RSS

Etiket arşivi: y. sarıkaya

SİNOP ÜNİVERSİTESİ TURİZM DEKANI ZİYARETİ VE “BİLKE TİRİT” ÖYKÜSÜ

21.12.2023- A. Yaşar SARIKAYA

Sinop Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Yüksek Okulu “Sinop Üniversitesi “Turizm Dekanlığı” oldu. Bir yıl önce proje için ziyaret ettiğimizde, Müdür olan Sayın Cem Cüneyt ERSANLI ile verimli görüşme yapmıştık. Şimdi Turizm Bölümü Dekanı olan C.C. ERSANLI’YI 18 Aralık Pazartesi günü dernek olarak ziyaret ettik. Hayırlı olsun dileklerimizi sunduk. Nazik konuk severliği için kendisine çok teşekkür ediyoruz.

Bölüm dekan yardımcıları Doç. Dr. Gül ERKOL BAYRAM, Doç. Dr. Olca SEZEN DOĞANCILI ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasibe Yazıt da toplantımıza katıldılar. Dernek Başkanı ve Saymanımız ile birlikte projemiz hakkında bilgi verdik.

Uzun bir geçmişi olan SİNOP TİRİT PROJESİ öykümüz 2010 yılında başladı. 2012- 2014- 2016 senelerinde farklı kurum ve kuruluşlara sunumunu yaptık. Bu aşamada hedeflerimiz:

PROJENİN  AMACI: Sinop’un, kaybolmaya yüz tutan “tirit” kültürünü yaşatmak ve günün koşullarında değerlendirerek, turizm işletmeleri sektörü sunumları arasına yeni ve kaliteli bir porsiyon hazırlamak. Geleneksel kullanımda var olan ve bu gün unutulan vejetaryen, vegan seçeneklerini gündeme taşımak.

Yerel basına, Sinop halkına, yerel mutfak işletmelerine, Sinop Üniversitesi Gastronomi Ve Mutfak Sanatı öğrencilerine projeyi tanıtmak, yaratıcı düşünceleri harekete geçirmek, tirit projesine yeni sunumlar kazandırmak. Yarışma düzenleyerek, en kaliteli ve mutfak sektöründeki çeşitlerle rekabet edebilecek sunumları değerlendirmek, ilimize yeni ve zengin bir yemek sunumu kazandırmak. 

Sinop köylerindeki göçer kültürü ve bu kültürün tirit yemeğine yansıyan özelliklerini tanıtmak. Tirit için kullanılan doğal ürünlerin, sağlıklı beslenmede önemini vurgulamak ve yöre insanının doğal beslenmedeki ustalığını günümüze taşımak, turizm yemek kültüründe yer edinmesini sağlamak. İlimizin kültürel değerlerine sahip çıkmak, yöre kaynaklarını korumak ve turizm alanında, yöre insanına yeni bir geçim kapısı yaratmaktır.

PROJE HEDEFLERİ:

Projenin tanıtımı ve sunumu ile kaybolan tirit kültürü yaşayacak, yemek listeleri arasına tirit çeşidi de eklenecektir. Tepside ve sinilerde geleneksel olarak sunulan tirit çeşidi, tabakta porsiyon olarak sunulacaktır.  Bu proje ile turizm işletmelerine sunum kolaylığı getirilecek, turistlere ilimizi tanıtacak ve yeni bir yemek türü kazandırılacaktır. Turizm cenneti olan Sinop, Türkiye ve yurt dışında tirit yemeğini porsiyon olarak tanıtacak, yöre halkına yeni bir gelir kapısı açılacaktır. Projenin tanıtımı, ilde üretim ve istihdam döngüsü oluşturacak ve süreklilik sağlayarak yayılacaktır.

PROJE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARI:

Proje üretim döngüsü oluşturacaktır. Ana malzemeleri önceden hazırlanabilen tirit, kısa sürede servis edilebilir yapıdadır. Proje, bireyleri üretime teşvik edecektir. Üretime geçen bireyler, aile fertlerini de üretime katacak, yeni iş alanları oluşacaktır. TİRİT SALONU, TİRİT EVİ, SİNOP TİRİTİ GİBİ mekânlar açılacaktır. Önce yurt içi sonra yurt dışında, SİNOP TİRİT tanıtılacaktır. Proje hammaddesi olan un, tereyağı, ceviz, tavuk, büyükbaş hayvan üretimi yeniden canlanacak, bu alanda Pazar oluşacaktır. Uzun vadede, proje faaliyetleri yayılma ve toplu kalkınma hamlesine dönüşecektir.

PROJENİN ÇARPAN ETKİLERİ:

Köyden şehre göçen aileler yufka kültürünü bildiği için bu alanda iş kuracak veya işçi olarak çalışacaktır. Köyden şehre göçen ailelerin çocuklarının okuması kolaylaşacak, ailelerin gelir düzeyi artınca yaşam kalitesi yükselecek refah artacaktır.

Mantı satışı yapan işletmeler, tirit imalatını da çeşitlerine ekleyecekler mantı satışları da olumlu etkilenecektir. Tirit yaygınlaşınca, “Tirit yufkası“ paketleme sektörü oluşacaktır.  Restoran, lokanta gibi ticari işletmeler çeşitlerine tirit ekleyerek, müşterileri artacaktır.

Yöresel işaret taşıdığı için MARKA alma yoluna gidilecektir, Sinop ticari olarak yeni bir ürün kazanacaktır.”

Sayın Dekan, “çalışmayı birlikte yürütebiliriz. Dernek ve Üniversite işbirliğinde projeyi Sinop’a kazandırabiliriz” dedi.

Birlikte çalışma takvimi belirlendi. Belirlenen tarihte yapılacak toplantılarda görev dağılımı yapılması kararlaştırıldı. Sinop’a kazandırılması dileğiyle, ev sahipliği için kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz.

 
Yorum yapın

Yazan: 21 Aralık 2023 in Eğitim, PROJELER

 

Etiketler: , , , , , ,

SİNOP’TA ESKİ HIDIRELLEZ GELENEĞİ

06.05.2022-A.Yaşar SARIKAYA

Milli Kütüphane, Meclis Kütüphanesi arasında mekik dokuduğum günlerdi. Sinop’ta halkbilimi araştırmaları ile Atatürk’ün dikkatini çeken M.Şakir ÜLKÜTAŞIR’IN, dergiler ve gazetelerdeki makalelerine ulaşmak hayli zamanımı almıştı. Hıdırellez günü, eskiden Sinop’ta neler yapıldığını bilmek isteyenler için, araştırmalarımı sunuyorum. Y.SARIKAYA- Bir İnci Memleketim, 2010, s,502- 505

SİNOP’TA HIDIRELLEZ GÜNÜNE AİT ADETLER

Sinop ve havalisinde Hıdırellez, hem ilkbaharı tes’it etmek suretiyle yapılan bir bayram; hem de –bilhassa köylerde- yatırları ziyaret gibi dini bir törenin icra edildiği bir gündür. Bu adet, söylendiğine göre, atalardan kalma pek eski bir görenektir. 

Hıdırellez münasebetiyle kasabalarda yüzük çekilir; yakın kırlarda eğlenceler tertip edilir; köy halkı da yatırlar etrafında keşkekler pişirir, ziyeretler yapar. Bu eğlence ziyaret gününe bilhassa köylü halk, tekke günü de derler.

Yüzük çekmek: bu adet, yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, daha çok kasabalarda yapılan bir eğlencedir. Mamafih, bu iş bir eğlence olduğu kadar genç kızların bir talih denemeleri işidir de.

Bunun için Hıdırellezden iki üç gün evvel, birçok kadınlardan yüzük, iğne, düğme gibi şeyler toplanır. Herkes malını bittabi bilir. Toplanan bu eşya ya bir toprak kavanoz veya çömlek içine konur. Kavanozun içine su ve biraz yeşil ot da ilave edilir. Çömleğin ağzını al bir gaz bezi ile sıkıca bağlarlar ve bunu bahçede bir gülfidanının dibine gömerler. İçi niyet dolu bu kavanoz, bir gece gül dibinde bekletilir.

Hıdırellez günü sabahleyin erkenden, bütün kadınlar muayyen bir evin bahçesinde toplanırlar. Küçük yaşta, ergen bir kızın yüzüne namaz bezi örterler. Niyet dolu kavanozu da kızın boynuna koyarlar. Bu mecliste mani söyleyen bir takım hanımlar da bulunur. Bunlardan biri mani söylemeye başlar ve her maniyi müteakip kavanozdan bir yüzük, yani bir niyet çekilir. Söylenen manilerden herkes ve bilhassa genç, ergen kızlar türlü, türlü tefe’ullerde bulunurlar. Gülünür, eğlenilir, çalgılar çalınır.

Bu törenden sonra güle eğlene yemekler yenilir. İşte bu yüzük çekme adetinin haftasına da Tekke olur. Bu adet aynı şekilde, Ayancık, Gerze ve Boyabat’ta da yapılır. 

Sinop’ta Tekke, Seyit Bilal yanında yapılır. Burası yüksek ve çemenzar bir yerdir. Bu tören aynı bayram gibi dağdağalı olur. Şu kadar ki, Tekke törenine sadece kadınlar iştirak eder. Tekkeye ekseriyetle Cumartesi günü gidilir. Şayet hava müsait olmazsa, tören ikinci haftaya bırakılır.

Kadınlar Tekke bayramına bilhassa önem verirler. Tekke günü için, yeni elbiseler, yeni kunduralar mutlaka daha önceden diktirilip hazırlanır. Her kadın o gün, haline göre yeni şeyler giyer, bütün ziynetlerini takar takıştırır. Hele yeni gelinle, bugün büyük bir itina ile süslenirler. Hatta içlerinde gelinliklerini giymiş olanlar da bulunur. 

Bir gün evvel Tekke yerinde, dolap veya beşik kurulur. Dolap, dört küçük beşikten ibaret olup, her beşiğe üçer kişi biner. Bostan dolabı gibi bir mesnet etrafında havalanıp döner. Beşik ise, İstanbul’da eski bayram yerlerinde kurulan beşikler gibidir. Bunun içine on, onbeş kadar kadın, kız biner ve mütemadiyen sallanırlar.

Dolapların yanında ihtiyar kadınlardan bazıları mani, türkü söyler, dümbelek çalar ve bahşiş toplar.   Dümbelek çalan kadın birçok türkü ve maniler arasında şunu sık, sık tekrarlar:

                                    Aşağı hamamın yokuşu

                                    Söküldü mestimin dikişi.

                                    Kocakarıların cümbüşü

                                    Helesa,yelesa…

Tekkeye iştirak eden yeni gelinler, o günü akraba ve diğer bütün ahbaplarına şeker alıp ikram ederler. Bununla beraber, kız ve oğlan evinin ve diğer ahbapların, iki üç takım, hepsini dolaba bindirir ve dolap paralarını da gelin hanım verir.

Tekke yerinde, beşik ve dolaplarda sallanılmakla beraber, Alaylar alaylar-Hizarımızın çevresi adları verilen bazı oyunlar da oynanılır.

Alaylar alaylar oyununu, elele tutuşmuş karşılıklı beşer onar kadından mürekkep iki grup oynar.

          Bir grup:

          Alaylar, alaylar tortop alaylar.

Öteki grup:

 Ne istiyorsun, ne istiyorsun bizim alaydan

          İçinizde bir güzel var, onu isteriz

          O güzelin adı nedir, bize bildirin.

          O güzelin adı….kadındır.

          Uğurludur, usludur yalnız veremem.

         Hücum vaziyetinde

          Eşimle, dostumla varır alırız.

Der ve derhal hücum ederek, hangi kızın adı söylenmiş ise onu öteki grup içinden alırlar. Oyun müteaddit defalar ve şahıslar değişmek suretiyle böylece tekrarlanır.

Hizarımın çevresi oyunu ise, yirmi yirmibeş kadın veya kız tarafından halkalanmak suretiyle oynanır. Halka teşkil edildikten sonra hep bir ağızdan:

          “Vay sizin yerde, vay bizim yerde baharı böyle ekerler, biçerler” diyerek bağrışırlar.

Tekke günü için, herkes haline göre kuzular doldurur; tavuklar pişirir, helva, börek ve türlü, türlü hamur işleri tatlıları yaparlar. Bu gün kasabanın bütün seyyar satıcıları da mesire yerinde alışverişte bulunurlar. Akşamüstü herkes hazırladığı yemekleri güle oynaya yer ve geç vakit, ekseriya yaya olarak evlere dönülür. Sinop’un diğer kasabalarının da her birinin kendine mahsus Hıdırellezi, Tekke yerleri vardır.

Köylerde Tekke: Köylüler Hıdırellez bayramına bilhassa itina ederler. Bugün, onlar da kasabalılar gibi giyinip kuşanırlar. Köylülerin Tekke için toplandıkları birtakım yerler vardır. Sinop merkez ilçesi dahilinde “Delitepe”, “Taslaklar”, “Sarı Tekke” ve “Yenicuma” bilhassa meşhurdur.

Taslaklar, Sinop’un 25 km güneybatısında bulunan bir yerdir. Hıdırellez’den sonra gelen ilk Çarşamba günü halk burada toplanır. Keşkekler pişirilir, dualar edilir. Küçük ölçüde alışveriş yapılır. Buraya yalnız erkekler gelir. Taslaklar günü, halka tellâllar ile ilân yapılır.

Yenicuma, Sinop’un Taşmanlı köyü dahilinde bir yerdir. Hıdırellez’den sonra gelen ilk Cuma günü birçok köyler halkı burada toplanır. Kazanlarda keşkek aşı yapılır. Bu aş, köylünün getirdiği malzeme ile yapılır. Keşkekler yenilmeden önce dualar edilir, yağmur ve bereket niyazında bulunulur. Buna köy okulları öğrencileri de iştirak eder. Duadan sonra sofralar kurulur; güle eğlene keşkekler yenilir.

Delitepe, burası Sinop’un 15 km batısında ve bu addaki ormanın içinde düzlük bir sahadır. Yenicumanın ertesi, yani Cumartesi günü burada toplanılır. Kezalik bu toplantıda da keşkekler pişirilir, yenir, dualar edilir. Alışveriş yapılır.

Delitepenin yarım saat kadar ötesinde kadınlar için ayrı bir Tekke yeri vardır.

Sarıtekke, Sinoba beş saat kadar mesafede ve Giragöz dağları içinde, İncirpınarı köyünün yanında bir yerdir. Pazartesi günü burada toplanılır. Eğlenceler tertip edilir; keşkek, katlama, süt, kaymak gibi yiyecekler yenilir. Bunları civar köy halkı yapar, dağıtır.

Asarlık Tepesi, Sinobun 25 km güneybatısındadır. Bu tepede bir Yatır mevcuttur. Hıdırellez günü halk burada toplanır. Keşkekler pişirilir. Yatıra horozlar kesilir.[1]   


[1]M.Şakir Ülkütaşır: Türk Folklor Araştırmaları 2. cilt 44. sayı 3/1953 695. s.

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Mayıs 2022 in eski sinop

 

Etiketler: , , , , , ,

BU SERGİDE SATIŞ YOK

27.06.2021- Ayşe Yaşar SARIKAYA

Önemsiz görülen değerleri hayata kazandırmak istiyorsak, önce topluma model olacak adımları atmalıydık. Bu anlamda, zor bir malzeme olan yün kilimlerini değerlendirmek istedim. Nereden aklıma geldiğini sorarsanız, bu çok uzun bir hikaye, yüreğimde silinmez izler bırakan anılar sarmalı.

Annem, annesinin ve kendisinin dokuduğu kilimleri saklıyordu. Çocukluğumdan beri gördüğüm bu kilimler, benim için de çok kıymetliydi. Onları koruyalım dediğimde annem: “al senin olsun” dedi. Kilimleri özenle naftalinledim, güneşe çıkardım, havalandırdım ve dolabımda sakladım. Gözüm gibi koruduğum kilimler yüz yılın hafızası, bellek kutularıydı sanki.

Elime aldığımda, meleyen koyunların kuyruk sallayışını, çevredeki doğal güzellikleri görüyor; temiz havayı içime çekiyor ve ebediyete göçenlerin tezgahtaki tıkır tıkır dokuma seslerini işitiyor gibiydim. Kök boyası ile boyanmışlar, doğallığın has yapısını taşıyorlardı.

Sizler de, yün kilimler üzerinde tasarım yapacaksanız, gerçekten zor bir malzeme olduğunu bilmelisiniz. % 100 yün olduğu için, tozlaşma öksürük ve geniz akıntısına sebep oluyor. Belirtileri görünce çalışmayı maske kullanarak sürdürdüm.

Anlayamıyordum, kilimler köylerde tavan aralarında, ambarlarda atıl olarak neden çürümeye terk edilmişti? Değerlendirmeli ve örneklemeliydim. Hedefim, boş zamanlarını kaliteli değerlendirmek isteyen genç kızlarımızın konuya dikkatini çekmekti . TV programları ve dizilerde kendi yaşamının çok uzağında olan yaşamlara özentiyle vakit öldürmek yerine, üretmelerini sağlamaktı.

2020- Ekim ayında KADIN İÇİN DOKUDU/ KİLİMİ ROMAN OLDU temalı kilim sergisini açtım. BİLKE organizasyonuyla açtığımız sergi çok ilgi gördü. Sergide bizi yalnız bırakmayan, temayı anlayan ve içselleştiren herkese teşekkür ediyorum.

Sergide satın almak için çok talep gören bir ürünü tanıtacağım bu gün. Satın almak isteyenlere, SATILIK DEĞİL dediğimde, mana veremeyenler olsa da, bu sergi ilçelere, sanat sever ortamlara taşınacak ve model oluşturmaya devam edecek. Amaç, kilimlere kültürel değerini kazandırmak ve yeni tasarımlarla günümüze taşımak.

Kilim: Dikmen -Kadı Köyü- Nakış(Eski Beşik Örtüsü Deseni uygulama) ve Tasarım: Y. SARIKAYA- Dikiş: Fikriye KURUBAŞ
Tertemiz dikiş için Selin Ticaret sahibi Fikriye KURUBAŞ’A çok teşekkür ediyorum.
Kilim: Tilkilik- Kabaağaç Köyü- Dokuyan Ayşe DEMİR ( 1910- 1952) Kenar el dikişi orijinal-Y.SARIKAYA- Keçe ile tasarım- Fikriye KURUBAŞ

Sinop Kilim Sergisi Projesi Nasıl Başladı-TRT TRABZON RADYOSU Bir Yaşam Bir Anı PROGRAM KONUĞU-Y.SARIKAYA PROJEYİ ANLATIYOR:

 

Etiketler: , , , , , , , , ,