Sinop limanı olduğunu söyler. Kentin ikinci emin doğal limanı ise kuzeybatısındaki Ağlimanı’dır (Akliman); ancak yeterince geniş değildir (Bıjışkyan, 1998).

İşte bu nedenledir ki Sinop, ilk kolonist girişimlerle birlikte zamanla coğrafik ve stratejik konuma da sahip olmuş, iki doğal limanı ile Anadolu’nun kuzey bölgesinde bir liman şehri olarak tarihin hemen her döneminde önemini korumuştur. Dahası, Anadolu’dan Karadeniz’e belli başlı çıkış yerlerinden birisi olması, hemen karşısında yer alan Kırım Yarımadasıyla bağlantı noktası konumunda olması bu önemini daha da artırmıştır (Demir, 2001).

Bu, kentin ilk kolonist hareketlerden başlayarak sürekli yerleşim alanı olduğu ve sürekli imar edildiği anlamını

taşımaktadır ki, farklı dönem ve kültür katmanlarının izlerini bugün kentin fiziksel dokusu üzerinden kısmen de olsa okumak olasıdır. İşte bu çalışmada bir bakıma kentin fiziksel okumasının gerçekleştirildiği söylenebilir. Kentsel doku üzerinde gözlenen aşikar bu izlere ek olarak tarihsel yazılı kaynaklarda geçen bilgi ve bilgi kırıntıları, bu fiziksel

okumayı olanaklı kılan diğer önemli kaynaklar olmuşlardır.

ARAŞTIRMA: Fulya Üstün (2008) tarafından, Yrd. Doç. Dr. Ömer İskender Tuluk danışmanlığında hazırlanan “Tarihsel Kaynaklara Göre Sinop Şehrinin Fiziksel Gelişimi (Antik Dönemden 19. Yüzyıl Sonuna Kadar)” başlıklı yüksek lisans tezi temel alınarak hazırlanmıştır.

 
Yorum yapın

Yazan: 20 Mayıs 2021 in eski sinop

 

Etiketler: , , , , , , , ,