RSS

Etiket arşivi: selçuklu mirası

SİNOP İÇ KALE

12.05.2021-BİLKE

SİNOP’TA SELÇUKLU MİRASI-SELJUKS HERITAGE IN SİNOP-Zekiye TUNÇ & Arzu ÖZBEK

İçkale:

Fotoğraf. İçkalenin güneydoğudan hava fotoğrafı. Fotoğraf Türk Hava Kurumu tarafından çekilmiştir. (Sinop Arkeoloji Müzesi; Redford, 2014, s. 22)

Sinop Kalesi’nin ilk inşasının ne zaman başladığı hakkında kesin bilgi yoktur. Sinop şehrinin Miletler tarafından kurulması ile bu kalenin yapıldığı fikri ileri sürülmüştür (Ülkütaşır, 1949, s. 116-117). MÖ III. yüzyıl başlarında Pont Kralı Büyük Mihridates Sinop’ta mabet, tiyatro, darphane, saray vs. yaptırtarak buraya şehir havası katmış ve çevresine de kale yaptırmıştır (Ülkütaşır, 1949, s. 116; Gökoğlu, 1952, s. 151; Ünal, 2014, s. 298).

Sinop’ta art arda hüküm süren siyasi güçler yani Romalılar, Bizanslılar ve Türkler döneminde de kalede imar yapılmıştır (Ülkütaşır, 1949, s. 151).
Selçuklular, Sinop’u fethettikten sonra kalenin batı tarafında içkale inşa etmişlerdir. Kalenin surlarının yapımında eski dönem eserlerinden kalan sütunlar kullanılmıştır. Sinop’un fethi 1214 yılında olmasına rağmen şehrin alınmasında etkili olan komutanlar kalenin imarını bir yıl sonra bitirdiklerinde kendilerinin yaptırdıkları sahalara isimlerini, şehirlerini ve Sultan I. İzzeddîn Keykâvus’un ismini yazmışlardır (Ülkütaşır, 1949, s. 119).

İçkalenin tanımı ve şehirdeki konumu ile ilgili Ali Boran’ın eserinde şöyle bahsedilmektedir:

“Surlarla çevrili bir kentin en yüksek yerinde hükümdarın, beyin ya da komutanın oturmasına ayrılmış, en son savunma yeri olan kale bölümü; bâlâ hisar ve erek de denir. Surlarla muhat bir şehir veya kasabaların içinde hâkim bir noktaya ayrıca yapılan ve hükümdar veya kumandanın oturmasına ve düşmanın surları halinde veya şehirde bir isyan zuhurunda çekilip müdafaa etmeye mahsus olarak yapılan ikinci kale. Buna öz Türkçede erk denir. Genellikle iç kaleler; şehrin en iç kesiminde ve en yüksek yerinde yer almaktadır. Surlarla çevrili iç kalede, yönetici sarayı, beylerin konutları, darphane, tutukevi ve ibadethane (cami-kilise) gibi yapılar yer almaktadır” (Boran, 2001, s. 8).


Sinop’taki içkale iki bölümden oluşmaktadır. Güney kısmında tersane, kuzeyinde ise askeri depo ve sultan tarafından yaptırıldığı düşünülen Kale Camii vardır (Kuru, 2001, s. 164; Esemenli, 1990, s. 50). İçkalede I. Alâeddîn Keykûbâd’ın emri ile bugünkü cezaevinin olduğu yerde tersanenin yapıldığı ileri sürülmektedir. Kırım’ı ele geçirmek için gemilere olan ihtiyaçtan dolayı gemilerin yapımı ve onarımının sağlandığı Sinop Tersanesi’nin (Redford, 2014, s. 91) 1220-1224 yıllarında yapıldığı düşünülmektedir (Kuru, 2001, s. 165).

İçkalenin güneyinde bulunan tersane alanında 1885 yılında Sinop Mutasarrıfı Vasil/Veysel Paşa’nın yaptırdığı cezaevi vardır (Esemenli, 1990, s. 50-51; Kuru, 2001, s. 164). Yine bir görüşe göre I. Alâeddîn Keykûbâd, Kale Camisi’nin olduğu alana bir silah deposu yaptırmıştır (Kuru, 2001, s. 166).

Sinop İçkale Kitabeleri üzerine araştırma yapan S. Redford, 1215 yılında beş aylık bir sürede bitirilen 166 kitabenin (2014, s. 17) çoğunun asıl yerinde olmadığını tespit etmiştir. Sinop’un fethini takip eden 1215 yılının bahar ve yaz aylarında içkalenin onarımının yapılması sonrasında kitabeler yerleştirilmiştir.

Sinop İçkale inşasını yapanlar Türkiye Selçuklularına bağlı emir ve ileri gelen kimselerdir (Redford, 2014, s. 68-70). Sinop İçkale Kitabelerinde hiyerarşik bir düzenin olduğu gözlemlenmektedir. İçkalenin en itibarlı yeri olan kente bakan ve doğu kısmında sultan ile iki askeri valinin kitabeleri sergilenmektedir. Hiyerarşi, sultan üstte, sonrasında askeri vali, emirler ve küçük kentlerin askeri olmayan valilerine ait olan kitabeler şeklindedir. Bu emirler aynı zamanda kale burç ve duvarlarını onardıklarından varlık sahibi kimseler oldukları da gözden kaçmamaktadır (Redford, 2014, s. 73-75). Sinop’un fethi anısına yapılan içkale kitabeleri, aynı zamanda Türklerin cihat anlayışını anımsatan eserlerdir (Rogers, 1976, p. 83).
Sinop İçkale Kitabelerinde Selçukluların dünya görüşü hakkında bilgiler edinmemiz mümkündür. Selçuklular Türk cihan hâkimiyeti düşüncesini kitabelere nakşetmekle birlikte, kara ve denizlerde hâkimiyet kuran Orta Çağ’ın güçlü bir devleti olduklarını da belirtmişlerdir. Selçuklu sultanının İslamiyet’e olan bağlılığı da kitabelerde açıkça ifade edilmektedir (Redford, 2014, s. 149 vd.).

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Mayıs 2021 in eski sinop

 

Etiketler: , , , , , , , ,