03.09.2023-Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN

KUTADGU BİLİG’DE OLUP TÜRKİYE TÜRKÇESİ YAZI DİLİNDE KULLANILMAYAN, ANCAK TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA YAŞAYAN KELİMELER
Anadolu’ya gelen Oğuzlar, Orta Asya’daki ortak edebi yazı dilini kullanmak yerine, kendi diyalektlerini yazı dili haline getirmişlerdir. Bu yüzden, ses ve şekil özelliklerinin yanı sıra, söz varlıklarında da bazı farklı tercihleri olmuştur. Bu durum Kutadgu Bilig’in dili ile Türkiye Türkçesi karşılaştırıldığında daha açık
görülür. Ancak Türkiye Türkçesinde kullanılmasa bile ağızlarında yaşamaya devam eden pek çok kelime de saklanmıştır. Aşağıda bunlardan bazıları listelenmiştir.
Ağızlara ait kelimeler, Derleme Sözlüğü’nden (DS.) alınmıştır:
Kutadgu Bilig’de (ARAT II) Türkiye Türkçesi Ağızlarında (DS)
adaş : arkadaş, dost adaş 1. Arkadaş, dost; 2. Kardeş, kardeş edinilmiş olan (DS.64)
ağ- : yükselmek, çıkmak ağmak 1. Aşağı inmek; 2. Aşmak; … 10. Yükselmek, yukarı çıkmak (DS.102)
al : hile al Hile (DS.165)
alım : alacak, borç alım (III) [→algı (II)-3] Vergi (DS.s.218)
anık : hazır anık (II) Hazır, mevcut (DS.s268)
asıg : fayda, kar, kazanç ası (III) (asıg, asık, assı) Fayda (DS.s.342)
asrakı : alttaki asra Aşağıda (DS.s.347)
aşa- : yemek, aş yemek aşamak (I) Yemek yemek (DS.s.350)
atık- : ad sahibi olmak, ismi yayılmak, meşhur olmak
atıkmak (I) 1. Kötü ünü çıkmak, 2. Ün kazanmak (DS.s.369)
aya- : acımak, korumak ayamak [ayalamak I] 1. Uz kullanmak, kayırmak, korumak, 2. menetmek, 3. Karşı koymak, dayatmak, 4. Çok yüz vermek, şımartmak, 5. Serbest bırakmak, …(DS.s.406)
ayak : çanak, kase, hadek ayak (I) 1. Tas, maşraba, 2. Kadeh, 3. Bardak (DS.s.399)
basıt- : bastırmak basitmek Hızla sokup yerleştirmek (DS.s.541)
başçı : başkan, baş, şef başcı (I) [→ başçıl – 1] Başkan, başbuğ, lider (DS.s.556)
bayu- : zenginleşmek bayımak (I) [bayırmak] Zengin olmak (DS.s.579)
beki- : sağlamlaşmak bekimek 2. [→ berkimek–II] iyileşmek, sağlamlaşmak (DS.s.602)
belgü : alamet, nişan belgi (III) Nişan (DS.s.616)
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 20 Yıl : 2006/1 (109-121 s.)
111
belingle- : korkmak, ürkmek belinlemek, beliŋlemek Şaşkınlıkla karışık korku duymak, irkilmek, ürkmek, uykudan sıçrayarak korku ile uyanmak, afallamak, şaşırmak (DS.s.618)
bert- : berelemek, yaralamak bertmek 1 [→ bertilmek (I)-1] İncinmek, burkulmak, 2 [→ berkitmek I, 3] Yara azmak (DS.s.638)
botu : çocuk, yavru, bebek bottu Kısa boylu (DS.s.744)
böke : pehlivan böke (II) Güçlü, elebaşı, pehlivan yapılı (DS.s.767)
böri : kurt börü (I) Kurt (DS.s.772)
bulak : pınar bulak (I) 1. Kaynak, 2. çeşme (DS.s.785)
buyruk : müşavir, vezir buyruk 1. Önder, amir, sözcü, 2. Emir (DS.s.808)
çal : alaca, kır çal (VI) 1. Ala renk (DS.s.1047)
çıbun : sinek çıbın Sinek (DS.s.1153)
egin : sırt eğin (II) [→ eyin II-1] 1. Vücut, beden, 2. Sırt, arka, 3. Göğüs kemiği (DS.s.1821)
elik : dağ keçisi, yabani keçi elik (I) Dağ keçisi, karaca (DS.s.1717)
em : ilaç em (I) İlaç, merhem (DS.s.1729)
etükçü : ayakkabıcı etik (II) [→ edik I] 1. Köylü çizmesi, 2. Patik, çocuk
ayakkabısı (DS.s.1664)
eymen- : utanmak, çekinmek eymenmek 1. Korkmak, korkuyla canı sıkılmak, ürkmek,
2. Utanmak, sıkılmak, çekinmek (DS.s.1827)
idi : sahip, Rab, Tanrı iye 1. Koruyan, sahip, 2. Ev sahibi (DS.s.2573)
ig : hastalık, hasta iğ Hastalık, dert (DS.s.2508)
ini : yaşça küçük kardeş ini Kayınbirader (DS.s.2543)
iw- : acele etmek, koşmak, çırpınmak ivmek 1. Acele etmek, 2. Çok istemek (DS.s.2572)
kadaş : kardeş, akraba gadaş (II) [→ gada II] 1. Kardeş (DS.s.1888)
kadıt- / kayıt- : dikilmek, geri dönmek, yüz çevirmek, inat etmek
kayıtmak 1. Geri dönmek (DS.s.2702)
kargış : beddua kargış İlenç, beddua (DS.s.2660)
karmak : çengel garmak Olta, zincir çengeli (DS.s.1928)
kayır : kum kayır (I) 1. Kalın kum, 2. İnce kum (DS.s.2700)
kırgıl : kırçıl kırkıl (II) Allı karalı, kır renkte olan (DS.s.2829)
koldaş : arkadaş koldaş Bir işi beraber yapan kimseler (DS.s.2910)
kuç- : kucaklamak guçmak Kucaklamak, sevmek (DS.s.2187)
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 20 Yıl : 2006/1 (109-121 s.)
112
kulan : yaban eşeği kulan İki üç yaşında dişi tay, kısrak (DS.s.2995)
gulan (II) Üç dört yaşındaki dişi tay (DS.s.2191)
kurugsak : gönül gursak 1. kursak, 2. Mide, 3. Kalp, 4. Akıl, 5. Yemek borusu (DS.s.2200)
kurut : peynir kurut (I) 1. Kurutulmuş süzme yoğurt, 2. Çökelek (DS.s.3013)
gurut 1. Suyu süzülmüş ayranla çökelek karışımının kurutulmuş şekli, 2. Çökelek (DS.s.2201)
küd- : beklemek küymek (I) 1. Gözlemek, beklemek (DS.s.3056)
güymek (I) Dayanmak, beklemek (DS.s.2242)
kişen : köstek gişendillik Hayvanın ağzına gem gibi vurulan yular (DS.s.2085)
közüngü : ayna gözüngü [→ gözgü] Ayna (DS.s.2184)
nelük : niçin, neden, nasıl nelik (I) 1. Niçin, 2. Ne işe yarar (DS.s.3245)
okı- : 1. okumak, 2. çağırmak okumak Düğün, mevlit vb. yerlere çağırmak (DS.s.3276)
okşa- : benzemek okşamak [ → ohşamak (I)] Benzemek, andırmak (DS.s.3273)
öl : ıslak, yaş, nem öl (I) Toprağın nemi, tavı (DS.s.3328)
höl (I) 1. Az ıslaklık, 2. Yaş (toprak, çamaşır vb.) (DS.s.2430)
örtüm : müshil ötürmek (I) İshal, sürgün olmak (DS.s.3359)
sak : uyanık sak (I) 1. Uyanık, tetikte, 2. Uykusu hafif kimse (DS.s.3516)
sanç- : sançmak, dürtmek, vurmak sançmak 1. Saplamak, batırmak, 2. Isırmak, sokmak (DS.s.3535)
saw : söz, haber, öğüt, nasihat sav (I) 1. Söz, laf, dedikodu, 2. Bilgi, haber (DS.s.3551)
say : çakıl say (I) 1. Düz, tabaka biçiminde ince yassı taş, 2. İri, büyük kaya (DS.s.3556)
sın- : kırılmak, bozulmak, incinmek sınmak (I) Kırılmak (DS.3612)
süçig : tatlı; içilecek şey, şurup süci Şarap (DS.s.3704)
süngük : kemik sümüh / sümük (I) Kemik (DS.s.3713)
tamu : cehennem tamu Cehennem (DS.s.3818)
tap- : tapmak, bulmak, kavuşmak; hizmet etmek
tapmak (I) 1. Bulmak (DS.s.3828)
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 20 Yıl : 2006/1 (109-121 s.)
113
tart- : tartmak, çekmek, uzatmak, çıkarmak
tartmak (II) Çekmek (DS.s.3836)
tetik : zeki, akıllı tetik 1. Uyanık, 2. Çabuk davranan, çevik, 3. Becerikli (DS.s.3898)
tıd- : geri koymak, mani olmak dıyan Akan suyun önüne kazık ve çalılarla yapılan bent (DS.s.1475)
tılmaç : tercüman dilmaç Çeviren (DS.s.1497)
tiying : sincap tiyin [→ tiyik (I) ] Sincap (DS.s.3942)
tün : Gece tün Gece (DS.4011)
tüne- : gecelemek dünemek (I) 1. Barınmak, 2. Uyumak (DS.s.1631)
tüs : renk, güzel, koku, rayiha tüs Renk (DS.4014)
ul- : eskimek, dağılmak ulmak 1. Çürümek, ezilmek, kokmak, 2. İncelip kırılmak,
eskiyip üzülmek, parçalanmak (DS.s.4034)
umunç : ümit, umut umunç [→ umulcama] Umulan, beklenen, olması istenen şey (DS.s.4038)
ülüg : hisse, nasip, pay, kısmet ülü (I) 1. Düğünde gönderilen çerez armağanı, 2. Çocuklara
verilen küçük armağan, 3. Sadaka, 4. Armağan, 5. Pay, kısmet (DS.s.4064)
ülüş : hisse, nasip, pay, kısmet ülüş (I) Komşuların birbirine gönderdiği yemek (DS.s.4064)
ür- : üflemek ürmek (II) Üfleyerek şişirmek (DS.s.4070)
üyük : sulak yer, bataklık üyük (II) Cıvık çamur (DS.s.4084)
yagı : düşman yağı Düşman (DS.s.4119)
yakşı : güzel, iyi yağşı İyi, güzel, değerli (DS.s.4124)
yalavaç : elçi, peygamber yalvaç Peygamber (DS.s.4150)
yıra- : uzaklaşmak yıramak Uzaklaşmak (DS.s.4273)
yırak : uzak yırah /yırak Uzak, ırak (DS.s.4273)
yırla- : terennüm etmek, zikretmek yırlamak 1. Şarkı, türkü söylemek, 2. Koşuk okumak (DS.s.4274)
yiti : keskin yiti 1. Çok acı ya da ekşi, 2. Tatlı, 3. Tadı sertleşmiş, keskinleşmiş (DS.s.4281)
yod- : silmek, bozmak yoymak (IV) 1. Yazılan yazıyı silmek, bozmak, 2. Bozmak, işe yaramaz duruma getirmek (DS.s.4301)
yond : at yont Başıboş hayvan (DS.s.4294)
yund At (DS.s.4320)
yumuş : hizmet, vazife yumuş İş, hizmet buyruğu (DS.s.4318)
yülüg : saçı sakalı düzgün yülük Sakalsız (DS.s.4330)
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 20 Yıl : 2006/1 (109-121 s.)
114
Türkiye’ye yerleşmiş muhacir bölgelerinden derlenen bazı sözler de Derleme Sözlüğü’nde gösterilmiştir. Biz, bu tür kelimeleri yukarıdaki listeye katmadık.
Bunlardan birkaç örnek:
Kutadgu Bilig’de (ARAT II) Türkiye Türkçesi Ağızlarında (DS)
ıduk : kutlu ve mübarek olan, mukaddes ıyıh kün Pazar günü (KARAÇAY AŞİRET)(DS.s.2498)
ışan- / işen- : itimad etmek, inanmak, güvenmek, ışanmak Güvenmek (KIRIM GÖÇMENLERİ, İst;
KARAÇAY AŞİRETLERİ…..) (DS.s.2494)
köp : çok köp (II) Çok (KIRIM GÖÇMENLERİ)
ong : sağ, sağ taraf, doğru oŋ (I) Sağ (RUMELİ GÖÇMENLERİ) (DS.s.3280)
orun : yer, mekan, mevki orun (I) Yer, oturacak yer (DS.s.3290)
tör : başköşe tör Evde ya da odada saygıdeğer kişilerin oturduğu
başköşe (KIRIM GÖÇMENLERİ) (DS.s.3983)
Derleme Sözlüğü’ndeki bazı kelimeler için sadece tek bir referans verildiği görülmektedir. Bunlardan bir kısmı, o zamanki derleyicilerin yanlış tespitleri olabilir. Hatta, Hasan Eren’in belirttiği gibi, bunlardan bir kısmı, eski metinlerde rastlanmış olan bazı sözlerin derleyiciler tarafından kendi yörelerinde kullanılıyormuş gibi gösterilmelerinden de kaynaklanmış olabilir. Biz, yukarıdaki listeye bu tür örnekleri almadık. O tür kelimelerden bazıları şunlardır:
Kutadgu Bilig’de (ARAT II) Türkiye Türkçesi Ağızlarında (DS)
çaw : şöhret, şan, ses çav (V) Şöhret (DS.s.1093) (tek örnekte)
çıgay : fakir, yoksul çıgay Fakir (DS.s.1158)
kıw : kut, devlet, mutluluk kıv (I) Yazgı, baht (DS.s.2849)
kirtü : gerçek kirti (I) Ciddi, doğru (DS.s.2882)
komıt- : heyecanlandırmak, coşturmak komutmak Harekete geçirmek (DS.s.2917)
öç- : gitmek, sönmek öçmek Sönmek (DS.s.3309)
öd : zaman, vakit öd (I) Zaman (DS.s.3309)
sandvaç : bülbül sanduvaç Bülbül (DS.s.3536)
serin- : sabretmek serinmek (II) Sabırla beklemek (DS.3589)
simiş : simiş, çekirdek simişka / sımışka Ayçiçeği (DS.s.3637)
yıpar : misk yıpar Güzek koku (DS.s.4272)
BİLKE YORUM: Sayın Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN’e değerli ve gelecek için çok önemli olan bu çalışma için teşekkür ederiz. Sinop köylerinde yaşayan kelimelerin çoğu bu sözlükte var. Yabancı sözcükler yerine TÜRKÇE kelimeler kullanalım. Çalışmanın tamamın PDF olarak ulaşabilirsiniz:
KUTADGU BİLİG TÜRKÇESİNDEN
ANADOLU AĞIZLARINA
Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü