RSS

Etiket arşivi: konuk yazar

KUM ZAMBAKLARI

01.06.2023-Ayşe Ekşi ELMACI

Doğal yaşam alanı olan sahillerin birçoğunun plaj olarak kullanılması, sahillerdeki işletme sayılarının artması, artan kentleşme ve bitkinin koparılması nedeniyle kum zambakları tüm dünyada azalıyor! Her bir türün ekosistemin dengesi için vazgeçilmez olduğu bilgisiyle durumu değerlendirecek olursak, yok olmasına ramak kalan her bir canlı gezegenimize yeni bir yara açılması demek. İnsan faaliyetleri azalınca, “Dünya Limit Aşım Günü” bile ileri bir tarihe kendini atabiliyor. Elimizde böyle bir veri varken, tüketim alışkanlıklarımızdan taviz vermemekte ısrar etmek pek mantıklı görünmüyor. Bu nedenle ilk olarak yapmamız gereken şeylerin başında sadeleşmek ve sevdiğimiz/beğendiğimiz -illa ki sevmek zorunda değiliz- herhangi bir varlığın önce yaşam hakkına saygı duymak geliyor.

Kum zambağının (Pancratium maritimum) biyolojik özelliklerine baktığımızda ise yaşama sıkıca tutunan ve barındırdığı şifayı paylaşan bir bitki olduğunu anlıyoruz. Temmuz- ekim ayları arasında çiçek açan kum zambakları, kendine döllenen ve soğanlı bir bitkidir. Türkiye’de İstanbul, Bolu, Bartın, Sinop, Samsun, Giresun, Trabzon, Kırklareli, Antalya, Mersin ve Adana’nın kumlu sahillerinde görülür. İçindeki alkaloitler ve flavanoidler; gıda, tekstil ve farmakolojik endüstrilerde kullanılmaktadır. Akdeniz ülkelerinde ve Karadeniz’in güney kıyılarında sıklıkla rastlanan kum zambağı tuza, kuraklığa ve sıcağa karşı dayanaklı bir bitkidir.

Minos uygarlığına başkentlik yapmış Knossos antik kentindeki fresklerde yer aldığını öğrendiğimde ise bitki sembolizmini bir kez daha hatırladım. Minik bir parantez; zambak kelimesi (lily) Sümerce’de nefes,hayat gibi anlamlar taşır. Zambağın Antik Mısır’dan Antik Yunan’a kadar birçok kültürde barındırdığı derin bir bilgisi vardır. Kum zambağına dönecek olursam; eşleştiği mitlerden biri yeraltıyla eşleşen Persephone’dur. Tarım ve bereketin tanrıçası Demeter’in kızı olan Persephone yaşamının bir kısmını eşi Hades’in yanında yeraltında, bir kısmını annesi Demeter ile yeryüzünde geçirir. Kızı her yeryüzüne çıkarken baharı getiren Demeter, kızının yer altına inmesiyle toprağı soğutup, kışın -ölümün- gelmesini sağlar. Kum zambağının çiçekleri de açmayı bıraktığında bu durum havanın soğuyacağının habercisidir.

Yaz geliyor lütfen Kum ZAMBAKLARI na zarar vermeyin bu konuda hassasiyet lütfen nesli tükeniyor.(Fotoğraf Şevket Kaya kendisine teşekkür ediyorum.)Araştırma-Ayşe Ekşi ELMACI-27 MAYIS-2023

 
Yorum yapın

Yazan: 01 Haziran 2023 in KONUK YAZARLAR

 

Etiketler: , , , , , , , , ,

//AYŞE’CE //

28.12.2021- Ayşe Ekşi ELMACI

Yazarımızın yazısına geçmeden önce, kültür değerlerinin insan üzerindeki etkisinin önemine değinmek istiyoruz. Örneğin ana çorbası gibi lezzetli bir çorbayı başka kim yapar ki. Çocukluğumuzun saklambaç, tıkıt, yakan top günlerinin tadını, nerede bulabiliriz ki. Nene ellerinin dokuduğu bezi ve üzerine göz nuru ile işlediği özenli nakışları ve o orijinal renkleri hangi fabrika üretebilir ki. Geçmiş geçmişte kalsa da, şimdi hafızalarımızda ???BİLKE

Altmışlarda çocuk olmak” // ayşe’ce//

Çocukluğumun anılarını oluşturan şeylerden biride çerçilerdir. Ananemin köyü merkez köy olmasına rağmen çok taşıt gelmezdi. Ancak şehre pazar kurulduğunda haftada iki kez koca kamyon gelirdi. Şehre inemeyenler için çerçiler gelirdi köylere ,bambaşka bir dünyaydı sanki at arabasına kurulan. İğneden ipliğe , çanaktan çömleğe. renk renk boncuklar , sakızlar ,küpeler, basması ,pazeni. Köyün meydanında konuşlanır bütün köyün kadınları genci yaşlısı toplanır, küçük bir panayır havası yaşanırdı.

Beni en çok paradan ziyade eski plastik eşyalarla ,eski yün giysilerin takasıydı. Eksik ne alınacaksa vereceği eski plastikler ve yünlü giysiler tartılır ona göre hesap yapılırdı. Beni mutlu eden şey sakızlar ve mavi boncuklu küpeler, bilekliklerdi. Ananem beni kıyısına alır, “seç bakalım ne istiyorsun” derdi. O zaman dünyanın en mutlu çocuğu ben olurdum. (Hala bi kokoşluk var bende demek o günlerden geliyor🙃.)

Genç kızlar çeyizleri için dantel ipleri, tığlar, kendilerine dallı güllü, allı morlu yemeniler alırlardı. Çerçi onca yolu tepmenin ve kazançlı bir günün tatlı yorgunluğuyla geldiği tozlu eğri büyrü yollardan geri dönerdi. Geriye köy meydanında çocukların annelerinin onlara aldığı incik boncukları gösterip hava atmaları. Büyükler dedikodularına devam etmeleri, genç kızları hayallerini kurdukları yuvanın etamine, dantele, oyalara nasıl yansıtacaklarının düşleriyle birbirleriyle şakalaşmalar kalırdı. O zamanlar çerçiler hayallere uzanan yolda, yolu gözlenendi. Altmışlarda çocuk olmak güzel şeydi…!

//ayşe’ce//

 
Yorum yapın

Yazan: 28 Aralık 2021 in KONUK YAZARLAR

 

Etiketler: , , , , , , , ,