RSS

Etiket arşivi: bilke sinop tarihi

AŞIKLAR ADASI

06.10.2023- Doç. Dr. Mustafa ŞAHİN- Dr Zekiye TUNÇ

TÜRKİYE SELÇUKLULARI DÖNEMİNDE AŞIKLAR ADASI “SİNOP”UN FETHİ

FOTO: 1924- Sinop Hükümet Caddesi (alıntı)

1 Giriş
Antik Çağ’da Sinop’un bilinen en eski ismi Sinope’dir. Sinop isminin Yunanca “zarar vermek, yok
etmek” anlamındaki “sinomai”den türediği bilinmektedir (Demirkaya ve Tuluk, 2012: 48). Mitolojide
Sinope, Irmak Tanrısı Asapos’un güzeller güzeli kızıdır. Bir gün Tanrılar Tanrısı Zeus kızı görür ve o
anda tutularak aşkına karşılık kızın her dileğini yerine getireceğini söyler. Korku içindeki genç kız
kızlığına dokunulmamasını ister. Zeus sözünü tutar ve Sinope’yi alıp en sevdiği ve güvenilir bulduğu
bugün Sinop ilimizin bulunduğu ile Karadeniz’in cennete benzeyen yemyeşil ve bakir kıyılarına bırakır
(Cengiz vd., 2000: XVII). Bazı kaynaklar Sinop isminin kaynağını Hititçe “Sinuwa” olarak
göstermişlerdir.

Farklı bir görüşe göre ise ismin ortaya çıkışında adlarını daima ay ilahının ismi “Sin”
ile birleştiren Asurilerin olabilecekleri ileri sürülmüştür. Ayrıca, ismin ilk söyleniş biçiminin “Sinavur”
olduğunu ileri süren kaynaklarla birlikte başka kaynaklar “Sinip”ten geldiğini, bazı tarihçiler “Sen-hapi”
kökünden türediğini, bazıları ise Farsça “Sine-i ab”, yani suyun göğsü kelimesinden geldiğini ifade
etmektedirler. Romalıların şehre Sinepolis, Fatih Sultan Mehmet’in ise Ceziretül-Uşşak dediği
bilinmektedir. Türkler şehri fethettikten sonra isminin önce Sınap olduğu, daha sonra bugün
kullanıldığı biçimiyle Sinop olarak günümüze ulaştığı bilinmektedir (Demirkaya ve Tuluk, 2012: 48-
49).
Sinop’a ilk yerleşmeler araştırmalara göre farklı tarihlendirilmektedir. Bu tarihlendirmeler
Neolotik (Cengiz vd., 2000: XVIII) veya Kalkolitik (Koçak, 2004: 700) dönemlere kadar gitmektedir.
Sinop şehrinin kuruluşu ile ilgili tarihlendirilmeler MÖ 6. ve MÖ 7. yy.’lar düşünülmüş olmakla birlikte
genel kanaat MÖ 8. yy. olarak belirlenmiştir ( Çapar, 1976: 303). Strabon eserinde Sinop’tan bahseder
ve şehrin kuruluşu hakkında da bilgi verir: “..Bu kent Miletoslular tarafından kurulmuştur. Burada bir
deniz üssü kurmak suretiyle kent, Kyaneai3 berisindeki denizlere egemen oldu ve hatta Kyaneai’in
ötesinde bile Helenlerle beraber birçok mücadelelere katıldı; uzun süre bağımsız kaldığı halde
sonunda bu bağımsızlığını koruyamadı ve kuşatılarak zapt edildi….” (Strabon, 2009: 22-23).

Tarih boyunca Sinop’ta kavimler arası mücadelelerin olmasında bölgenin konumu en önemli etkendir. Burası liman olarak konumu, Kuzey Anadolu’nun en uç noktasında yer alması, Orta Anadolu
ile bağlantısının olması yanı sıra Kırım seferlerinde de stratejik mevkide bulunması gibi özellikleri ile
ön plana çıkmıştır. Ticari olarak bakıldığında şehir “Kuzey-Güney Yolu”nda yer aldığından Akdeniz’e
kadar uzanan doğal yol güzergâhının da içerisindedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde Akdeniz
ticaretinde Sinop etkilidir (Koçak, 2004: 702-703).
2- Eski Çağ’da Sinop’ta Türklerin Varlığı ile İlgili Tezler
Karadeniz Bölgesi’nde Türk varlığı milattan önceki yüzyıllara dayandırılmaktadır. Araştırmalara
göre bölgeye ilk olarak MÖ 3. bin ile 2. bin yılları arasında Oğuzların kollarından sayılan “Gas/Kas” ve
“Gud/Gutîler”in geldiğinden bahsedilir (İnan, 2003: 72). Sonrasında Kimmerler ve İskitler ard arda
Karadeniz’de görülmüşlerdir. İskitlerin vatanının Asya olduğu ve buradan göç ederek Kimmerlerin
yurtlarına geldikleri Heredot’un kayıtlarında anlatılmıştır: “Göçebe Skyt4’hler Asya’daydılar.
Massagetlerle yaptıkları bir savaştan yenik çıktılar, Araxes ırmağını geçtiler, Kimmerlerin yanına göç
ettiler. (Skythlerin oturdukları yerler eskiden Kimmerlerinmiş, öyle derler)” (Heredotos, 2012: 298).
İskitlerin sıkıştırması ile bugünkü Gürcistan’dan Doğu Anadolu’ya, oradan da İç Anadolu’ya gelen
Kimmerler MÖ 695 civarında Frig Devleti’ni yıkarak bölgede bozkır-göçebe geleneklerini devam
ettiren bir devlet kurmuşlardı. Bu sırada bir kısım Kimmer boyları da kuzeye çıkarak Karadeniz
Bölgesi’ne yayılmaya başlamışlardır (Tellioğlu, 2007: 655). Anadolu’da gittikleri her sahada olduğu
gibi Karadeniz Bölgesi’ni de siyasi ve sosyal bakımdan önemli ölçüde etkileyen Kimmerler,
hâkimiyetleri süresi boyunca Sinop’tan Trabzon’a kadar uzanan kıyı şeridinin kontrolünü ellerinde
bulundurmuşlardır (Tellioğlu, 2007: 23-24).
Kimmerleri takiben Anadolu’ya giren İskitler MÖ 665’ten itibaren Kür Nehri’nin sağ yakasına
yerleşmeye başlamışlardır. MÖ 401 civarında bölgedeki İskit hâkimiyet sahası Çoruh boylarına
ulaşmıştır. Bu süre içerisinde, Sinop’tan Trabzon’a kadar olan sahil şeridi de bazı İskit boylarının eline
geçmiştir (Tellioğlu, 2007: 655). Güney Karadeniz sahilinde Sinop’tan başlayan İskit hâkimiyeti bu
şehrin yüz seksen km batısına kadar uzanıyordu. Yunanlılar, Karadeniz Bölgesi’nde koloni kurmaya
başladıklarında, Sinop’tan Kolhis’e uzanan sahada mitolojilerinde ve edebiyatlarında büyük yer
tutacak İskit kadınlar topluluğu olan Amazonlarla karşılaşmışlardır (Tellioğlu, 2007: 33).

1 Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, ztunc@sinop.edu.tr
2 Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, msahin@sinop.edu.tr
3 Kyaneai: Trakya Bosporos’u (Karadeniz ile Marmara’yı bileştiren boğaz ( Strabon, 2009: 301)) İstanbul Boğazı’nın Karadeniz çıkışında iki küçük adacık ( Strabon, 2009: 335).

4 Skyt: İskit

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,