RSS

Etiket arşivi: dil

SIRRI ÇÖZÜLEMEYEN GİZEMLİ KİTAP VOYNİCH

09.11.2024- Arkeoloji Tarihi

Voynich el yazması kitabı; kim tarafından, ne amaçla ve hangi dille yazıldığı bilinmeyen, elle yazılmış resimli bir kitaptır…

Dünyanın en eski el yazması olan bu kitap ile ilgili yapılan karbon testleri 15. yüzyılda yazıldığını ortaya koymuştur. İçerisinde bitki, astroloji ve ilaçbilimi ile ilgili resimler bulunan 234 sayfalık bir kitaptır..

Kitap ortaya çıktığı günden itibaren, dilbilimciler tarafından araştırma konusu olmuş, hakkında çeşitli teoriler ortaya atılmış fakat yüzlerce yıldır sırrı çözülememiştir..

Yıllarca kitabın gizemini ve şifresini çözmeye çalışan kriptoloji uzmanlarının ve tarihçilerin akli dengelerini kaybetmiş olduğu bilim tarihine geçmiştir..

Kitap, 1912 yılında Wilfrid M. Voynich adındaki kişi tarafından, Polonyalı bir sahaftan alınmıştır..!!

İsmini bu kişiden alan kitabın İtalya’da Rönesans sırasında oluşturulduğu tahmin edilmektedir.

Bazı sayfalarının eksik olduğu düşünülen kitapta 23 ile 40 arası farklı harf ve 38 kelime bulunur.

Sayfaların çoğunda çizimler yer alan kitap, soldan sağa doğru yazılmıştır.

Voynich el yazması kitabı, 1969 yılında Hans P. Kraus tarafından Yale Üniversitesi’nin Beinecke Nadir Kitaplar ve El Yazmaları Kütüphanesi’ne bağışlanmıştır.

Dünyanın en esrarengiz 10 tarihi eser arasında yer alan el yazması Voynich kitabındaki bulunan yaklaşık 40 bin sözcükten sadece 300’ü çözülebildi.

Dünyada sırrı çözülememiş 10 tarihi eser arasında yer alan Voynich’in El Yazması olarak bilinen kitap 600 yıldır gizemini koruyor. Khan Noonien Singh

Anlam ve kökeninin gizemini koruduğu kitabın içerisinde çok sayıda yıldız, birbirine bağlı küvette yıkanan kadınlar, ilginç resimler ve yazılar bulunmaktadır.

Kitabın astroloji, bitki bilimi gibi çeşitli konularla ilgili bilgiler verdiği düşünülmektedir.

Kitabın rastgele yazılmış anlamsız bir işaret yığını olmadığı, doğal bir dilin yazıya geçirilmiş hali olduğu düşünülmektedir.

Fakat hangi dil olduğu konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Bu kitabın esas gizemi metinlerinde değil de görsellerinde.

Papa 9. Gregory tarafından dini hükümleri açıklamak için bastırılan bu kitapta, o zamanın modasına uygun olarak metinlere eşlik eden kaligrafiler ve illüstrasyonlar bulunuyor.

İşte ilginçlik de burada başlıyor. Normalde Meryem Ana, İsa ve Azizlerin süslediği dini külliyat sayfalarının tersine bu külliyatta kılıçla kafa kesen dev tavşanlar, bir kurdu idam eden kazlar ve tek boynuzlu atlar gibi Hristiyan öğretileriyle (görselden de anlaşılacağı gibi) açıkça çelişen tasvirler bulunuyor.

Kitabın yazımında gerçek bir dil kullanıldığı, fakat konuşulan bu dilin yazıya dökülmemiş olduğu için anlaşılmadığı düşünülmektedir.

Japon savaş kodlarını çökerten Amerikalı şifreci William Friedman ve ekibi, kitap üzerinde aylarca süren çalışmalar gerçekleştirmiş ve ‘’çözülemez’’ olarak nitelendirmiştir.

Kitap ile ilgili yapılan çalışmalara, 2001 yılında Yale Üniversitesi son vermiştir.

Bu metinleri inceleyen din adamları ve tarihçiler, Smithfield külliyatının gizemini maalesef hâlâ çözebilmiş değiller..!!

 
Yorum yapın

Yazan: 09 Kasım 2024 in Bilinmeyenler

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

ANADOLU’NUN KAYIP DİLİ KALAŞMA

05.09.2024- ARKEOLOJİ TARİHİ

Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’ çözüldü

2023 yılında Boğazköy-Hattuşa’da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’ çözüldü. Bulunan 174 tablet deşifre edildi. Tabletlerde günlük yaşama ve kutlamalara ilişkin metinler yer alıyor. Kazı Başkanı Prof. Schachner, “Bu metinler Anadolu’nun M.Ö. 2000 yılında çok dilli ve çok kültürlü bir yer olduğunu gösteriyor” diyor

Çorum’da bulunan Boğazkale – Hattuşa’da yüz yıldan beri kazılar sürse de 1980’lerden sonraki kazılarda 30 bin civarında çivi yazılı kil tablet bulunmuştu. Bu tabletlerden 174 tanesinin farklı bir dilde ortaya çıkmasıyla, daha önce bilinmeyen ancak kaybolmuş bir dilin varlığı keşfedilmişti.

2023 yılında yapılan bu keşifte bulunan tabletlerin Bolu-Gerede civarında yaşayan Kalaşma isimli halkın dilinde yazıldığı belirlendi.

Luvice ile benzerlik taşıyan dil, Anadolu’nun tarih içinde kaybolmuş dillerinden biriydi.

Boğazköy Müzesi’nde korunuyor

Hattuşa’da arkeolojik kazıları yürüten ekibin başkanı Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Andreas Schachner, bulunan tabletlerin İstanbul Arkeoloji Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Çorum Arkeoloji Müzesi ve Boğazköy Müzesi’nde korunduğu söyledi.

Tabletler üzerindeki çalışmaların Almanya Worzburg Üniversitesi Eskin Yakındoğu Dilleri Bölümü’nden Prof. Dr. Daniel Schwemer ve İstanbul Üniversitesi Hititoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Metin Alparslan tarafından yürütüldüğünü belirten Schacher, “Alman kazı ekibin sorumluluğundaki bütün metinler yayınlandı” dedi.

Prof. Dr. Schwemer tarafından 174 tabletin deşifresine ilişkin yazılan ‘Keilschrifttexte aus Boghazköi (Boğazköy’den Çiviyazısı Metinleri)’ isimli eser bu yıl dijital ortamda ulaşıma açıldı. Eserde 174 tabletin günümüz diline çevirisi yer alıyor.

Tabletlerde günlük yaşama ilişkin bilgiler, bayram ve festivallere ilişkin notlar, komşu ülkelerle ilişkilere ilişkin kayıtlar yer alıyor.

Prof. Schachner, “İlk transliterasyonu Prof. Schwemer yaptı. Çivi yazısından Latin harifli yazıya dönüştürdü. Sonra dilbilim uzmanları Marburg Üniversitesi’nden Prof. Elisabet Rieken ve Doç. Dr. İlya Yakubovitich, metinleri inceleyerek çözdüler. Bir takım çalışması yapıldı” dedi.

Kalaşma dilinde tabletlerde yeni bir alfabe bulunmadığı belirten Prof. Schachner yazı için Hititlerin çok iyi bildiği ve Mezopotamya’dan alınan çivi yazı sisteminin kullanıldığını vurguladı.

Metinlerin nihai yayınının önümüzdeki günlerde yapılacağını kaydeden Schachner, Kasım ayından itibaren herkesin Kalaşma dilindeki metinlere ulaşabileceği vurguladı.

Schachner, şunları söyledi:

“Tablet içerikleri aslında çok önemli bilgiler aktarmıyor ama bu metinler sayesinde M.Ö. 2000 yılında Anadolu’nun çok dilli ve çok kültürlü bir bölge olduğunu öğreniyoruz. İnsanlar, bu dillerden en az birkaç tanesini biliyor ve kullanıyorlardı. Hititlerin başka bir bölgesinin Tanrılarına bakışını da bu metin sayesinde teyit etmiş oluyoruz çünkü fethettikleri bölgenin Tanrılarını kendi sistemlerine dahil ederek tapıyorlardı. Bu şekilde o bölgeleri kendilerine bağlamaya çalıştılar. Bu metinler, Kalaşma’dan getirdikleri Tanrı’ya kendi anlayacağı dilde hürmet edebilmek için bu dilde yazılmış. Hititlerin mantığına göre o tanrı Hitit dili anlamazdı.”

Anadolu’da mutlaka başka kayıp diller de olduğunu ancak tespit etmenin zor olduğunu ifade eden Schachner, Kalaşmacayı ortaya çıkaran durumun bugüne kadar ilk kez yaşandığı vurguladı. Schachner, “Bulunan tabletler çok iyi korunmuş. Dolayısıyla metin tümü elimize geçti. Normalde küçük parçalar buluyoruz. Tablet kırıkları. Burada ise iyi korunmuş tabletler vardı” dedi.

 
Yorum yapın

Yazan: 05 Eylül 2024 in Bilinmeyenler

 

Etiketler: , , , , , ,

Terzilik Terimleri Bağlamında Divan-ü Lûgat-it-Türk’te Alet Adları

03.06.2024- Dr. Sevda Özen Eratalay- Öğretim Görevlisi

Alet Adları
1.1.2. Temen: DLT’de” temen yingne” ve “timne” sözcükleri çuvaldız(11) anlamına gelmektedir. Sözcük bugün “temene” olarak Kırgız Türkçesinde, “temen” biçimiyle Türkmen Türkçesinde ve “teben” olarak da Kazak Türkçesinde yaşamaktadır.
1.1.3. Tümen: DLT’de aynı zamanda “temen yingne” ve “temen yigne” biçimlerinde büyük iğne, çuvaldız olarak tanımlanmaktadır. (12) Sözcük “juvaldız” ve“teben” biçimiyle Kazak Türkçesinde, cōbaldız”/“temene” olarak Kırgız Türkçesinde, “temen” olarak Türkmen Türkçesinde ve “çuvalduz” ve “tömünä” biçiminde de Uygur Türkçesinde yaşamaktadır.(13)
1.1.4. Bıçgu: Bıçkı, bıçak anlamına gelen(14) sözcük Eski Uygur metinlerinde de karşımıza çıkmaktadır.
(15) Göktürk metinlerinde bıç- eylemi kesmek anlamına gelmektedir. “Bıçgu” sözcüğü Türkçenin hemen her döneminde aynı anlam ve yapıda karşımıza çıkan ve değişmeyen sözcükler arasındadır. Bugün ölçünlü Türkçede “bıçkı” olarak karşımıza çıkan sözcüğün Türk lehçelerinde “pıçkı” (Tatar), “bıçğı” (Türkmen),
“bıskı” (Başkurt), “bıçgı” (Azerbaycan) biçimli kullanımlarıyla karşılaşmaktayız.(16)
1.1.5. Bıçguç: Divan-ü Lûgat-it-Türk’te makas, sındı anlamında verilen sözcük(17) Türk lehçelerinde daha çok “gayçı”, “kaysı”, “kayşı”….biçimlerinde görülmektedir.
18 Eski Türkçede eylemden ad türeten eklerden olan -gUçI eki(19 )burada da kesen, biçen anlamında alet ismi yapar.
1.1.6. Sındu: Karahanlı Türkçesi döneminde sözcüğün “makas” anlamına geldiği görülmektedir. Eski Türkçede karşımıza çıkan sı- eylemi kırmak, bozmak, yenmek ve galebe etmek anlamına gelmektedir. Divan-ü Lügat-it-Türk’te de makas(20) olarak kullanılan sözcük sı- kırmak, kesmek eyleminden, türeyen alet adlarındandır.
1.1.7. Kezlik: DLT’te “küçük kadın bıçağı” olarak tanımlanan sözcük(21) o dönem özellikle kadınların üst elbiselerine taktıkları bıçak olarak bilinmektedir. Türkiye Türkçesi ağızlarında kezlik sözcüğü “bıçak”, “çakı” anlamında kullanılmaktadır.(22) Kezlik/gezlik sözcüğünün kökeni, anlamı ve kullanım biçimleri bağlamında Hasan Eren oldukça geniş bilgi vermektedir.(23)
1.1.8. Kıftu: Sözcük DLT’de “makas”, “kırkı” (24) anlamına gelmektedir. Sözcüğün Türkiye Türkçesi ağızlarında ve Türk lehçelerinde ufak biçim değişiklikleri ile aynı anlamda kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca sözcük Tokat ve Yalova çevresinde kıptı biçimiyle makas ve makas ucu anlamlarında kullanılmaktadır.(25) Kuman Lehçesinde “kıptı” sözcüğünün makas anlamına geldiği belirtilmektedir. (26 )Ayrıca Memlük-Kıpçak Türkçesi eserlerinden olan İrşâdü’l-Mülûk Ve’s-Selâtîn’de de sözcüğün “kıptu” olarak aynı anlamı taşıdığı görülmektedir.(27) Ayrıca XIII. ve XIV.
yüzyılda yazılmış olduğu tahmin edilen İbnü- Mühennâ Lûgatı adlı eserde de sözcük “kıftı” biçiminde verilir.
1.1.9. Yigne28: Eski Türkçeden günümüze varlığını sürdüren sözcüklerden biri
de iğne sözcüğüdür ki Uygur Türkçesi metinlerinde “yignä” biçimiyle sıkça kullanılır. (29) Kelime Türkiye Türkçesi ağızlarında “inne”(30) olarak karşımıza çıkan sözcük Türk lehçelerinde de farklı biçimlerde kendini gösterir. “İynä” (Azerbaycan), “inä” (Başkurt, Tatar), “iyne” (Kazak, Kırgız), “ignä” (Özbek), “iŋŋe” (Türkmen) ve “jiŋnä”/ “ignä” (Uygur) Türkçelerinde sözcüğün farklı biçimlere büründüğü görülmektedir.(31)
1.1.10. Tügme: “Düğme” anlamını ifade eden sözcük(32) hem çağdaş hem de tarihi Türk lehçelerinde tespit edilmiştir. Kelimenin etimolojisini “tüg-” “bağlamak, düğümlemek” fiiline dayandırılabilir. DLT’ de geçen bu fiil(33) “- ma” eki ile isim yapma eki ile birleşerek sözcüğü oluşturmuştur. Çağatayca’ da “tügme” şeklinde geçen (Seng. 183r 12) sözcüğün Eski Kıpçakçada da “düğme” olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Türkçenin farklı dönemlerine ait metinlerinde “tügme” sözcüğü ile karşılaşmak mümkündür.
(34) Sözcüğün Türk lehçelerinde de “düymä” (Azerbaycan), “töymä/hizäp” (Başkurt), “tüyme” (Kazak), “topçu/tüymö” (Kırgız), “tügmä” (Özbek), “töymä/sädäf” (Tatar), “ilik/sadap” (Türkmen), “tügmä” (Uygur) gibi farklı biçimlerde kullanıldığı bilinmektedir.

KAYNAĞIN TAMAMI: Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 2019, 6(3), s: 1769- 1785

BİLKE YORUM: Halk Kültürleri karşılaştırılırken, nedense hemen yarıştırılır. Yarıştırma yerine, meslek gruplarında, sanayide, bilişimde, eğlence alanlarında yol kat eden, evrim geçiren toplulukların kültür özellikleri öne çıkar. Ticaretle uğraşanların ticaret zekası, tarımla uğraşanların çiftçilik zekası gelişir.

Öncül kültürler konusu tartışmalıdır. Eldeki yazılı kaynaklara göre, sözcüklere aidiyet elbisesi giydirilmektedir. Halkın, hafızada taşıdıklarına ısrarla değer vermeyenler olduğunu görüyoruz. Sözlüğü olmasa da, Anadolu halkının dil kültürünü binlerce, yüz yıllarca günümüze taşıma örneğidir bu çalışma. Kaşgarlı’nın sözlüğünden bu güne köylerde ve yaşlıların dilinde yaşayan bu sözcükleri karşılaştırabilirsiniz.

***

11Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk Dizini, 597.
12 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 402

13 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1991, 140.
14 Kaşgarlı Mahnud, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 13, II, 69.
15 Şinasi Tekin, Uygurca Metinler II, Maytrısimit, Ankara: Sevinç Matbaası, 1976, 364.
16 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, 66-67.
17 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk, 452.
18 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, 554-555.
19 Talat Tekin, Orhun Türkçesi Grameri, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2016, 87-88.
20 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 418.
21 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 478.
22 Derleme Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2009, 2781.
23 Hasan Eren, Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Ankara: Bizim Büro Basım Evi, 1999, 155.
24 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 416.

25 Derleme Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2009, 2815.
26 Kaare, Grönbech, Kuman Lehçesi Sözlüğü, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1992, 103.
27 Recep, Toparlı, İrşâdü’l-Mülûk Ve’s-Selâtîn, Ankara: TDK Yayınları, 1992, 552.
28 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk Dizini, 789.
29 Ahmet, Caferoğlu, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1968, 296.
30 Derleme Sözlüğü, 2009, 2544.
31 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, 370-371.
32 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk-I, 433.
33 Kaşgarlı, Divan-ı Lügati’t-Türk Dizini, 667.
34 Burhan, Paçacıoğlu, VIII.-XVI. Yüzyıllar Arasında Türkçenin Sözcük Dağarcığı, İstanbul: Kesit
Yayınları, 2016, 671

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,