02.04.2024- Ayşe Yaşar SARIKAYA
Korucuk, Ordu köyü sahili ve denizin içinde yumuşak, yapışkan bir toprak vardır. 1993 yılında Halk Eğitimi Merkezinde çalışırken, valimiz Sayın Adil Yazar’ın gayretleri ile müdürlüğümüze seramik fırını kuruldu. O zaman bu çamuru şekillendirip seramik fırınında denedik. İlk denemelerimizde, ürün fırından çıkınca çatladı. Daha sonra çamurdan güzel sonuçlar aldık. Ürünler fırından çıktığında, kiremit ve tuğla renginde idi. Boyabat’ta tuğla, kiremit yapımında kullanılan toprakla benzeşiyordu.

FOTOĞRAF: 2008- Y. SARIKAYA- Fen Lisesi öğrencileri ile Sinop toprağı araştırması yaparken
Sinop toprağı eskiden de, amforalarda kullanılmıştır. Hem toprak özelliğinden, hem de limandan Avrupa’ya kolay sevk edildiğinden dünyaca ünlüdür. Arkeolojik kazılarda bulunan seramik fırınları ve amforalar bilgilerimizi doğrulamaktadır.
“1993 yılında Türk ve Fransızlardan kurulan arkeoloji ekibi, Sinop’ta amfora atölyeleri araştırması yapmıştır. Ekip, Sinop ve çevresinde 20 km çapındaki bir arazide yaptığı bir haftalık çalışma ile 8 atölyenin yerini tespit etmiştir. Boztepe Yarımadasında yapılan kazılarda, Helen Dönemine ait 3 atölye bulunmuştur. Bu örnekler arasında, kulpunda çömlekçinin veya şehrin hakiminin adını taşıyan damgalı amforalar ve paralarda görülen “yunus üzerinde kartal” sembolü vardır. Demirci limanında M.Ö.3.yy’ dan, 7.yy’ a kadar faaliyette olduğu tahmin edilen büyük bir atölye bulunmuştur. Pek çok amfora çeşidi bu çalışmalardan sonra Sinop yapımı diye ayırt edilebilmektedir. “havuç amfora” olarak adlandırılan kırmızı kilden yapılmış, uzun boyunlu, ince gövdeli, minik kulplu amforalar bu örneklerdendir.[1]”
Sn. Ersin Döğer, “Antik Çağda Amforalar” adlı kitabında batıdaki birçok merkezde, mühürlü 20.000 Sinop amforasının bulunduğunu belirtir.
Sinop’un tarih ve kültür sayfalarını çevirdikçe, karşımıza ne güzellikler çıkıyor ve daha neler de çıkacak. Bu şehir, uygarlıkların gözdesi olma özelliğini, sahip olduğu bu zenginliklerden alıyor. Toprağımızın bir de boya özelliği vardır. Strabon, Sinop toprağından elde edilen boya hakkında, iki bin yıl önce şunları anlatıyor:” Kapadokya’da Sinopeli olarak adlandırılan bir aşı boyası yapılır. İberyalılar bununla rekabet ettikleri halde, bunlarınki dünyadakilerin en iyisidir. Sinopeli olarak adlandırılmasının nedeni, Ephesosluların ticareti Kapadokya halkına ulaşıncaya kadar, buralı tüccarların onu Sinope’den sevk etmeyi adet edinmelerindendir.”[2]
[1] Arkeolog Dr. Selin Tezgör, 1998/ Skylife Dergisi
[2] Strabon Coğrafyası, s, 12
Kaynak: Y. SARIKAYA, Bir İnci Memleketim-2010-S, 56-57