RSS

Etiket arşivi: SİNOP BİLKE

TİLKİ İLE KEKLİK

13.04.2023-Ferudun KAHRAMAN

Bir tilki, av için dolaşırken bir keklik görür ve karşısına geçip durur. Kekliği hayranlıkla seyre dalar. Tilkinin bu halini gören keklik:

-Hey can dostu, ne gördün de böyle hayran bakarsın? Der. Tilki:

-Ey güzeller şahı, şu senin şehla gözlerine yandım ve yaman bakışlarına kandım. Çok güzelsin, Allah güzelliğini bağışlasın. Acaba gözlerini yumunca da böyle açık olduğu gibi güzel ve tatlı mısın? Lütfedip bir defa da öyle görünerek bir ân da öyle seyrettirseniz. Keklik:

-Ne olacak! Deyip gafletle gözlerini yumar. Tilkinin, gözlerini seyredeceğini umar. Tilkinin maksadı onu avlamaktı, hemen şahin gibi sıçrayıp kekliği kavrar.

Keklik neye uğradığını anlar. Sabredip bir kurtuluş yolu düşünmeye başlar. Tilkiye:

-Ey bilgili avcı ve sihirli oyuncu! Sana yüzlerce aferin ve binlerce övgü. Bravo! Haberin olsun ki, ben şahlar lokması ve padişahlar yemeğiyim. Fakat Hak Teala beni sana kısmet etti. Evvela bu nimete şükret. Sonra iştahla ve huzurla ye, der. Tilki:

– Evet, doğru olanı budur, deyip şükretmek için ağzını açar. Keklik hemen tilkinin ağzından kurtulup uçar. Tilkinin keyfi kaçıp:

– Lanet olsun, nimeti yemeden şükredene! Der. Keklik de:

– Lanet olsun, uykusu gelmeden gözünü yumana! Diye karşılık verir.

 
Yorum yapın

Yazan: 13 Nisan 2023 in Eğitim

 

Etiketler: , , , , , ,

EĞİTİM İÇİN SEFERBERLİK

31.12.2022- BİLKE

Şeyda Yüksel

Kırsallar, yatılı bölge okulları, yatılı ilköğretim okulları ve buralardan çalışarak iyi puan alan öğrencilerimize, kuruluşumuzdan beri elimizi uzatabildiğimiz kadar uzatmaya çalışıyoruz. Köylerin kültürel hafızası, somut olmayan kültürel mirasının korunması için araştırıyor, arşivliyor ve geleceğe kaynak bırakıyoruz.

Okulun önünde

Bu yolda yürekten çalışanlarla her zaman yolumuz kesişiyor. Samsun’da bir bankada çalışan Şeyda Yüksel Özdemir, Dikmenli bir dedenin torunu. Dikmen İlkokulu için başlattığı 75 adet Okul Çantası Hediye Projesini sosyal medyadan öğrendik. Bu güzel amaçta yolumuz kesişti.

Dernek olarak zaten her yıl Paylaşım Projesi Kapsamında Dikmen, Durağan, Saraydüzü Yatılı Bölge Okulları ve halk için koliler gönderiyorduk. Projeye katkı vermek için Şeyda Hanım ile haberleştik ve BİLKE olarak önce 10 çanta, sonra da Yücel DEMİRHAN’IN 5 adet çanta katılımıyla 15 adet çanta desteği sağladık.

Kültür Bakanlığı ile derleme ve araştırmalar yaparken, Balkan, Kafkas, Kırım göçmenlerinin yerleştiği köylerde çalışmalarımız çok güzel ilerler. Halk oyunu, yemek, sözlü anlatılarda o kadar isteklidirler ki, işimizi kolaylaştırırlar.

Her köyde aynı kaliteyi yakalamak istiyoruz. STK’lar, sanatçılar köylerde ne kadar çok etkinlik yapar, kültür alış verişine zemin hazırlarsa toplum kalkınmasına destek sağlamış olurlar. Bu amaçla, hiç vaz geçmeden çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Köylerde bilge yaşlılarımız vardı eskiden. Şimdilerde bilge de TV telefon; rehber de TV telefon. Her birey TV dizisinin jönü sanısıyla, çalışmadan kazanma yolunda ilerliyor. Dernek olarak kırsallar ve dezavantajlı gruplarla iletişimimize devam ediyoruz, edeceğiz. Şeyda Yüksel ve arkadaşlarına, derneğimizin projelerine destek veren herkese teşekkürlerimizle.

BİLKE-BİLKE-BİLKE

 
Yorum yapın

Yazan: 31 Aralık 2022 in Eğitim

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

BİLKE HALKBİLİM ÖDÜLLERİ

30.03.2022- A. Yaşar SARIKAYA

Bu gün derneğimizde HALKBİLİM ÖDÜLLERİ Düzenleme Kurulu Toplantısı yapıldı. 2012 yılında birincisini düzenlediğimiz ödül törenimizin sonuncusunu, 2020 yılında gerçekleştirdik.

Dernek tüzüğümüzün amaçları doğrultusunda, Sinop ve halk için üreten ve yaratıcı çalışmalar içeren, ulusal ve uluslararası alanlarda Sinop’u temsil eden, ortak paydası YARATICILIK ve ÜRETİM olan eserler ödüllendirildi.

Düzenleme Kurulu, bu gün yaptığı toplantıda “BİLKE HALKBİLİMİ ÖDÜLLERİ” ne oy birliği ile bir süre ara verme kararı aldı.

Bu güne kadar ödül alan değerli çalışmalardan bazı örnekler:

2012 1. ödül töreninde Zeynel Zeki Özcanoğlu ödül alırken (RUHU ŞAD OLSUN)

ödül töreninde Levent Bektaş SİNOP şiirini okurken 2014
Ahmet Küçükbaş, Berrin Gürleyen, Günsu Cabacı, Cengiz Özekes ve Levent Bektaş Belediye Başkanı Baki Ergül 2014 ödül töreninde ödül alanlar.








































 
 

Etiketler: , , , , , ,

AKILLARDA PRANGALAR

21.02.2022-A.Yaşar SARIKAYA

İnsan, çok eski çağlarda birilerine üstünlük atfediyor, yüceleştiriyor, tanrılaştırıyor ve tapıyordu. Şimdilerde de şirketleri, parayı, malı, patronları, sözü geçenleri, siyasi kuruluşları ve liderleri de aynı şekilde yüceltmiyor mu, ne dersiniz?

Dünyada, iş sahibi olma endişesi, işten çıkarılma korkusu, yer, yurt, açlık yaşayanların çaresizliği geliyor aklıma. Küresel güç odakları, göz göre göre bu yaraları inadına kanatıyor ya.  Siyasi güçler de, halkı yönetmek için iktidar oluyor da iktidar olunca unutuyor ya. İnsanlar, günlerce, aylarca kapılarda bekletiliyor. Yüce bir gücün kapısında bekler gibi, eski çağlar hortlamış da geri gelmiş gibi. Her Allah’ın günü de “bu gün git yarın gel” cümlesini kullanıyorlar. Sorgulayanı da cezalandıran bir düzen içindeyiz. Eşit haklara sahip bireylerin yaşadığı, insanca yaşam sistemi kuran ülkeler de var kuşkusuz.

Yanlışların, tavanı delercesine pik yaptığını görünce, “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” sözü geliyor aklıma. Müslümanlığı dilden düşürmeyip, hem satıyor, hem alıyor, hem de afiyetle yiyorlar. Yine bir söz söyleyeceğim atalardan, tam da yeri gelmişken, “dam başında saksağan, vur beline kazmayı”. Atalar, sözleri boşa söylememişler. İşte sistem bu, uydum imama devam ediyor. Ya herkes, herkes ediyor mu,  ediyorlar mı ne dersiniz?

Kanunlar önünde her vatandaşın eşit olduğu bir yer düşlüyorum. Öncelikli olarak eğitim ve tarıma yatırım yapılan bir ülke.  Geçmişteki gibi, efsanevi tanrılara tapmayan, köleliğin olmadığı bir yer. Yer altı yer üstü kaynaklarının hakça değerlendirildiği, yabancıya avucun açılmadığı bir yer. Hz.Ömer’in adaleti gibi adaletin uygulandığı ülke; ne olur değmeyin bu güzel düşümün keyfine.

Diyorum ki, toplum mühendisliği ve siyaset kurumu,  akıllardaki prangaları kırmalı, zihinlerdeki leprayı yok etmeli ki, eski çağ tapınmaları yok olsun. Ama hastalık devam etsin de, insanları dilediğimiz gibi kullanalım diyen çok nedense. Bu da her zaman olduğu gibi getiri odaklarının işine yarıyor ve onları daha da palazlandırıyor.

Siyaset, izmler, sanayi, bilişim ve diğer tüm alanlarda da öyle değil mi? Varlıkları, akıllardaki prangaları kırmalı, yıkmalı, yok etmeliydi. İnsanın refah düzeyini ve bilinç potansiyelini arttırmalıydı. Her şey yerinde sayıyor demek isterdim, ama gittikçe geri gidiyor. Yöntemler yenilenmeyince, her an format atılan bir makineye dönüyorlar. Edilgen olan karşı duruş, sürekli kendini tekrar ediyor.

Toplum içi iletişimi, kültür alış verişini engelleyen gruplaşmalar, çıkar çevrelerinin işine yarıyor aslında. Toplumun, çok sesli müziğin armonisi gibi uyumu yakalamasından rahatsız olanlar var. Biz de gürültüden, bilgi kirliliğinden, kavgadan beslenenlere inat uyumu yakalamalıyız. Ah, birbirimizi küçümsemesek ya da büyüklenmesek de sorunların gerçek sebeplerine neşter atabilsek.

AKILLARDAN PRANGALAR

ZİHİNLERDEN LEPRA YOK OLSUN

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,

SİNOP KÜLTÜR SEVDALILARI

24.06.2021-Ayşe Yaşar SARIKAYA

Babam 1945 yılında, 14 yaşında tam 72 km yolu yürüyerek bir günde Sinop’a ulaşmış. Okumak istiyormuş, müfettişler bu çocuk okusun demişler ama babası evin büyük oğlu diye okumaya göndermediği için valiye durumunu anlatmak amacı ile gelmiş. Olaylar öyle farklı gelişmiş ki, 14 yaşında çalışmak zorunda kalmış. Ama hep kafasında okumak ve meslek sahibi olma fikri varmış. Varlıklı bir ailenin çocuğu olduğu için, babası gururuna yedirememiş ve oğlunu gelip almış Sinop’tan.

Bu hikaye, babamın ölümünden sonra bize hatıra olarak bıraktığı, 1. bölümü 64, 2. bölümü 67 sayfa olan el yazısı anılarında yer alıyor. O anıları okudukça, köylü milletin efendisidir sözünün değerini daha iyi anlıyorum. Babam okuma aşkı, bilime tutkusu ile 4 çocuğunu okuttu. Ona hiç kimsenin desteği olmamıştı. O, ailesini kimseye muhtaç olmayacak duruma getirdi, onlara varlık bıraktı.

Ben, annem ve babam sayesinde köy kültürü ve sorunları hakkında bilgi sahibi oldum. Öğretmen olduktan sonra da kırsalların folklörü hakkında çalışmalar yaptım. Sorun temelden çözülmeyince, durum binanın temel taşının çürük olmasına benziyordu.

Göçmenler denilince aklıma, köyünde karnını doyuramayanların büyük şehirlere göçmek zorunluluğu gelir aklıma. Alt yapısı olmayan, imar izini verilmemiş, hisseli arazilere gece kondu yaparak yapılan geçici yerleşmeler. Ard arda zincirleme gelen sorunlar…Bu sorunlar arasında kültür unutuluyor, yaşam savaşı her şeyin önüne geçiveriyor. Bu durumdan nemalananlar da fırsatı kaçırmıyorlar.

Babam, senin hatırana saygıyla köylerin kültürlerinin yaşatılması, insanlara istihdam alanları oluşması için canla başla çalıştım hala da çalışıyorum. Yıl 2003-2004 Sinop dokuma tezgahlarında dokunan ürünlerin pazarlanması için çok uğraştım. Kar amacı gütmedim, sadece yöre insanımızın kazanmasını hedefliyordum. İlgilenen firmalarla ürünleri kodladık, numaraladık dosyalar oluşturduk.

Dokuma: P-10 Aynur Demirkol

Sinop üreticileri, Kapalıçarşı, şirketler, toplantılar, sunumlar derken, bakıyorum da epey yol almışız. O yıllarda Sinop dokuma üreticileri bu işten çok para kazandı. Yurt dışı, yurt içi pazarlarında ürünler ilgi gördü. Fakat toplu siparişlere Sinop ürün yetiştiremedi.

Dokuma P:8- Aynur Demirkol

SİYAD bu konuda çalışma başlatmış, kutluyorum. Sürdürülebilir olması ve çok insana istihdam alanı oluşturması açısından değerli buluyorum. Geçirdiğimiz aşamaları, Sinop ve Sinoplu’ya fayda sağlaması amacıyla paylaşıyorum.

Dikmen- Serbest Heybesi- DOKUMA- DİKMEN

Dokuma Y-1: DİLNUR ÇEYİZ-yastık
Dokuma P-4: Ümmühan DEMİR

Dokuma THO( Takım -heybe-oda takımı)-Nezaket DEMİRKOL

Dokuma: BT- 2 Bereket Torbası- Ümmühan DEMİR
Dokuma: P-K 6- DİLNUR ÇEYİZ

Üreten herkese saygılarımla.

 

Etiketler: , , , , , , , , ,