RSS

Etiket arşivi: y sarıkaya

ESKİ TÜRKÇE KAÇAN VE ZAMAN

14.04.2024-A. Yaşar SARIKAYA

Zaman, felsefecileri bilim insanlarını tarih boyu ilgilendirmiş ve ilgilendirmeye devam etmektedir. Son yıllarda, anı yaşamak, anda kalmak yaşam koçları ve psikologların önerdiği yaşam biçimi olmuştur. İMDİ sözcüğü, an olarak Kaşgarlı Mahmut’un DLT eserinde karşımıza çıkar. İmdi, günlük kullanımda ŞİMDİ olarak kullandığımız bir sözcük ve “an” karşılığındadır. TÜN, KÜN, BILDIR ve daha bir çok sözcük eski dilden günümüze değin yaşamaktadır.

Aynı sözlükte KAÇAN sözünün, zaman olarak kullanıldığını görmek, maddenin 4. hali- kara delik- ak delikleri, proton ve nötronun parçalanarak birbirinden kaçma eylemini anımsattı. Zamanı hangimiz tutabiliyoruz ki, onu yaşıyor ve kaçırıyoruz. Atalarımız, bu gerçeği ayırt ederek KAÇAN sözüne eskimeyen bir anlam yüklediler diye düşünüyor insan. Yine günümüzde kullandığımız HAÇAN sözü, KAÇAN yerini almış olabilir de. Ezel, ebed, sonsuzluk, geniş zaman, gelecek, şimdiki zaman sözcüklerinin tümünün anlamlarını KAÇAN sözcüğünde buluyor olabilir miyiz?

KAÇAN sözü DLT: Ne vakit, vaktaki, ne zaman (Atalay IV 2006)

KAÇAN DLT: Ne zaman, eğer, ne zaman ki (Ercilasun- Akkoyunlu 2014)

Nişanyan sözlük: Eski Türkçe Kacan ne zaman, nasıl(soru zarfı) sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe KAÇ soru sıfatı sözcüğünden “an” ekiyle türetilmiştir diyor.

Zaman konusunda, dünya dilleri arasında sürdürülen KAÇAN eylemini anlatan başka söz olabilir belki. Yine de dilimizin ince ustalıklarına hayran olmamak elde değil.

İnsan kendi iç dünyasını bilmeden, dış dünyayı ezberler, karmaşık çokluğun gölgesinde yaşarsa kendine yararı olur mu? Dilimizi doğru kullanarak çağdaş yaşam ortamına taşıyabiliriz. Ne Ortadoğulu olmak ne de başka özentilere gerek kalmaz.

 

Etiketler: , , , , , , , , ,

KENDİNDEN KENDİNE YOLCULUK

26.03.2024- Ayşe Yaşar SARIKAYA

Yazılarınızı nice zaman sonra okumak, kendinizden kendinize yolculuk yapmaya benziyor. Ne derin insanın iç dünyası, gez, dolaş bitmeyen sonsuzluk. Önsöz sayfaları, her sözü yerinde kullanma özenimi ve ayırdığım zamanı anımsatsa da yine eksiklerini buluyor insan.

Sözcükler canlanıyor, arkadaşlarını seçiyor, nerede duracaklarına karar veriyorlar. Makamsal ezginin notalara uyum bilinci benzeri. Söz ettiğim önsöz sayfalarını paylaşıyorum bu gün.

 

Etiketler: , , , , , , , ,

NEMMENKİ!

29.02.2024-A.Yaşar SARIKAYA

Türkçemize burun kıvıranları gördükçe, derleme yaparken karşılaştığım yaşlılar gelir aklıma. Doğurgan kök hecelerimizin üstadı olan eski insanlarımız.

-Gızzzz, Fadime nörüyon? Cümlesini duyunca, örgü ördüğünü sanmayın sakın. Ne örüyon, ne yapıyorsun anlamında kullanılır. Konuşurken hecelerin tınlaması ve vurguları müziksel olduğu gibi akıcıdır da. Örgü, şişle ilmek ilmek devam eder ve süreklilik arzeder. Bu gün kullandığımız “SÜRDÜRÜLEBİRLİK” sözcüğünü anımsatmıyor mu?

Bu kültürü yaşatan son kalan yaşlılar, birbirleri ile konuşurken “nasılsın” sorusuna “NEMMENKİ” diye cevap verirler. Sonra konuşma devam eder, konu konuyu açar, nemmenki biz anlamadan güme gider. Tekrar bu sözcüğün kullanımında, NE BİLEYİM anlamında olduğunu öğreniriz.

Dİvanü lûgati’t-Türk tercümesi-Abdullah Battal Taymas, kelimeyi açıklık getiriyor:

Söz varlığı, kullandıkça zenginleşir, yenilenir, güncellenir. Temel değerlerin kıymetini bilenler, değerlerine değer katarlar. Değer katanlardan olmak dileğiyle.

 
 

Etiketler: , , , , , , , , , ,

1500 YILLARI BOYABAT ÇEVRESİNE İSKAN EDİLEN GÖÇERLER

06.01.2024-A. Yaşar SARIKAYA- ARAŞTIRMA

Belgelemede, en çok sıkıntı çektiğimiz, GÖÇERLERİN İSKANI VE YERLEŞİMLERİ konusudur. Yüzlerce yıl önce, elverişsiz koşullarda, dağlarda, yaylalarda yaşam kavgası verenler; türküsüne, el sanatlarına, değerlerine sahip çıkmışlardı. Ezberlerden uzak, yaparak yaşayarak, doğa ile iç içe ve doğa dostu olarak.

İşlemeli ağaç kapıların güzelliği, oymalardaki detaylar gibi diğer yadsınamaz sanat eserleri, onların emeklerini günümüze taşımıştır. Korunanların yanında, kaybolanlar için üzülmemek elde değildir. Yılların göç yorgunluğunu taşıyanlar, modern çağda tekrar göç yaşamaktadırlar. Bu göç, aile geçimini sağlamak temelindedir, kültürlerini unutmaya kapı aralamıştır. Hayatının planını kendileri yapanlar; artık planlanmış, kurgulanmış, başı ve sonu ölçülüp biçilmiş yaşam alanında kurgunun bir parçası olmuştur. Dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için çabalıyoruz.

Yeri geldikçe, unutulmasın diye belgeleri paylaşıyoruz. Y.HALAÇOĞLU’ nun kitabından 1500 yıllarında Boyabat çevresine iskan edilen göçerlerin kayıtları:

 

Etiketler: , , , , , , ,

KILIÇLI KÖYÜNDE ABD VİRGİNİA ÜNİVERSİTESİ MEZUNU KOOPERATİF KURDU

12.12.2023- A. Yaşa SARIKAYA

Büyük emeklerle var edilen Kılıçlı Köyü SİNABELİ KOOPERATİFİ atölyesini, 11. 12. 2023 günü ziyaret ettik. Denetleme Kurulu Başkanı Günsel DİRİ, Yönetim Kurulu Başkanı Y. SARIKAYA ve üyesi Ayfer SALCIER derneğimizin ödüllerini sunmak üzere atölyeye geldik.

Açılış konuşmam : Köylerde KADIN HAREKETİ ve İSTİHDAMI konusunda bu güzel proje model olmalıdır. Kadınlarımız, anaçtır, üretendir, atalar sözünün dediği gibi, ” yuvayı kuran dişi kuştur”. Tüketim toplumu olmak yerine, üretim toplumu olmamız için atılan her adım kıymetlidir. Halk kültürümüzün aynası olan bu projeyi başından beri destekliyoruz. İlk aşamalardan beri karşılaşılan zorluklara, engellere, nasıl göğüs gerdiklerine dernek olarak tanığız.

Ödeneksiz, desteksiz, katkısız bu atölyeyi kuran ve kotaran köy kadınlarımızı yürekten kutluyoruz. Onlara öncülük eden Aylin ve Yücel DEMİRHAN’ın diğer köylerimizdeki kadınlara öncü olmasını diliyoruz” .

Ödül töreninde, her dokumacıya derneğimizin teşekkür belgelerini sunduk. Önce kurucu olarak çok emek veren Y. DEMİRHAN ve ABD Virginia Üniversitesi İspanyol Dili ve Edebiyatı, Ekonomi çift ana dal mezunu olan ve Kılıclı Köyü Sinabeli Kooperatifi Baskanlığını yürüten Aylin Demirhan’a belgesini takdim ettik.

2023 Bilke Halk Kültürü Ödülünü sunduk. Ayrica İspanya Madrid Complutense Üniversitesi, İspanyolca ögretmenliği master programıni da tamamlayan Aylin Demirhan’ı, bu birikimi ile gençlere örnek olduğu ve Köyde Kadın Üretim Hareketini başlattığı için kutluyoruz.

Kurucu Başkan Yücel Demirhan Konuştu:

Yürekli, yılmayan, azimli kadınlara ihtiyacımız var. Dokuma tezgahlarında ritim tutarak Sinop türküsü söyledik birlikte. Türkü dinletisi ardından, her tezgahta dokunan örnekleri inceledik ve kendilerine başarılar diledik.

PROJENİN HİKAYESİ:

PROJE 1. AŞAMA: Aylin DEMİRHAN kolej öğrenci velileri, öğretmenleri ve köylü halk ile birlikte eski okul binası restore edildi.  Kütüphane kuruldu, bilgisayar alındı. SEV Koleji öğretmen ve öğrencileri köyde kamp yaptı köy yaşamını gördü.  Kamp boyunca öğrenciler, öğretmenleri Aylin Demirhan, Rachel Litwak, Mehmet Cemil ve James Farley liderliğinde etkinliklere katıldı.

Grup tarlada çalıştı, inek sağdı, ormanda yürüyüş yaptı. Köy çocuklarıyla tanışıldı oyunlar oynandı, sohbet edildi, okul binasının restorasyonunda çalışıldı. Tarladan sebze toplandı, yemekler pişirildi; armut toplayıp pekmez yapıldı, hamur açıldı mantı yapıldı, kümesten yumurta alıp haşlandı, sofralar kuruldu, toplandı, bulaşıklar yıkandı. Bazı öğrenciler toprağı sürdü, diğerleri doğal tarım amaçlandığı için ilaçlama yapılmadığından otları temizledi, kimisi karık açtı, kimi ekti, kimi de fidelere can suyu verdi.

Tarla aletleri kullanıldı, çiftlik hayvanları tanındı, köydeki börtü böcekle yaşama deneyimlendi. Organik atıklar toprağa geri kazandırıldı.  Yıldızların yoğunluğu, gecelerin sessizliği yaşandı. Güneşin doğuşuyla kalkıldı, batışıyla tavuklar kümese kondu, öğrenciler Karadeniz’in yeşiline, Sinop şivesine ayak uydurdu.

PROJE 2. AŞAMA: Yücel DEMİRHAN, Kılıçlı Köyü Kültür Merkezine dokuma atölyesi kurdu. Köylüden geleneksel dokuma tezgahı buldu, Halk Eğitimi Merkezi ile işbirliği yapıldı. Köydeki genç ev hanımlarına el dokuma kurs açıldı. Kurs belgesi alanların, öğrendikleri sanat ve dokuma kurs belgesi ile istihdamları hedeflendi.

Kursiyerler kursta dokuma eğitimi alırken, çocukların başıboş olmaması için, merkezde Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu işbirliği ile ana sınıfı açıldı. Kültür Merkezine Ana sınıfı öğretmeni ve geleneksel dokuma öğretmeni atandı.

PROJE 3. AŞAMA: KOOPERATİF kuruldu, adı SİNABELİ oldu ve başkan Aylin DEMİRHAN ile birlikte, üretim ve pazarlama adımlarına geçtiler.

KOOPERATİF Sinop LAVERDA FESTİVALİNDE

Dokumacı kadınlar ödül aldılar:

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Aralık 2023 in Etkinlik, Genel Kültür

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,

SİNOP’TAN BİR ERKAN TURAN GELDİ GEÇTİ

24.09.2023-A. Yaşar SARIKAYA

O’nu her yerde görmeniz mümkündü. Sinop için yapılan her organizasyonda, kuruluşlarda, açılışlarda, toplantılarda, gösterilerde ve seminerlerde. Şairler ve Yazarlar derneğinin kuruluşu için harcadığı zamana tanığız bizler. 15 Eylül Atatürk’ün Sinop’a geliş etkinliklerinde konser organizasyonunda çok koşturmuştu. Kurum amirlerini ilk o ziyaret eder, kendisine her kapı açılırdı.

Zeytin Projemizin toplantılarına katıldı ve bizlere gönül desteği verdi. Kültür Müdürlüğü Salonunda akademisyenlerin hazırladığı sergide beraberdik.

Foto: Sergide aramızdan ayrılan C. ÜNAL ile birlikte

Toplantılarda, babacan tavırları ile hep birleştiriciydi. Yeri doldurulamayacak bir insandı Erkan TURAN. Kendine özgü davranışları ile Sinoplu herkesle iletişimi vardı. Hep” herkes benim akrabam, dedemiz Ali Başoğlu” derdi.

2022 Bilke Halkbilim Ödülleri kapsamında, Yönetim Kurulumuz E.TURAN’I ONUR ödülüne layık gördü.

Kendisini rahmetle yad ediyoruz, ruhun şad olsun değerli insan.

 
Yorum yapın

Yazan: 24 Eylül 2023 in Haberler

 

Etiketler: , , , , , , ,

PERİ KIZIM PERİHAN KIZIM

26.08.2023- A.Yaşar SARIKAYA

Sinop Kız Yetiştirme Yurdu vardı yıllar önce. 1976- 1978 yıllarında orada öğretmenlik yaptım. 20 yaşlarımda idim, öğretmen arkadaşlarımızın en büyüğü de olsa olsa 26 idi. Gençtik, tecrübesizdik. Müdürümüz Fehmi AYDIN, Köy Enstitüsü mezunu bir öğretmendi. O, hepimizi yetiştirdi. Yurt bizim ailemiz gibiydi.

Şimdi hala öğrencilerimiz ve torunları ile görüşüyoruz. Biz gençliğimize dönüyor, onlar da çocukluğuna. O günlerin tadı damağımızda, her karesi hafızamızda, geçmişte sörf yapıyoruz.

Grubumda bir öğrencim vardı, hiç unutmadığım. Yazları gidecek yeri, akrabası, hiç kimsesi yoktu. Sabunluk örmeyi severdi. İp ve tığ alırdım yazları, örgü ile oyalanırdı. Hala ona ulaşamadım, ördüğü lif ve mandal torbalarını hatıra olarak saklıyorum.

Müdür Baba ile yolda karşılaştık. Parkta bir ağacın dibine oturduk. O öğrencimin kardeşi ile nasıl buluştuğunu anlattı. Ben her zamanki gibi yine hüzünle doldum. İzlemek isteyenler için:

 
Yorum yapın

Yazan: 26 Ağustos 2023 in Fehmi AYDIN

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,

EĞİTİM BURSLARIMIZA YENİ KONTENJAN

06.08.2023-A. Yaşar SARIKAYA

Eğitim Projemizden karelerMEZUN ÖĞRENCİLER LE

Derneğimizin kuruluş günlerinde yaşadığım duygu yoğunluğu, toplumun ihtiyaçlarına cevap bulmak heyecanı, bizi bu günlere getirdi. BİLKE adı bile, şiir gibi ilhamla gelmişti. Sinop ve çevresinde yaşanan problemleri çözmeyi hedefleyerek kurmuştuk derneği.

4K KÖY KENT KÜLTÜR KÖPRÜSÜ PROJESİ KÖY ATÖLYESİ

Araştırmalarla geçen zamanlarım, öğretmenlik yıllarım toplumun CIZ noktalarını önüme serivermişti. Yurdumun, boyutları dağları aşan problemlerinin bir ucundan da biz tutmalıydık.

80-90’lar sonrası, AB uyum yasalarına göre köylerin boşalmasıyla, bu sorunlar kapanmayacak yaralar açtı. Kente göçen, iki kuruş ekmek parası için toprağını bıraktı. Kadınlar kızlar tarlada çalışmak yerine evde oturmayı tercih etti. AVM’ler, ZİNCİR MARKETLER oh ne güzeldi. Güneş altında çalışmak yok, para az olsa da tarlada, ahırda terlemeden yaşamanın keyfini çıkarıyorlardı.

Ne yapsalardı, toprak gübre istiyor, traktör, döver- biçer istiyor, para yetmiyordu. Ormanlar kesildiği için domuzlar köylere, tarlalara saldırıyor, ekilen tarlaları talan ediyordu. Tarlalara, çelik tel örgüler yapsan para, araç alsan para, mazot alsan para, gübre alsan para. Ne olacak bu işin sonu dediler ve göçtüler köylerden.

Büyük şehirlerde nüfus patlaması yaşandı, eğitim seviyesi düştü. Özel okullar rağbet görmeye başladı. Çocukların kaliteli eğitim alması zorlaştı. Bir de köyden göçemeyenler vardı. Çocukları YBO’na gidenler, taşımalı eğitim görenler.

ÖĞRENCİLERİMİZE BİLGİSAYAR DAĞITIMI

BİLKE, okuma isteği olan çalışmaktan yılmayan başarılı çocuklara ulaştı. Her hikaye birbirinden etkileyici idi ve bizi kamçıladı. Onlar da eşit koşullarda eğitim almayı hak ediyor. Çobanlık yaparken üniversite sınavlarına hazırlanan ve derece yapan gençler yalnız bırakılmamalı dedik ve onlara ulaştık. Eğitim seviyesi Türkiye genelinde düştü. Yine de çocuklarımız, gençlerimiz için meslek sahibi olma yolunda elimizden geleni yapacağız.

Olumsuzluklara karşı alternatif yaratmak konusunda destekçilerimiz artıyor. Şeffaf dernek anlayışımızla, işletme defterimiz, dekontlarımız, belgelerimiz açıktır. Yüreğimizde yurt ve insan sevgisi ile yürümeye devam ediyoruz. Burs öğrencilerimiz için koşullara, BURS BAŞVURULARI kategorimiz ve sayfamızdan ulaşabilirsiniz. Gönlü zengin olanların desteklediği bir dernek olarak, bir kuruşumuzu hibe etmeden, hesabını vererek yolumuza devam ediyoruz.

NOT: 2019 yılında toprağa verdiğimiz canım babam, Sinop’un dağ köyü TİLKİLİK’ten 13 yaşında okumak için 1944 yılında SİNOP’A kaçmış. Valiye gidip okumak istiyorum demek için. Cafer SARIKAYA ANILAR kategorimizde el yazısı ile yazdığı yaşamını okuyabilirsiniz. 4 çocuğunu okutan, üniversite mezunu ve meslek sahibi yapan babama minnettarız. O nesil Türkiye Cumhuriyeti için çok duyarlıydı, Projeyi, Atatürk ve silah arkadaşlarının kanları ile suladığı bu coğrafyada kurduğu Cumhuriyete duyarlı nesle adıyoruz. A. Yaşar SARIKAYA

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Ağustos 2023 in Eğitim

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

ROMA’DA ATATÜRK CADDESİ

09.06.2023-A. Yaşar SARIKAYA

ROMA’DA LARGO MUSTAFA KEMAL ATATÜRK CADDESİ

Roma, Cumartesi ve Pazar günü çok kalabalıktı.  Aklımda, Largo Mustafa Kemal Atatürk Caddesini bulmak vardı. Termini’de, dünyanın dört bir yanından insanlar, ellerinde valizler oradan oraya koşuşuyordu. Tüm oteller de doluydu.  Otel fiyatları iki katına çıkmış, havaalanı, terminal, tren, metro ve otobüsler tıklım tıklımdı. Bilim kurgu filminde, geleceği anlatan senaryo içinde gibiydim. Birbirini tanımayan, aynı dili konuşmayan, farklı renklerde farklı dinlerde insanların her biri kendi işinin peşindeydi.

Gitmeden önce, Roma’da gezilecek yerleri araştırmıştım. Okuduğum 2005 tarihli bir haber dikkatimi çekti:

 “İtalya’nın başkenti Roma’da, ölümünün 67’nci yıldönümünde Atatürk’ün anısına ilk özel anıt dikildi.

Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ vecizesinin İtalyanca çevirisi olan ‘Pace in patria, pace nel mondo’ ibaresi de kaide üzerine yerleştirilmiş bir açık kitabın sayfaları şeklindeki anıtta yer alıyor.(1)

 Haberi okuyunca, bu anıtı mutlaka görmeliyim dedim. Cumartesi günü Frankfurt’tan Roma’ya uçtuk.  Roma Termini’den otelimizi bulduk. Yeğenim yanımda bana rehberlik ediyordu.  Roma’da kaynanadili, zakkum ve defne ağaçları, hep Sinop’u hatırlattı. Roma İmparatorluğu döneminin mimarisi, sanat eserleri, müzeleri ve katedralleri gerçekten göz kamaştırıyordu.

İlk görülecek yer olarak tüm rehberler Kolezyum’u (Colosseum) öneriyordu. İkonik Antik Roma Gladyatör Arenası muhteşemdi.  Çinlilerin çoğunlukta olduğu dünyanın her yerinden gelen turistler, bu görkemli yapıların fotoğrafını çekiyorlardı. Kolezyum’un içine girmek isteyenler, tam 3 km belki de daha fazla kuyruk oluşturmuştu.

Fotoğraflar çektik ve Google Map uygulamasından yolumuzu belirledik. Önce Borgese Bahçelerine, sonra da“Atatürk Parkı’na gitmek ulaşım açısından uygundu.  

 Villa Borgese Bahçeleri içinde, ünlü heykeltıraş Pietro Canonica’nın adını taşıyan bir müze vardı. Canonica, Taksim Cumhuriyet Anıtı ve İzmir Atatürk Anıtını yapan ünlü bir heykeltıraştı.  Bu müzenin içinde, Türkiye’de bulunan eserlerin taslakları yer alıyordu. Canonia’nın yaptığı Atatürk büstü de aynı müzede sergileniyordu. Roma’da değer gören bu eserler, bizim değerlerimizdi. 

Müzeden sonra Google map bizi EUR PARKINA yönlendirdi. Aradık ve bulduk. Bulunduğumuz yer, LARGO MUSTAFA KEMAL CADDESİ olarak uygulamada göründü. Caddeye sınır olan parkı ve tabelayı da bulduk. Roma’da sanatsal bir mermer çalışma olan anıt üstüne yazılı  “YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ” sözünü görmek, yabancı ülkede bizi çok gururlandırdı.  Altında Atatürk’ün imzası da vardı.

Atatürk’ün örnek bir lider olarak İtalya’da değer görmesi, bizi çok duygulandırdı ve heyecanlandırdı. Ömrünü devletine, milletine adayan bir dünya lideri olarak sonsuza dek yaşayacağını kanıtlıyordu bu anıt.

LARGO sözcüğü büyük anlamındadır. Roma’ya gidenler, BÜYÜK MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Caddesi ve aynı isimle anılan parkı mutlaka görmeliler.    

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır “ diyen Atatürk, bedenlerin geçici olduğu dünyada, ilkelerin yaşaması gerektiğini vurgulayan ender liderlerdendir. Sana ne kadar teşekkür etsek az ATAM, saygıyla, minnetle. Ruhun şad olsun. 

A. Yaşar SARIKAYA-05.06.2023-Roma

 (1)Eur Parkı’na törenle yerleştirilen anıt, Carrara’lı ünlü İtalyan heykeltıraş Luciano Massari’nin imzasını taşıyor. Eserin sanat yönetmenliğini ise İtalya’da ‘mermer ve taşların şairi’ olarak tanınan Marco Rotelli yaptı. Eserde kullanılan mermer ise Carrara’dan Cave Michelangelo tarafından hediye edildi. Türkiye İhracatçılar Birliği ise Roma’ya dikilen anıtın ana sponsoru. İtalya-Türkiye Dostluk Birliği ve Mare Nostrum Vakfı da projenin ek sponsorları arasında yer alıyor.

 Törene katılan Roma Büyükelçisi Uğur Ziyal, İtalyanların 1976’da da anıtın bulunduğu parkın yanındaki meydana Atatürk’ün adını verdiklerini hatırlatarak ”bu anıt, hem Atatürk’e saygıyı, hem de Türk-İtalyan dostluğunu simgeliyor” dedi.

Anıta mekan tahsisi yapan ve EUR semtindeki park ve kültürel varlıklardan sorumlu EUR Şirketi’nin murahhas üyesi Prof. Mauro Miccioise da Atatürk’ün sözünün bugün için de bir mesaj olduğunu açıkladı:

”Bugün takdim ettiğimiz anıt, Türkiye’de laikleşme sürecini, din özgürlüğünü ve kadın haklarını tanıma uygulamalarını başlatmış olan Atatürk’ün anısına sadece bir saygı eylemi gibi algılanmamalıdır. Bu vecize, çatışmalar ve sosyal gerilimlerle dikkatleri çeken günümüz dünyası ve bizim toplumumuz için de olumlu bir sinyal olarak yorumlanmalıdır.” 11.11.2005 – cnntürk.com

 
 

Etiketler: , , , , , , , , ,

ALIŞKANLIK TANRILARI

25.03.2023- Ayşe Yaşar SARIKAYA

Görkemli yapılar, para, makam, şan, şöhret ve güç için insanlık kendini nasıl da paralamış yıllarca. Uğruna ne canlar verilmiş, ne sevgiler feda edilmiş, ne dümenler dönmüş, hırs büyümüş, alışkanlığa dönüşmüş; ve yüceleştirilen tanrılar. Para tanrısı, makam tanrısı, inşaat …..tanrısı gibi.   

Pagan döneminde, doğa olaylarından ve tüm tehlikelerden korunmak için, insanlar tanrılara sığınırmış.  Güneş, gökyüzündeki cisimler, yeryüzü, ağaçlar, bazı mistik hayvanlar, nehirler gibi birçok tanrılara inanırmış. Kutsal ağaçlar, tepeler, deniz kıyıları ve mağaralar da onların kutsal mekanlarıymış.

Onlar mevsim döngülerini, toprak özelliğini, gök olaylarını yaşayarak öğrenmiş; toprağın verimini artırmanın yollarını aramışlar. Ve bu yol, Bereket Tanrısı inancını doğurmuş.. Böylece, bu günün küreselleşmesi tersine; doğayı incitmemeyi, onun dilince hareket etmeyi ilke edinmişler.

Günümüzde tapılan ilahların sayısı ise o kadar çok ki. İnşaat tanrısı, para tanrısı, güç tanrısı, siyasi inanç tanrısı gibi yüceleştirmeler, insanı teslim almış durumda. Ormanlar bina için kesilir, malzemeden kısılır, ucuza maledilir. Sonra, inşaat tanrısına ağaçlar, flora ve fauna kurban edilir.

Ya, Güç Tanrısına kurban edilen onur, şeref ve vicdandan akanlar. Siyasi inanç tanrıları için yol olan kurbanların sınırı bile yok. İnsanları soyutlaştırmak, yüceleştirmek ve tanrılaştırmak da cabası.  

Alışkanlıkların tanrılaşmasına izin vermeyelim.

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,