RSS

Etiket arşivi: köylerimiz

SEN GÖRMEZSEN BEN GÖRMEZSEM

23.02. 2021-Ayşe Yaşar SARIKAYA

80’lerde başladı arşivleme çalışmalarım. Erfelek’te öğretmenlik yapıyorum. Derlediğim yöre halkoyunlarından ekip oluşturmuşum, yarışmalara hazırlanıyoruz. Oyunlar ve müzikleri ilk olarak sunulduğu için derleme zorunlu. O zaman bilgisayar yok, okulda oturdum daktilonun başına. Elimden geldiği kadar kaynak kişilerle görüşüyor, ses kaydı alıyor, fotoğraflıyordum. Sadece o işi yapıyor sanmayın, sınıfım da var. Ayrıca diğer sınıfların müzik derslerine de giriyorum, bir de Halk Eğitimi Merkezinde Bağlama kursu veriyorum.

Neden diye bir sorun da, ben de cevap vereyim isterseniz. Atamalar konusunda hiç sansım olmadı; merkez ilçeye alındım ama kadrom köyde görünüyordu. Merkezi hak etmem için de verilen işleri yapmam gerekiyordu. Kolay yolunu bulan buluyordu da, bu kolay yolları ben hiç bulamamıştım.(!)

Ben yine de çalışmalarıma devam ediyordum. 1994 yılında emekli olduktan sonra araştırma çalışmalarıma daha fazla zaman ayırdım. İlimiz turizmi için önemli gördüğüm, soyut ve somut kaybolan kültürler hakkında kurumlarla görüşmelere başladım. Ben tüm kurumlara yardım ediyordum.

Bu süreçte, hiç de kolay olmayan çalışmaların içinde yer aldım. Gördüm ki, sosyal dengesizliklerin yarattığı sonuçların bedeli, toplumdaki bireylerin sırtına yükleniyordu. Köy- kent arasındaki dengesizliği görmezden gören bir sistem, kaçınılmaz olumsuz sonuçlar doğuracaktı. Bu nedenle, köylerde değerli olan ne varsa gözler önüne sermeliydim.

İşte, o zor çalışmalardan biri olan, dağların tepesindeki tarihi bir dokuyu kurtarmak için çok uğraştım. Milli Parklar Müdürlüğü bölgeye geldi, incelemeler yapıldı. Milli Park olması için rapor hazırlandı.

Milli Park Görevlilerinin tespit ettiği görüntülerden bir kaya

Müze görevlisi arkeolog, son kalan dağın tepesindeki kalıntıyı incelemeye gelene kadar alan talan edilmiş.

Çektiğim görüntüler için o kadar zor bir yokuş yürüdük ki. Tam 3 saat yürüdük sanıyorum. Sonra da bir başka köye derleme için gittik. Karşılık beklemeden canla başla yapılan işleri, topluma anlatmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz? Menfaat dünyası olmuş dünya, niye bu kadar emek ediyorsun, sen ne kazanacaksın diyorlardı. Haydi buyur bir de bunu izah et.

Konu uzun ve detaylı, uzatmadan görüntülere geçelim diyorum. 2 video halinde youtube kanalımda izleyebilirsiniz. Çekimlerim arasında, yayınlanmayan bu görüntüleri buldum. Araştırmacılara kaynak olması ve kaybolmaması için paylaştım. Değerlendirildiğinde, doğal güzelliği, tarihi dokusu ve şelaleleri ile ileride 5 köye mutlaka faydası olacaktır.

Bir ucundan tutan bulunacak bir gün umuduyla…

 

Etiketler: , , , , , , ,

UNUTAMADIM

02. MART.2012- Ayşe Yaşar SARIKAYA

Yaşım 19, Ordu ili Fatsa ilçesi Yeniköy-Sarıyakup Mahallesinde öğretmenim. Okul mevcudu 90, yeni  öğretmen atanana kadar tek öğretmenim. Okul iki derslikli olduğu için, öğrencileri sabahçı öğlenci yaptım. 1-2-3 sabah, 4-5 öğleden sonra devam ediyoruz. Eğitim öğretime sabah 8.30 başlıyoruz ve akşam 17.00′ de bitiriyoruz. Öğle arası da bayram için koro, halkoyunları çalışmaları yapıyoruz.

Gönlümde,  öğretme aşkının ışığı  yanıyor. Bu ışığın sorumluluğu omuzlarımda kendimce çalışıyor, çabalıyorum.  Ev sahibimin kızı Gülsüm evlenecek. O zamanlar köylerde gelinlik adeti yok. Nasıl cesaret ettim bilmiyorum, ona gelinlik diktim. Maaş günü ayda bir Fatsa’ya iniyorum. ÇAMAŞ henüz nahiye, yürüyerek Çamaş’a oradan da jeep ile Fatsa’ya gidiyorum. O zaman bu günün yolcu minibüsleri yok, 5 kişilik jeepe  9- 10 kişi biniyoruz.

gelinlik dikmek için Manifaturacıdan gerekli malzemeleri aldım. Dikiş makinesi buldum, teyel, prova derken makinada diktim.    Köyde ilk defa bir kız, düğününde gelinlik giymiş oldu. İlçeden etamin de almıştım, genç kızlara etamin üzerine kanava işlemesini öğrettim. Sabahtan akşama kadar okuldayım, akşamı da boş geçirmiyorum. Okulda tiyatro, koro, halk oyunları çalışmayı da sürdürüyoruz. Köylünün ilgi ile katılım sağladığı çok güzel 23 Nisan Bayram kutlaması yaptık.

4. sınıfta gözleri şimşek gibi pırıl, pırıl parlayan Ali ve tatlı kız kardeşi Ayşe, bu gün de gözlerimin önünde. Ayşe’ye bayram için prenses giysisi dikmiştim. Ali, sobaların yanmasında, odunların kesilmesinde, okul nöbetlerinde, bir yerden alınması gereken ihtiyaçlarda en yakın yardımcımdı.

Bir gün biz sınıfta ders yaparken, dışarıdan sesler geldi. Dışarı çıktım ve baktım.  Köyün adamları, hep beraber hasta taşıyorlardı. Ali ve Ayşe’nin annesi fındık bahçelerken kaza geçirdiğini öğrendim. Dere tarafında bir tarlada fındık diplerini kazarken, tepeden üstüne kocaman bir kaya yuvarlanmış. Tarladan alınıp dereden köye gelene kadar aradan 2 saat geçmiş. İlçeye götürülecek, köyün ileri gelenleri, sen de bizimle gel dediler. Bindik cipe gidiyoruz. İlk hastaneye gidene kadar 1 saat daha geçti, yani 3 saat zaman kaybedildi. Hastada hareket yok, sadece nefes alıp veriyor. Çocuklar gözümün önüne geliyor, ne yapsam da anneleri kurtulur, kime gitsem ne yapsam diye düşünüyorum. Hastaneye geldik, atladım hemen acili harekete geçirdim, sedye geldi, hastayı içeri aldılar. Hastayı röntgene, gerekli tahlillere hazırladım. Hayatımın ilk deneyimlerini yaşıyordum. Sonra doktor, ameliyata alacağız, üstündekileri çıkar ameliyat giysisini giydir dedi. Ameliyata hazırlarken hastanın yarasını çok yakından gördüm, yüzünde kocaman bir yarık vardı. Giysisini çıkarırken yarık açıldı. Çok etkilendim, daha ok gençtim. İyi olmasını umut  ederek hazırladım. Hastanın eşi, annesi ve ev sahibimle birlikte sonucu bekliyorduk.  15-20 dakika sonra çıkardılar. Bize  tam teşekküllü bir hastaneye götürün dediler.  Artık anlaşılmıştı, hasta beyin kanaması geçiriyordu. Hastayı tekrar giydirdim ve hazırladım.

Eşi hastayı doktorun tavsiyesi üzerine Samsun Hastanesine götürdü, ben akşam köye döndüm. Ali ve Ayşe’ye ne diyecektim. İçim sızlıyor, yüreğim dayanmıyordu. Onlar benden iyi haber bekliyordu. Eve gittim, gözlerimin içine bakıyordu çocuklar.

Çocuklar, anneniz güzel bir hastaneye gitti, baban ilgileniyor, bize haber verecek. Bekleyelim, dua edelim iyi haber gelsin dedim. Hayatımın en zor anıydı.   Sanıyorum hepsi 6 kardeştiler. Çocuklarla göz göze geldikçe içim yanıyordu.

Ertesi günü köye cenaze geldi……….

Ali ve Ayşe ile bu gün karşılaşsam, zaman sıfırlanır ve ben o günlere geri dönerim eminim. Ali şimdi İstanbul’da iyi bir işte çalışıyor. Telefonla bana ulaştı, konuştuk. O beni unutmamış, ben de onu unutmamıştım. Öğretmenim sizi unutmadım dediğinde sesi, eski acı anıları saklayamıyordu. Yaşadığımız olay, ikimizde de derin izler bırakmıştı.

Yaşar SARIKAYA

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,