Düğünden 2 ay sonra savaş çıkar eşi Çanakkale’de şehit düşer.
21 yaşına geldiğinde köylü onun yalnız kalmasını doğru bulmaz,ve Topal Yusuf’la evlendirilir. Yusuf savaşta sol bacağını ve bir gözünü kaybetmistir. Kulakları da günden güne az işitmektedir.
3 yıl sonra bir kız çocukları olur, adını Elif koyarlar.
Ankara’dan talimat gelir,İnebolu ‘dan kağnılarla #Kastamonu‘ya cephane taşınacaktır.Her evden bir kağnı yola çıkacaktır.
Erkek varsa erkek yoksa kadın bu VATAN GÖREVİNİ yapacaktir.
Şerife Bacı Elif’ini bırakacak kimse bulamaz.Bebesi hala annesini emiyordur.
1921 yılının son günlerinde (Aralık sonları )Şerife baci Elif’iyle yola çıkar.
Bebesi için top mermilerinin arasında bir yer ayarlar.Uzerine yün yorgan örter. Bu halde uzun bir yol alır. Bir süre sonra kagnisi durur çünkü öküzünün biri olduğu yere yığılır.
Kendi de açtır bebesi de açtır.
Hava şartları çok çetindir.
Kar ve soğuk dermanını keser.
Son bir gayret Kastamonu Kışlası’na yaklastiginda top mermileri ıslanmasın diye gocuğunu mermilerin üstüne örter.
Yorgun ve aç Serife Baci Elif’i ölmesin diye de üzerine abanır…
Vücut sıcaklığını yavrusuna verir. Şerife Bacı keskin ve dondurucu soğuğa daha fazla dayanamaz.
24 yaşında donarak şehit olur…
Allah ona ve tüm şehitlerimize rahmet eylesin mekanları cennet inşallah
Sinop’ ve KURTULUŞ ANITI konusunu ne zamandır gündemde tutmaya çalışıyorum. Nerede şehit oldu bilinmeyen, mezarları bile olmayan gariplerin anısını yaşatmak üzere konuyu resmi makamlara iletmeye devam ediyorum. Sarıkamış’ta donanlar, Çanakkale’de, Kafkaslarda, Balkanlarda, Trablusgarp’ta, Yemen’de ve diğer cephelerde kahramanca ölen isimsizlere vefa borcumuzu ödeyelim. Biliyoruz ki Sinop, nüfus oranına göre Türkiye’de en fazla şehit veren iller arasındadır. İnebolu sahilinden başlayarak Kastamonu ve Çankırı üzerinden Ankara’ya uzanan yolu bilir misiniz? Kurtuluş Savaşı boyunca, İnebolu’ya deniz yoluyla gelen cephanenin kağnılarla cepheye ulaştırılmasında kullanılan yol İSTİKLAL YOLU’ dur bu yol. Sinop’tan İnebolu’ya akın, akın asker sevk edilmiştir. Bilindiği gibi, o zamanlar, nüfus yoğunluğu köylerdedir. Köylerde, saban sürülür, ekinler ekilir, orakla biçilir, buğday değirmende öğütülür. Atatürk’ün tanımıyla “KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR”.
Yıl 1835, BOA Sinop ve köyleri nüfus kayıtlarını araştırdığımda, Sinop köylerinden, 12- 13- 15 yaşında askere giden çok çocuk olduğunu gördüm. Bu çocuklar ve bu çocukları özlemle bekleyen analar, hepsi yüreklerinde hasret ateşiyle ebediyete göçüp gittiler. O analar için, ölene kadar asker babasının yolunu gözleyen anneannem gibi özlemle gözü açık gidenler için, değer bilmeliyiz.
18 Mayıs 1919 günü Bandırma Vapuru Sinop’a gelmiştir. Atatürk’ün Sinop’a geldiğini kanıtlayan F. Rıfkı ATAY-ATATÜRK’ÜN BANA ANLATTIKLARI 1914-1919 kitabı sayfa, 141-142 diyor ki; …………….Beynimden bir şimşek geçti: Tutabilirler, sürebilirler, fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz’in coşkun dalgalan arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıki idi. Ancak artık benim için yakalanmak, hapsolmak, nefyolma, (sürülmek) düşündüklerimi yapmaktan menedilmek, hepsi ölmekle müsavi idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rıhtımına geldim. Baktım ki rıhtıma yanaşmış olacağını sandığım vapur, uzaklardadır. Sandallarla vapura gittik. Kaptana yola çıkmak için emir verdimse de Kızkulesi açıklarında muayeneye tabi tutulduk. Birkaç ecnebi zabit ve askeri bizi yoklayacaklardı. Muayene uzayıp gitti. Gelip gidildiğine göre acaba bunlarla şehirdekiler arasında bir muhabere mi vardı? Maksat beni tevkif etmekse, bütün bu şeylere lüzum yoktu,sıkılıyordum. Bir kararsızlık da olabilir, diye düşündüm. Bundan istifade edebilmek için kaptana hareket hazırlıklarını çabuklaştırmasını söyledim. “Yirmi yedi yıllık ihtiyar kaptan demir aldırmaya başladı. Ben kaptan yerinde idim. Zabit ve askerler dışarı çıktılar. Hareket ettik. Karadeniz boğazından çıkarken, kaptana tehlikeli ihtimalleri anlattım. Cevap verdi: “ – Ne aksi, dedi, bu denizi pek iyi tanımam, pusu!amız da biraz bozuk… “ Mümkün olduğu kadar kıyılan takip etmesini tavsiye ettim. Çünkü bundan sonra benim tek istediğim, Anadolu’nun bir kara parçasına ayak basmaktan ibaretti. “Sahili takip ede ede evvela Sinop’a geldik. Kasabaya çıktım. Oradakilerle görüşerek, Samsun’a kolaylıkla gidilebilecek yol olup olmadığınısoruşturdum. Maatteessüf yokmuş! Çok zorluk çekecek ve günlerce yollarda kalacaktık. Bilmem neden, Samsun’ a bir an evvel ayak basmak için o kadar acele ediyordum ki zaman kaybetmektense tehlikeye göğüs germeyi tercih ettim. “Tekrar Bandırma vapuruna bindik. Aynı tertipte seyahat ederek, nihayet Samsun Limanı’na vardık! “
2025 18 MAYIS günü SİNOPLULAR olarak hep birlikte kutlayalım umuduyla…