RSS

Etiket arşivi: ilk okul

UNUTAMADIM

02. MART.2012- Ayşe Yaşar SARIKAYA

Yaşım 19, Ordu ili Fatsa ilçesi Yeniköy-Sarıyakup Mahallesinde öğretmenim. Okul mevcudu 90, yeni  öğretmen atanana kadar tek öğretmenim. Okul iki derslikli olduğu için, öğrencileri sabahçı öğlenci yaptım. 1-2-3 sabah, 4-5 öğleden sonra devam ediyoruz. Eğitim öğretime sabah 8.30 başlıyoruz ve akşam 17.00′ de bitiriyoruz. Öğle arası da bayram için koro, halkoyunları çalışmaları yapıyoruz.

Gönlümde,  öğretme aşkının ışığı  yanıyor. Bu ışığın sorumluluğu omuzlarımda kendimce çalışıyor, çabalıyorum.  Ev sahibimin kızı Gülsüm evlenecek. O zamanlar köylerde gelinlik adeti yok. Nasıl cesaret ettim bilmiyorum, ona gelinlik diktim. Maaş günü ayda bir Fatsa’ya iniyorum. ÇAMAŞ henüz nahiye, yürüyerek Çamaş’a oradan da jeep ile Fatsa’ya gidiyorum. O zaman bu günün yolcu minibüsleri yok, 5 kişilik jeepe  9- 10 kişi biniyoruz.

gelinlik dikmek için Manifaturacıdan gerekli malzemeleri aldım. Dikiş makinesi buldum, teyel, prova derken makinada diktim.    Köyde ilk defa bir kız, düğününde gelinlik giymiş oldu. İlçeden etamin de almıştım, genç kızlara etamin üzerine kanava işlemesini öğrettim. Sabahtan akşama kadar okuldayım, akşamı da boş geçirmiyorum. Okulda tiyatro, koro, halk oyunları çalışmayı da sürdürüyoruz. Köylünün ilgi ile katılım sağladığı çok güzel 23 Nisan Bayram kutlaması yaptık.

4. sınıfta gözleri şimşek gibi pırıl, pırıl parlayan Ali ve tatlı kız kardeşi Ayşe, bu gün de gözlerimin önünde. Ayşe’ye bayram için prenses giysisi dikmiştim. Ali, sobaların yanmasında, odunların kesilmesinde, okul nöbetlerinde, bir yerden alınması gereken ihtiyaçlarda en yakın yardımcımdı.

Bir gün biz sınıfta ders yaparken, dışarıdan sesler geldi. Dışarı çıktım ve baktım.  Köyün adamları, hep beraber hasta taşıyorlardı. Ali ve Ayşe’nin annesi fındık bahçelerken kaza geçirdiğini öğrendim. Dere tarafında bir tarlada fındık diplerini kazarken, tepeden üstüne kocaman bir kaya yuvarlanmış. Tarladan alınıp dereden köye gelene kadar aradan 2 saat geçmiş. İlçeye götürülecek, köyün ileri gelenleri, sen de bizimle gel dediler. Bindik cipe gidiyoruz. İlk hastaneye gidene kadar 1 saat daha geçti, yani 3 saat zaman kaybedildi. Hastada hareket yok, sadece nefes alıp veriyor. Çocuklar gözümün önüne geliyor, ne yapsam da anneleri kurtulur, kime gitsem ne yapsam diye düşünüyorum. Hastaneye geldik, atladım hemen acili harekete geçirdim, sedye geldi, hastayı içeri aldılar. Hastayı röntgene, gerekli tahlillere hazırladım. Hayatımın ilk deneyimlerini yaşıyordum. Sonra doktor, ameliyata alacağız, üstündekileri çıkar ameliyat giysisini giydir dedi. Ameliyata hazırlarken hastanın yarasını çok yakından gördüm, yüzünde kocaman bir yarık vardı. Giysisini çıkarırken yarık açıldı. Çok etkilendim, daha ok gençtim. İyi olmasını umut  ederek hazırladım. Hastanın eşi, annesi ve ev sahibimle birlikte sonucu bekliyorduk.  15-20 dakika sonra çıkardılar. Bize  tam teşekküllü bir hastaneye götürün dediler.  Artık anlaşılmıştı, hasta beyin kanaması geçiriyordu. Hastayı tekrar giydirdim ve hazırladım.

Eşi hastayı doktorun tavsiyesi üzerine Samsun Hastanesine götürdü, ben akşam köye döndüm. Ali ve Ayşe’ye ne diyecektim. İçim sızlıyor, yüreğim dayanmıyordu. Onlar benden iyi haber bekliyordu. Eve gittim, gözlerimin içine bakıyordu çocuklar.

Çocuklar, anneniz güzel bir hastaneye gitti, baban ilgileniyor, bize haber verecek. Bekleyelim, dua edelim iyi haber gelsin dedim. Hayatımın en zor anıydı.   Sanıyorum hepsi 6 kardeştiler. Çocuklarla göz göze geldikçe içim yanıyordu.

Ertesi günü köye cenaze geldi……….

Ali ve Ayşe ile bu gün karşılaşsam, zaman sıfırlanır ve ben o günlere geri dönerim eminim. Ali şimdi İstanbul’da iyi bir işte çalışıyor. Telefonla bana ulaştı, konuştuk. O beni unutmamış, ben de onu unutmamıştım. Öğretmenim sizi unutmadım dediğinde sesi, eski acı anıları saklayamıyordu. Yaşadığımız olay, ikimizde de derin izler bırakmıştı.

Yaşar SARIKAYA

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,