RSS

Kategori arşivi: Haberler

günlük haftalık haberlerimiz

AFİYET SIDDIKİ

19.08.2023- BİLKE

“Adı Âfiyet Sıddiki, otuz yaşlarında, Pakistanlı bir nöroloji uzmanı, Harvard’dan fahri diploma almış tek doktor, çeşitli üniversitelerden 144 fahri diploması var, sinir sistemi alanında birçok üniversitede çalışarak diploma almış. Tıbbı ve nörolojiyi ABD’nin en önemli üniversitelerinden biri olan Massachusetts Teknoloji Üniversitesi (MIT)’nde tamamladı, annesi, kardeşleri ve kocası da tıpçı.”

KRİTİK ÇALIŞMASI CIA’E SIZDIRILDI

“Kritik çalışmasını Amerikalılara duyuran kocasından ayrıldığı için üç çocuğu da yanında kaldı.”

O ÇALIŞMA NEYDİ?

“İnsanları biyolojik silahların tahribatından koruyacak bir orijinal program üzerinde çalışıyordu, bu programın başarılı sonuçlanması ABD’nin milyarlarca dolar sarf ettiği bu silahları etkisiz hale getirecekti.”

CIA ALMAK İSTEDİ

“ABD istihbâratı kendisine “programı sonlandırması ve geldiği noktaya kadar olanı büyük bir meblağ karşılığında satın almayı” teklif etti, o, “henüz bitirmedim” diyerek teklifi reddetti.”

PAKİSTAN’DAN KAÇIRILDI

“ABD istihbaratı, asılsız ve delilsiz olarak onu el-Kaide ilişkisi ile itham ederek üç çocuğu ile birlikte ve Pakistan’dan izin alarak kaçırdı, 2003 Mart’ından bugüne kadar zindanda.”

ERKEKLERİN KALDIĞI BİR HAPİSHANEYE KAPATILDI

“Onu, ABD-Afganistan’ın şöhreti en kötü olan Bagram Cezaevi’ne ve erkeklerin yanına hapsettiler. Koğuşu gardiyanlara ve diğer tutuklulara açık, gardiyanlar durmadan işkence yapıyorlar, mahkumların tecavüzleri sebebiyle onun çığlıkları gece boyunca kulakları tırmalıyordu.”

İŞKENCE YAPILDI

“Bir İngiliz gazetesinin (Yvonne Ridley) açıklamasına göre ona yapılan işkencelere değil bir kadın en güçlü erkeklerin bile dayanması mümkün değildi. New York’ta ilk mahkemeye çıktığında durumu içler acısı idi, yakalandığı sırada göğsünden yaralanmış doğru dürüst tedavi edilmemişti, böbreklerinden biri ve bağırsaklarından bir kısmı alınmıştı, ayakta duramıyordu, otururken de birilerine dayanıyordu, çok zayıf düşmüştü, vücudunda kanamalar görülüyordu. Yapılan işkencelerin birini şöyle naklediyorlar: Kur’an-ı Kerim parçalanmış, sayfaları yere serilmiş ve kanları akarken üzerinden yürümesi istenmişti, maksat diğer mahkumlara, onun kanı ile kirlenmiş Kutsal Kitab’ı göstermekti. Yakaladıklarında zerk ettikleri bir ilaç ve sonraki işkenceler yüzünden psikolojisi altüst olan, kaybolan çocuklarının acısıyla hayal görmeye başlayan, ruh ve bedeni acil müdahale ve tedaviye muhtaç olduğu halde buna izin verilmeyen mazlum Afiyet’in son durumu hakkında bilgiye ulaşamadım. Yapılanların dünya kamuoyuna ve bilgisine ulaştırılması her bilenin birinci vazifesi olmalıdır…

 
Yorum yapın

Yazan: 19 Ağustos 2023 in Haberler

 

Etiketler: , , , , , , ,

AZİZ NESİN VE BABASI

12.09.2021-BİLKE

İnsana değer vermek, hayatta öğrenebileceğimiz en temel kazanımlardan biri. Her insan, AKIL sahibi olduğunun bilincinde olsa da, başkalarına tabi olmak yerine aklını çalıştırıp ona uysa.

Akıl sahibi olmanın bilincinde olma erdemine sahip olan insanlar, çalışır, okur, kendini geliştirir ve toplumun sorunları için neler yapabilirim endişesi taşırlar.

Aziz NESİN eserlerini okumayanlar okumalı. Onun hikayelerinde, herkes kendi yaşamından izler bulacaktır. Devlet çarkının hantal işleyişini, toplumun, ailelerin, bireylerin sorunlarını gerçek bir dille ve korkusuzca kaleme alan Aziz NESİN’İN babasına yazdığı şiir:

BABAM

Dünyaların en iyi babası benim babamdır
Düşmandır düşüncelerimiz
Dosttur ellerimiz
Dünyada tek elini öptüğüm
Babamdır
Kırkını geçtin adam olmadın der
Başım önümde dinlerim
Önünde tek baş eğdiğim babamdır
Sabahlara dek Kuran okur
Anamın ruhuna
İnanır ona kavuşacağına
Bana gâvur der
Diş bilemeden
Dünyada tek bağışladığı ben
Tek bağışladığım odur
Başım derde girdikçe bakar çocuklarıma
Bitürlü ölemiyorum der senin yüzünden
Çocuklar ortada kalacak
Ölemez kahrımdan benim
Yaşamak zorunda benim yüzümden
Gözlerindeki ateş bakışlarında söner
Tuttuğun altın olsun der
Çocukluğumu tek anlayan odur
Dünyaların en iyi babası benim babamdır

Annemin hiç fotoğrafı yok. Çünkü o dönemde kadınların resim çektirmeleri günah sayılıyordu. Babam da çok az resim çektirmiştir. 83 yaşında ölen babamın, şimdiki benim yaşımdayken (75 yaş) çekilmiş resmi.

AZİZ NESİN: 1915 doğumludur.

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Eylül 2021 in Haberler

 

Etiketler: , , , , ,

TESTİ KIRILMADAN ÖNCE HOCA TEDBİRİ !

12.08.2021-BİLKE

Çocuğu suya gönderir ya hoca, testiyi kırma diye de bir şamar atar ya…

Hocanın bu öğretisini biliriz bilmesine de, ders alır mıyız acaba? Ne gördüklerimizden, ne yaşadıklarımızdan ders çıkarmadıkça, ardımızı felaketler de bırakmayacak. Sahile, derenin kenarına yüksek binalar dikilirken devletin ve belediyelerin bir yaptırımı olmayınca afetlere davetiye çıkarmak değil de nedir?

Bu yanlışlıklar artıyor ve ceremesini de halk çekiyor. Ayancık, Türkeli, Erfelek, Kastamonu GEÇMİŞ OLSUN. Yardım elini uzatan SİYAD, SİNDEF, BOYABAT, Sinop Halkı ve yardım gönderen herkese teşekkür ediyoruz.

Tersliği düzeltmek istiyorsak, bireyler olarak sorumluluklarımızın bilincinde olmalıyız. Derdimiz ortada, çare olacak yöneticilere ihtiyaç var. Felaket başımıza gelmeden önce çözüm yolları üretenlere ve tedbir zincirleri alanlara ihtiyacımız var. Salgın ve küresel ısınmaya karşı bilim adamları yıllar önce söylediler yazdılar. Nedense dünya getiri odakları duymadılar, duymazdan geldiler.

Halk olarak bilinçlenmek ve duyarlı olmak zorundayız. Biz bilinçlenmedikçe felaketler ve salgınlar ardımızı bırakmayacak. Güzel bir dünya, güzel bir Türkiye, insanların huzurla yaşadığı günler diliyoruz…

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Ağustos 2021 in Haberler

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,

SİNOP’TA SALEP ÜRETİMİ BAŞLADI

10.06.2021-Ayşe Yaşar SARIKAYA

2020 sonlarıydı, derneğimize email gönderildi. Sitenizdeki “20 eylül 2018″ tarihli söyleşiyi okudum. Lavanta, kekik, salep üretimi konusuna detaylı biçimde yer vermişsiniz. Bu konuda bize yardımcı olacak adreslere ulaşma konusunda sizden yardım alabilir miyiz” dedi, istekli bir girişimci.

Sevindim ve hemen cevapladım. Çünkü derneğimizin kuruluş amacı tam da buydu zaten. “Geleceğe Üretelim” ki toprağımız, havamız, suyumuz bozulmasın. Doğanın ekolojik dengesine bozucu değil, yapıcı katkılarda bulunalım.

Üretim konusundaki hassasiyetimiz sebebiyle akademisyenler, yerel üreticiler ve araştırmacılarla hep iletişim halinde olduk. Sitemizde de akademik çalışmalara sürekli yer veriyoruz. Girişimcilere ışık tutsun ve Sinop faydalansın diye.

Telefonlaştık, ilgili kurumlarla iletişime geçtik. Konu hakkında detaylı bilgiler öğrendik ve paylaştık. Serap GÖKGÖZ ve Serpil GÖKGÖZ, topraklarını değerlendirmek, çevrede model oluşturmak amacıyla kolları sıvayan iki kız kardeş. Kendileri ilgili kurumlarla ve işin uzmanlarıyla da görüştüler. 20 Mayıs 2021 tarihinde Gerze’de kendi tarlalarına salep ekmeyi başardılar. 50 metrekare alana, devletten %50 teşvik alarak işe başladılar.

Bu gün derneğimizde iki kardeş ile birlikte bir toplantı gerçekleştirdik. Yerel ürünler ve yerel gıda konusunda fikir alış verişinde bulunduk.

Türkiye’de ve Sinop’ta bu işleri yapan işletmelerin ve kuruluşların çalışmalarını masaya yatırdık. Sinoplu üreticiler ve girişimcilerle görüşmelerini sağladık.

Gökgöz kardeşlerin salep ektiği alan

İki kardeşe, girişimlerinde başarılar diliyoruz. Çalışan, üreten insanlarımız artsın. Toprağımızın kıymeti bilinsin. Teşekkürler Serap ve Serpil GÖKGÖZ…

 
Yorum yapın

Yazan: 10 Haziran 2021 in Haberler, sinop tarım

 

Etiketler: , , , , , , ,

PARA NELERİ SATIN ALAMAZ

26.04.2021-BİLKE

1- İÇ HUZUR

En iyi terapistlerden, yaşam koçlarından eğitim alabilirsiniz. Ama iç huzur asla bunlarla ilgili değildir. O kendinizi keşfetmek ile ilgilidir.

2- BİLGİ

Para kitap satın alabilir. Ama gerçek bilgi onu yaşamak ve deneyimlemek ile olur.

3- SAYGI

Çoğu lider, bilim adamı, sanatçı parasızdı ama saygındılar.

4- HAYALLER

Herkes hayallerini gerçekleştirecek şeyin para olduğunu düşünüyor. Ama para hayallerinizi gerçekleştirdikten sonra gelecek olan şeydir.

5- SAĞLIK

En iyi hastanelerde el üstünde tutulsanız bile yine de şifa bulamayabilirsiniz.

7- DOST

Para dalkavuklukta profesyonelleşmiş insanlar satın alır. Gerçek bir dost ise paranın alabileceği bir şey değildir.

8- AŞK

Aşk; bambaşka bir şeydir.

9- ZAMAN Para ile satın alınamayacak kadar kıymetlidir.

10- MUTLULUK

Eğlenceyi satın alabilirsin. Ama mutluluk ise gerçekte sizinle ilgilidir.😊Netten Alıntı

 
Yorum yapın

Yazan: 26 Nisan 2021 in Haberler

 

Etiketler: , , , , , , ,

MELEK KIRICI ŞİİRİ

10.03.2021-BİLKE

Sinop sever, şiir sever, yazmayı sever güzel bir Sinoplu ile buluşturuyoruz sizi. Melek Kırıcı, Edebiyat, Roman, Şiir kategorilerinde eserler yazmış Sinoplu bir yazardır. Başlıca kitapları alfabetik sırayla;

1-Mahkum Mahfuz,

2-Sinope,

3-Üçüncü Sinema

Melek Kırıcı kitapları; Cevahir Yayınları aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur.

Yazdığı şiiri, Sinop Cezaevi görüntüleri eşliğinde okuyan Melek KIRICI izliyor ve dinliyoruz

Kıbrıs’ta yaşayan Melek KIRICI’ ya çalışmalarında başarılar, hayatında mutluluklar diliyoruz. BİLKE


 
Yorum yapın

Yazan: 10 Mart 2021 in Haberler

 

Etiketler: , , ,

SUYUN HAFIZASI

02.03.2021-BİLKE

Su hayatın başlangıcıdır. İlk olması, sona kadar olacakların tamamını hafızasında sakladığına işaret eder mi bilmiyoruz. Şurası kesin ki, toprak hava su ve ateş canlıların varlık sebebidir. Önemli bir bilimsel çalışmayı paylaşalım:.

Fransız bilim adamı Dr. Jacques Benveniste, DNA hücrelerinin belli bir frekansta foton (ışık) yaydığını, farklı hücrelerin farklı frekansta titreştiğini, farklı titreşimdeki iki hücre yan yana geldiğinde yeni bir frekans oluşturup birlikte bu frekansta titreşmeye başladıklarını ve elektro manyetik dalgalar ile bir çağlayan yaratıp ışık hızında yolculuk ettiğini keşfetmiş. 1980’lerde başlattığı çalışmalarında suyun hafızası olduğunu anlamış. Suya bir madde ekleyerek bunu 1 milyon kez sulandırmış ve özel bir alet ile aşırı hızda karıştırarak o maddenin yok olacağını tahmin etmiş ama hala maddenin suda mevcut olduğunu görünce deneylere defalarca milyonlarca kez daha sulandırarak devam etmiş. Ancak ne kadar sulandırsa da suyun içine en başta eklenmiş olan maddenin yok olmadığını tespit etmiş. O zaman suyun yüklenen maddeyi bir şekilde hafızaya kaydettiğini anlamış. Bir başka deneyinde suya bir zehir yerine sadece zehirin frekansını yüklemiş ve aynen zehirin kendisi eklenmiş gibi içine koyulan sinekleri öldürdüğünü tespit etmiş.

Benvenistenin araştırmalarını şüphe ile karşılayan Queens Belfast üniversitesi Profesörü Madeleine Ennis Avrupa ülkelerinde yelpazelenen bir araştırma grubuna katılmış. Fransa, İtalya, Belçika ve Hollanda’dan oluşan ekip Profesör M. Roberfroid tarafından koordine edilmiş. Belçika Katolik Üniversitesinde, Benvenistenin kullandığı orijinal deneyin daha rafine edilmişini kullanarak, yapılan uygulamayla ilgili her dört laboratuardaki bilim adamları deney solüsyonlarının içinde ne olduğunu bilmeden çalışmışlar. Hatta tüplerin bazılarında sadece saf su varmış. Tüm deney bağımsız bir bilim adamı tarafından koordine ediliyormuş. Bu kişi tüm solüsyonları kodluyor ve bilgiyi topluyormuş ama deneylerde bil-fiil çalışmıyormuş, bu yüzden yalan ve dolana yer kalmamış. Yapılan tüm deneyler Benveniste’nin sonuçlarını desteklemiş. Benveniste buna karşılık “12 sene önceye, bizim başladığımız noktaya gittiler” demiş. Benveniste ayrıca “Biyokimyevi maddelerin yaydığı sinyal kaydedilip internet aracılığı ile dünyaya yayılabilir ve bu sinyal biyolojik hücreleri sanki gerçekte o madde varmış gibi etkileyip değişim yaratır” demiş.

Unutmayalım ki; insan bedeninin %85’i sudur. Düşüncelerimiz ve konuştuklarımız bedenimizdeki suya kaydedilir ve o kalitede yaşarız. Şeklimizi, sağlığımızı ve hayatımızı biz oluştururuz. Yaşam muhteşem bir enerjisel danstır, frekansların uyumu, birleşmesi, çatışması, iç içe geçmesi, aşağı-yukarı, sağa-sola, zıt yönlere dalgalanmasının dansı.

Masaru EMOTO
“İÇİNDE SU OLAN ŞİŞENİN ÜSTÜNE YAZILMIŞ VEYA SÖZEL SÖYLENMİŞ OLAN SÖZCÜKLER, DÜŞÜNCELER, SUYA ÇALINMIŞ OLAN MÜZİK VEYA OYNATILMIŞ FİLM İLE SUYUN YAPISAL ÖZELLİĞİ DEĞİŞİR.”

Yaratıcı Japon bilim adamı Emoto’nun çalışmasında somut kanıtlarla insanın titreşimsel enerjisinin, düşüncesinin, kelimelerin, fikir ve müziğin, hatta son yaptığı çalışmalarda suya oynatılan filmlerin dahi suyun moleküler yapısını etkilediğini ispat etmiştir. Su bu gezegendeki yaşamın kaynağıdır. Beden bir sünger gibidir ve hücre denilen, sıvı dolu trilyonlarca odacıktan oluşur. Yaşamımızın kalitesi sıvımızın kalitesi ile direk bağlantı halindedir. Su son derece uyumlu bir maddedir. Fiziksel şekli kolayca bulunduğu ortama adapte olur. Fakat değişen sadece fiziksel şekli değildir, moleküler şekli de değişir. Çevreden aldığı enerji veya titreşimler suyun moleküler şeklini değiştirir. Bu anlamda su sadece görsel olarak çevresel durumu yansıtmaz, aynı zamanda moleküler anlamda da yansıtır.
Bay Emoto görsel anlamda bu moleküler değişimi belgelemekte. Su damlacıklarını dondurup fotoğraf çekme kapasitesi olan bir karanlık alan mikroskobu altında inceliyor. Yapılan çalışmalar çevresel etkilerin suda yarattığı moleküler değişimi açıkça ortaya koymakta. Bay Emoto dünyanın değişik kaynaklarından alınan ve değişik durumlarda olan suyun kristalize şekillerinde birçok büyüleyici farklılıklar keşfetmiş. Akarsulardan ve kaynaklardan alınan su çok güzel geometrik şekilleri olan kristal desenler gösterirken, sanayi ve yerleşimin yoğun olduğu yerlerden alınmış kirli ve toksik su ile su borularında, depolarda bekletilen durgun su damıtılmış olsa bile kesin olarak şekilsel bozukluk ve rast gele oluşmuş kristal şekiller oluşturuyor.

 
Yorum yapın

Yazan: 02 Mart 2021 in Haberler

 

Etiketler: , , ,

ANALAR HER GÜNÜMÜZDE

10.05.2020 BİLKE

ANNELER GÜNÜ

Mayıs ayının 2. pazar günü simge olarak anılıyor ya, annelerin gününü  BİLKE olarak biz de kutlayalım dedik. Anneleri bir güne sığdırmak, bir tek gün anmak onlara haksızlık olur. Hepimiz doğumdan 4 yaşına kadar geçen sürede, hayat boyu öğreneceklerimizin neredeyse yarısını kazanıyoruz. Anne o dönemde hep çocuğun yanında, can cana, koyun koyunadır.

işte bir anne kızı lise son sınıf bu sene sınava girecek, yavruların yarısını almak kaydıyla birinin keçilerine bakıyor eşiyle

Büyüdüğümüzde, ne kadar güzel yemek yesek de anne yemeği ayrı bir tattır belleğimizde. Biz aslında o tadın içinde çocukluk anlarımızı buluruz. O günlere ait bir eşya, bir nesne gördüğümüzde, çocukluğumuz kokar burnumuzda buram, buram. Bu duygu büyük olasılıkla, büyümenin getirdiği hayat yükü ve sorumluluklardan uzak, çocukluğun içine sığınmak, orada kendini güvende hissetmektir. Anne kokusu, anne sıcaklığı ile güven günlerine sığınmak.

Dünyada her şey değişmekte olsa da, annelik duygusu değişmiyor. Olumsuz örnekler olsa da, anne her zamanda çocuğunu kendinden önce düşünüyor. Doğada hayvanlarda da bu örnekler yaşamaktadır. Her birimiz, kedi ve köpeklerin yavrularını korumak kollamak için yaptığı fedakarlıklara tanık olmuşuzdur. “Cennet anaların ayağı altındadır”.

Biz yaşlı biri de olsak, ana duygusu içimizi saran güçlü bir enerjidir. Hücrelerimizin içinden hareketlenir ve içimizi dışımızı sarar. Tüm annelerimizin ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.

BİLKE…BİLKE…BİLKE…BİLKE

 

 

 

 
Yorum yapın

Yazan: 10 Mayıs 2020 in Haberler

 

Etiketler: , , ,

SİNOP’TA SALGIN HASTALIKLAR

Prof.Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU- KİTAP TANITIMI

24 MART 2020-BİLKE

Covid -19 Corona Virüsü tüm dünyanın gündemini meşgul ederken, Sinop’ta yaşanmış eski salgın hastalıklarla ilgili bir kitabı size tanıtmak istiyoruz. Hepimizin bildiği gibi salgın hastalıklar ne ülke dinliyor, ne de sınır tanıyor. Toplum olarak ne kadar duyarlı ve kurallara uyumlu davranırsak bu tehlikeyi atlatmayı umut ediyoruz. Bizim bilinçsel belleğimizde İMECE KÜLTÜRÜ kayıtlıdır. Zorluklarda hemen organize olma ve problemi aşma yeteneğimizi bu olayda da mutlaka göstereceğiz. El ele hep birlikte, kısa sürede aşalım istiyoruz.

Sinop eski tarihlerde salgın hastalıklarla nasıl mücadele etmiş? Bu sorunun cevabını, “Sinop  Zeytin  Projesi ” ekibinin başkanı Sayın Prof.Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU’nun kitabında buluyoruz. Fotoğrafta Sinop Frengi Hastanesini görüyoruz.

Kitapta önemli bilgilere ulaşacağınıza eminim, bizimle paylaştığı için hocamıza çok teşekkür ediyoruz. Kitabın bazı sayfalarına birlikte göz atalım:

 

 

 

 

KİTAP KAPAĞI

Yaşar SARIKAYA-BİLKE

 
Yorum yapın

Yazan: 24 Mart 2020 in Haberler

 

Etiketler: , , , , ,

2020 BİLKE YILIN KADINI

08 MART 2020-BİLKE

Değersizleştirilen, saçı uzun aklı kısa denilen, kadın kısmı- kız kısmı diyerek küçük görülen, hatta bazen toplumun en adi sınıfı diye nitelendirilen “HAYATIN YÜKÜNÜ ÇEKEN KADINLARIMIZ”.

BİLKE 2020 YILIN KADINI kim oldu?

O,hiç kimsesi olmadan yoklar arasında tek başına mücadele eden, iki kızını yetiştirip okutan, birini meslek sahibi yapan emekçi bir anne. Farklı işlerde çalışarak yıllarca evinin geçimini sağlamış, şimdi bir temizlik şirketinde çalışıyor. BİLKE, onurlu ve çalışkan, çocuklarının geleceği için çırpınan Sayın “Azime CIVRAZ’ı” 2020 yılın kadını seçti.Sayfalara sığamayacak kadar dolu bir yaşam öyküsü var ardında. Emekse emek, yokluksa yokluk, kimsesizlik de cabası. O, başımızın tacı, çalışkan kadınlarımızdan.  Kendisine gelecekte çocukları ile birlikte mutlu, sağlıklı günler diliyoruz.

Yılın Kadını Azime Cıvraz hediyelerini alırken 

Nazım’ın dediği gibi “soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlar” dizeleri Anadoluyu, yalın gerçeği ile gözler önüne seriveriyor. Kimi zaman satılan mal, kimi zaman çocuklar arasında sayılmayan fazlalık, kimi zaman utanılacak bir yaratık. Sevilir sevgili olur, eş olur ana olur ama hep bir çizgi vardır önünde, onu kesinlikle geçmemelidir. O soyut çizgileri kim icat etmişse, geçmek sanki i büyük yanlış, çirkin bir isyandır. Çünkü kadın kadınlığını bilmelidir.

Bu gün, haklarının çoğunu almış olan kadınlar, toplumda eşit statü kazanmak için çok mücadele vermiştir, verecektir de. Akıl boyutunda varlığını ispat etmiş, edecektir de. Tüm çalışkan üretken emekçi kadınlarımıza saygıyla… BİLKE

 
Yorum yapın

Yazan: 08 Mart 2020 in Haberler

 

Etiketler: , , , ,