RSS

Etiket arşivi: şeker bayramı

“BAYRAM” KELİMESİ ÜZERİNE

09.04.2024-Prof.Dr. Osman Fikri Sertkaya-TÜRK DİLİ MAYIS 2021 Yıl: 70 Sayı: 833

İslamlıktan Önceki Türklerde (Göktürk ve Uygurlarda) Bayram:
Göktürk ve Uygur metinlerinde “bayram mefhumu” Hint-İran dillerinden alınma rāma kelimesi ile karşılanmıştır. Sanskritçe rāma’nın anlamı “sevinç, neş’e, huzur, mutluluk, sükûn”dur.1

Bu kelime Sanskritçeden İran dillerine de geçmiştir. Sanskritçe rāma kelimesinin
sonundaki -a ünlüsü artikel ekidir. Kelime Türkçeye geçince bu -a eki düşer. Çünkü Türkçede artikelin karşılığı yoktur. Böylece kelime Türkçede rām şeklini alır. Daha sonraki Türkçe metinlerde baz-ram
veya bez-rem > bad-ram, d > y gelişmesi ile de bayram şekillerinde de görülecek olan kelimenin ikinci hecesi olan rām bu Sanskritçe kelimedir. Ancak Türkçede r- ünsüzü ile kelime de başlamadığı için rām
kelimesi Türkçede önüne a- protezini alarak arām şeklinde Türkçeleşmiştir.

Kelime, Göktürk metinlerinde görülmez. Eski Uygur Türkçesi metinlerine de çeviri metinler ile girer ve rām şeklinin yanında genellikle tarih kayıtlarında yıl adından sonra Türkçeleşmiş arām şekli ile kullanılır. arām ay / rām ay “yılın ilk ayı demektir”. 2

Örnekler: rām ay iki şık bugday, ikinti ay iki şık bugday. (Ch/U 7470 + Ch/U 6058, 4. satır); tavışgan yıl arām ay bir yangıka (USp 87/1); bu tavarnıng satıgı elig tas bözni arām ay içinde birür men (U 5264/4.-6. satırlar).
Eski Uygur Türkçesi metinlerinde takvimin ilk ayı olarak karşımıza çıkan arām /rām ayından önceki ayın, yani tamamlanmakta olan yılın 12. ayının Eski Uygur Türkçesi metinlerindeki adı ise “oruç ayı” anlamına
gelen çakşapat ay ~ çahşapat ay ~ çakşaput ay ~ çahşaput ay şekilleridir. Çakşapat kelimesinin kökü Sanskritçe şikşâpada kelimesine dayanıyor.
Budist olan eski Uygur Türkleri genellikle bugünkü şubat ayının son haftası ile mart ayının üç haftasında ay takvimine göre 28 gün güneşin doğması ile batması arasında herhangi bir şey yememiş ve içmemiştir. Bu eylemin adı İran dillerinde rōçag şeklindedir. Bu İranca kelimenin sonundaki -g ünsüzü
de Türkçe kelimelerin sonundaki -g ünsüzü gibi düşünce geriye kalan rōça şekli Farsçada kelime içerisindeki içerisinde ç sesinin z olması ile rōza şeklini olmıştır. Farsçadan geçerek Türkçenin edebî metinlerinde kullanılan rûze kelimesinin kökeni budur.
Farsça rōçag kelimesi Türkçeye geçerken Türkçede r- ünsüzü ile kelime başlamadığı için o- protezini (ön sesini) almış ve Oğuz Türkleri arasında *o-rûçag *o-ruça > o-ruç şeklinde gelişmiş ve bin yıldan beri de halk arasında oruç şeklinde kullanılmıştır.3

Müslüman Araplarda Bayram:
Türkçede kullanılan bayram kelimesinin karşılığı Arapçada عید ayn-ye-dal
harfleriyle yazılan ‘îd = ‘ıyd kelimesidir. Bu kelime Osmanlı Türkçesinde bu
şekilde kullanılmıştır. Ali Nihâd Tarlan hocamızın Eski Türk Edebiyatı derslerinde meşhur şairimiz Fuzuli’den zikrettiği aşağıdaki beyit şaheserdir:
Yılda bir kurbân keserler halk-ı âlem ‘ıyd üçün
Dem-be-dem sâat-be-sâat men senün kurbânınam

Ancak kelimenin Özbek ve Uygur Türkçeleri başta olmak üzere Türk dünyasında ‘îd yanında ‘ıyd / ‘ıyt, ‘ayt, hayt, hayit gibi şekillerde telaffuz edildiği, kişi adı ve soyadı olarak kullanıldığı görülmektedir. İki örnek verelim. 20. yüzyılın meşhur Özbek âlimi Baymirza Bey’in soyadı Hayit idi. 21. yüzyılın meşhur Uygur saz sanatkârının adı da Abdürahim Hayit’dir. 20. yüzyılda Türk dünyasının en meşhur yazarı Kırgız Türkü Çinggiz Aytmatov’un soyadının açılımını “Ayt (Bayram) – Mat (Muhammed) – Ov (oğlu)” yani “Cengiz Bayram Muhammed Oğlu” şeklinde yapanlar da vardır.
Bize Farsça üzerinden geçen iki İslami bayram vardır. Bunlardan şevval ayının ilk gününden başlayan ‘îdü’l-fıtr = ‘ıydü’l-fıtr adlı bayram ki Türkler bu bayrama Ramazan Bayramı, Şeker Bayramı, Şükr (?) Bayramı demişlerdir.
İkincisi ise kökeni Hazret-i İbrahim’e dayanan ‘îdü’l-adnâ = ‘ıydü’l-adnâ adlı bayramdır ki Türk halkı bu bayrama Kurban Bayramı adını vermiştir.

Sözlüklerdeki Değerlendirmeler

  1. “Bayram” kelimesi hakkında ilk beyan Wilhelm Radloff (1911)’a aittir. Versuch eines Wörterbuches der Türk-Dialecte, IV, 1119’da kelimenin Farsçadan
    Türkçeye geçtiğini söylemiştir. (Bk. Gerhard Doerfer, TMEN II, 813’deki bayram maddesinin sonu, s. 385).
  2. Artturi Kannisto (1925) FUF, 17, s. 1-264’te yayımladığı “Die tatarischen
    Lehnwörter im Wogulischen” adlı çalışmasında kelimenin Arapçadan Türkçeye geçtiğini söylemiştir. (bk. s. 236).
  3. Gerhard Doerfer (1965) Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen, II, s. 823’de kelimenin Kâşgarlı Mahmud’un Dîvânü Lugati’t-Türk’ünde
    baḏram ve bayram şeklinde geçmesi dolayısıyla Türkçe saymış ve kelimenin
    Türkçeden Farsçaya geçtiğini ileri sürmüştür
 

Etiketler: , , , , , , ,

BAYRAM GELMİŞ NEYİME

04.05.2022- BİLKE

Bu bayram da halk içindeydik. Girdaplara sıkışan ve çözüm yolu bulamayanlara ışık olmaktı amacımız. Yine içimiz ezildi, yine yüreğimiz yandı. Yanımızda olan BİLKE ANNELERİNE teşekkür ediyoruz.

Devlet duyarlılığı bekliyoruz, bu bizim hakkımız. Vatandaşlarımızı bilinçli olmaya, devlet yetkililerini de eksikliklerin giderilmesi için göreve davet ediyoruz.

Enflasyon almış başını giderken, halkın alım gücü de azaldı, maaşlar pul oldu. Bayram geldi gelmesine de, kimsesizlikten ve de yokluktan sessizce ağlayan insanlar varken, duyarsızların enflasyon artar gibi artması BAYRAM GELMİŞ NEYİME türküsünü aklımıza getirdi. Muğla basınının tanınan isimlerinden gazeteci Hasan Telli’nin yazısını sizlerle paylaşıyoruz. BİLKE

BAYRAM GELMİŞ NEYİME

Geceler yarim oldu

Anam anam garibem

Ağlamak karim oldu

Anam anam anam garibem

Ama radyoda yükselen ses başka şu anda,sevmek korkulu rüya, aldanmak büyük acı, hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı…..!

Biraz üşüyorum sanki tuşlara her basışımda içimdeki geçmişe bir davetiye yolluyor gönlüm.

Bayrama girmiş saatler, ama aslında esas bayramlar geçmişte ne kalmış, nede yazar, bir ah sa eğer ne ah…!

***

İlk bayramlığımı hatırlayamıyorum ne kadar zorlasam da beynimi. O kısım anılarımdan silinmiş sanki, ah sakallarım benim, beynimin ve ruhumun sakalları boşu boşuna ağarmadınız siz, unutkanlık sanki bitmez bir deprem bende.

***

Her dertten yıkılmazdım

Anam anam garibem

Sebebim zalim oldu

Anam anam anam garibem

Geçmişi hatırlarken bir ah kopuyor içimden, hadi sende çek benimle ki çıksın gün yüzüne eski resimler. Önce babamın annesi benim babaannem, onun kutlardık bayramını nede olsa beni büyüten oydu. Şimdi gene bir ah… Annem babam ve kardeşim, büyük ve hiç büyümeyen ben.

***

Heyt..be..bre..! anılar nasılda yaprak döküyorsunuz şimdi, sizde de mi sonbahar be canım.!

Dereden tepeden bayramları anlatırken, türkülerin de hatırı kalmasın. Türkülerimizde aklınıza gelebilecek bütün toplumsal olaylar işlenmiş. Ulusumuz, yüzyıllar boyu elemlerini, neşesini, övüncünü, hicivlerini türkülere dökmüş, onlarla teselli bulmuş, onlarla iletişimini tamamlamış.

Bayramlarda nişanlı kızlara oğlan evi tarafından “Bayramlık sunulurdu. Bayramlık ziynet eşyası ve giyecek türleri olabilirdi. Bu armağan nişanlı kızın yüzünü güldürür, sevindirirdi. Gelin gideceği evin fertlerine muhabbet duydururdu. Bayram dışında da “nişanlı görme” geleneğinde nişanlı erkeğin bir armağan götürmesi gerekirdi.

***

Bayram gelmiş neyime

Anam anam garibem

Kan damlar yüreğime

Anam anam anam garibem

Hüzün ve bayramın aslında bir arada olmaması gerekiyor. Zira bayram kederden, acıdan, hüzünden uzaktır.

“Bu gece bayram gecesi / Her taraf mavi, pembe, mor / Bu gece bayram gecesi; / İçim içime sığmıyor. / Görünüyor suyun dibi: / Mahalle, komşular falan / Her şey bıraktığım gibi, / Babamın öldüğü yalan! / Dördüncü kapı bizim ev, / Ben mangalın başındayım. / İki gözüm alev alev: / Bu gece on yaşındayım! / Sofalarda birer birer /Karpuz lâmbalar yakılmış.. / Gözüme uyku mu girer: / Aklıma “çın çın” takılmış! / Her şeyimi dizdim şöylece, / Fotinim, elbisem, tamam.. / Beni affedin bu gece, / Kirpiklerim uyuyamam!”

Bu bayram, yetim, öksüz ve acılı çocukları biraz sevindirme zamanı!

Kaynak: BAYRAM GELMİŞ NEYİME – Hasan Telli

 
Yorum yapın

Yazan: 04 Mayıs 2022 in Uncategorized

 

Etiketler: , , , ,