RSS

Etiket arşivi: yufka

YEREL DEĞERLERİMİZ

21.12.2024-A.Yaşar SARIKAYA

21 Aralık en uzun gece olacak bu gün. Doğa döngüsünün, olağanüstü sürekliliği esin kaynağımız olmuştur hep. Bilimsel keşifler ip uçlarını doğadan almaz mı?

Sinop Zeytini Ekip Çalışmamıza 4 senemizi verdik. Sinop Göçleri ve yerleşimleri, Köylerimiz, Sinop Türküleri, Masalları ve Hikayeleri kuruluşumuzla yaşıt hatta çok daha eski desek yalan olmaz. Sinop Yün Kilimleri, 2 senemizi aldı. Sinop Tirit, 10 yıldır gündemimizde.

Hepsinin ortak paydası, “KAYBOLAN SİNOP KÜLÜTÜRÜ”. Aralık ayında birincisini gerçekleştirdiğimiz “Tirit Tadım Günleri” ile, mutfak sektörüne bu çeşidimizi kazandırmayı amaçlıyoruz. Halkımızın ilgisine ve Yönetim Kurulu arkadaşlarımızın özenine teşekkür ediyorum.

Sunum zenginliği kazandırdığımız tirit tabağı, mantı gibi işletmelerde yerini almalı ve Sinop yemek çeşitlerine ilave edilmelidir.

Tadım günümüze katılan üyelerimize ve arkadaşlarımıza katkıları için teşekkür ediyoruz. Her ayın 3. Çarşamba günü etkinliğimiz devam edecek. Katılım sağlamak isteyenler “sinopbilke@hotmail.com ” adresimizle iletişime geçebilir.

 
Yorum yapın

Yazan: 21 Aralık 2024 in Etkinlik, sinop tirit

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,

BAKLAVANIN TARİHİ

28.09.2023- Hazırlayan Bilhan AKKAYA- Araştırmacı

İlk baklavayı kim yaptı, kim yedi veya bu tatlı ilk nasıl bulundu, nasıl yenmeye başladı kimse bilmiyor. Fakat gelişimi konusunda çeşitli iddialar bulunmakta. Baklavanın kökeni sayılabilecek ilk yiyecek; Asurlular’da tüketilmiş. Asurlular; MÖ. 8. yüzyılda, mayasız yassı ekmeği, doğranmış kuru yemişlerle tabakalayıp, ilkel odun fırınlarda pişirerek ve daha sonra bala bulayarak tüketmiş. Bildiğimiz kadarıyla; baklavaya en çok benzeyen ilk yiyecek buymuş.

Baklava günümüz formuna gelirken özellikle; Orta Doğu, Doğu Akdeniz, Balkanlar ve Kafkasya’da şekil değişikliği yaşayarak gelişti. 15. yüzyıl Osmanlı İstanbul’unda en mükemmel halini almaya başladı. Özellikle Fatih Sultan dönemi Topkapı Sarayı mutfak defterlerinde; baklavaya ait çok fazla kayıt bulunmaktadır. 1408488606 tasnif numarası ile kaydedilen bir rapora göre; Saray’da 1473 yılında baklava pişirilmiştir. Baklavanın tam kökenleri bilinemese de; Ortadoğu ve Yakın Doğu’da her değişim rüzgarında (yönetimsel) baklavanın zenginleştiği yadsınamaz bir kesinliktir.

Bölge, dünyanın en eski kültürlerinin ve medeniyetlerinin çoğunun merkezidir ve her gelen kültür; baklavayı kendi tercihlerine göre değiştirmiştir. Mezopotamya’ya seyahat eden Yunan denizciler ve tüccarlar kısa süre sonra Baklava’nın lezzetlerini keşfetti ve ülkelerine döndüklerinde bu tatlı bilgisini beraberlerinde getirdi. Yunanlılar; bu tatlının hamurunu Asurlular’dan biraz daha ince taptı. Aslında “Phyllo” adı, Yunancada “yaprak” anlamına gelen Yunanlar tarafından icat edilmiştir.

Baklava, Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu sınırında Baharat ve İpek Yolları üzerinde bulunan Ermeni tüccarlar tarafından keşfedildiğinde; onlar da bir katkı sağladı. Baklava dokusuna tarçın ve karanfil kattılar. Daha da doğuda Araplar; gül suyu ve portakal çiçeği suyunu, baklavada kullanmaya başladı. Ana yöntem ve tarif değişmiyordu fakat eklenen veya çıkarılan aromalar ile tad değişiyordu. Tarif sınırları geçmeye başlayınca tadı ince nüanslarla değişti. Orta Doğu’daki ülkeleri arasında Lübnan; baklavaya en çok katkı sağlayan ülkedir. Antik çağlardan itibaren İran’da; pastacılar, yasemin kokulu bir fındık dolgusu içeren baklavalar üretmiştir. Altıncı yüzyılda bu tatlı; Konstantinopolis’teki Bizans, I. Justinianus sarayına tanıtılmıştır. Osmanlılar; Konstantinopolis’i ve batıdaki geniş toprakları alınca, tüm bölgelerde yapılan baklava bileşimlerine vakıf oldu.

Osmanlı saraylarında çalışan aşçılar ve pasta şefleri, geniş bir bölgeyi kaplayan bir imparatorluğun yemek pişirme ve pastacılık sanatının etkileşimine ve gelişmesine büyük katkı sağladı. 19. yüzyılın sonlarına doğru, İstanbul ve büyük taşra başkentlerinde orta sınıfa hitap eden küçük pastaneler açıldı. Baklavanın kökeni konusunda fikir ayrılığı olduğu gibi baklava kelimesinin kaynağı da tartışmalıdır. Baklava kelimesi, 1650 yılında Osmanlı Türkçesi’nden ödünç alınarak İngilizceye girmiştir. Türk etimologlar bunun Türk kökenli olduğunu belirtmektedir (baklağı veya baklağu); bazıları ise “baklava”nın Moğol kökünden ba comela- ‘bağlamak, sarmak, yığmak’ için gelebileceğini söylemektedir. Bayla’nın kendisi Moğolca bir Türkçe alıntıdır. –Va son eki Farsça kökenini öne sürse de; ancak ‘bakla’ kelimesi Farsça değil, Arapça kökenli fasulye anlamına gelir ancak Arapça ismi olan baklava, kuşkusuz Türkçeden bir alıntıdır. Bu konuyla ilgili başka iddialar da bulunmaktadır. Baklava adı; pek çok dilde, küçük fonetik ve yazım farklılıkları ile değişse de genel olarak ‘baklava’ olarak ifade edilmektedir.

BİLKE YORUM: Kültür, kanatlı kuşlar gibi mekandan mekana gezmektedir. Her coğrafyaya taşınır, yeni ekler alır ve okyanuslar, kıtalar aşarak yayılır.

İnsan iradesi, hayatta kalmak için temel ihtiyaçlarını karşılamak için hangi coğrafyada olursa olsun hep aynı adımları izlemiştir. Sanatsal derinlik kazanma ve kaliteli yaşam sergileme boyutu ise bilimsel gelişmelerin ışığında kentleşme kültürünü kazanmasıyla zenginleşir.

 
Yorum yapın

Yazan: 28 Eylül 2023 in Genel Kültür

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,