RSS

Etiket arşivi: bilke yazılar

TARZAN “TARZAN KALINCA”

23.12.2022-A.Yaşar SARIKAYA

Hafızamda, keskin bir bıçak gibi saplı duran bir film sahnesini anımsadıkça, insanlık nereye gidiyor diye düşünürüm. Tarzan, ormandan kent ortamına getiriliyor. Zengin bir evde, vahşi hayvan kafalarının duvarda sergilendiğini görüyor. Sürek avı, sanki çok büyük kahramanlıkmış gibi zevkle, kahkahalarla, gururla anlatılıyor.  Duruma “tarzan kalmak” deyimindeki gibi kalıyor Tarzan.

 “Sizi öldürmek mi istediler, aç mı kaldınız neden öldürdünüz?”  diyor.

Kahkahalarla gülmelerini, gurur ve zevkle bile isteye öldürdüklerini neden iştahla anlattıklarını anlayamıyor. Tarzan, orman kurallarını çok iyi biliyor ki, hayvanlar ya açlıktan ya da kendilerini korumak için öldürürler. İnsanlar nasıl yaratıklar ki, zevk için öldürüyor diye kahroluyor.  

Gelelim dünyadaki aslan avına. Aslan avı, Asurlular, Mısırlılar dönemlerinden beri hep güç göstergesidir. Asurbanipal yıl MÖ 645-640, “geniş bozkırda azgın aslanlar, vahşi bir dağ ırkı bana saldırdı ve krallığımın aracı olan savaş arabasını sardı. Tanrı Aşur ve tanrıça İştar’ın ve büyük tanrıların emriyle. Ben bu aslan sürüsünü dağıttım, tanrılar bana üstün güç ve kuvvet verdi” der. Sonra da dünyaya kendisini kahraman bir kral olarak sunar.

 Güç gösterisi, ah bu güç gösterisi yok mu? Makam mevki, para pul, beden kuvveti, silah gücü gibi tüm güçlerin ortak paydası EGO ve EZMEK fiili değil midir?

Kadın cinayetleri, canavarlıkların, dolandırıcılıkların artması, siyasi iktidarların ben iktidarım güç bende tavırları bitmedi, bitmiyor. Dini gruplar, şeyhlerini Allah ile eş tutuyor. Siyasi partiler, partilerini ulu ve yüce kabul ediyor. Dağ terörü, emperyalist güçlerin finanse etmesiyle çocukları ütopyalarına kurban ediyor.

 Filmdeki Tarzan’ın sözü her aklıma geldiğinde, insan denen varlığın kötülük sınırlarının olmadığını görüyorum. Her an esneyen ve büyüyen bu kötülük sınırları, kapkara alanlarını akıl almaz boyutlara ulaştırıyorlar. Bilişim çağı, karanlıkları durdurabilseydi, eşit koşullarda uygarca yaşayabilseydik.    

 
 

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

ŞARTLI REFLEKS YAŞAMDA

15.04.2022-Ayşe Yaşar SARIKAYA

Öğretmen Okulu öğrencisiydim, Psikoloji dersinde işlediğimiz Pavlov’un “şartlı refleks” deneyi ilgimi çekerdi. Pavlov, köpeklere et verirken zil çalmış ve bu deneyi sürekli tekrarlamış. Sonra zili çalmış ama et vermemiş, köpekler de et gelecek zannettiklerinden salyaları akmaya başlamış.

Reklam filmlerini izlerken, siz de benim gibi bu deneyle ilişkilendirir misiniz bilmiyorum. Katkı maddeleriyle allanan pullanan gıda ürünleri, reklamasyonla ağız sulandırır. Sonra da toplumu bağımlı hale getirir. Hele çocuklar, bu kandırmacanın içinde, kendi olmayı keşfedemeden büyürler. Sürdürülebilir kazanç kapısı oluşur, gdo’lu ürünlerin de istekli tüketicileri hazırdır.

Kralın çıplak olduğunu bile bile KRAL ÇIPLAK diyemeyen toplum ve KRAL ÇIPLAK diyen küçük çocuk, ne güzel bir derstir. Pavlov’un zil sesi etkisi gibidir korku ile oluşturulan dayatmalar. Toplumun normlarını oluşturur ve toplum da kabulleniverir. Sorgulamaz, araştırmaz ve boyun büker.

Ne isterdim biliyor musunuz? Öğrenilmiş çaresizlik, yerini öğrenilmiş uygarlığa bırakabilseydi. Filmi tersine çevirseydik de, zil sesi iyiliğin, doğruluğun anonsunu özümüze işleseydi. Kötülüğün hızla büyüdüğünü göreceğimize, iyiliğin hızla büyüdüğünü ve yayıldığını görebilseydik. Y.SARIKAYA

 

Etiketler: , , , , , , , , ,